Ana Sayfa / Merhamet için Arama Sonuçları (Sayfa 124)

Merhamet için Arama Sonuçları

AİLENİN DÖNÜŞÜMÜ / Cihan Aktaş

AİLENİN DÖNÜŞÜMÜ / Cihan Aktaş* Sıklıkla rastlandığı üzere aile kurumunun çökmekte olduğu veya miadını doldurduğu şeklindeki görüşlere büyük ölçüde katılmıyor, tersine ailenin kendini yenileyerek toparlanma yeteneğine büyük inanç besliyorum. Aile kurumu çökseydi, kolektivizmin onca yüceltildiği Sovyet tecrübesi sırasında yaşanırdı bu. Aile fıtrî bir kurum, özlü bir toplumsal çekirdek, kendiliğinden sınırlarını …

Devamını Oku »

Nefsin Mertebeleri (Nüfus-u Seb’a)

Nefsin Mertebeleri (Nüfus-u Seb’a) Nüfus-u seb’a, nefis terbiyesindeki yedi kademe, yedi safha demektir. Tasavvuf yoluyla hakikate geçmek, bir mürşid rehberliğinde bu safhalardan geçilerek olmaktadır. Nefs-i emmâre: Nefsin terbiyeden geçmemiş ham halidir. Ulvi şeylerden gafil, süfli şeylere müştaktır. Münker ve günah olan şeyleri işlemeyi teşvik ve emreder. Kur’an’daki: “Çünkü nefs, kötülüğü …

Devamını Oku »

Yalnızlığı Başarabilmek / Mehlika YAĞMUR

Yalnızlığın İki İklimi Yalnızlık! İnsanı en çok acıtan şey. “Tek olma” manasındaki yalnızlık değil bahsettiğim. Bir duygu hâli: Kimsesizlik hissi! İniyor muyuz çıkıyor muyuz anlayamadığımız; boşluk! Bazen çok derin, bazen çok gizli yaşadığımız, kendi kendimize yabancılaşmamız, kendimizi aramamız. Ana rahmi! Özlediklerimize kavuşamadıkça, sâhiplendiklerimiz terk ettikçe bizi, kendimize sürgün oluşumuz. En …

Devamını Oku »

Bir baba ile oğlun ‘Nurlu’ hikâyesi / İslam Yaşar

Bir baba ile oğlun ‘Nurlu’ hikâyesi Kahraman… Bahadır, yiğit, cesur, mert mânâlarını ifade eden bu tabir, genellikle zafer kelimesi ile birlikte kullanılır. Zîra zafer, kahramanlığın neticesi ve hayatın meyvesidir. İnsanlar ancak, hayatî tehlikeleri göze alıp o sıfatları kullanarak kahramanlıklar gösterdikleri takdirde zaferler kazanabilirler. Kazandıkları zaferlerin büyüklüğü nisbetinde de tarihe geçerler. …

Devamını Oku »

Bediüzzaman ve Yalnızlık / Ahmet Nebil Soyer

Bediüzzaman ve Yalnızlık Yalnızlık nevileri içinde en dehşetlisi kabirdeki yalnızlıktır. Dünyada Allah’ın istediği gibi yaşamayanlar için kabir vahşet, yalnızlık ve zindandır.“Hem, kendi cennet-i kâzibe-i dünyeviyesinden ihraç ve vahşet ve yalnızlık içinde, zindan-ı mezara ithal ve hapis olduğu halde, ehl-i hidâyet ve ehl-i Kur’ân için, öteki âleme gitmiş eski dost ve …

Devamını Oku »

Alo! Evimde ölmek istiyorum. Elimi tutar mısın? / Esra Nuray Sezer

Alo! Evimde ölmek istiyorum. Elimi tutar mısın? Bir varmış, bir yokmuş. Eski zaman içinde, kalbur zaman içinde; develer tellal, pireler berber iken, çok uzak ülkede bir peri kızı yaşarmış diye başlar bütün masallar. Ama benim şimdi size anlatacaklarım peri masalı değil, benim anlatacaklarımda ne develer tellal, ne pireler berber olan …

Devamını Oku »

Hazret-i Paygamber, Kardeşlik Ahlâkı ve Kardeşlik Hukuku / Nuray KÖSE

Nuray KÖSE snuray_kose@hotmail.com Hazret-i Paygamber, Kardeşlik Ahlâkı ve Kardeşlik Hukuku Bu sene, Diyanet İşleri Başkanlığınca seçilen tema ve konu başlığı altında ben de âcizâne bir katkıda bulunmak istedim. Son Nebî, âhir zaman peygamberi…Sonsuz Nur’un ilk ve son temsilcisi, elçiler zincirinin son altın halkası…Tüm varlık âleminin biricik incisi, sonsuzluk yolunda ilerleyen …

Devamını Oku »

Dua Nedir? Nasıl Dua Edilmelidir? / Mehmet KIRKINCI

Duanın Ehemmiyeti / Mehmet KIRKINCI Mehmed KIRKINCI Dua; kulun Cenab-ı Hak’tan inayet istemesi, niyazda bulunması, O’na sığınması, kendi acizliğini ve fakirliğini her şeye gücü yeten Kadir-i Mutlaka mahviyet içinde arz etmesidir. Başka bir ifadeyle dua; küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya karşı yapılan niyaz ve temenni mânâsınadır. Dua her şeyden önce imanın …

Devamını Oku »

Koca Nişancı Celalzâde Mustafa Çelebi

CELÂLZÂDE MUSTAFA ÇELEBİ On altıncı asır Osmanlı âlimi ve büyük devlet adamı Reis-ül Küttap, Nişancı, Tarihçi, Divan Şairi. 1491 (H. 895) senesinde Tosya’da doğdu. 1567 (H.975) yılında İstanbul’da vefât etti. Babası, Tosyalı Kâdı Celâl’dir. Celâleddîn Efendi, medreseden yetişerek Rumeli tarafındaki kazâlarda kâdılık etmiş, derecesi Eşrâf-ı Kudât rütbesine kadar yükseldikten sonra …

Devamını Oku »

Münazarat Sempozyumu: bir ‘ilk’in ardından / Metin KARABAŞOĞLU

Metin KARABAŞOĞLU Münazarat Sempozyumu: bir ‘ilk’in ardından… RİSALE-İ NUR müellifi Bediüzzaman Said Nursî, Âyetü’l-Kübra Risalesi adlı tefekkür şaheserinde, ‘kâinattan Hâlıkını soran seyyah’ı en nihayeti Resûlullah aleyhissalâtu vesselam ile tanıştırır ve onun bir mucizesi olarak ‘mebde ile müntehayı buluşturması’na, yani ‘ilk yapıp en mükemmel yapması’na dikkatleri yöneltir. Âyetü’l-Kübra’da dile gelen bu …

Devamını Oku »

Kardeşliği O’ndan (s.a.v) öğrendik / İsmail AKSOY

İsmail AKSOY Kardeşliği O’ndan (s.a.v) öğrendik O’nun sevgisi etrafında toplanacağımız, gönüllerimizi Nûr-i Muhammedî ile aydınlatacığımız, O’nun sevgi pınarından kana kana içeceğimiz kutlu gün… Mevlîd-i Nebî’nin 1441. yıldönümü… Yedi gün, yirmi dört saat tüm hayatımız boyunca ruhlarımızda O’nun sevgisi, damarlarımızda O’nun heyecanı ağır basacak inşâallah…Süfyan komitesinin İslâm ümmetini O’ndan uzaklaştırmak için …

Devamını Oku »

Hadislerin Işığında Kaliteli Bir Âile

Hadislerin Işığında Kaliteli Bir Âile / Mehlika YAĞMUR Her müşkilimizin halli Kur’ân ve sünnet ile mümkün olduğu gibi bu asrın en mühim yaralarından biri olan sağlıksız âile meselesinin çözümü de ancak Kur’ân ahlâkına ittiba ve İslâm terbiyesine teslim olmaktadır. Herkes üzerine düşeni araştırmalı, öğrenmeli, idrak etmeli ve tatbik etmelidir. Yani …

Devamını Oku »

Eka Ülkesine, Yusuf Rabbi’ne Döndü / Mustafa ULUSOY

Eka Ülkesine, Yusuf Rabbi’ne Döndü Ağır adımlarla yürüyerek çıkıyorsun hapishaneden. Tam on yılını geçirdiğin soğuk duvarlarla çevrili, nemli odalardan çıkıyorsun. Artık hayatla aranda tel örgüler, duvarlar olmayacak. Artık hayatla aranda bir tek ölüm var. Önceden ölümle aranda hayatın vardı. Ama baksana, artık hayatın aradan çekilmek üzere yavaşça. Günbatımı kadar sakin, …

Devamını Oku »

CENNET ÂSÂ BİR BAHARA DOĞRU… / Nuray KÖSE

Her kışın bir bahârı, her gecenin bir nehârı vardır… Dünya kurulduktan, sistemler devreye girdikten bu yana, kim bilir nice kışlar-baharlar; nice geceler-gündüzler; nice güzler-yazlar gelip geçti. Kışın o dondurucu şiddetinin ardından, yine ışıl ışıl bir baharın müjdesi geldi gönüllerimize…Soğuk yüzün arkasından ılık bir tebessümün parıltıları okşamaya başladı tüm varlıkların nazenin …

Devamını Oku »

Vedûd ismi üzerine

İSM-İ VEDÛD – 1 “Kâinat kalbindeki ciddî aşk, bir Maşuk-u Lâyezâlî’yi gösterir” Arapça’da sevgi, meveddet ve muhabbet yada vüdd ve hubb kelimeleriyle ifade edilir. Vedûd, “sevgi” anlamına gelen “mevedde” ve “vüdd” mastarından gelir. Fa’ûl kalıbı, hem ism-i fail hem de ism-i mef’ul mânâsına geldiği için, bu kalıpta gelen Vedûd da …

Devamını Oku »