Ana Sayfa / Namaz için Arama Sonuçları (Sayfa 177)

Namaz için Arama Sonuçları

Zımmî, harbî, müste’men nedir?

ZİMMÎ Mal, can, ırz ve dini için İslam devleti tarafından güvence verilmiş olan ehl-i kitap. Zimmet ehlinden bir kişi. Zimmet; söz, güvence, kefalet, hak, saygı, kendileriyle anlaşma yapılan topluluk anlamlarına gelir. Ehl-i zimmet ise; hristiyan, yahudi ve başkaları gibi ehl-i kitaptan İslam yurdunda oturanlardan kendileriyle anlaşma yapılanlar demektir. Zimmetin çoğulu …

Devamını Oku »

Ey ihtiyarsız, süratle kabre, haşre, ebede giden.. / Nur’un İlk Kapısı’ndan

BEŞİNCİ DERS بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌ وَاِنَّ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ لَهِىَ الْحَيَوَانُ Ey ihtiyarsız, süratle kabre, haşre, ebede giden Said-i şakî! Bil ki: Uzun ve kısalığı nisbetinde iki hayatın levazımatını tahsil etmek için Mâlik-i Kerîm sana, bir sermaye-i ömür verdiği halde sen o sermayenin …

Devamını Oku »

Peygambersiz Din Olmaz / Şevket ÖZSOY

Bilindiği gibi dinimizin iki temel kaynağından birisi Allah Kelâmı olan Kur’ân-ı Kerîm, ikincisi ise Peygamber  aleyhissalât ü vesselâm Efendimiz’in söz ve fiilleri olan sünnetidir. Her ikisinin de asıl kaynağı ise VAHİYdir.  “Vahy”in; gizli konuşma, emretme, ilham etme, fısıldama, seslenme gibi anlamları vardır. Yüce Allah’ın vasıtasız olarak ya da değişik vasıtalarla …

Devamını Oku »

Nesh ve Hikmeti / İmam Maturidi

Biz bir âyeti nesheder veya unutturursak mutlaka onun daha hayırlısını veya dengini getiririz. Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin?(Bakara,106.Ayet Meali) [Nesih ve Hikmeti] Biz bir âyeti nesheder veya unutturursak. Kelâm âlimlerinden bazıları şöyle dedi: Levh-i mahfûzdan siler yahut orada bırakırsak. Şöyle de denildi:Biz bir âyeti nesheder, yani diğer âyet mukabilinde kaldırırsak …

Devamını Oku »

Herkes için şu hayat denilen süratli seferde, kabre iki yol vardır / Nur’un İlk Kapısı’ndan

DÖRDÜNCÜ DERS اِنَّ الْاَبْرَارَ لَفٖى نَعٖيمٍ ۞ وَاِنَّ الْفُجَّارَ لَفٖى جَحٖيمٍ Ey Said-i gafil! Herkes için şu hayat denilen süratli seferde, kabre iki yol vardır. O iki yol, uzun ve kısalıkta müsavidirler. Lâkin birisinde zararsız olmakla beraber, bir menfaat-i azîme olduğu, mütevatir ehl-i şuhud ve ihtisasın şehadet ve icmalarıyla sabittir. …

Devamını Oku »

Yemin ve Yemin Çeşitleri

YEMİN Sağ el; bereket; güç, kuvvet ve güzel mevki, yaralayıcı; kişinin bir haberi kuvvetlendirmek veya bir işi yapıp yapmamak hususundaki azim ve iddiaya güç vermek için Allah’a kasem ya da boşama ve köle azadı gibi bir şeye bağlamak suretiyle akit etmesi anlamında bir fıkıh terimi. Yemin daha çok Allah’ın isimleri …

Devamını Oku »

Fütüvvet, Ahîlik, Ahî nedir?

FÜTÜVVET Delikanlılık, yiğitlik anlamında Kur’ani bir terim. Fetâ çoğul fitye; genç, delikanlı, yiğit. Ashab-ı Kehf’in anlattığı kıssada Allahu Teala mağaraya sığınan insanların genç, yiğitler olduğunu belirtmektedir: “Gerçekten bunlar rablerine iman eden genç yiğitlerdi” (el-Kehf 18/13). Mağaraya sığınan insanların en önemli özelliklerinin “İmanlı gençler” olması İslam’ın gençliğe verdiği önemin en güzel …

Devamını Oku »

Modern Eğitimin Doğuşu ve Batı Eğitim Düşüncesinin Kökleri

Mustafa Gündüz (Yıldız Teknik Üniversitesi) Batı’nın eğitim düşüncesinin derin kökleri vardır. Ama bu kökler arasında büyük ölçüde Antik Yunan ve Roma deneyimleriyle, Hristiyan ve Yahudi birikimi üzerine şekillenen bir bina görülür. Bu birikim, Orta Çağ sonlarında hümanizm, Rönesans ve Reform hareketleri sonrasında değişmiş, Aydınlanma ve sanayi toplumunda ise yepyeni boyutlar …

Devamını Oku »

Bir “Çarıkçı İhsan Ağa”, Bir de “Sarı Gardiyan” Lazım / Oğuz CANDARLI

Yaklaşık altı yıl kadar önce, o gün 88 yaşında olan, nur yüzlü, güngörmüş, eski bakırcı esnaflarından Mehmet Eşkil amcayla tanıştırdı Rabbim, bir dostu vesile kılarak. Kendisinden çok hatıralar dinledim, bir kısmını olsun yazmak istedim, tarihe not düşülsün, adı yaşasın, hatıraları bize ve bizden sonrakilere ders olsun diye. Orhan Salcı kardeşimiz, …

Devamını Oku »

Eski Zamanlarda İlim Yolculukları: Er-Rıhlâtu’l-İlmiyye

İlim öğrenmeye verilen önem, bizzat ilmin kendisine verilen önemle doğru orantılıdır. Geçmiş nesillerimiz ilim öğrenmeyi hayatın en ciddi meşgalelerinden biri, hatta bir ibadet olarak sayıyor, bu sebeple ilim öğrenme yolunda büyük fedakârlıklara katlanıyordu. Allah’ın sözünü yüce tutmak adına nelerin göze alındığını samimi Müslümanlığın bir ölçüsü olarak görmek doğru ise, bize …

Devamını Oku »

Metruk Arazi nedir?

METRÛK ARAZİ Terkedilmiş, hal üzerine bırakılmış arazi. Toplum yararına terkedilmiş toprakları ifade eden bir İslam hukuku terimi. Osmanlı Devletinin arazî uygulamasında toplumun istifadesine bırakılan yerler iki kısma ayrılmıştır. a) Bütün ülke halkının istifadesine arzedilmiş yerler: Umumî yollar, parklar, meydanlar, namazgahlar gibi. b) Belli bir yerleşim merkezindeki halkın istifadesine ayrılmış yerler: …

Devamını Oku »

Fatiha-i Şerife denizinden bir katre / On Beşinci Şua’dan

Fatiha-i Şerife’nin Bir Muhtasar Hülâsası Üçüncü Medrese-i Yusufiyede, muvakkat pek az bir zamanda, tecritten temasa naklimde verilen yalnız bir tek dersin  İKİNCİ KISMI Hapiste Nur şakirdlerine kısacık bir ders numunesidir. O da şudur: Fatiha-i Şerife denizinden bir katre ve güneşindeki elvan-ı seb’a yani ziyasındaki yedi renginden bir tek lem’a beyan …

Devamını Oku »

KASTAMONU’DA TÜRK İSKÂNININ GERÇEKLEŞMESİNDE ZÂVİYELERİN ROLÜNE BİR ÖRNEK: SEYDİLER’DE ŞEYH EMRE ZAVİYESİ

KASTAMONU’DA TÜRK İSKÂNININ GERÇEKLEŞMESİNDE ZÂVİYELERİN ROLÜNE BİR ÖRNEK: SEYDİLER’DE ŞEYH EMRE ZAVİYESİ Makaleyi indirmek isterseniz alttaki başlığı tıklayınız. KASTAMONU SEYDILER SEYH EMRE (EMRESULTAN) EMRELER Doç. Dr. Cevdet YAKUPOĞLU (Kastamonu Üniversitesi) Özet Selçukluların Anadolu fetihleri esnasında Batı Karadeniz’de ilk ele geçirdikleri yerlerden biri olan Kastamonu’da bu devletin “Uc Beyliği” olarak ortaya …

Devamını Oku »

Mesnevî-i Nuriye’den; Şu’le

Mesnevî-i Nuriye’den; Şu’le بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ İ’lem eyyühe’l-aziz! Bütün esma-i hüsnanın ifade ettiği manalar ile bütün sıfât-ı kemaliyeye lafza-i Celal olan “Allah” bi’l-iltizam delâlet eder. Sair ism-i haslar yalnız müsemmalarına delâlet eder. Sıfatlara delâletleri yoktur. Çünkü sıfatlar, müsemmalarına cüz olmadığı gibi aralarında lüzum-u beyyin de yoktur. Bu itibarla ne tazammunen …

Devamını Oku »

Haşyet

HAŞYET Korku anlamına gelen ve Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette geçen “Havf” ile eşanlamlı bir kelime. Eşanlamlı olmalarına karşılık, literatürde havf daha çok maddi olan, gözle görülür sebeplerden kaynaklanan korkuyu; haşyet ise saygıdan doğan, ümide yönelik, yüceltmeyle birlikte bulunan bir korku duyma durumunu anlatmak için kullanıla gelmiştir. Havf, dünyevi bir korku; …

Devamını Oku »