Ana Sayfa / Muhammed için Arama Sonuçları (Sayfa 214)

Muhammed için Arama Sonuçları

SORULARLA KURBAN İBADETİ

SORULARLA KURBAN İBADETİ   Kurban kesmekle ilgili sık sorulan sorular ve cevapları Kurban ne demektir? Kurban, kelime anlamı ile yakınlaşma demektir. Buradan hareketle, kurban kesmek; Allah’a yakınlaşma gayesiyle, O’nun verdiği mallardan, kurban edilmesi mümkün olan birini, yine O’nun rızası için boğazlamak demektir.   Kurbanın dini dayanağı nedir? Kurban kesmek, ilk …

Devamını Oku »

Risâle-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı

RİSÂLE-İ NUR’DA VE HATIRALARDA KURBAN BAYRAMI Yeni hatıraların eklendiği makale için tıklayınız   RİSÂLE-İ NUR’DA KURBAN BAYRAMI   Bu makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi. Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber’lerle nev-i beşerin beşten birisine, üç yüz milyon insanlara birden Allahu ekber dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o Allahu …

Devamını Oku »

Risâle-i Nur Mesleğinde Sadakat Esası

RİSÂLE-İ NUR MESLEĞİNDE SADAKAT ESASI, DÜSTURU SADAKAT NEDİR, NASILDIR? Lügat manası: 1. (Sıdk.dan) Dostluk, bir kimseye Allah (C.C) için kalpten bağlılık, kalbî ve samimî doğrulukla olan dostluk. Dostlukta sebat, vefadarlık. (Yeni Lügat, Abdullah YEĞİN). 2. Bir ameli, Allah emrettiği için yapmak, ihlâs; emredildiği gibi yapmak ise sadakattir. Sadakatin bir manevî, …

Devamını Oku »

PEYGAMBERİMİZİ (a.s.m.) KABUL ETMEYENİN İMANI

PEYGAMBERİMİZİ (a.s.m.) KABUL ETMEYENİN İMANI GEÇERLİ MİDİR? Son yıllarda tuhaf, tuhaf olduğu kadar da kafa karıştırıcı fikirler ileri sürülmekte. Bu fikirleri ileri sürenlerden bazılarının me’haz olarak Risâle-i Nurları göstermeleri hem nurları sevip onun hakkıyla okuyamayanları hem de bu bahanelerle Risale-i Nurlara ve Nur talebelerine sataşmak için fırsat kollayanlara itibar edenleri …

Devamını Oku »

Şaban-ı Velî Şiirleri

EVLİYÂ VE KAHRAMAN Bu Şa’bân-ı Velîdir ki Muktedâ-yı feyz ü irfânın Huzûr-ı Pîre yüz sür İ’tilâ ister ise vicdânın Süleyman Nazif ☆☆☆ ŞA’BAN DEDE Anladım bir bahr-i bî-pâyân imiş Şa’ban Dede Küntü kenzün gevherine kân imiş Şa’ban Dede Mürde-diller bulur enfâs-ı Mesîhinden hayat Cân-ı âlem iss-i devrân imiş Şa’ban Dede …

Devamını Oku »

KASTAMONULU DÎVAN ŞÂİRLERİ

KASTAMONULU DÎVAN EDEBİYATI ŞÂİRLERİ/ İlyas Yazar Kültürümüzün temel taşlarından birisini teşkil eden Kastamonu, geçmişten bu yana pek çok uygarlığa kucak açmış ve uygarlıkların izlerini asırlar boyu sînesinde saklamıştır. Tarihin ilk dönemlerinden beri Etiler, Lidyalılar, Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluğu gibi devletler, bu bölgede hâkimiyet kurmaya çalışmış, bunun sonucunda da bölge …

Devamını Oku »

PEYGAMBER EFENDİMİZ İÇİN (a.s.m) ŞİİRLER

Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m) için yazılan Şiirlerden … YÂ RESÛLALLAH! Eyleyen uşşâk-ı şeydâ dâimâ Tal’atındır yâ Resûlallah senin Derd ile âh ettiren subh u mesâ Hasretindir yâ Resûlallah senin! Rûz ü şeb kârım benim efgân eden Nâr-ı hasretle dilim sûzân eden Dembedem bu gözlerim giryân eden Furkatındır yâ Resûlallah senin! …

Devamını Oku »

Cemaat – Cemiyet Kavramları ve Risale-i Nur Hizmet Tarzı / Ömer Faruk UYSAL

CEMAAT VE CEMİYET NEDİR? RİSALE-İ NUR HİZMETİNİN TARZI HANGİSİDİR?  Yazan: Av. Ömer Faruk Uysal Cemaat ve cemiyet, birbirine çok yakın, birbirine çok benzeyen, bu sebeple de birbiriyle çok karıştırılan iki ayrı kavramdır. İltibas, kelimelerin lügavi (etimolojik) yapısından başlayarak, örfi ve ıstılahi (terminolojik) anlamlarında da devam etmektedir. Lügavi, örfi, ıstılahi hatta Risale-i …

Devamını Oku »

KASTAMONULU HASAN HİLMİ EFENDİ

KASTAMONULU HASAN HİLMİ EFENDİ (RH.A) HAZRETLERİ Yazar: Hülya YILMAZ (*) Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî hazretlerinin yetiştirdiği, daha hayattayken yerine vekil bırakarak irşad selahiyeti verdiği Gümüşhâneli Dergâhı şeyhlerinden Hasan Hilmi Efendi KS Kastamonu’nun Azdavay Kasabası’nda 1240/1824 senesinde doğar. Müridân arasında daha çok “Kastamonî” nisbesiyle tanınan Hasan Hilmi Efendi KS’nin babası, Abdullah adında …

Devamını Oku »

BEDİÜZZAMAN VE KASTAMONU

 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ VE KASTAMONU BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN KASTAMONU HAYATI Ben, Risâlei Nur hesâbına âhir ömrüme kadar Nur ve gül dairesindeki sebatkâr ve metîn ve sarsılmaz kardeşlerimle, Kastamonulu fedakârlar ile ebeden müteşekkirâne iftihar ediyorum ve onlarla bütün zâlimlerin sıkıntılarına karşı bir kuvvetli nokta-i istinad ve tam bir teselli buluyorum. Şimdi ölsem, …

Devamını Oku »

TAŞKÖPRÜLÜZÂDE İSAMÜDDİN AHMET EFENDİ

Âlim, hattat, şair; TAŞKÖPRÜ-ZÂDE, Ahmed İsâmeddîn Ebülhayr Efendi (d.14 Rebiülevvel 901/2 Aralık 1495-ö.30 Receb 968/16 Nisan 1561) Osmanlı Devleti’nin kadı ve müderrislik yapmış, çok sayıda dini ve ilmi eser kaleme almış meşhur âlimlerinden biridir. Tam adı İsâmeddîn Ebülhayr Ahmed bin Muslihiddîn Mustafa bin Halîl’dir. Fakat ismi kaynaklarda daha çok Taşköprî-zâde …

Devamını Oku »

SEYYİD AHMED HİCÂBÎ

SEYYİD AHMED HİCÂBÎ Kastamonu velîlerinin büyüklerinden. Soyu Resûlullah efendimize uzanmaktadır. Büyük velî Seyyid Ahmed Siyâhî hazretlerinin oğludur. 1826 (H.1242) senesinde dünyâya geldi. Henüz ana karnında iken, şânı yüksek pederlerine bütün kemâlâtı kendisinde toplayacak bir oğul ihsân olunacağı işâret olunmuştu. Altı aylık iken beşiğine aks eden parıltıyı kapmak için mâsumâne bir …

Devamını Oku »

TAŞKÖPRÜLÜ SADIK BEY (DEMİRELLİ)

Sadık DEMİRELLİ Plevne kahramanı ve Mirliva Sadık Paşa’nın torunu(Sâdık Paşanın kabri Şeyh Şaban-ı Velî Külliyesi içindedir), binbaşı Mehmed Bey’in oğlu olan bu zat, 1902 senesinde Taşköprü’de doğdu. Asil ve eğitimli bir aileden gelen Sadık Bey, Kastamonu’da ahbabı Hilmi bey vasıtasıyla said Nursî hazretlerini tanır ve o günden itibaren tam bir …

Devamını Oku »

İBRAHİM FAKAZLI

İbrahim FAKAZLI İnebolu kahramanlarindan, İbrahim Fakazlı, ömrünü Risale-I Nur dairesinde iman – Kur’an hizmetine vermiş bahtiyarlardandır. Aşağıdaki hatıraları kendisi hakkında yeterli malumatı vermektedir: İbrahim Fakazlı Ağabeyin hâtıralarını mülakat tarzında kaydetmiştik. Üstad Bediüzzaman Hazretlerini ilk defa nerede, nasıl ve kiminle beraber ziyaret ettiniz? İkinci Cihan Savaşında ihtiyat askeri iken bir gece rüyamda …

Devamını Oku »

MEHMET ŞEVKET EYGİ

M. Şevket EYGİ; Üstadı ziyaretini ve Risale-i Nur hakkında kanaat ve tesbitlerini şöyle anlatıyor. “Sene 1952, Galatasaray Lisesinin son sınıfındayım. O tarihlerdeki Türkiye’nin siyasî, iktisadî, sosyal, kültürel manzarası bugünkünden çok başka. Cumhuriyet Halk Partisinin yirmi dört yıllık kâbuslu idaresi 1950’de sona ermiş; ama kafalar henüz fazla değişmemiş, birçok dinî konular …

Devamını Oku »