Ana Sayfa / Yazarlar / Otuz Bir Mart ve Bediüzzaman Said Nursî

Otuz Bir Mart ve Bediüzzaman Said Nursî

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Otuz Bir Mart ve Bediüzzaman Said Nursi

Cumhuriyet gazetesinin bugünki nüshasında Said Nursi’nin Otuz Bir Marttan önce yapılan bir mevlidin müdavimleri içinde olduğunu, bu hareketin de daha sonraki Otuz Bir Mart hareketinin hazırlayıcısı olduğunu söylüyor.

Bediüzzaman çok muhit bir zekası olan insan. Eğer öyle her aptalca başkaldırının içinde olsaydı otuz bir marta kadar gelmezdi. Kendisi Kürt bölgesinde yaşadığı halde o ahalinin en küçük olaylarda başkaldırdığını biliyordu. Hepsinde aklı selimi tavsiye etmiş muhtemel olayları engellemiştir. Sonucunu düşünmeden yapılan hareketlere şiddetle karşıdır. Türklere isyan edelim, diyen bir aşiret yetkilisine “Bin yıl İslam’ın bayraktarlığını yapmış bir milletin çocuklarına silah çekilmez” demiş ve geri durmuştur. Şeyh Said’in başkaldırı saldırısına da karşı çıkmış, o ve onun gibiler için “Muhakeme-i akliyesi kıt ama dinde mutaassıp” demiştir. Ondan da uzak durmuştur.

Bediüzzaman Türkleri ve Kürtleri kitap okuyarak, dinin hakikatlerini öğrenip vatana millete saygılı umumi değerlerin muhafızı yapmıştır. Talebelerinden hiçbir kimse bir başkaldırı hareketi içinde olmamıştır.

Küçük partiler ideailst görüşlere sahiptirler, ama istikrar partilerinin düşmanıdırlar. Bizim siyasi tarihimiz bu tür partilerle doludur. Bediüzzaman onlara “ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum” der. Ve Demokrat Parti’den itibaren Menderes, Demirel, Özal ve Çiller ve Erdoğan yanında yer almıştır talebeleri, çünkü siyasi istikrar ancak kitle partileri eliyle olur. Bu yüzden Türkiye’de siyasi istikrar var ise bu onun gibilerin sayesindedir. Bugün de talebeleri yine siyasi istikrarın kurucusu ve koruyucusu Erdoğan’ın yanındadır.

Otuz Bir Mart vakasında yakalanır ve ihtilalcilikle suçlanır. O na “Sen de mi şeriat istemişsin” demişler. O da “şeriat sebebi saadettir” demiş, “ben de şeriat taraftarıyım, ama ihtilalcilerin istediği gibi değil” Çünkü şeriat din demektir, her Müslüman şenatçidir. Evlenince şeriata göre evlenir, nikahı – evliliği şeriat üzerine olur. Mirası yine dine göre dağıtılır. Ölünce şeriata göre gömülür. Herkes bilse de bilmese de şeriatçıdır. Ama ihtilal istemek başka bir konu.

Prof. Dr. Ahmet Nebil Soyer

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İmam Gazalî’den (r.h) Oruç ve Ramazan’a Dair

İmam Gazali Hz.'den oruç ve Ramazan'a dair 'Yeme içmeyi terk etmeye, azaları da katmalıdır.' İmam-ı …

Kapat