Ana Sayfa / Delil için Arama Sonuçları (Sayfa 107)

Delil için Arama Sonuçları

Fatiha-i Şerife denizinden bir katre / On Beşinci Şua’dan

Fatiha-i Şerife’nin Bir Muhtasar Hülâsası Üçüncü Medrese-i Yusufiyede, muvakkat pek az bir zamanda, tecritten temasa naklimde verilen yalnız bir tek dersin  İKİNCİ KISMI Hapiste Nur şakirdlerine kısacık bir ders numunesidir. O da şudur: Fatiha-i Şerife denizinden bir katre ve güneşindeki elvan-ı seb’a yani ziyasındaki yedi renginden bir tek lem’a beyan …

Devamını Oku »

Mesnevî-i Nuriye’den; Şu’le

Mesnevî-i Nuriye’den; Şu’le بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ İ’lem eyyühe’l-aziz! Bütün esma-i hüsnanın ifade ettiği manalar ile bütün sıfât-ı kemaliyeye lafza-i Celal olan “Allah” bi’l-iltizam delâlet eder. Sair ism-i haslar yalnız müsemmalarına delâlet eder. Sıfatlara delâletleri yoktur. Çünkü sıfatlar, müsemmalarına cüz olmadığı gibi aralarında lüzum-u beyyin de yoktur. Bu itibarla ne tazammunen …

Devamını Oku »

ABD Kalleşliğini Muavenet’i Vurarak İspatlamıştı / Vehbi KARA

Abd’nin nasıl kalleş bir ülke olduğunu “Bahriyede 15 Yıl isimli” kitabımla ve Mustafa Gökmen isimli bir gazetecinin benimle yaptığı haberle ispatlamıştım. Şimdi yine tekrarlamak gerekti. bakın yıllar önce nasıl iğrenç olaylar olmuş ve devlet yöneticileri sessiz kalmıştı. 1990’ların başında Baba Bush yönetimindeki ABD, Saddam yönetimindeki Irak’ın Kuveyt’e girmesini bahane ederek …

Devamını Oku »

“Yeni bir Bilim Anlayışının İnşasında, İslâmî bir Epistemoloji Önerisi – 4” / Ayhan KÜFLÜOĞLU

Bilim’den Büyüklere Masallar! Önceki yazımızda, “ateist ve materyalist” felsefe ve inançlara göre dizayn edilmiş “Bilimsellik Paradigması”nın ürün ve sonucu olan “Bilim”in ürettiği; safsata ve hurafelerle karışık, masalvârî bazı “Bilimsel Bilgi” ve İfadelerden örnekler vermiştik. Bu örnekleri tekrar hatırlamakta fayda var: “Bitkiler, fotosentez yaparak besin ve enerji elde ederler. Kökleriyle topraktan …

Devamını Oku »

Bediüzzaman’ın Peygamberimizle ilgili romanı – 3 / Prof. Dr. Himmet UÇ

Hikaye, roman ve tiyatroda en önemli iş olay seçimidir. Çünkü insan olaydır, olaydan etkilenir. Bediüzzaman On Dokuzuncu Mektup isimli eserinde hep insanı hayrete düşüren olayları, mucizeleri seçmiştir. Bu seçimi önündeki bir kitapdan değil hafızasından yapmıştır, bu da her aklın ve hafızanın yapabileceği bir intihab değildir. Peygamberimiz gelmeden önce birtakım olaylar …

Devamını Oku »

Kendi dilinden Refet Kavukçu Ağabey

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin talebesi, ressam, hattat ve müzehhib Re’fet Kavukçu kısa özgeçmişini ifade ettiği bir yazısında kendisini şöyle anlatır:  “1930 Erzincan doğumluyum. Okul öncesi dönemimi ekseriya sıtma hastalığı ile geçirdim. 1937’de ilkokula başladım. 1 ve 2. Sınıflarda inançsız öğretmenler her şeyi tabiatın yarattığını söyler, aileden aldığımız inancı sarsarlardı. Talebeye “dünyayı kim …

Devamını Oku »

Ah o oyunlar.. / Mustafa H. KURT

İnkârcıların kendilerine ‘delil’ kıldıkları sloganlarında ve sözlerinde,çok çeşitli kelime ve mantık oyunları vardır hep.  Neredeyse istisnasız bir şekilde hem de!. Bunu en başta, kendisi de en ileri inkarcılardan biri olan nefsimizin (nefs-i emmârenin) en korkulu rüyası olan “ölüm gerçeği” karşısında oynadığı oyunlarından da anlayabiliriz mesela. Sözgelimi, ölümün yokluk olduğunu ya da ölümle …

Devamını Oku »

Sahabe sevgisinin dinimizdeki yeri / Mehmed KIRKINCI

Sahabe sevgisinin dinimizdeki yeri nedir ki, bazı gruplar sahabelerden bir kısmına düşman olmaları yüzünden ehl-i dalâlet kabul ediliyorlar? Ashâb-ı Kirâm’ın dinimizdeki yerini, onlara muhabbetin önemini ve Müslümanların ashab arasındaki ayrılıklara nasıl bakması gerektiğini açıklamakta zorunluluk vardır. Sahabe-i Kirâm Efendilerimiz, Resul-i Ekrem Efendimize (asm.) hakkıyla vâris ve vekil oldular. Sağa ve sola …

Devamını Oku »

Müsle Yapmak

MÜSLE NEDİR? Başkalarına ibret olsun diye, burnunu, kulağını vesair uzuvlarını kesip, gözlerini oyarak kendisini çirkin bir şekle sokmak suretiyle düşmana ceza vermek. Müslenin iki manası vardır. Biri, kısas ve mukabele bi’l-misil (yapılan işe aynıyla karşılık vermek); diğeri de öldürülen şahsın (maktulün) burnunu, kulağını ve diğer azalarını kesmektir. Müslenin yasaklanan kısmı …

Devamını Oku »

Fısk, Fâsık; Fücur, Fâcir, Fâsık-ı Mütecâhir

FISK, FÂSIK İsyan, Allah’ın emrini terk, hak yoldan çıkma, günah işleme tohumun kabuğunu delip çıkması. Fısk’ın çoğulu feseka ve füssak’tır. Istılahi anlamı ise, büyük günahları işlemek veya küçük günahlarda devam etmek suretiyle Allah’a itaat etmekten çıkmak (Muhammed Hamdı Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, I, 282). Ayette “Rabbinin emrinden, O’na itaattan …

Devamını Oku »

Uluslarası Bediüzzaman Sempozyumu Sonuç Bildirisi

İstanbul İlim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen ve 3 gün süren “Kuran ve Sünnet Rehberliğinde Bir İman Hizmeti; Müsbet Hareket” konulu 11. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu okunan sonuç bildirisi ile sona erdi. Sempozyumda, 3 ayrı salonda 40 ülkeden katılan çeşitli sosyal bilimler alanındaki akademisyenler tarafından 100’den fazla tebliğ sunuldu. Tebliğler, Türkçe, …

Devamını Oku »

Çobanoğulları Beyliği

 Makale: Dr .  M . Yaşar YÜCEL XIII. yüzyıl sonlarına doğru Anadolu Selçuklu Devletinin kuvvetten düşmesi üzerine Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde bir takım  beylikler  ortaya çıkmışlardır. Eski kaynaklarda “Tevaif-i Mülûk” diye anılan bu  beyliklerin, sayıları büyüklü küçüklü olmak üzere yirmiyi geçmektedir. Başta merkezî otoritenin zayıflaması olmak üzere bir çok siyasî ve toplumsal olaylar sonucunda meydana …

Devamını Oku »

Zann-ı Gâlip

ZANN-I GÂLİB Zan; sanmak, sezmek, bir şeyi kesin olmaksızın bilmek, ihtimalli olarak bilmek demektir. Galib ise “galebe” kökünden ism-i fail olup; üstün, galip ve kazanan anlamına gelir. Zann-ı galib tamlaması; üstün gelen kanaat, ağır basan inanç, çoğunluk kazanan sezgi, kuvvetle tahmin etme ve büyük ihtimal anlamlarını ifade eder. İslam fıkhında …

Devamını Oku »

“şefkat, aşk ve muhabbetten çok keskin ve parlak ve ulvi ve nezihtir ve makam-ı nübüvvete lâyıktır. / 8. Mektub

Sekizinci Mektup بِاسْمِهٖ وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ اَلرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ isimleri بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ e girdiklerinin ve her mübarek şeyin başında zikredilmelerinin çok hikmetleri var. Onların beyanını başka vakte ta’likan, şimdilik kendime ait bir hissimi söyleyeceğim: Kardeşim ben اَلرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ isimlerini öyle bir nur-u a’zam görüyorum ki …

Devamını Oku »