Ana Sayfa / Yazarlar / Ordudaki Faşist Yapılanmaya ve FETÖ Fitnesine Çareler / Vehbi KARA

Ordudaki Faşist Yapılanmaya ve FETÖ Fitnesine Çareler / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ordudaki Faşist Yapılanmaya ve FETÖ Fitnesine Çareler

Türkiye’de askeri darbelere zemin hazırlamak için devamlı darbelere hazırlık yapılır. Nerdeyse her 10 yılda bir düzenli olarak darbelere maruz kalıyoruz. Kamalist, faşist ve ABD’ye köle olmuş bir zihniyet bu ahlaksız yapının en önemli müsebbipleridir.

Dünyada ideolojik gerekçelerle bu kadar çok kişiyi ihraç eden başka bir ordu da yoktur ha. Allah’tan korktuğu için dinine sarılan askerlerin neredeyse tamamı ordudan atılmıştır. Yetmedi FETÖ denilen fitne örgütü namaz kılmayı, oruç tutmayı ve dinin gerektirdiği emir ve yasakları engellemeyi kendine bir borç görmüş faşist generaller sayesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde semirtilip büyütülmüştür.

Bu orduda  sayısı binlerle ifade edilen asker mağdur edilmiştir. İşin kötüsü bu mağduriyetlere çözüm bulması gereken hükümet üzerine düşen vazifeleri yerine getirmemektedir. Bu yazılarla belki sorumluların aklı başına gelir ve çareler üretirler. Ne diyelim başka…

Darbelerin ve hıyanetlerin üst üste bindiği, çok sayıda zarar görmüş ismin var olduğu bir askeri kurumumuz var.  15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cülerin ordudan attıklarının geri dönüş yolu üzerine konuşulması gerekiyor.

Asıl ihraçlar 28 Şubat döneminde başlayıp günümüze kadar gelmiştir. Askeriyenin kılcal damarlarına sızmış FETÖ’nün ihraç ettiği askerlerle ilgili olarak basında yer alan çok sayıda makale var fakat bu yazılarla ilgili olarak ya hiçbir işlem yapılmıyor ya da eğer yapılıyor ise çok yavaş ilerliyor.

28 Şubat’ta TSK’dan ihraç edilenler denince 1993-2002 arasıkastedilmektedir. Bu sürede YAŞ kararlarıyla atılanların sayısı 1600’ün biraz üzerindedir. Bende bunların arasındayım. O dönemde TSK’da daha önce de olan başörtüsü ve dini sembol karşıtlığı tavan yapmış gözün üstünde kaşın var misali eşi üzerinde başörtüsü bulunan binlerce insan ordudan atılmıştı. 1993’te her personele tayin formu doldurma zorunluluğu getirilmiş ve eş ve çocukların fotoğrafları istenmeye başlanmıştı. Başörtüsü ve dindar asker avcılığı net bir şekilde bu yolla yapılıyordu.

Feto’culara Gülen’den gizlenme talimatı her zaman veriliyordu. Amaç için her yolu mubah gören bu fitne örgütü lideri, içki içmeye ve eşlerinin başlarını açmaya başlamış FETÖ mensuplarına bunu yapmaları için baskı yapıyordu. Talimatlarına uymayan askerlerin “irtica” suçlaması ile ordudan atılmasında Feto’nun önemli bir rolü vardı. Bu sayeden bir taşla iki kuş vuruyor, hem Allah’ın emirlerini tağyir edip yani değiştirip hem de “bak bizi de mağdur ettiler” diyerek iki yüzlü bir tutum sergiliyorlardı. Emir dinlemeyen Feto’culara bizzat Feto’dan tokat geliyordu. Bu hain dine ve dindarlara bu derece kast etmiş fitnecilikte kıyamete kadar unutulmayacak işlere imzasını atmıştı.

Faşist generaller taviz verip eşinin başını açan veya içki içenlere “doğru yolu buldun’ anlamında takdirname vermeye başlamıştı. Kendilerini gizlemeyen, eşleri başörtülü, gümüş yüzük takan, namaz kılan ordu mensupları ihraç edilirken Gülenciler ortama uyum sağlayarak takdir ve teşekkürlere boğulmuşlardı.

2002’de Ak Parti iktidara geldikten sonra YAŞ’ta ihraç kararlarıyla ilgili önce Başbakan Abdullah Gül, sonra da Başbakan Tayyip Erdoğan şerh koymaya başlamıştı. Bunun üzerine YAŞ kararıyla ihraç edilmeler azalmış bir yerden sonra da durmuştu. Fakat bu kez de ikili ya da üçlü kararnameyle ihraç yoluna gitmişler ve bu 2013’e kadar sürmüştü. 2013’e kadar nasıl sürdüğünü 15 Temmuz’da ortaya çıkan tablodan anlayabiliriz, Bu konuda mesuliyet büyüktür ve altına imza atılan fenalıklara çözüm de imza sahiplerine aittir.

İkili ya da üçlü kararnameyle ihraç edilenlerin sayısı 3500 civarındadır. Gerçi bu sayının içinde 28 Şubat zihniyetiyle atılan da var, solculuktan atılan da. Lakin çok büyük çoğunluğu dindar askerlerdir.

Şimdi önümüzde iki başlık mevcuttur, birincisi YAŞ ile atılanlar ki ben bu grup içindeyim. Bunlarla ilgili olarak 2011 yılında 6191 sayılı kanun çıkarıldı ve kamuya geri dönüşlerinin yolu açıldı. Fakat askeri birliklere numune olsun bir tane dahi eski asker alınmadı. İşte bu konuda Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı bir çalışma yapmalı profesyonel mevcudunun yarısını kaybeden ordumuza bu askerlerden yararlanması için talimat verilmelidir. Bu din, vatan ve millet adına bir vazifedir, borçtur.

Kamu kurumlarına geri dönenlere emsal üzerinden emekli olmak, kimlik kartı ve silah hakkı geri verildi. Fakat geçmişe dönük bir maaş ya da tazminat ödemesi yapılmadı. Hâlbuki kamuda geri dönüldüğünde aradaki sürede çalışmış sayılır. Burada rütbeler aradaki dönemde çalışmış gibi yükseltildi fakat zırnık dahi olsa bir kuruş verilmedi mağdur askerlere tazminat çok görüldü.

Kararnameyle atılan 3500 kişiyle ilgili durum ise çok fecidir. Bunlardan kamuya dönen olmadığı gibi kararnameyle atıldıkları için güya yargı yolu açık görünüyordu. Fakat askeri mahkemeler acımasızca hepsini haksız görerek faşist darbecilerin suçlarına ortak oldular. Bunların çoğu nasıl ihraç edildiklerini bilmedikleri için yargıya dahi başvurmamışlardı. Sonradan hakları aide edilmediğini görünce nasıl atıldıklarını o zaman anladılar ve halen bu ayıp devam etmektedir.

Kısacası, burada iki mesele var: Biri kararnameyle atılanları inceleyip geri dönüşlerin yolunu açmak ikincisi YAŞ’la atılıp geri gelenlerin hem maddi kayıplarını telafi etmek hem de bir ‘onur iadesi’ yapmak. Zira aradan geçen yıllar içinde ‘Ordudan atıldı’ lekesinin ağırlığı altında yaşadılar, şimdi haklı olarak kendilerinden özür dilenmesini istiyorlar.

Sağlıklı, bütün toplumu kucaklayan, tek tipçi vesayetçi ideolojinin esiri olmamış bir ordu istiyorsak bu hususları dikkate almak da FETÖ ile mücadele kadar önemlidir, vesselam

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri Günümüzün hayat hızı ve anlayış tarzının getirdiği şeyler İslam’ın evrensel …

Önceki yazıyı okuyun:
Zalimlerin satranç oyunlarına bakmakla vazife-i kudsiyelerine fütur vermemek

Zâlimlerin satranç oyunlarına bakmakla vazife-i kudsiyelerine fütur vermemek (Çok ehemmiyetlidir.) Aziz, sıddık kardeşlerim! Bugünlerde gayet …

Kapat