Yirmi İkinci Söz İki makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ وَيَضْرِبُ اللّٰهُ الْاَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ۞ وَ تِلْكَ الْاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ Bir zaman iki adam, bir havuzda yıkandılar. Fevkalâde bir tesir altında kendilerinden geçtiler. Gözlerini açtıkları vakit gördüler ki acib bir âleme götürülmüşler. Öyle bir âlem …
Devamını Oku »Peygamber için Arama Sonuçları
Müslümana Zarâfet ve Nezâket Yakışır
İSLÂM’DA NEZÂKET VE ZARÂFETİN ÖNEMİ İslâm, müslümanın hayatında, samimî ve gösterişten uzak bir nezâketin hâkim olmasını istemektedir. Giyimde, kuşamda, oturup kalkmada, konuşmada, yürümede, bakmada, bir şey isterken, verirken, hâsılı her türlü beşerî münâsebetlerde, hattâ duygu ve düşüncede bile incelik ve nezâket kâidelerine riâyet etmek îcâb eder. MÜSLÜMAN AFFETMESİNİ BİLMELİDİR Bir …
Devamını Oku »Yıldız Ramazanoğlu, amcası Mustafa Ramazanoğlu’nu anlatıyor
Bediüzzaman’a bağlanması bir garip olmuş Yazar: Yıldız Ramazanoğlu Üstadların rahle-i tedrisatından geçen isimlerin halleri farklı oluyor. Yıldız Ramazanoğlu amcasını, Mustafa Ramazanoğlu’nu anlatıyor. Mustafa amcam kendi halinde bir tüccardı. Beyaz eşya ticareti yapardı Maraş’ta. İslam’ın pratikleriyle bir ünsiyeti olmasa da Üstad Necip Fazıl’ın çıkardığı Büyük Doğu dergisini okumaktan geri durmazdı. İş …
Devamını Oku »Müellefe-i Kulûb
MÜELLEFE-İ KULÛB Kalbleri ısındırılan, yumuşatılan kimseler. Bir terim olarak, müellefe-i kulûb; zekât verilmek sûretiyle kalpleri İslâm’a karşı yumuşatılmak, zararsız hale getirilmek veya dinde sebat ettirilmek istenen kimseleri ifade eder. Müslümanların sayısının az, güç ve kuvvetlerinin zayıf olduğu devirlerde bu sınıf, müşriklerin etkisiz hâle getirilmesinde, yeni müslüman olmuş zayıf inançlı kişilerin …
Devamını Oku »“Gençlere ‘Neden evlenmiyorsun?’ diye sorulmaz.”
Vâize Fatma Bayram: “Gençlere ‘Neden evlenmiyorsun?’ diye sorulmaz.” Röportaj: Ayşegül Nalçacı Fatma Bayram, Türkiye çapında tanınmış bir vaize. Bir Vaizenin Günlüğü adlı bir kitabı var. “Fatma Hocanım” düzenli bir şekilde toplumun değişik kesimleri ile bir araya geldiği için insanların dertlerine ve deva arayışlarına yakından tanık. Kendisi henüz çiçeği burnunda bir …
Devamını Oku »İblisin ilkaatına karşı Kur’an-ı Hakîm’in feyzinden üç nükte ve Mu’cizat-ı enbiya yüzünde parlayan bir lem’a-i i’caz-ı Kur’an; 20. Söz / Sözler
Yirminci Söz İki Makamdır Birinci Makam بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْلٖيسَ ۞ اِنَّ اللّٰهَ يَاْمُرُكُمْ اَنْ تَذْبَحُوا بَقَرَةً ۞ ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ فَهِىَ كَالْحِجَارَةِ اَوْ اَشَدُّ قَسْوَةً Bir gün şu âyetleri okurken iblisin ilkaatına karşı Kur’an-ı Hakîm’in feyzinden üç nükte …
Devamını Oku »11 Maddede Sünnette Gülmek ve Tebessüm
Unutulmaya Yüz Tutmuş Sünnetlerden: Gülümsemek Betul tarafından hazırlanmıştır. 1. Güler yüz ve merhamet irşadda esastır Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla “Sen huysuz, katı kalpli biri olsaydın, etrafından dağılıp giderlerdi.” [Âl-i İmran, 159] 2. Mü’minler birbirine karşı güler yüzlü olmalıdır Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Din kardeşini güler yüzle karşılamak …
Devamını Oku »Hadislerle İslam’da Sıla-i Rahim / Akrabalık Hukuku
HADİSLERLE İSLÂM’DA SILA-İ RAHİM / AKRABALIK HUKUKU* Abdullah b. Amr’dan nakledildiğine göre, Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Merhametliler, Rahmân’ın merhamet ettiği kimselerdir. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin! ‘Rahim’ Rahmân’(dan) bir bağdır. Kim onunla irtibatını sürdürürse Allah da onunla irtibatını sürdürür; kim de onu koparırsa Allah da …
Devamını Oku »Havâic-i Asliyye / Temel İhtiyaçlar
HAVÂİC-İ ASLİYYE / Temel İhtiyaçlar Hâcet, çoğulu Havâic; ihtiyaç. Aslî; temel, esas. Hâcet-i asliyye; temel ihtiyaç demektir. Bir zekât terim olarak; zekâttan muaf tutulan ve bir kimsenin kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin temel ihtiyaç maddelerini teşkil eden şeylerdir. Zekât yükümlüsü hür, müslüman, âkıl-bâliğ ve nisap miktarı mala sahip olan …
Devamını Oku »Risalet-i Ahmediyeye Dairdir; 19. Söz / Sözler
On Dokuzuncu Söz Risalet-i Ahmediyeye Dairdir وَ مَا مَدَحْتُ مُحَمَّدًا بِمَقَالَتٖى § وَ لٰكِنْ مَدَحْتُ مَقَالَتٖى بِمُحَمَّدٍ (ع.ص.م) Evet, şu söz güzeldir. Fakat onu güzelleştiren, güzellerin güzeli olan evsaf-ı Muhammediyedir. On dört reşehatı tazammun eden On Dördüncü Lem’a’nın Birinci Reşhası Rabb’imizi bize tarif eden üç büyük, küllî muarrif var. Birisi: Şu …
Devamını Oku »Hangi İnsan?
Yazar: Seher Küçük Mükerrem insan; en güzel sûret ve bedende yaratıldığı gibi, düşünme, aklını ve iradesini kullanma; îman, itaat ve takvâ çerçevesinde yaşama, sorumluluk duygusuyla yeryüzünde hak ve adaleti tesis etme, ahlak, vicdan ve merhamet duygularıyla yeryüzünü inşâ etme özelliklerine sahip bir canlıdır. İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar …
Devamını Oku »Miraç Yolculuğunun Sahibi / Vehbi KARA
Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın insanlığın en büyük peygamberi olduğunu ifaden eden bu hadis-i kutsi ki “levlâke levlâke lemâ halâktül eflâk – sen olmasaydın sen olmasaydın felekleri yaratmazdım” mealindeki hadis üzerinde çok durmak gerekiyor. Zira din adına ortaya çıkmış birçok insan bu hadis-i kutsi’nin manasını anlayamadığı gibi kalkıp itiraz edebiliyor. Bu insanların …
Devamını Oku »Baba sultandan oğul sultana Osmanlı vasiyeti
1 / 27 Sen de benim yolumdan git ve bu Din-i Muhammedi’yi ve ashabını, başka sana tabi olanları koru. 2 / 27 Allah’ın (c.c) hakkını ve kulların hukukunu gözet!.. 3 / 27 Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma. Ve adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe …
Devamını Oku »Şahs-ı Manevî nedir?
Yazar: Selahattin Altıntaş Bir kişinin şahs-ı manevisi; söylediği sözlerden, hâl ve durumundan ve yaptığı hareketlerden meydana gelir. Mesela: Mahallenize yeni bir komşu taşındı veya çalıştığınız işyerine yeni birisi geldi ve siz onu hiç tanımıyorsunuz. İşte bu kişinin sizin yanınızda şahs-ı manevisi yoktur. O yeni kişi yaptığı hareketlerle, konuşmaları ile, giyimi kuşamı ile …
Devamını Oku »Medeniyetin Kurucu Unsuru Olarak İslâm Dünyasında Kitabın Künyesi
Yazar: Muhammet Sönmez BAYRAKTAR Avcılar Müftülüğü, Vaiz “Kitap ölüleri konuşturur, dirilerin sözünü sana ulaştırır” – Câhiz1 İnsanoğlunun kitapla ilişkisi oldukça eskidir ve bilgi bağı olması dolayısıyla çok erken zamanlara kadar vardırılabilir. İnsanlar düşüncelerini aktarmak, birbirleriyle münasebet kurmak gibi sebeplerle çok farklı materyaller üzerine farklı şekillerle ve harflerle düşüncelerini, kayıtlarını aktarmışlardır. …
Devamını Oku »