Ana Sayfa / Sungur için Arama Sonuçları (Sayfa 11)

Sungur için Arama Sonuçları

Hutbe-i Şamiye

Risale-i Nur Külliyatı’ndan HUTBE-İ ŞAMİYE Müellifi Bedîüzzaman Said Nursî   Bu Hutbe-i Şamiye eseri, Üstad Bedîüzzaman Said Nursî Hazretlerinin otuz beş yaşında iken Şam’da, Şam ulemasının ısrarı üzerine Cami-i Emevî’de îrad ettiği bir hutbedir. Çok büyük bir ehemmiyeti haiz olması hasebiyle o zaman Şam’da bir hafta içinde iki defa tabedilmiştir. …

Devamını Oku »

Bir kedi düştü önüme, beni bir kapının önüne kadar götürdü

İbrahim Edhem TALAS Hoca Efendi (Dalaz Hoca) (rha) Emirdağ Lâhikasında “Sandıklı Alamescid Köyü Hocası İbrahim Edhem” şeklinde dört yerde ismi geçen bu Nur Hâdimini, bazı nur talebeleri gibi ben de hep merak ediyordum. Bazen, ‘Kimdir, ne gibi hizmetleri olmuştu?’ şeklinde sorular da geliyordu… Hakkında pek araştırma yapılmadığını da biliyordum. Sonunda …

Devamını Oku »

“Benim tarz-ı ifadem, senin fehmine uygun gelmeyebilir, ama Risale-i Nur’un tarz-ı ifadesi her fehme uygundur”

“Elhamdülillah bugün de imanım inkişaf etti” İİKV’nin “Yaşayan Tefsir” programına Bediüzzaman’ın akrabası ve merhum Mustafa Sungur Ağabey ile uzun yıllar birlikte iman hizmetinde bulunmuş olan Sabri Okur misafir oldu. Seminerine Risale-i Nur’dan bölümler okuyarak başlayan Sabri Okur, Bediüzzaman’dan ve Sungur ağabeyden hatıralar anlattı. Hatıralar Okur, Sungur ağabeyden iktibasla Bediüzzaman’ın kendi …

Devamını Oku »

Bediüzzaman Said Nursî’nin ve Talebelerinin Deniz Hapis Hayatları / Abdülkadir BADILLI

DENİZLİ HAPİS HAYATI FASLI (20 Eylül 1943 – 15 Haziran 1944) Denizli hapis hadisesi hakkında; az yukarıda bir nebze tafsilât arz olunduğu vechile, Denizli ili Çivril kazasının Homa nahiyesinde 28,29 Ağustos 1943(1) günlerinde, Atıf Egemen ismindeki bir Nur talebesinin ve bir iki arkadaşının, üstünde aramalarda el yazma tek bir nüsha “Beşinci …

Devamını Oku »

Mustafa Ulusoy: Hayatın başına gelen her şey hasendir. (Mülâkat)

“Mutlak Yaratıcıya iman etmek dünyanın en zor, kahramanca ve cesur işidir. İman etmek demek, yani Mutlak Varlık’a teslim olmak demek aynı zamanda insanın kendisinden vazgeçmesi demektir.” Büşranur Kazancı ve Esad Eseoğlu’nun röportajı. Hayatınıza baktığımız zaman tıp fakültesiyle başlayan süreç, psikiyatriyle devam ediyor. Ardından psikoterapiyle devam ediyorsunuz. Tıp fakültesindeki yoğun süreçten …

Devamını Oku »

Şair ve Hattat Şeydâ

ŞEYDÂ (d.?/?-ö.988/1580) Divan şairi. Doğum tarihi bilinmeyen şairin, doğum yeri konusunda da kaynaklar farklı bilgiler verir. Âşık Çelebi, ailesinin Manisalı olduğunu, kendisinin doğumunun İstanbul olduğunu belirtirse de Kınalızâde Hasan Çelebi ve Riyâzî, Kastamonulu olduğunu ifade eder; Ahdî ise Rumelili olduğunu belirtir. Ahdî, dilber sevdasıyla kendinden geçip danişment olmaya karar verdiğini ancak …

Devamını Oku »

Mukaddes Mefhumları Araçsallaştırmak

(Nevileri çoktur.. hususan MEŞVERETİ) Birileri mukaddes olan her şeyi araçsallaştırmağa kalktı.. Gayretullaha dokundu; Allah c.c.bir memurunu, memurlarını gönderdi dünyayı başına yıktı makbul dua ve duallar bereketiyle. Allah ile.. yani adını kullanarak sizi aldatmasınlar bile var. Mesela bunu bile yaptı Feto. Mesela meşvereti araçsallaştırma nasıl oluyor! Şimdi “meşveret farzdır” diyor; onu …

Devamını Oku »

Nur talebeleri cemiyet değildir!

Bediüzzaman Hazretlerinin vâris tayin ettiği talebeleri

Nur talebeleri bir cemiyet değildir. Aziz, fedakâr, sâdık ve nur mesleğine kanaatkâr kardeşlerimize; … Cemaati adına bir kararlar metni hazırlanıp neşredilmiş. Evvela hem bu metni hazırlayanlar ve muhatapları bilmelidirler ki bu metin … cemaatinin fikriyatını temsil etmez. Ancak fiilen, fikren, kalben bu metni ve emsalini kabul edenlere hitab eder. Nurculuk …

Devamını Oku »

Karakolda Dünyası Karartılan Genç: Yusuf Ziya ARUN

1926 Konya-Beyşehir doğumlu olan Yusuf Ziya Arun’un, Risale-i Nur Külliyatının Emirdağ Lâhikasının ikinci kısmında diğer ağabeylerle beraber adı geçmektedir. Zübeyir, Ziya; Sungur, Ziya gibi… Aynı kitapta Yusuf Ziya Arun imzalı “Devlet Bakanlığına” diye bir de müstakil mektubu vardır. Her insanın, herkesin, hepimizin elbette bir şekilde imtihanı var… Nur talebesi olmak …

Devamını Oku »

Ferrûhî Çelebi

FERRÛHÎ, Ferrûhî Çelebi (d.?/?-ö.?/?) Divan şairi Kastamonuludur. Kanuni döneminde yaşamış şairlerdendir. Görmüş geçirmiş, güler yüzlü, hoş sohbet ve kendi halinde biriydi. Hiçbir şeyi dert edinmez ve hiçbir şeyi şikayet etmezdi. Hezlleri ile halk içinde meşhur matlaları ve kıtaları vardır. Eserlerinden Örnekler Matla’  Âlemün çün güzerân üzredür ıyş u gamı Beni mesrûr …

Devamını Oku »

Bilgin Şair: Şânî

ŞÂNÎ (d.?/?-ö./1534-35 ?) Kastamonu’nun bilgin şairlerindendir. Kemalpaşazâde’den mülâzım olmuş, seçkin ve yetenekli bir danişmend idi. Güzel sesiyle söylediği şarkılarla meşhurdur. Latîfî’ye göre Şîrîn’in hikâyesini nazm ettiği Ferhadnâme adlı bir eseri vardır. Kaynaklarda Kanûnî’nin Bağdat seferi sırasında vefat ettiğinin yazılmasından hareketle 1534-1535 yıllarında öldüğü söylenebilir. Eserlerinden Örnekler Ey felek meylün eger câhil …

Devamını Oku »

Emirdağ Lâhikası – II s.230-247

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ Üstadımız ifade buyurdular ki: Aleyhimizde olan Cumhuriyet gazetesi müdafaamı çok yanlış ve gayet fena bir tarzda tağyir etmiş, hattâ “Bir cani yüzünden on masuma zarar gelmemesi için” cümlesinin yerine “Bir cani yüzünden on masumu zulmetten kurtarmak için” gibi hezeyanlar karıştırmış. Hem de o yazdığım cevap; beş altı sene …

Devamını Oku »

Emirdağ Lâhikası – II s.210-229

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا Aziz, sıddık, vefadar, fedakâr kardeşlerim! Evvelen: Bütün ruh u canımla fevkalâde nurani hizmet-i imaniyenizi tebrik ederim. Sâniyen: Ankara’da dindar Ahrarların kongresinde beni Diyanet Riyaseti dairesinde bir vazife ile tavzif etmeyi hararetle istemelerine ve Medresetü’z-Zehranın …

Devamını Oku »

Emirdağ Lâhikası – II s.190-210

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا Aziz, sıddık kardeşlerim! Âlem-i İslâm’da Leyle-i Kadir telakki edilen bu ramazan-ı şerifin yirmi yedinci gecesinde bir nevi tesemmüm ile şiddetli bir mide hastalığı içinde sinirlerimi ve vicdan ve kalbimi istila eder gibi …

Devamını Oku »

Emirdağ Lâhikası – II s.149-170

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ Aziz, sıddık kardeşlerim! Bir zat, uzunca bir mektup yeni hurufla bana yazmış, kendisinin kim olduğunu bildirmemiş. Üç noktada şüphe edip bir nevi itiraz gibi yanlış mana verdiği için güya bizi ikaz ediyor. Meşrebimiz münakaşa ve münazara olmadığından ve kusurumuzu hakiki olarak gösterenlerden memnun olduğumuzdan, bu meçhul zatın mektubunda …

Devamını Oku »