Ana Sayfa / Peygamber için Arama Sonuçları (Sayfa 170)

Peygamber için Arama Sonuçları

Edebiyatımızda Kerbelâ Mersiyeleri

Fuzûlî’nin Âl-i Abâ Mersiyesi 1 Mâh-ı Muharrem oldu şafakdan çıkup hilâl Kılmış ‘azâ döküp yüze hûn-birle eşk-i âl   Evlâd-ı Mustafâ’ya meded kılmamış Fırât Geçirmesin mi yerlere anı bu infi’âl   Çokdur hikâyet-i elem-i Şâh-ı Kerbelâ Elbette çok hikâyet olur mûcib-i melâl   İbretle bak gam-ı şühedâ şerhin etmeğe Her …

Devamını Oku »

Necip Fazıl’ın Kaleminden Hz. Hüseyin ve Kerbelâ

Hazret-i Hüseyn Kûfe’ye gitmek için sefer hazırlığını tamamlamakla meşgul… Tam yola çıkacağı sırada, evvelâ Ömer Bin Abdürrahman, sonra ibn-i Abbas, karşısına çıktılar ve yalvardılar: – Kûfe’ye gitme! Oranın halkı dönektir. Sen Arabın efendisi bulunuyorsun! Hicaz halkı senin peşindedir. Mekke’de kal ve biy’at imkânını burada hazırla! Eğer Iraklılar vaadlerinde sadıksa, ne …

Devamını Oku »

Bir Vahdet Kahramanı Olarak Hz. Hasan (ra)

Yazar: Muhammed Emin Yıldırım Allah’a hamd, Resûlü’ne salât ve selam, O’nun Ehl-i Beyt’ine ve ashâbı­na selam, hayat defterinin sayfalarından bazı güzellikleri aralayacağımız önemli bir sîma olan Hz. Peygamber’in (sas) aziz torunu Hz. Hasan’a selam, kıyamete kadar yol­larını ashâbın yolu kılmaya çalışan tüm Müslüman, Muvahhid ve Mücahit­lere de selam olsun. Hz. Hasan …

Devamını Oku »

Sahabe Müdafaası: Kırtas Hadisesi vb

Yazar: İhsan Şenocak  Giriş Bir pazartesi gecesiydi. Fatih’in çevresinde Haliç’e bakan bir evde dört köşesi kitaplarla dolu bir odada “Usûl-i Fıkıh” okuyorduk. Aslında başka dersler de vardı okuduklarımız arasında. Fakat bahse konu olan zamanda, rahlelerin üzerinde sadece “Usûl” kitapları bulunuyordu. Dersin son anlarına doğru içeriye uzun boylu, kırk yaşlarında birisi girdi. …

Devamını Oku »

Hıllet ve Uhuvvet

Geçenlerde 20. Lem’ayı “döne döne” okuyanların içinde bulunuyordum. Baştaki ibare beni derin derin düşündürdü. “Bu Lem’a lâakal her onbeş günde bir defa okunmalı.” Düşündüm ki okumak için okuyucu, yani bir “kári” olmalı. Yani “ıkra” emrini icra eden biri bulunmalı. İkra’nın mânasını bir tefsir, “anlayarak söylemek” şeklinde izah ediyor. Yani sadece harfleri seslendirmek ya …

Devamını Oku »

“Nurun Mânevî Avukatı Ahmet Feyzi Kul” Ağabeyin Son Afyon Müdafaaları – 5

Cevab: Lafzatullahın adedi karşılığı 66 rakamıdır. Bunu ikiye katlayınca 132 çıkar ki: Yukarıdan beri izah edildiği şekilde ism-i pâk-i Muhammed (asm)’dir. Sayın savcı iyi dikkat buyursunlar, şimdi bu şayan-ı hayret tevafukun bulunmasıyla Peygamberi Âlişan Efendimiz –hâşâ- Zat-ı Ecelli Â’laya mı benzetilmiş oluyor? Lafzatullah yazılı bir levhayı âyinenin karşısına koyar isek …

Devamını Oku »

“Nurun Mânevî Avukatı Ahmet Feyzi Kul” Ağabeyin Son Afyon Müdafaaları – 4

Sayın Savcı son mütalaasını iki bölüme ayırmıştır. Bunlardan birincisi: Bizi behemehal (herhalde) cemiyetçi yapmak ve o suretle cezalandırabilmek gayret ve hırsı ile bir araya topladığı özenişlerinin yekûnu… Diğeri de: Bizim bu memleket ve millete muzır fikirlere sahib olduğumuzu isbat edebilmek kaygısıyla serd ettiği delâil… Birinci kısımda Sayın Savcı, çeşitli muğalataları …

Devamını Oku »

Aşura bir muhallebi yeme bayramı değil!

Dünya Bizim sitesinden Muaz Ergü’nün yazısı: Her şeyi sulandıran, anlamından, bağlamından koparan modern zamanlar, aşura gününü de bir tüketim nesnesine indirgeme gayretinde.. … Muharrem ayının on’ u. Günlerden Aşura. “Büyük Kefaret Günü”… Günlerden bir gün, takvimlerden yırtılıp atılan bir yaprak değil o gün. Kimileyin insanlığın yükseliş destanına, kimileyin de derin trajedimize …

Devamını Oku »

“Nurun Mânevî Avukatı Ahmet Feyzi Kul” Ağabeyin Son Afyon Müdafaaları – 3

Sayın Hakimler! Huzurunuzda bulunanlar müfsit ve idlâlkâr değildirler. Memleketin emniyetine su-i kast eden bozguncular değildirler. Dini alet yaparak makasıd-ı süfliye peşinde koşan sahtekarlar değildirler. Devletle ve idare ile mübarezeye kalkışmış ve milletin huzurunu selbedecek fenalıkları millete telkin etmiş anarşi unsuru değillerdir. Onların böyle süfli şeylerle alakaları yoktur. Onlar böyle mülevves …

Devamını Oku »

Güneydoğu Anadolu’da Seyyidler

Yazar: Abdurrahman ADAK 1 Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Güneydoğu Anadolu’da gelenekçi yapı son zamanlara kadar hüküm sürmüş, seyyidler de bu yapının önemli öğelerinden birini teşkil etmiştir. Modern yaşam tarzına daha erken dönemde adapte olduğu için seyyidlik olgusuna da daha az rastlanan Batı Anadolu’nun aksine, Güneydoğu Anadolu’daki baskın seyyidlik olgusu …

Devamını Oku »

Aşura Nedir? Aşura Gününde Neler Oldu?

Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu günü Aşura günüdür. Kelimenin de Arapça’da on sayısıyla aynı yani “aşr” kökünden geldiği bilinmektedir. İslam öncesi dönemden itibaren de birçok din ve inanç tarafından bu güne özel bir önem atfedile gelmiştir. Geçtiğimiz hafta Hicri yılbaşı ile birlikte içinde bulunmaya başladığımız Muharrem ayı hem Hicri …

Devamını Oku »

Hz. Hüseyin’in şehit edildiği Kerbelâ olayı nasıl oldu?

Hz. Hüseyin’in şehit edildiği Kerbelâ olayı nasıl oldu? 10 Muharrem, yani Aşure günü yaklaşıyor.  Hz. Hüseyin’in şehit edilmesini hatırladığımız gün. Alevilikte ve Ehl-i Sünnette çok büyük önem taşıyan bu günü, Kerbela olayını, Doç. Dr. İlyas Üzümcü anlattı. Hicrî takvimle 10 Muharrem 61, miladi takvimle 10 Ekim 680 yılında cereyan eden …

Devamını Oku »

Allah’ın övdüğü kullar: 4

Fâtır Allah’ın kitabını okuyan, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık bağışta bulunan kimseler, hiç ziyan ihtimali olmayan bir ticareti ümit edebilirler. Çünkü Allah onların ödüllerini eksiksiz verecek, üstüne de lütuf ve ihsanıyla daha fazlasını bağışlayacaktır. Zira O çok bağışlayan ve şükrün karşılığını verendir. Sana …

Devamını Oku »

Zikrin Önemi

Zikrin Ehemmiyeti Yazar: Mehmed Kırkıncı (rha)  Zikir; kelime manasıyla “hatırlamak” demektir. Istılahta ise Cenab-ı Hakk’ın esmasını, kibriya ve ulûhiyetini kalben ve lisanen anmaktır. Evet, zikir, Allah ile kul arasında irtibatı ve münasebeti kuracak en önemli vasıtalardan biridir. Zikir; ibadetin özü ve özetidir. Zikir, kalpten gaflet perdesini kaldırır, kişiyi Allah’a yaklaştırır ve O’na dost eder. …

Devamını Oku »

Bir Cihan Soyu Olarak Ehl-iBeyt *

Yazan: Gülgûn UYAR Doç. Dr., Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Soy kütüğü anlamına gelen neseb (çoğulu ensâb), bir kişinin aile geçmişini bildiren kimlik bilgisidir. İslâmiyet, soyla övünmeyi yasaklayıp asabiyet duygusunu besleyen soy üstünlüğü düşüncesini reddetmekle birlikte, fertlerin sadece belli bazı sebeplerle soy ağaçlarını bilmelerini gerekli görmüştür. Nesebin bilinmesini lüzumlu kılan sebepler …

Devamını Oku »