Aşağıya dercettiğim mektubun ne zaman ve nasıl yazıldığını, Üstadımızın hissiyatını Hüsnü Ağabeyden sorduk. Hüsnü Ağabey şöyle ifade ettiler; 1955 senesi ve o senelerde Isparta’nın civar kazalarında ardı ardına medrese-i nuriyeler açılıyor, ve alakadar ağabeyler anahtarlarını getirip Üstadımızı davet ediyorlardı. Bir gün Üstadımız, Ceylan, Zübeyir, Bayram Ağabeyler ve ben bu medreseleri …
Devamını Oku »Sungur için Arama Sonuçları
Selahâddin Çelebi: Biz Dünyadan Gider Olduk / Mustafa ORAL
Selahâddin Çelebi, Nur fedakârlarından Ahmet Nazif Çelebi’nin oğludur. 1913 yılında İnebolu’da doğar. Babası ile birlikte yaptığı nur hizmetleri nedeniyle baba-oğul Çelebi hanedanı olarak anılır. Bediüzzaman tarafından da “İnebolu Kahramanları”, “Nurun Kahraman Şakirtleri”, “Nurun Ehemmiyetli Şakirtleri” unvanları verilir. Üstadın ismini ilk kez Kastamonu’da duyar. 1936 yılında Kastamonu’daki 131. Alaydan terhis olduğu …
Devamını Oku »Bu Hizmet, Kafa Feneri ile Yürümez! / M. Numan ÖZEL
“Bir insanı yakalamak ve kendine çekmek; onun o hissini okşamakla kendine bağlar, hem onun ile onu mağlub eder. Kardeşlerim hakkında en ziyade korktuğum, bunların bu zaîf damarından ehl-i ilhadın istifade etmek ihtimalidir. Bu hal beni çok düşündürüyor. Hakikî olmayan bazı bîçare dostlarımı o suretle çektiler, manen onları tehlikeye attılar.”[1] Hakiki …
Devamını Oku »OdaTv yazarı Asiye Güldoğan; FETÖ, İslamoğlu ve Risale-i Nur talebelerini yazdı
OdaTv yazarı: Nurcularla FETÖ arasında kocaman fark var! OdaTv yazarı Asiye Güldoğan; FETÖ, İslamoğlu ve Risale-i Nur talebelerini yazdı. “Nurcularla-FETÖ’nün ne farkı var” başlıklı yazısında FETÖ üzerinden Nur cemaatlerine de saldırıların başladığını ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması üzerine bu tartışmanın sona erdiğine dikkat çeken Güldoğan, Mustafa İslamoğlu’nu parlatan laik …
Devamını Oku »Hacızâde Mehmed Zaîfî
ZA’ÎFÎ, Mehmed(d.?/?-ö.?/?) divan şairi, danişment Kastamonuludur. Asıl adı Mehmed olup Hacızâde lakabıyla tanınmaktadır. Latîfî tazkiresinde şairle olan dostluğundan bahsettiğine göre Za’îfî 953/1546’da hayatta idi. Bilginler zümresinden olup onların da dindarlarından ve tasavvufa yönelenlerindendir. Danişmentliği bırakıp Nakşibendi tarikatına girdi. Zekî, iyi huylu biriydi. Latîfî’nin yakın dostudur. Latîfî, “Ağzından kötü bir söz …
Devamını Oku »Şâir Andelibî
ANDELÎBÎ (d.?/?-ö.?/?) divan şairi, imam, cüzhan Kastamonu’da doğdu. Asıl ismi Hasan’dır. Latifî’ye göre Fatih Sultan Mehmed’in (1432-1481) maiyetinde bulunan şairlerdendi. Gelibolulu Âlî, Şehzade Mahmud (1475-1506)’un mâdihlerinden olduğunu söyler. Âşık Çelebi’nin Andelîbî’nin şair Sebzî ile Kanûnî Sultan Süleyman (1494-1566)’ın Beykoz’da avlanması sırasında başlarından geçen bir olayı anlatması şairin Kanûnî döneminde de …
Devamını Oku »Küçük Mustafa Çelebi
TÛSÎ, Küçük Mustafa Çelebi
(d.?/?-ö.13 Şevval 1004/10 Haziran 1596)
Kastamonu’nun Tosya ilçesinde doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. Asıl adı Mustafa’dır. Küçük Mustafa Çelebi olarak tanındı. Tosya’da doğduğu için Tûsî mahlasını kullandı.
Medrese öğrenimi görerek Arabzâde Efendi’den mülâzım oldu. Kırk akçelik medreselerde müderrislik yaptıktan sonra Zilkade 982/Şubat-Mart 1575’te Bursa’daki Yıldırım Han Medresesi’ne müderris olarak atandı. Sonra sırasıyla Şaban 988/Eylül-Ekim 1580’de Şah Sultan, Şaban 990/Ağustos-Eylül 1582’de Hankâh, Safer 991/Şubat-Mart 1583’te Hasekî, Zilhicce 991/Aralık 1583’te Sahn, Şevval 995/Eylül-Ekim 1587’de Sultan Selim-i Kadim ve Cemâziyelâhır 997/Nisan-Mayıs 1589’da Süleymaniye medreselerinden birine müderris oldu.
Muharrem 1000/Ekim-Kasım 1591’de Şam kadılığına atandı. Cemâziyelâhır 1001/Mart-Nisan 1593’te Mekke kadısı oldu.
Devamını Oku »Mevlânâ Sun’î Çelebi
Mevlânâ Sun’î Çelebi
Sun’î, Kastamonulu divan şairlerindendir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Kaynaklarda ondan ittifakla “Necâtî Sun’î’si” olarak söz edilmiştir. Aynı mahlaslı diğer şairlerden daha önce yaşadığı için Latîfî şairi “kadîm” sıfatıyla anmış ve Necâtî’nin öğrencileri arasında bulunduğunu “merhûm Necâtî Beg şâkirdlerinden” ifadesiyle belirtmiştir
Devamını Oku »Hüsnü Bayramoğlu Ağabey’den Uhuvvet ve Tesanüd Lâhikası
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey'den Uhuvvet ve Tesanüd Lâhikası
Aziz sıddık fedâkar kardeşlerimiz,
Sizlerin âlem vüs'atinde yapmış olduğunuz külli hizmetlerinizi tebrik ve
Devamını Oku »Nur’un Erkân ve Saff-ı Evvelleri / Muhammed Numan ÖZEL
Nur’un Erkân ve Saff-ı Evvelleri
“Cenab-ı Hakk'a nâzır ve ona vâsıl olan yollar, kapılar; âlemin tabakaları, sahifeleri, mürekkebatı nisbetinde bir yekûn teşkil etmektedir.” [1] bu tariklerden birisi ve ahirzamanda en te’sirlisi ise kanaat-ı kat’iyye ile Risale-i Nur Hizmet dairesidir. Hal böyle olunca Risale-i Nur’un hizmet ve te’sir sahası genişlemektedir. Muhtelif mizaç ve istidad sahipleri dairenin içerisine girmekte ve kendilerini ya bu hizmetin rengi ile boyamakta “Sıbgatullah”(*) bunun zahiri göstergesi ise hâl u kâl ile görünmektedir. Bir de bu daireye girmiş ve kendisini hizmete değil de hizmeti kendisi sistemine uydurmaya çalışanlar da görülmektedir.
Bu kimseler umumi hukuka da yer yer saldırmaktadır.
Devamını Oku »Merhum Abdullah Yeğin ağabeyle yapılmış en geniş röportaj
Merhum Abdullah Ağabeyle yapılan en büyük röportaj
Merhum Abdullah Yeğin ağabeyin, İman ve Kur’an hizmeti ile geçen bereketli ömrünü bir röportaja sıkıştırmak mümkün değil. Merhum Hasan Feyzi abi Tarihçe-i Hayat’ta geçen bir şiirinde şöyle söyler:
"Kısa görüp denizleri damlalara çevirme,
Hakikatte her damlada gizli birer derya var."
Öyle de Risale-i Nur hizmetlerinde derya misal Merhum Abdullah Yeğin ağabeyimizin Üstad'la geçen her dakikası bizim için sırlarla dolu birkaç yıl gibidir. İşte biz bu dakikaları açmaya, dilimizin döndüğü kadar size tanıtmaya çalışacağız.Merhum Abdullah Yeğin Ağabeyi bu röportaj için ikna etmek bizim için kolay olmadı. Çünkü saff-ı evvel ağabeylerimiz kendilerinin nazara verilmesinin yerine haklı olarak her zaman Risale-i Nurun nazara verilmesini istiyorlar. Fakat bizim de arzumuz, Üstadın talebeleri olmaları hasebiyle onları tanımak, canlı bir misal olarak onları tanıdıktan sonra gelecek nesillere de bu örnek şahsiyetleri tanıtmak gibi bir hakkımız var.
Devamını Oku »Ehl-i ilme, kalemlerinizi kırın, demek istemiyoruz, fakat.. (Risale-i Nur’u Şerh ve İzah Meselesi)
Risale-i Nur’u Şerh ve İzah Meselesi
Ehl-i ilme kalemlerini kırın demek istemiyoruz, fakat..
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ
Sual: Risale-i Nur’un şerh ve izah edilmesi gerekli midir? Bazıları böyle yapıyorlar, bu hususta Risale-i Nur ne diyor? Üstadımızın izni var mı? İhtiyaç var mı? İhtiyaç varsa hangi noktalarda? Kimler şerh ve izah edebilir?
Bu gelen sualleri evvelâ Risale-i Nur’a soralım.
Daha sonra inşâallah Üstadımızın hayatta olan talebelerine soracağız. Üstadımızın tarz-ı tatbikiyle alâkalı olarak da hususen Hüsnü Ağabeye de sormak istiyoruz.
Devamını Oku »Risale-i Nur Dairesinde Meşveret / Sabri OKUR
Bayram Yüksel, Ali Uçar ve Mehmet Çiçek’i rahmetle anıyoruz
Bayram Yüksel, Ali Uçar ve Mehmet Çiçek'i Rahmetle Anıyoruz
Bugün, 19 Kasım, trafik kazası ile vefat eden Bayram Yüksel ağabeyin vefat yıldönümü
Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyin tevafuklu Kur’an açıklaması
Hüsnü Bayramoğlu Ağabeyin tevafuklu Kur'an açıklaması
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden Hüsnü Bayramoğlu lahika yayınladı
Emsalsiz kıymeti malik Osmanlı son devrinin gurubu olmayan hattatı merhum Hamid Aytaç’ın Hizmet Vakfı'nda neşredilen tevafuklu Kur’an’ı ve tevafuka dair bir mülahaza.
Aziz, sıddık, fedakar kardeşlerimiz
Devamını Oku »