On Altı Yakîn Vardır

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

YAKÎN

Muhammed Emin Er Hocaefendi

Yakîn; dinen zorunlu olarak veya kat’î bir delil yahut ümmetin hüsn-ü kabul gösterdiği haber-i vahid yoluyla bilinen şeylerdir. Temelde 16 yakîn vardır. Bunların beş tanesi tevhidle, yani kelime-i şehâdetle ilgilidir:

1-Allah Teala’nın dışında gerçek manada mabud, yaratıcı, kemâl sıfatlarını hâiz ve her türlü noksanlıktan uzak hiçbir varlık olmadığına inanmandır.

2-Allah Teâlâ’nın her şeye sebepler yoluyla güç yetirebildiği gibi sebepsiz olarak da güç yetirebildiğine; O’nun dışındakilerin ise sebepsiz zaten güç yetiremeyeceği gibi –Allah’ın (c.c.) iradesi olmaksızın-sebeplerle bile hiçbir şey yapamayacağına inanmandır. Meselâ Allah Teâlâ, bir hastaya ilaçsız da olsa şifa verebilirken, başkası Allah’ın iradesi olmaksızın ilaç bile kullansa hastayı iyileştiremez.

3-Ümmî peygamber Hz. Muhammed’in (s.a.v.), Allah’ın Resûlü, peygamberlerin sonuncusu, tüm insanların en hayırlısı olduğuna ve âlemlere rahmet olarak hidayet ve hak dinle gönderildiğine inanmandır.

4-O’nun (Resûl-i Ekrem [s.a.v]) şeriatının, kendinden önceki tüm şeriatlerin hükmünü ortadan kaldırdığına, her zaman ve mekanda yeterli olduğuna ve kıyamete kadar baki kalacağına inanmandır.

5-Her türlü kurtuluş, başarı, dünya ve ahiret saadetinin O’na (s.a.v.) bağlılıkta; her türlü zarar, kayıp ve perişanlığın O’na (s.a.v) muhalefette olduğuna inanmandır.

Altısı ise imanın rükünleriyle ilgilidir:

1-Allah Teala’nın varlığının zorunlu; isim ve sıfatlarıyla ezelî olduğuna inanmandır. Mesela, ‘hayat’ gibi zatî sıfatlar, ‘kıyâm binefsihi’ gibi celâlî sıfatlar; in’âm’ (nimet vermek), ‘ihyâ’ (ölüleri diriltme) ve ‘imâte’ (dirileri öldürme) ve bunların zıddı olan ‘is’âd’ (sevindirme, mutlu etme) ve ‘işkâ’ (bedbaht etmek) gibi Allah’ın hakkında caiz sayılan sıfatlar da böyledir.

2-Allah Teala’nın meleklerinin varlığına, masum olduklarına ve Yüce Allah’a (c.c.) bıkıp usanmaksızın daima boyun eğdiklerine ve ayrıca yeryüzündeki müminler için af dilediklerine inanmandır.

3-Peygamberlere indirilmiş olan Tevrat, Zebur, İncil, Kur’ân gibi kutsal kitapların ve diğer sahifelerin (suhuf) bulunduğuna kesin olarak inanmandır.

4-Babamız Âdem’den (a.s.) Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) kadar gelmiş geçmiş bütün peygamberlere; onların dosdoğru, emin, zeki, her türlü günahtan korunmuş (masum) olduklarına ve emrolundukları şeyi kusursuz bir biçimde tebliğ ettiklerine kesinkes inanmandır.

5-Ahiret gününe ve o güne dair ne varsa ( Kabirde meleklerin sorgusu ve oradaki azap veya nimete, bedenlerin haşredileceğine, şefaate, havz-ı kevsere, amel defterlerinin okunacağına, mizana, hesaba, kısasa, sırata, cennete ve onun içindeki huri, gılman (delikanlı), Allah’ı görme gibi nimetlerin varlığına) inanmandır.

6-Hayır ve şerriyle kaderin varlığına inanmandır. Yani hayır ve şerrin her ikisi de Allah’tandır. Ne var ki hayır, Allah’ın emri ve rızası gereği iken, şerde Allah’ın emri olmadığı gibi rızası da yoktur. Fakat her ikisi de O’nun ilmi, iradesi ve levh-i mahfuz’a kaydettiği “Amel ediniz, zira herkes yaratıldığı şeye muvaffak kılınacaktır” yazgısıyla gerçekleşir. Amel etmek, yakîn ve mutluluğun işaretidir. Amel etmemek ise her ikisinin yokluğuna alamettir.

Beş tanesi de ahkâmla ilgilidir:

1-Kesin olarak yapılması istenen fiillerin farz olduğuna inanmandır. Kelime-i şehâdet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Kabe’yi haccetmek gibi.

2-İşlenmesi kesin bir şekilde istenmeyen fiillerin de mendûb olduğuna inanmandır. Sünen-i râtibe (farz namazların önündeki veya sonundaki sünnetler), Duha, Evvabîn ve teheccüd gibi namazlar.

3-Yapılmaması kesinlikle istenen fiillerin haram olduğuna inanmandır. Riya (ikiyüzlülük), hased ve ayıp yerlerini açmak gibi.

4-İşlenmesi hakkında kesin bir yasak bulunmayan fiillerin mekrûh olduğuna inanmandır. Bir yaratılmışa selam vermek yerine hürmetle eğilmek, güneşin doğuş ve batış anlarında namaz kılmak gibi.

5-Yapıp-yapmama konusunda insanların serbest bırakıldığı fiillerin mubah olduğuna inanmandır. Dayı veya teyze oğluyla evlenmek, ihramdan çıktıktan sonra avlanmak ve Cuma namazını kıldıktan sonra alış-veriş yapmak gibi.

cevaplar.org

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Leyle-i Berat Hakkında (Âyet, Hadis, Risale-i Nur)

BERAT: Nişan, rütbe ve imtiyaz için verilen resmî belge, kurtuluş. Sitemizde Berat Gecesi ile İlgili yazılar …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
‘Araplar bizi neden arkadan vurmuştu’?

“11 Haziran 1916 Cumartesi günü sabah saat üçbuçukta Mekke’deki kışlalara ve Hamidiye Hükümet Konağı’na karşı …

Kapat