Ana Sayfa / Yazarlar / Ölüm Üzerine

Ölüm Üzerine

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ölüm Acısı

Ölüm herkese aynı şekilde gelmeyecek. Ölüm acısı da herkes için aynı olmayacak. Ölürken insanın çekeceği acı üç yüz kılıç darbesi kadardır.
Salihlerin ruhunu alan melek başkadır, facirlerin ruhunu alan melek başkadır. Kur’an’da bu hakikat şöyle zikrediliyor: “Andolsun (kafirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara ve (mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara. (Naziat: 1.- 2.)
Kafirlerin ölümü Kur’an’da şu ayetle bildirilir: “Melekler, o kafirlerin yüzlerine ve sırtlarına vura vura ve: “Tadın bakalım cehennem azabını!” diyerek canlarını alırken hallerini bir görmeliydin.” (Enfal: 50.)
Bir başka ayette, takva ehlinin canını meleklerin güzellikle alacağı bildiriliyor.
“Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarını güzellikle alırken: “Selam size, yaptıklarınıza karşılık olarak girin cennete.” derler.” (Nahl: 32.)
Ne mutlu takva ehline! Onların hayatları da güzel ölümleri de. Sadece günahları terk etmek sana neler kazandıracak.

Ölüm

Ayaklardan başlar ölüm
Soğukluk önce ayaklarda belirir
Sen iki kaşının arasında beklerken
Sana en uzak canın ayaklardan çekilir.

Gelir yukarı doğru,
Ta göğsüne kadar
Ta kaşına kadar
Sana yaklaşır ölüm
Abdullah Öztürk

Ölünce Allah’a Kavuşmak

Ölümle imtihan nihayet bulur. Film biter. Defter kapanır. Senaryo sonlanır. Artık gayb alemi insanın gözlerinin önüne serilir. Her şey ona ayan olur. Pişmanlıkta bu zamandan sonra başlar. Eyvahlar, esefler, ağlamalar ile kaybetmişliğin hüznü yoğun bir şekilde bu zamanda hissedilir. Artık yapacak bir şey kalmamıştır. Her şeyin bittiği andır bu!

Ölenin arkasından bazıları şöyle der: “Allah’a kavuştu.” Halbuki ölümle başlayan bir süreç var. Cennete gitmeden, hesabı vermeden, sıratı geçmeden nasıl kavuşulur?
Bir memlekete giden o yerin sultanı ile görüşmüyor. Ölüp de kabre giren meleklerle karşılaşır. Berzah alemine girer. Kendisine gösterilen yere yerleşir veya yerleştirilir. Kıyametin kopmasını bekler. Kıyamet koptuktan sonra Cenab-ı Hak her insanı tek tek hesaba çeker. İnsanlar ayak parmaklarının ucunda beklerler. Hesabı görülene kadar bir yere kıpırdamaları mümkün olmaz. Allah’a kavuşmak ise bütün bu badirelerden sonra güzelce hesap verenler için mümkün olur. Cennet saraylarından cemalullahı müşahede ederler. Rablerinin güzelliğini seyrederler, O’nun feyizli, huşulu sohbetinde huzur bulurlar.
Önümüzdeki günlerde bizi nelerin beklediği ve hesabı nasıl vereceğimiz hadis-i şeriflerde bildiriliyor:

*Ebu Berze El- Eslemi’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bir kula;
Ömrünü nerede tükettiği,
İlmini nerede kullandığı,
Malını nerede kazanıp nereye harcadığı ve
Cismini nerede yıprattığı, sorulmadıkça onun ayakları ayrılamaz.” (Tirmizi- Kıyamet 4. Cilt, 228. Sh.)

*Ömrünü nerede harcadığı
Gençliğini nerede harcadığı
Malını nereden kazandığı
İlmi ile ne yaptığı
Sorulmadıkça kıyamet gününde ayakları kaymayacaktır. (İ. Abidin 1. Cilt, 50. Sh.)

Ölümü Hatırlamak

*Rasulullah (s.a.v.) sordu:
—Ölümü çokça anar mıydı?
Hayır dediler.
—Nefsinin isteklerinin çoğunu terk eder miydi?
Hayır dediler.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
—Arkadaşınız sizin övdüğünüz mevkiye ulaşmış değildir. (İsnadı hasendir.) (Taberani- Kebir) (Mecma’uz- Zevaid Heysemi 18. Cilt, 225. Sh.- Hadis No: 18206.)

*Bu hakikati çok iyi bilen Ömer (r.a.), ücretle adam tutar. Her gün, “Ölüm var! Ya Ömer.” dedirtir. Sakalında ve saçındaki beyaz kılları farkedene kadar.
Yine bir gün Cabir bin Abdullah’a şöyle der: “Canının her istediğini alman sana israf olarak yeter.”

Kabirde Sual

Kabirde Rabb’in kim diye sorulacak. Senin Rabb’in kim? Sen kimi Rab edindin? diye sorulacak. İlah’ın kim diye değil.
O halde Kabirde Rabb’in kim sorusuna nasıl cevap vereceğiz?
Seni kim terbiye etti ise onun ismini söyleyeceksin. Spor, müzik, dans, bale, moda, siyaset, felsefe diyeceksin. Dünyada Rabb’im Allah diyen ve dosdoğru olan kimse, kabirde de Rabb’im, Allah diyecektir.

Rabb’im, Allah deyip sonra dosdoğru olmak demek, okuyarak değil, konuşarak değil, Rabb’im Allah demenin neticesinde gereğini yaparak ve yaşayarak dosdoğru olmaktır. Bunun için hayatımızı İslam’a göre şekillendirmemiz gerekir. Amellerimizle yaşar, amellerimizle ölür, amellerimizle diriliriz.

Kabir Ahvali

Mü’minin eceli geldiğinde, rahmet melekleri beyaz ipek kumaş getirirler. “Ey temiz ruh, kavuşmak üzere çık.” derler. En güzel misk kokusu gibi çıkar. Melekler onu gökyüzünün kapısına kadar getirirler.
Mü’minlerin ruhları onun gelmesi ile sevinirler ve dünyadaki tanıdıklarını sorarlar:
—Filan ne yapıyor?
—O ölmüştü, size gelmedi mi?
—“O cehenneme (haviye) götürüldü.” diye cevab verirler.
Melekler der ki:
—Onu kendi haline bırakın, dinlensin, üzerinde dünya yorgunluğu ve sıkıntısı var.
Kafire gelince, ona da azab melekleri gelir ve:
—“Allah’ın azabını, gazabını tatmak için çık.” derler.
Ruhu leş kokusu gibi kokarak çıkar. Melekler tarafından yeryüzü kapısına götürülür. (en aşağı dereceye indirilir.)
(bkz. İbn Hibban- Sahih) (Tergib ve Terhib 7. Cilt, 73. Sh.)

(Cevher İnci Altın)

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

2 Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun hocam, Rabbim azapsız hesapsız Cennetini nasip etsin, hepimize inşaallah

  2. avatar

    Allah razı olsun abim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Osmanlı’da Ramazan Tenbihnâmeleri

Prof. Dr. Nesimi YAZICI Ankara Ü. İlâhiyat Fakültesi Konuyla ilgili daha kısa bir makale için …

Kapat