Ana Sayfa / Delil için Arama Sonuçları (Sayfa 108)

Delil için Arama Sonuçları

“Kabul” Ama Nasıl? / M. Nuri BİNGÖL

Eskiler “Tebdil-i mekânda ferahlık vardır” demişler, nisbeten doğru elbet. Sözün aslı bir hadisten istihraç edilmiş. “Rızkınızın daraldığı –başka rivayette dininizi yaşayamayadığınız- vakit hicret ediniz.” Bizim “hicret” şehirden şehre olmadı ama bir mekândan başka bir mekâna- ev olarak elbet. Bunları dememin asıl saiki şu: Yeni evimizin balkonundan “Sahib-i Kerkenez” de denen …

Devamını Oku »

İstanbul’da Hz. Hüseyin’in Kızlarının Türbesi

Çifte Sultanlar Türbesi, 1903* İstanbul’un fethiyle birlikte Bizans’tan tevarüs edilen kilise, manastır ve küçük ibadetgâhların bir kısmı padişah, devlet erkânı ve bazı nüfuzlu şahıslar tarafından cami ve medreseye dönüştürülmüştür. Bu yapıların biri de Koca Mustafa Paşa Camii’dir. Koca Mustafa Paşa Külliyesi cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, türbeler, hazire, sebiller, Sünbül …

Devamını Oku »

Nübüvvetin En Büyük Mûcizesi Kur’an; Kur’an’ın En Büyük Mûcizesi Sahabe Nesli

Yazar: Muhammed Emin YILDIRIM Mûcize kelimesi “acz” kökünden ve if’al vezninden ism-i fail olup, bu kelimenin manası, “insanı âciz bırakan iş” demektir.[1] Kur’an-ı Kerim’de “acz” kökünden gelen çeşitli fiil ve sıfat kalıpları ile birçok kullanımı olmasına rağmen, “mûcize” kelimesi bilinen anlamı ile hiç geçmemektedir. Yine hadislerin Arapça metinlerinde de “mûcize” kelimesine rastlayamıyoruz. Bu kelimenin İslam …

Devamını Oku »

Hablullah, Urvetü’l-Vuska

HABLULLAH Tabirde geçen “habl”, ip, ahit, and ve eman anlamlarına gelir. “Hablullâh”, Allah’ın ipi demektir. Kur’ân’da bir âyette geçmiş ve “Topluca Allah’ın ipine sarılın ve ayrılmayın…” (Âl-i İmrân, 3/103) denilmiştir. Hablullah ile kasıt, hak din İslâm’dır. İslâm, Allah kelamı Kur’ân’a ve Kur’ân’ı sözlü ve uygulamalı olarak açıklayan Hz. Muhammed (a.s.)’in …

Devamını Oku »

“Minhacü’s-Sünne” bu risaleye lâyık görülmüştür. / Dördüncü Lem’a

Dördüncü Lem’a “Minhacü’s-Sünne” bu risaleye lâyık görülmüştür. “Mesele-i İmamet” bir mesele-i fer’iye olduğu halde, ziyade ehemmiyet verildiğinden bir mesail-i imaniye sırasına girip, ilm-i kelâmda ve usûlü’d-dinde medar-ı nazar olduğu cihetle, Kur’an’a ve imana ait hizmet-i esasiyemize münasebeti bulunduğundan cüz’î bahsedildi. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزٖيزٌ …

Devamını Oku »

Mutlak Vekil Tartışmaları Üzerine

Bediüzzaman Hazretlerinin vâris tayin ettiği talebeleri

Şeriat, tarikat, siyaset ve irşad ehli nezdinde saff-ı evvel tabir edilen şahısların her zaman ayrı bir makamı ve ehemmiyeti var. Kur’an-ı Kerim  وَالسَّابِقُونَ الأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالأَنصَارِ âyetinde tabakat-ı sahabeyi aynen böyle sıralar… El-sabikun el-evvelun yani İslam’ı ilk kabul edenler, muhacirûn ile müsemma hicret eden Mekkeli muhacirler, Ensar olarak tavsif edilen Medineli mü’minler… …

Devamını Oku »

O malûm talebesine gönderilen mektubun bir parçasıdır / Üçüncü Mektub

Üçüncü Mektup بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ (O malûm talebesine gönderilen mektubun bir parçasıdır.) Hâmisen: Bir mektupta, buradaki hissiyatıma hissedar olmak arzusunu yazmıştın. İşte binden birini işit. Bir gece, yüz tabakalık irtifada, bir katran ağacının başındaki yuvada, semanın yıldızlarla yaldızlanmış güzel yüzüne baktım; Kur’an-ı Hakîm’in فَلَٓا اُقْسِمُ …

Devamını Oku »

Hakkı Tebliğ İçin… – 2

Osman Nuri Topbaş Hocaefendi MES’ÛLİYET, NİMETE GÖRE… Cenâb-ı Hak, yarattığı nâmütenâhî varlıklar içinde, insanı bambaşka husûsî vasıflarla donatmıştır. İlâhî hikmet, nimet ile külfetin birbiriyle dengeli olmasını îcâb ettirir. Yani, ne kadar çok ve çeşitli nimet varsa, bununla mütenasip şekilde, mükellefiyetler, mes’ûliyetler ve vazifeler de çoğalır ve çeşitlenir. Bu sebeple akıl, zekâ, …

Devamını Oku »

Stratejik Olarak Ehli Sünnet Bilinci

Yazan: Prof. Dr. Selahattin Polat Bu çalışmamızın amacı, geleneksel Ehl-i Sünnet’in geleneğini ve kimliğini oluşturan temel karakteristik özelliklerine ve bunların tarihteki işlevlerine çok genel olarak ana hatlarıyla temas ettikten sonra, bu işlevleri günümüzde de sürdürüp sürdüremediğini, mümkün olduğunca nedenlerini belirlemeye çalışarak sorgulamaktır. Başka bir ifade ile Ehl-i Sünnet’in avantaj ve …

Devamını Oku »

Tüketim ve İsraf Ekonomisi / Vehbi KARA

İsrafa alışan idareci ve memurların çok olduğu, tüketimin arttığı, üretimin azaldığı, herkesin gözünü devlet kapısına diktiği bir ülke elbette fakir düşer. Eğer içine düştüğümüz “orta gelir tuzağından” bir an önce kurtulmak istiyor isek ciddi yapısal reformların yapılması şarttır. Bundan başka diğer bir konu da ülke idaresinin hürriyetçi olup olmaması, demokratik …

Devamını Oku »

İsm-i Hafîz’in tecelli-i etemmine işaret eden / 17. Lem’a 15. Nota

On Yedinci Lem’a’dan ON BEŞİNCİ NOTA Üç meseledir. Birinci Mesele: İsm-i Hafîz’in tecelli-i etemmine işaret eden فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ ۞ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ âyetidir. Kur’an-ı Hakîm’in bu hakikatine delil istersen, Kitab-ı Mübin’in mistarı üstünde yazılan şu kâinat kitabının sahifelerine baksan, ism-i Hafîz’in cilve-i a’zamını ve …

Devamını Oku »

Kaparo Hakkında

KAPARO Alım ve satımdan vazgeçmeyi önlemek için verilen pay (pey) akçesi. Arapçaya başka dilden geçen arabun veya urban kelimesi kaparo anlamında kullanılır. Ödünç vermek, öne geçmek, hediye vermek demektir. Urbun satışı bir terim olarak; bir malı satın alan kimsenin, satıcıya bedelden bir bölümünü, akit gerçekleşirse, bu verilen meblağın satış bedeline …

Devamını Oku »

Hikmet Hakikatı / Ahmet KATIN

Risale-i Nur’un en mühim özelliklerinden birisi, kâinat ile Kur’an arasındaki kopmaz alakayı isbat etmesidir. Yani ikisi de, Allah’ın kitabıdır ve birbirlerini te’yid ve tasdik ediyor; birbirini şerh ve izah ediyor; aynı hakikatları ilan ve isbat ediyorlar. Bu büyük hakikatlardan birisi Hikmettir. Kainatın neresine bakılsa, hikmetsiz, gayesiz, abes bir şey bulunmaz. Kainatı …

Devamını Oku »

Hint Kur’ancılığından sonra Türk Kur’ancılığı

Yazan: Prof. Dr. Yavuz Köktaş Öyle anlaşılıyor ki, hadis düşmanı kitaplar belli bir çevreden kasıtlı olarak piyasaya sürülüyor. Yukarıda bahis konusu ettiğimiz “Kur’an’daki Din” adlı uyduruk bir kitaptan sonra elimize “Allah’a Öğretilen Din” adlı kepaze bir kitap geçti. Kepaze diyorum, çünkü ilim adına en ufak bir kırıntı bile yok kitapta! (Ha! …

Devamını Oku »

Rüştü Tafral ile Zübeyir ve Tahirî Ağabey Üzerine

Uzun yıllar Zübeyir Gündüzalp ile birlikte kalan Rüştü Tafral  o yılları anlattı. Röportaj: Abdurrahman Iraz   (…) Kaç yılında doğduğunuzu biliyor musunuz? Nüfus kâğıdımda 1935 yazıyor. 1935 senesinde Rize vilayetinin Pazar kazasının Balıkçı köyünde doğdum. Ve 1950 sonrasına kadar çocuktum zaten, yaşımı tam bilmiyorum, sakal traşı olmuyordum, 15-16 civarında olabilir bilmiyorum, merhum Mehmet Birinci bizden …

Devamını Oku »