Organ bağışı câiz midir?
Risale-i Nur’un bu konuya bakışı nasıldır?
Doğrudan açık bir görüş olmamakla beraber;
Risale-i Nur’da geçen şu ifadeler dikkat çekmektedir;
“Mülkün mâliki, mülkünde dilediği gibi tasarruf eder.” (Lem’alar)
“Ben kendime mâlik değilim. Ancak mâlikim kâinatın mâlikidir.
Hem insanın vücudu ve cesedi bile onun değildir!…
Çünkü kendisinin eser-i san’atı değildir!..
O vücudu yolda bulmuş, lakîta olarak temellük de etmiş değildir…
Kıymeti olmayan şeylerden olduğu için, yere atılmış da insan almış değildir…
Ancak, o vücut, hâvi olduğu garib san’at, acip nakışların şehadetiyle, bir Sâni-i Hakîmin dest-i kudretinden çıkmış kıymettar bir hane olup, insan o hanede emaneten oturur.
O vücutta yapılan binlerce tasarrufattan, ancak bir tane insana aittir…..
Ve keza, insanın elindeki ihtiyar pek dardır… Senin hanen hükmünde bulunan cesedin bile emanettir!..” (Mesnevi-i Nuriye)
“Sonra, yemin olsun ki, o gün (size verilen) her nimetten sorulacaksınız!..” (Tekâsur,8)
“Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.” (Yasin,65)
“Ölünün kemiğini kırmak, diri iken kemiğini kırmak gibidir”
Mealinde ki hadisi (Ebu Davud, “Cenaiz”, 60; el Muvatta’, “Cenaiz”, 45),
cismanî haşir ve organların şahitliği inancını,
hilkati (asli yaratılış) bozmanın caiz olmaması ilkesini gerekçe göstermektedir.
Elhâsıl;
Bu konuda her ne kadar farklı görüşler varsa da; bütün şahsi ve içtimai içtihat ve kıyaslar,
işin MUKTAZİ olan hükmüne göre netice bulur!..
“Bir muhabbet, bir iştiyak, bir lezzet vardır ki, hararetle o vazifeyi yaptırıyor ki, ona “dâi ve muktazî” tabir edilir.” (18. Mektup)
“MUKTAZİ”dan maksat ise; “
…ölen açık bir delille ölsün, yaşayan da açık bir delille yaşasın.” (Enfâl-42) Hükmü celilesince,
içtihat ve kıyası geçerli kılan, delil ve hüccet olan bir hükme bağlanmasıdır!..
- Hayranlıkla Dinlediler ve İtaat Ettiler!.. - 18 Eylül 2024
- ‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ - 14 Eylül 2024
- Eğer Allah Dileseydi Ne (biz) Şirk Koşardık, Ne de Atalarımız!..” - 11 Eylül 2024
- “Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !” - 10 Eylül 2024
- Şehadette Niçin Hem Abduhu Hem Rasûluhü Diyoruz? - 2 Eylül 2024
- İttihad-ı İslâm’ı Israrla Önemsememek… - 30 Ağustos 2024
- Allah’ın Lûtfu ve Rahmetiyle, Ferahlasınlar… - 27 Ağustos 2024
- Sırf Allah ve Resûlü, Fazlından Kendilerini Zengin Etti Diye İntikam Almaya Kalktılar - 18 Ağustos 2024
- “Kader Bizi Böyle Bağlamış…” - 9 Ağustos 2024
- “Bir de Takvâ Elbisesi ki…” - 3 Ağustos 2024