Ana Sayfa / Muhammed için Arama Sonuçları (Sayfa 152)

Muhammed için Arama Sonuçları

İlk Müslümanlar

İlk Müslümanlar ve çekilen sıkıntılar Peygamber efendimize, ilk vahyin gelmesinden sonra, ilk iman eden hazret-i Hadice validemizdir. Hiç tereddüt etmeden İslâmiyet’i hemen kabul edip, ilk Müslüman olma şerefine kavuştu. Hazret-i Hadice validimize, Cebrail aleyhisselamın öğrettiği gibi abdest almasını öğretti. Sonra Peygamber efendimiz imam oldu, birlikte iki rekat namaz kıldılar. Hadice …

Devamını Oku »

Kur’an ile ilgili kısa kısa

Vahiy Kâtibliği Peygamber Efendimiz (asm) ümmî olduğu için nâzil olan âyetleri okuma yazma bilen sahâbelerine yazdırmıştır. Âyetleri Peygamber Efendimiz’den (asm) duyarak yazan bu sahâbelere vahiy kâtibi denilmektedir. Mekke’de ilk vahiy kâtibliğini Abdullah bin Sa’d bin Ebi Sarh (ra), Medine’de ise, Ubey bin Ka’b (ra) yapmıştır. Ondan sonra Zeyd bin Sabit …

Devamını Oku »

Bediüzzaman Yavuz Sultan Selim Camii’nde / Prof. Dr. Himmet UÇ

İstanbul Fatih semti iki büyük büyük Osmanlı padişahının kabri şeriflerine ve camiilerine sahiplik eder. İki cami birinden diğerine gidilecek bir koridor cadde ille birbirine bağlıdır. Kabirlerin ziyarete açık olmadıkları dönemde üniversitede öğrenciydim, Yavuz Sultan Selim hazretlerinin mezarına gittiğimde kapalı idi önünde bir inek otluyordu. O bir inek miydi yoksa maveradan …

Devamını Oku »

Kur’an-ı Kerim’in Tercümesi Konusu ve İlk Kur’an Tercümeleri / Mealleri

 KUR’AN-I KERİM’İN TERCÜMESİ KONUSU VE İLK KUR’AN TERCÜMELERİ Kur’ân-ı Kerîm’de veya hadiste Kur’an’ın başka dillere tercümesini açıkça emreden yahut yasaklayan bir ifade yoktur. Ancak bilhassa fıkıh ekollerinin oluştuğu dönemlerden itibaren bu hususun tartışmalara konu edildiği görülür. Bir kısım âlimler, bazı âyetlere ve sünnetteki uygulamalara bakarak Kur’an’ın tercümesini zaruri görürken diğer bir …

Devamını Oku »

Tebliğde Neye Dikkat Edelim / M. Numan ÖZEL

Tebliğ: Ulaştırmak. Götürmek. Bildirmek. Eriştirmek. Manalarına gelmektedir. İnsanlık tarihi boyunca tebliğ daima aktif olarak var olan bir kavram ve fiildir. Beşeriyet muktezası olarak insanlar sözlü olarak efkarını, meramını izhar etmiştir. Fikirlerin aktarımı ve anlatılması için sözlü fiil daima en fazla kullanılan metoddur. Fikir adamları düşüncelerini sempozyumlar, açık oturumlar, müzakereler veya …

Devamını Oku »

Hindistan, Bizim İçin Neredeyse İkinci Bir Endülüs

Yazan: Abdülkadir Macit Geçtiğimiz günlerde İLEM ekibi olarak bir konferans maksadıyla Hindistan ziyareti gerçekleştirdik. Bu ziyaret kapsamında Delhi (eski adı Şahcihânâbâd) ve Agra (eski adı Ekberâbâd) şehirlerini gezdik. İtiraf edeyim ki, bir yanda küçük bir azınlığın olağan üstü bir refah içinde, buna karşılık büyük çoğunluğun sefalet içinde bir hayat yaşadığı …

Devamını Oku »

İki Mektebi Musibetin Şahadetnamesi veya Divan-ı Harbi Örfi ve Müsbet Hareket / Prof. Dr. Himmet UÇ

Eserin yayınının başındaki cümleler  konunun ne  kadar güncel olduğunu gösterir. “Yarım asır evvel tab edilen  bu müdafaayı  bu asra daha muvafık gördük. Güya o zamandan elli sene sonra bir hiss-i kablelvuku ile  bir nevi ihbar-ı gaybi olarak hayat-ı ictimaiyeyi alakadar  eden çok hakikatlere temas ettiğinden  meşredildi.” Örgütlü davranışlar ve gruplar …

Devamını Oku »

Zaruriyat-ı Diniyye Nelerdir?

ZARÛRÂT-I DİNİYYE Bir Müslüman için din yönünden bilinmesi gereken, Hz. Muhammed (s.a.s)’in Allah tarafından tebliğ edip haber verdiği kesin olarak belli esas, hüküm ve haberler. Zaruret, sözlükte; ihtiyaç, çaresiz sıkıntı, meşakkat demektir. Çoğulu “zarurat” ve “zarair” dir. Zarurat-ı diniyye tamlaması; “dine ait zaruretler” yani “dine ait olup bilinmesi ve inanılması …

Devamını Oku »

Hüsnü Bayramoğlu Ağabey’den Kurban Bayramı Lâhikası

 Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hayattaki son yakın talebesi, vârisi ve Risale-i Nur’un hizmet tarzı noktasında mutlak vekili Hüsnü Bayramoğlu, Kurban Bayramı münasebetiyle bir lahika yayınladı. Önemli hususlara değinilen açıklama şöyle: >بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ   Aziz, sebatkâr, fedakâr, sıddık kardeşlerim, … …

Devamını Oku »

Tutarsızlıklarımızın Sebebi / M. Numan ÖZEL

İnsan, bir çok işleve sahip olan bir sistem demektir. Ama bu sistem o kadar çetrefillidir ki bir anı bir anını tutmamaktadır. On sekiz bin alem dürülmüş paket program olarak insan ismi verilen sisteme takılmıştır. Temsilde hata olmasın sistemin ana kartı insan; on sekiz bin âlem ise paket programdır. Bu sistem …

Devamını Oku »

Zaruret; Muztar Kalma / Izdırar Hâli

IZDIRAR Şiddetli sıkıntıya düşmek, bir şeye muhtaç olmak. Aynı kökten bir isim olan zaruret kelimesi “şiddetli sıkıntı” anlamına gelir. “Zaruret beni şunu yapmaya mecbur etti”, “Filan şuna ve şuna muzdar kaldı, yani şiddetli sıkıntı yüzünden şunları şunları yapmak zorunda kaldı” denir (İbn Manzur, Lisanü’l-Arab, Beyrut 1955, IV, 483). Dinde ıztırar …

Devamını Oku »

Cennet Nedir? Nasıl Bir Yerdir?

CENNET Ağaçlı bahçe; yeşillikleri bol bostan; sık dal ve yaprakları ile yeri gölgelendiren hurmalık ve bağlık. Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve müttaki kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun …

Devamını Oku »

Background ve İnsan / M. Numan ÖZEL

İnsan demek o kadar ihatası ve kapsama alanı geniş olan bir tabirdir ki hakkında on sekiz bin âlemin envaı kadar yazılar yazılması, sarf-ı kelam edilmesi akıldan uzak değildir. Tabiki bu donanıma/background’a sahip olmak gerekir. Background nispetinde insanda iz’an ve iltizam hasıl olmaktadır. Bu ister şahsi ister içtimai isterse siyasal meselelerde …

Devamını Oku »

Kütüb-ü Sitte’den Alım-Satım Konulu Hadis-i Şerifler

Kütüb-ü Sitte’den Alım-Satım, Ticaret Konulu Hadis-i Şerifler KAZANCA TEŞVİK 6618 – Mikdam İbnu Ma’dikerb ez-Zübeydi (R.a) anlatıyor: “Resulullah (S.a.v) buyurdular ki: “Kişi elinin emeğiyle kazandığından daha temiz bir kazanç elde etmemiştir. Kişinin nefsine, ailesine, çocuğuna ve hizmetçisine harcadığı sadakadır.” 6619 – İbnu Ömer (R.a) anlatıyor: “Resulullah (S.a.v) buyurdular ki: “Emin, …

Devamını Oku »

Mütâreke Sonrasında Kastamonu’ya Gelen Ünlü İsimler

Yrd. Doç. Dr. Mustafa ESKİ* ÖZET Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara’nın dışarıyla bağlantısı daha ziyade İnebolu – Kastamonu üzerinden sağlanmıştır. Silah ve cephane nakliyatının dışında, yurt dışından veya İstanbul’dan gelip Ankara’ya giden kişiler de aynı yolu izlemişlerdir. Bu nedenle çok sayıda yerli ve yabancı önemli şahsiyet Kastamonu’dan gelip geçmiştir. Açıksöz gazetesi …

Devamını Oku »