K Ü R S Ü Yunus MÜREBBİ |
OSMANLICA SEVDALILARI…
Dün akşam, Halk Eğitim Merkezi’nde bir sertifika töreni vardı…
Osmanlı Türkçesi Kursu Sertifika töreni…
Milli Eğitim Bakanlığı ile Hayrat Vakfı’nın düzenlemiş olduğu protokol çerçevesinde Türkiye’ nin dört bir yanında açılan Osmanlı Türkçesi kurslarından nasibini alan Kastamonu’da, atasının, dedesinin yazdığı dili öğrenmek isteyen 80 kadar kursiyerin başarı ile tamamladıkları kursların ardından sertifikalarını aldıkları programa;
Kastamonu Valisi, Kastamonu Üniversitesi Rektörü, Kastamonu Belediye Başkanı Vekili, Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü ve birçok bürokratın iştirak etmesi, kursiyerler farkında olmasa da OSMANLICA’ya verilen değerin ve ehemmiyetin de göstergesiydi aslında…
Bu arada Hayrat Vakfı’na da böylesine hayırlı ve ülkemizin geleceği için önemli bir projeye imza attıkları için ne kadar teşekkür etsek azdır…
Protokol konuşmalarının ardından kursiyerlere sertifikaları verildi. Ve Osmanlıca sevdalısı 80 yürek adına, bir kursiyer söz aldı. Şahsı adına değil, tüm kursiyeler adına konuştu. Hatta tüm Türkiye adına…
O kursiyer şunları söyledi:
Neden Osmanlıca Kursu?
Bir İngiliz (Shakespeare) Şekspir’in el yazısıyla yazmış olduğu mektuplarını, bir Alman (Goethe) Göte’nin el yazısıyla yazmış olduğu şiirlerini nasıl rahatlıkla okuyabiliyorsa; ben de Milli Şairimin, Mehmet Akif’in el yazısıyla yazdığı yazıyı okuyabilmek için buradayım…
Neden Osmanlıca Kursu?
Prof. Dr. Mehmet Çiftçi Hoca’nın çok sevdiğim bir sözü vardır: “ Dünyada kendi dedesinin mezar taşını okuyamayan tek millet biziz!” Ben dedemin mezar taşını okuyabilmek için buradayım…
Neden Osmanlıca Kursu?
Tarihini yazamayan toplumların tarihini başkaları yazar. Tarihi yazan talihi de belirler. Kendi tarihimi ecdadımın dilinden öğrenmek ve geleceğimi geçmişin ışığıyla aydınlatabilmek için buradayım…
Ve kursiyerle adına söz alan kişi konuşmasının sonunda şunu ekledi:
Osmanlıca Kurslarının 3. ve 4. kurları da en kısa zamanda açılmalı… Ve bu kurslara iştirak eden kişiler boş bırakılmamalı. Açıksöz Gazetesi, Kastamonu Vilayet Gazetesi, Salnameler ve diğer Osmanlıca belgelerimiz bu kursiyelerden oluşturulacak bir ekip tarafından günümüz Türkçesine çevrilmeli.
Doğru söze ne denir?
Hatta ben daha da ileri götüreyim olayı:
Kastamonu Üniversitesi bünyesinde ve Fen – Edebiyat Tarih Bölümü koordinatörlüğünde bu kursiyerlerden bir çalışma grubu oluşturulmalı. Kastamonu İl Halk Kütüphanesinde ve Yazma Eserler Kütüphanesinde Osmanlıca ne kadar belge ve kaynak varsa ele alınmalı…
Yeter mi?
Yetmez bence…
İstanbul’da, Ankara’da, Eskişehir’de ve daha nerede varsa; Kastamonu ile ilgili Osmanlıca kaynaklar Üniversitemiz akademisyenleri tarafından tespit edilip bu kursiyerlerin önüne yığılmalı.
Aldıkları sertifikaların hakkını eminim ki vermek istiyorlar. Öğrendikleri bilgilerin pratiğini yapmak için hevesliler… Ve Osmanlıca’ya, ecdada, ecdadın geleceğe sunduğu bilgilere açlar…
Bu Osmanlıca sevdalılarına sevdalarını yaşama fırsatı sunulmalı… Ve kendi tarihimizi kendi kaynaklarımızdan öğrenme şansı iyi kullanılmalı…
Kastamonu Belediyesi tarafından da, bu kursiyerlerin ortaya koydukları çalışmalar kitaplaştırılarak insanlığın hizmetine sunulmalı…
Osmanlıca kursu sadece kursiyerlerinin özel hobisi olarak kalmamalı…
- Allah Ne Muradın Varsa Versin - 20 Haziran 2017
- Gel de Akif’i Anma / Yunus MÜREBBİ - 28 Mayıs 2017
- Farklılıklarımız zenginliğimizdir / Yunus MÜREBBİ - 16 Aralık 2014
- Zalim Tek, Mazlum Paramparça! / Yunus MÜREBBİ - 15 Temmuz 2014
- Bir Sempozyumun Ardından / Yunus MÜREBBİ - 25 Mayıs 2014
- Sempozyum – Akman – Soma / Yunus MÜREBBİ - 15 Mayıs 2014
- Zamanı tersine çevirin / Yunus MÜREBBİ - 5 Mayıs 2014
- Çocukluk Hayali / Yunus MÜREBBİ - 25 Kasım 2013
- Andımızı Kim Okumalı / Yunus MÜREBBİ - 2 Ekim 2013
- Talihi Belirleyenler / Yunus MÜREBBİ - 26 Eylül 2013