Ana Sayfa / Delil için Arama Sonuçları (Sayfa 135)

Delil için Arama Sonuçları

Müslümanlar, Erdoğan Önderliğinde Yeniden Dünyaya Örnek Oldular

Müslümanlar, Erdoğan Önderliğinde Yeniden Dünyaya Örnek Oldular İnsanlık âlemi Müslümanlara çok şey borçludur. Vahşet ve bedeviyet, kölelik ve esaret devirlerinin sona ermesi ancak İslâm’ın insanlığa kazandırdığı değerler ile mümkün olmuştur. Pozitif bilimler yani matematik, fizik ve kimya gibi ilimlerde ve sosyal bilimlerde öncülük yapan İslâm âlimleri, keşiflerin yapılmasına sebep olmuş, …

Devamını Oku »

İngilterenin Osmanlı Türkiyesine Yönelik “Psikolojik Savaşı” ve Said Nursi

– I – Uluslararası ilişkiler, özellikle Said Nursi’nin doğup yetiştiği dönemde Osmanlının “düvel-i muazzama” dediği Büyük Güçler arasında kıran kırana bir güç ve iktidar mücadelesine, sahne oluyor. Bu rekâbet sahnesindeki aktörlerin -ki bunların başında o dönemde Avrupa’nın sanayileşmiş ülkeleri olan İngiltere, Fransa ve Almanya geliyordu- dışpolitik amaçlarına ulaşmada başvurdukları yöntemlerden …

Devamını Oku »

Hesabı İyi Yapmalı Çünkü Rusya Müslüman Olacak / Vehbi KARA

Hesabı İyi Yapmalı Çünkü Rusya Müslüman Olacak Birçok ünlü Batılı ve Rus şahsiyeti, Müslümanlığı çok güç şartlara rağmen tercih etmiştir. Fransız Komünist Partisi Başkanı Clement Torez ve Match dergisinde röportajı yayınlanan Kaptan Cousteau, Moris Bucaille ve Roger Graudy gibi önemli fikir adamları gazete ve dergilere çekinmeden pozlar ve demeçler veriyordu. …

Devamını Oku »

Anlamak, ama nasıl? / M. Nuri BİNGÖL

Çok zaman hatırlarım. “Yazılan Sözler tasavvur değil tasdiktir; teslim değil, imandır; mârifet değil, şehadettir, şuhuddur; taklid değil tahkiktir; iltizam değil, iz’andır; tasavvuf değil hakikattır; dâva değil, dâva içinde bürhandır.” ( Mektubat,  376) “Ümmet-i İslamiye’nin ahkam-ı diniyede gösterdiği teseyyüb ve ihmalin bence en mühim sebebi şudur: Erkân ve ahkâm-ı zaruriye ki, …

Devamını Oku »

Süfyaniyet Komitedir ve 4 Büyük Başı Vardır / Vehbi KARA

Süfyaniyet Komitedir ve 4 Büyük Başı Vardır

Hadis-i Şeriflerde âhirzamanda ortaya çıkacağından bahsedilen İslam Deccalı hakkında çeşitli rivayetler vardır. Özellikle Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinden istifade ile çok güvenilir kaynaklara atfen bu dehşetli şahıslar hakkında yazılar neşrettim. Bu konuda daha önce yazıldığını görmediğim (elbette vardır ben rastlayamadım) özellikle Fetullah Gülen’in 4. Rüknü yani 4 büyük baştan bir tanesi olduğunu 5 yıl önce dile getirdim.

Devamını Oku »

Süfyaniyetin Dördüncü Rüknü F. Gülen / Vehbi KARA

Süfyaniyetin Dördüncü Rüknü F. Gülen

Bediüzzaman Şualar isimli kitabında 8. Şuada bir haşiyesinde şöyle der “Hem de "İnna A'tayna"nın sırrı kısmen tahakkuk etmiş. Çünki Süfyaniyetin dört rüknünden en kuvvetlisi ve dehşetlisi bütün bütün çekildi. Kabir altında azab çekiyor. Ve en büyüğü dahi alâkası bilfiil çekilmiş. Mason komitesinin mahkûmu ve âleti olup azabıyla meşguldür. Yalnız onun gölgesi hükmediyor. İleri tecavüz etmemekle beraber kısmen geriliyor. Bâki kalan iki şahıs ise, ellerinden gelse tamire çalışacaklar”.

İşte bu haşiyede geçen Süfyaniyetin dördüncü rüknü ile ilgili olarak bir çok yazı kaleme alınmış çeşitli iddialar ortaya atılmıştır. Bediüzzaman ilk üçü hakkında açık ve ismen belirttiği halde Süfyaniyetin dördüncü rüknü hakkında isim vermemiş meçhul bırakmıştır. Bu konuda bazı hocalar, Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Diyanet Reisi Mehmet Rıfat Börekçi’yi nazara vererek Süfyaniyetin dördüncü rüknü olabileceğini söylemiştir. Bunun dışında Celal Bayar içinde benzer değerlendirmeler yapılmıştır.

Devamını Oku »

İngiliz Devletinin İslam Düşmanlığı

İngiliz Devletinin İslam Düşmanlığı

İngiliz’ler tarih boyunca gerek aşikar gerek sinsice İslam aleyhinde çalışmışlardır. Şimdi de bir musibeti bahane ederek buradaki milleti temsil eden dindar hükümeti hedef almıştır. Gazetelerinde buradaki hükümet  hakkında menfi propaganda yapmaktadırlar.

Devamını Oku »

Risale-i Nur Işığında Anarşi ve Terörün Temelleri / Dr. Veli SIRIM

BEDİÜZZAMAN'IN ANARŞİ YORUMU

Kelime olarak anarşi, eski Yunancada kullanılan ve “hükümetin olmaması hükümetsiz olma hali” anlamını taşıyan “anarchia ve anarchos” kelimelerinden gelmektedir.(1) Genel olarak taşıdığı mana ise, “kaos” ve “düzensizlik” ortamıdır. Bir diğer tanıma göre anarşi “efendisiz olma”(2) şeklinde ifade edilmiştir. Genel bir tanımlamayla anarşi, bütün hakimiyet biçimlerini yok etmeyi hedef alan politik bir felsefe ve stratejinin ortaya çıkardığı neticedir.

Anarşistlerin “anarşi düzendir, hükümet ise kaos” şeklinde sloganlaşmış görüşleri vardır. Anarşizm ise, “sosyalizmin hükümetsiz sistemi” şeklinde tarif edilmiştir. Anarşizmi savunanlar “hükmedenin olmadığı” bir toplumu hedeflemektedirler. Dolayısıyla anarşinin oluşturulmasını hedefleyen siyasi bir teorinin adıdır anarşizm.

Devamını Oku »

Mehdi İnkâr Edilemeyecek Hakikattir / Vehbi KARA

Mehdi İnkâr Edilemeyecek Hakikattir

F. Gülen denilen fitne ve bozguncuların reisi, fenalıklarına halen devam ediyor. ABD ve Siyonist menfaatleri için elinden geleni ardına koymuyor. Süfyaniyetin 4. Rüknü olan bu şahsın büyülediği zavallı insanlar ise bazen bilerek bazen bilmeden Gülen’in fenalıklarına alet olmaktan çekinmiyorlar.

Kötü emsal olmaz, yüz yıldan beri hocaya, hacıya, tekkeye, medreseye saldırmayı varoluşunun gereği görenler, “cemaat” adını kullanan bu Gülen fitne yapılanmasından hareketle bütün cemaatlere ve tasavvuf ehline saldırmaya devam ediyorlar.

“FETÖ bir cemaatti, yarın diğer cemaatler de aynı kalkışmayı yapabilir.” diyen zavallıların nihaî amacı ise, “Bütün Müslümanlardan FETÖ benzeri hıyanet beklenir” diyerek zaten parçalanmış ve ittihattan uzaklaşmış İslam âlemine yeni bir darbe vurmaktır.

Devamını Oku »

PISA Rezaleti ve Ezber Bozma Zamanı / Vehbi KARA

PISA Rezaleti ve Ezber Bozma Zamanı

Takke düştü kel göründü. Uluslararası eğitim değerlendirme testi, denilen bir uygulama her 3 yılda bir yapılıyor ve sonuçları ülkemiz adına tam bir rezalet. Zira Türkiye 72 ülke arasında son sıralarda yer alırken, önceki testlere göre de performansının oldukça gerilemiş olduğu da göze çarpıyor.

Devamını Oku »

Hz. Peygamber’in (asm) Tefekkürü

Formun Üstü

Hz. Peygamber'in (asm) Tefekkürü

Hz. Aişe’yi (r.a) ziyarete gelen bir zat; “Hz. Muhammed’de (s.a.v) gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?” deyince, Hz. Aişe (r.a) şöyle buyurmuş:

“Resulullah (s.a.v) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı ve sonra da ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakalını ve secde yerlerini ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilal (r.a):

“Ya Resûlallah! Sizin geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi böyle ağlatan nedir?” deyince,

Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdular: “Bu gece Allah şu ayet-i kerimeyi indirdi”:

“Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır.”1

Bu ayeti okuyan Allah Resûlü (s.a.v) daha sonra şöyle buyurdular:

“Bu ayeti okuduğu hâlde üzerinde tefekkürde bulunmayan ve düşünmeyen kişilere yazıklar olsun.”

Devamını Oku »

“Önce ‘özgürleşmek’, sonra ittihad” fikrine dair / Mustafa H. Kurt

“Önce ‘özgürleşmek’, sonra ittihad” fikrine dair

 

“Türklerin var, bizim neden olmasın?,” 

ayartmacılığına sığınmak suretiyle ve Türkiye’yi tam anlamıyla Kürtlerin de devleti yapma uğraşısı/hamiyeti yerine “Biji azadiya Kürdistan!” ısrarında bulunmak, bunu yapan seküler olsun-dindar olsun hiç fark etmez, nerden bakılsa milliyetçi bir pozisyondur!

KLASİK İSLAM coğrafyasının son asırlarda yaşadığı büyük çalkantı ve yıkımlara karşı öne sürülen en önemli kurtuluş reçetelerinden biri de “İttihad-ı İslam ideali”dir kuşkusuz. Özellikle gayr-i müslim unsurların On dokuzuncu yüzyıl boyunca devam eden kopuşlarının “Osmanlılığa” yaşattığı travma sonrasında, mevcut devleti ayakta tutmak üst gayesiyle içeride yeni uluslaşma hareketlerine, dışarıda ise Batılı emperyal tehlikeye karşı Müslüman dayanışmasını öngören bir “Müslüman ulusu” kurma projesidir ‘İttihad-ı İslam projesi’.

Daha doğrusu, İttihad-ı İslam’ın siyasî (İslamcılık) ve ‘dönemsel bir proje’ kalıplarındaki tarifidir bu!..

Halbuki ne dağılma sürecine girilmesi nedeniyle Hilafet’in siyasal etkinliğini arttırma çabaları, ne de İttihad-ı İslam’ın aynı dönemdeki yüksek perdeli telaffuzu; söz konusu ittihad idealini modern fikir akımlarından veya siyasal projelerden biri kalıbına sığdırmaya delil teşkil edemez.

Orada söz konusu olan, nicedir ihmal edilmiş kudsî bir bağın yeniden ihyası, bir “öze dönüş çağrısıdır” zira.. Dinin kudsî kaynaklarında ve en temel metinlerinde yer almasına rağmen, gereklerinden sapılmış bulunulan “mümin kardeşliğine” (1) ve “mümin dayanışmasına” (2); tabir-i diğerle, ümmeti yeniden ayağa kaldıracak stratejiye, ruha, heyecana bir dönüş davetiyesidir veya.. Hatta, ‘ideolojilere ve modern siyasal projelere’ yetişememiş Yavuz’u “kuşe-i kabrinde bî-karar eyleyecek” derecede köklü bir gelenekle kaim bir reçetenin adıdır da o..

Bununla birlikte, nassa dayalı açık hükmü ve siyasal mazideki kadîm örnekleri de atlanarak İttihad-ı Ümmet’i milliyetçilikler çağının bir ‘Müslüman ulusu oluşturma projesi’ olarak görmedeki diğer bazı fikrî açmazlara da sözü getirmek istiyorum.

Devamını Oku »

Sahabelerin Dilinden Peygamber Efendimiz

Ashâbın Dilinden Peygamberimiz(asm)

1. Aydan Daha Güzel

Câbir ibni Semüre radıyallahu anh şöyle dedi:

"Mehtaplı bir gecede Resûl-i Ekrem Efendimizi kırmızı renkli bir elbi­se içinde gördüm. Hangisinin daha güzel olduğunu anlamak için bir onun yüzüne bir de Ay'a baktım. Yemin ederim ki, bence onun mübarek yüzü Ay'dan daha güzeldi."

(Tirmizî, Edeb 47; Dârimî, Mukaddime 10.) 

2. Ondan Daha Güzelini Görmedim

Berâ Âzib radıyallahu anh anlatıyor:

"Fahr-i Cihan Efendimiz'in mübarek saçı ne çok dalgalı ne de tama­men düzdü. Orta boyluydu. Göğsü ile iki omzunun arası genişçeydi.

Devamını Oku »

Cuma Hutbesi ve Hutbe Dinlemenin Âdâbı

Cuma Hutbesi ve Hutbe Dinlemenin Âdâbı

Hutbe okunurken dinlemek ve "âmin" dememek mi gerekir? Hutbe okunurken efendimizin ismi dahi geçse salavat getirmemek lazım diyorlar, bu doğru mu?

Cuma namazının geçerli olmasının şartlarından biri de Cuma’nın farz olan namazından önce hutbe okumaktır. Şöyle ki:

Vaktin girmesinden sonra mevcut cemaatın huzurunda bir hutbe okunması gerekir. Bunun içindir ki, hutbe okunurken cemaat bulunmayıp da sonradan namazda bulunacak olsalar, namazları caiz olmaz.

Cemaatin hutbeyi işitmesi şart değildir. Sadece hazır bulunmaları yeterlidir. Hutbe esnasında bir mükellef erkeğin, misafir olsa dahi, bulunması yeterli görülmektedir.

Cuma hutbesinin rüknü, İmamı Azam'a göre, Allah'ı zikirden ibarettir.

Devamını Oku »

Ahmed Nazif ÇELEBİ’nin Denizli Müdafaası

Bediüzzaman'ın vârislerinden Kastamonulu Ahmed Nazîf Çelebi’nin müdâfaasıdır. 

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ 

İnebolulu Ahmed Nazîf Çelebi’nin müdâfaasıdır.

Muhterem hey’et-i hâkime!

İddiâ makamının hakkımdaki isnâdâtı, evvel-âhir aleyhimde şiddet ve ehemmiyetini gerçi muhâfaza etmekte ve müddeî-i umûmîlik yüksek vazîfesini hak ve adâlet terâzisiyle ölçmek şöyle dursun, sırf tek bir cebheden ve açık ve zâhir olan adâlet terâzisinin bir kefesine bizi koymak sûretiyle ölçmek vazîfe-i asliyesi olan haklarımızı gözetmeyerek, haksız ve delilsiz ve kanunlarda yeri olmayan en ufak sebebler ile büyük bir cürüm delili mâhiyetini gösterip tecziyemi istemesi üzerine, bu talebin yerinde olmadığını şöylece isbat ederim:

Devamını Oku »