Oksidentalism versus Orientalism
Dr. Özcan HIDIR
Batı bilimi ya da garbiyatçılık olarak Türkçe’ye çevrilebilecek olan “oksidentalizm”, kavramını Arapça’dan aktarılarak dilimizde de kullanılan garbiyatçılık ve istiğrab terimleri karşılar. Bu itibarla bu ilimle ilgilenenler de müsteșrikin karşıt anlamlısı olarak müstağrip diye nitelenir. “İnanç-ibâdet, örf-âdet, tarih, coğrafya, iktisat, siyâset ve sosyo-kültürel olmak üzere bütün yönleriyle Batı’yı araştıran ilim dalı” veya “Doğu’nun Batı’yı edebî, entelektüel-akademik yazının konusu haline getirme çabası” olarak tarif edilebilecek olan oksidentalizm, oryantalizm kadar kullanım yaygınlığına ve alanına sahip değildir. Hatta oksidentalizmi -şimdilik- müstakil bir ilmî disiplin olarak görmek bile mümkün değildir.
Tesbit edebildiğimiz kadarıyla müstağrip (oksidentalist) tabiri, Türkiye’de ilk kez, Cemil Meriç tarafından kullanılmıştır.’ Oksidentalizmin tarifini yapmasa da oksidentalistik çalışmalara olan ihtiyacı, Alman şarkiyatçı Rudi Paret de gündeme getirmiştir. Paret, İslâm dünyasının, Batı’yı tanımaya ve anlamaya yönelik ciddi çalışmalar ortaya koymasının, “Batı Araştırmaları” veya “Garbiyyat Araştırmaları (Occidental studies)” ismi
altında enstitülerin kurulmasının gereğine işaret etmiştir.? “Oksidentalizm” terimini ilk kullanan şarkiyatçı olan Rudi Paret, ayrıca 1957 yılında Lahor’da yapılan İslâm ile ilgili uluslararası bir toplantıda Muhammed Rehber adlı bir tebliğcinin, oksidentalistik çalışmalar yapacak enstitüler açılması yönünde görüş bildirdiğini ancak şiddetli bir muhalefetle karşılaştığından söz eder.
Oksidentalizm konusu, bir ilmî disiplin olarak etraflıca ilk defa, Mukaddimetün fî ilmi’l-
istiğrâb=0ksidentalizm İlmine Giriş adlı eseriyle Mısırlı Hasan Hanefî tarafından ele alınmıştır. 0nun bu eserinden sonra oksidentalizm (ilmu’l-istiğrâb) İslâm dünyasında bir kavram olarak kullanılmaya başlanmıştır. Hanefi, Doğu’nun Batı’yı araştırılacak bir “obje” olarak değil de bir öğretmen olarak gördüğü müddetçe mevcut “geri kalmışlık algılayışı”nın devam edeceğini ve Doğu’nun Batı’yı bir “fareyi taboratuvarda inceleyen ilim adamı” misali araştırma konusu edinmesinin zamanının geldiğini belirterek, oksidentalizm ile, Batı’yı akademik ve entelektüel olarak tahlil etme ve araştırmayı kastettiğini göstermiştir. Hanefi’ye göre Batı düşüncesinin ikisi açıklanmış ikisi de gizlenmiş dört temel kaynağı vardır. Açıklananlar, Yunan-Latin kaynağı ile Yahudi-Hıristiyan kaynağı, açıklanmayanlar ise İslâm’ı da kapsayan Eski Doğu kaynağı ile Avrupa’daki diğer kültürel çevredir. Batı bu son iki kaynağı açıklamamaktadır.
Makalenin tamamını okumak için tıklayınız
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024