Ana Sayfa / GALERİ / FOTO GALERİ / Osmanlı’dan bugüne yedi tip kahvehane

Osmanlı’dan bugüne yedi tip kahvehane

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yazan: M. Murtaza Özeren

On altıncı yüzyıldan itibaren Osmanlı ülkesinde yapılanmaya başlayan kahvehaneler giderek yaygınlık kazanmaya ve günden güne daha çok müşteri çekmeye başladı. Halkın bir araya geldiği, yorgunluk attığı, muhabbet döndürdüğü mekanlar haline geldi. İlk oluşumundan yüzyıllar sonra kahvehane kıraathaneye dönüştü. On dokuzuncu yüzyılın ikinci çeyreğinde, o dönem çıkan dergi ve gazetelerin okunduğu yerler oldu kahvehaneler. Şimdi ise kahvehanelerden kahve çekilmiş; çayın hakim olduğu, oyun oynamanın amaç haline getirildiği yerler haline gelmiş. Hele bir de bugün cafelerin türemesi ile iş daha da karmaşık ve çok katmanlı yapıya evrilmiş durumda. Kapitalizmin bayraktarı cafe zincirleri, onlara karşı çıkan yerli oluşumlar ve bütün bunlara rağmen hâlâ kahvehane/kıraathane olarak varlıklarını sürdürmeye çalışan mekanlar…

Bütün bunlar şüphesiz hayatın dönüşmesi ile doğrudan alakalı. Osmanlı’da var olan kahvehane müessesesi de kendi içerisinde değişiklikler geçirerek, seslendiği kitleyi çeşitlendirerek bugüne kadar öyle ya da böyle gelmiş. Çeşitli halk zümrelerinin toplaştığı muhtelif kahvehane zuhur etmiş bu süre zarfında. Cafelerin mebdei bazı kahvehaneleri sizin için derledik:

1. Esnaf Kahvehanesi

Esnafların uğrak mekanı idi. Özellikle Fatih, Eminönü, Balat, Beyazıt, Aksaray gibi esnafların yoğunlukta olduğu yerlerde yer alan kahvehanelerdir. Buralarda hem bazı esnaflar dinlenir vakit geçirir, hem de bazı esnaflar işlerini yürütürdü. İster istemez esnaf kahvehaneleri içerisinde doğal bir ayrım meydana gelirdi: İşçilerin, hamalların, seyyar çalışanların, arabacıların, kayıkçıların oturduğu yer ile, iş sahiplerinin, ticaret erbabının oturduğu yer farklı idi.

2. Âşık Kahvehaneleri

Buralarda âşıklar takılır ve karşılıklı atışırlardı. Saz sesi hiç eksik olmaz, dertler buram buram tüterdi. Genellikle kırsal alandan şehre sıkıntısına bir derman bulabilmek için gelen âşıklar burada kedilerine hemdert olacak kişiler ararlar ve şairliklerini konuştururlardı. Zaman zaman kahvehane sahibinin sorduğu muammalara bazı mahir saz şairleri cevap verir ve nam kazanırdı. En başından beri saray/şehir şairlerince hor görülen saz şairleri, şehrin daha da büyümesi ve âşık kahvehanelerinin şehirde silinmeye başlamasıyla köylerde, kasabalarda kendilerine yer bulmaya başlamışlar.

3. Semai Kahvehaneleri

Âşık kahvehanelerindeki saz ü söz ile şenlenen ortam, semai kahvehanelerinde ise saz ve sözün yanında meşk ekibi ile sağlanmaya çalışılmıştır. Bir nevi canlı müzik eşliğinde eğlence sunan semai kahvehaneleri günümüz çalgılı eğlence yerlerinin atasıdır. Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde kadar varlığını sürdüren semai kahvehaneleri, sonrasında vadelerini doldurarak sosyal yaşamdan silindiler.

4. Yeniçeri Kahvehaneleri

Osmanlı devleti duraklama devrine girdikten sonra savaştan başka işleri olmayan fakat boşluğa düşen yeniçeriler, sosyal hayata katıldılar. İş başı yapmayı bekleyen yeniçeriler kendi kahvehanelerinde gün saydılar. Ancak bu kahvehaneler giderek belalı bir hal alan yeniçerilerin toplanma mekanı haline geldi, yani bir nevi çete karargahı oldular. 1807 yılında, Vaka-yı Hayriye vuku bulup yeniçerilik kaldırılınca sayısı on binden fazla olan yeniçeri kahvehaneleri de kapatılmış, izleri silinmiştir.

5. Tulumbacı Kahvehaneleri

Tulumbacı kahvehaneleri yeniçeri kahvehanelerinin mirasçılarıdır. Yeniçeriliğin kaldırılışından Meşrutiyet devrine kadar geçen dönemde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Aslında bu kahvehaneler yangınlar için teşkilatlandırılmış tulumbacıların bir nevi lokali idi. Yeniçeri kahvehanelerinin mirasçıları oldukları gibi yeniçeri bitirimliğinin de mirasçıları buralarda takılmaya başlamıştır. Bitirimler, külhanbeyleri, kabadayılar bu tulumbacı kahvehanelerinde vakit geçirirler imiş.

6. Meddah Kıraathaneleri

Eski dönem stand-up gösterilerinin döndüğü mekanlardı. Bu kahvehaneler gösteri yapan meddahların ve bilhassa meddahlar için gelen halkın buluşma yeri idi. Bu kahvehaneler, halkın hemen her kesiminden seyirci bulan meddahların yaşamdan yavaş yavaş silinmesiyle birlikte yok olmuştur.

7. Aydın Kahvehaneleri/Kıraathaneler

Okumuş kesimin iltifat gösterdiği kahvehanelerdir. Halktan eğitim açısından üstün seviyedeki bürokratların, memurların, okumuş kişilerin buluşma mekanı olan bu kahvehanelerde yeni çıkan kitaplar, dergiler ve gazeteler mevcut bulunurdu. Bu kahvehaneler sonrasında evrilmiş ve kıraathaneler ortaya çıkmıştır. Bu dönüşümle beraber sadece devlet kademesinden kişiler değil, ilim ve fikir adamları da bu mekanlarda kendilerine yer bulmuştur. Osmanlı sonrasında Cumhuriyet devrinde de bu mekanlar varlıklarını sürdürdüler. Hatta bazı mekanlarda (Küllük, Marmara Kıraathanesi, Elit Kıraathanesi, Darüttalim Kıraathanesi vb.) Türk fikir hayatının kalbinin attığı, birçok hatıra ile anlatılmaktadır.

dunyabizim.com

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Hisbe, İhtisab – Hisbe Teşkilâtı ve Muhtesib

Hisbe ( الحسبة ) Arapça’da “hesap etmek, saymak; yeterli olmak” anlamlarındaki hasb (hisâb) kökünden türeyen ihtisâb …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Çarşaf ve Peçeye Dâir / Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

“Ölümümde ne resmi, ne de dini merasim isterim. Hastaneye kaldırılacak cesedimin doğrudan doğruya mezarlığa nakli!” …

Kapat