Ana Sayfa / Muhammed için Arama Sonuçları (Sayfa 144)

Muhammed için Arama Sonuçları

Hasretle geçer ömrümüz

Yazar: Selim GÜNDÜZALP Asr-ı saadetten bir hatıra ki, ömre bedel Ömrün içinde bir hasret ki, o ömür kadar güzel DÜNYA ve biz… Dalgalı deniz… Bazen iner, bazen yükseliriz. Bir kararda kalmayız. Hepimiz ama hepimiz. Az ya da çok, bir şeyler bekler, hayattan bir şeyler ümit ederiz. Sayısız şeylere hasretleniriz. Kimimiz …

Devamını Oku »

Lâfız nedir?

LAFIZ / LAFZ Kelime, aksan, söyleme, atma, atılan şey, kelam, söylenilen. Ayet ve hadislerin anlamlı terim ve sözcükleri ifade eden bir fıkıh usulü terimi. Kur’an-ı Kerim’de lafzın sözlük anlamı şöyle ifade edilir: “Hatırla ki insanın hem sağında, hem solunda oturan onun amellerini tesbit etmekte olan iki de melek vardır. O …

Devamını Oku »

Psodologi: Oryantalizm

Oryantalistler getto zekânın çocuklarıdırlar. Emperyalist Batı hem insanı öldürdü, hem de ilimleri bayağılaştırıp, gettolaştırdı. Sonsuz mekanlardaki pınar tazeliğini, kristal, billur örgünün mana ve rayihasından haberi yoktur. Tekniğine gelince, ufukta ve istikbalde ölümün nefesi kokuyor. Batı tekniğinin yüzde yüz bir “Epimetos” olduğunun, Batı’da da farkında olan ciddi ilim adamları ve düşünürleri …

Devamını Oku »

Takva, Vera’, Zühd, Zâhid

TAKVA kavramı için tıklayınız ☆☆☆ VERA’ Takvâ, sakınma, korunma, günahtan hassasiyetle kaçma ve korkma, haramlar bir tarafa, şüpheli olan şeylerden, mâlâyânî ve boş şeylerden uzak kalma. Vera’, kısaca “dînî hükümlere riayette titizlik” manasına gelir. Vera’, hayırlı ve övgüye değer amellere sarılıp, geçici dünya hevesi peşinde koşmayı terketmeyi gerektirir. Yine vera’, …

Devamını Oku »

Müslüman Şehri

Müslüman Şehri Yazar: Titus Burckhardt Türkçesi: Suat Filmer Şehir planlamacılığı sorunu, sanatın alanını çok çok aşar; çünkü müslüman şehri, müslüman toplumun hayatını bir bütün olarak tahayyül eder ve yansıtır. İşte bu gerçeğin kendisi, bize, sanatları, toplumsal hayattaki rolleri bağlamında incelememize izin verir. Dahası, ister bir şahsın -örneğin şehirleri kuran bir …

Devamını Oku »

Mustaz’af ve Müstekbir

MÜSTAZ’AF Cahiliyye toplumlarında toplumun çoğunluğunu teşkil eden, ezilen, hor görülen, güçsüz bırakılmış halk tabakası. Müstaz’af, “za-u-fe (zayıf oldu)” fiilinin istif’al babından ism-i mef’uldür. “Za-u-fe” kuvvetli olmanın zıddıdır. Masdarı olan “za’f-zayıflık” nefiste ve bedende olduğu gibi, durum ve vaziyette, akıl ve re’yde de olur. “İstaz’afahu” onu zayıf buldu, zayıf gördü anlamındadır …

Devamını Oku »

“Zengin olduk diye, lânet satın almak mı gerek?!

Yazar: Muhammed Z. Yıldız Zengin olan Karun şımardı ve haddi aştı! Karun’un hikayesini hepimiz az çok biliriz. Hz. Musa aleyhisselam zamanında yaşamış, İsrail oğullarından zengin bir adamdır. Allah-u Zülcelâl onun hakkında şöyle buyurur: “Kârûn, Mûsâ’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü-kuvvetli …

Devamını Oku »

Namık Kemal’le Renan’a karşı

Namık Kemal’le Renan’a karşı-I Yazan: İbrahim Kalın Bu makalede, “Osmanlı İmparatorluğu’nun en uzun asrı” 19’uncu yüzyılın düşünce dünyası hakkında bize önemli ipuçları sunan Namık Kemal’in Renan Müdafaanamesi’ni okuyacağız. Dönemin çok tartışılan “gelenek, modernlik, Batı, Osmanlı, İslam, bilim, akıl, hikmet, milliyet ve milliyetçilik” kavramlarının Namık Kemal’in lügatinde ne manaya geldiğini merak …

Devamını Oku »

Neseb

NESEB, NESEP Akrabalık, soy, baba tarafından olan soy bağlantısı; çocuğu ana-babasına ve ailesine bağlayan kan ve soy bağını ifade eden bir İslâm hukuku terimi. Neseb, ailenin kendisine dayandığı en güçlü dayanaktır. Aile fertleri bununla birbirine hısımlık, kan, biri diğerinin cü’zü ve parçası olacak şekilde bağlanır. Çocuk babasının bir parçası, babası …

Devamını Oku »

Kur’ân’ı Doğru Anlamak

Yazar: İdris TÜZÜN Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Kim Kur’ân’ı kendi görüşüne göre tefsir ederse, ateşte oturacağı yeri hazırlasın” Diyelim ki, bir kitabı anlayarak okudunuz. Peki, sizin anladıklarınızla kitabı yazan şahsın kastettiği mânâlar birbiriyle örtüşüyor mu? Acaba onun kastettiği şeylerle, sizin anladığınız şeyler aynı mı? Yazılanları yanlış anlamamız veya yazarın kastetmediği başka …

Devamını Oku »

Batı medeniyetine karşı İslâmi tezler ve Risâle-i Nur

Yazar: İdris TÜZÜN Sömürgecilik ve İslâm 15. yüzyılın sonlarından itibaren Avrupalıların gerçekleştirdiği coğrafi keşifler, sömürgecilik faaliyetlerinin de başlangıcını teşkil eder. İlk defa İspanyolların ve Portekizlilerin başlattığı sömürge faaliyetleri, zamanla İngiliz ve Fransızların başını çektiği faaliyetlere dönüştü. Dünyanın zenginlikleri batıya aktı. Sömürge faaliyetleri kolay olmuyordu tabii ki. Avrupalı sömürgeciler istila ettikleri …

Devamını Oku »

Şark usûlü ‘Game of Thrones’da ikinci perde

Suudi Arabistan Kralı Selman’dan sonra yerine geçmesi beklenen genç veliaht Bin Selman, kraliyete giden yolda, ‘mıntıka temizliğine’ kendisi için tehdit oluşturabilecek kuzenleriyle başlamış görünüyor. AA-İSTANBUL  Suudi Arabistan’daki iktidar oyununun birinci perdesini bu yılın haziran sonlarında seyretmiştik. Oyunun birinci perdesinin oynandığı o günlerde kaleme aldığımız makale şu cümlelerle sona ermekteydi: “Suudi …

Devamını Oku »

Ne Güzeldir Peygamber Duaları

Peygamber Dualarının Güzelliği Hidayette istikamet üzere olabilmek için “Doğru yolu bulmak ve hep orada kalmak!”; insanın en önemli meselesi budur. ‘Sırât-ı mustakîm’ dediğimiz, İslâm’ın aydınlık yolundan dışarı çıkmamak, her Müslüman’ın canla başla istemesi ve üzerinde titizlikle durması gereken konudur. Cenâb-ı Mevlâ hidayeti bir şekilde nasip edebilir; ama hep hidayet üzere …

Devamını Oku »

İçtihad Risalesi / Yirmi Yedinci Söz

Yirmi Yedinci Söz İçtihad Risalesi Beş altı sene mukaddem, Arabî bir risalede, içtihada dair yazdığım bir mesele, iki kardeşimin arzularıyla, o meseleye dair haddinden tecavüz edenin haddini bildirmek için şu söz, o mesele-i içtihadiyeye dair yazıldı. بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ وَلَوْ رَدُّوهُ اِلَى الرَّسُولِ وَ اِلٰٓى اُولِى الْاَمْرِ مِنْهُمْ لَعَلِمَهُ …

Devamını Oku »

Kırâat-ı Aşere

KIRÂAT-I AŞERE “On tâne birin okunması” veyâ “On tâne biri okuma işi”, “Kırâat ilminden on tânesini okuma; on tânesinin ilmini ve pratiğini yapma.” Arapça bir kelime olarak”Kırâat” kelimesi, (Ka-ra-e/yak-ra-u) aslından çekimi yapılan, semâ’î (yâni kâide dışı) bir mastardır. Türkçesi: “Okumak” demektir. “Kırâât” olarak çoğul yapılır ve bundan da “okumalar” anlamı …

Devamını Oku »