Ana Sayfa / Namaz için Arama Sonuçları (Sayfa 227)

Namaz için Arama Sonuçları

Kur’ân’da Sahabe

Kur’ân’da Sahabe

Sahabi, kelime manası olarak “sohbet” ve “sahip” kelimelerinden türetilmiştir. Resûl-i Ekrem Efendimizi mümin olarak gören ve mümin olarak vefat eden kişiye de “sahabi” denir. Sahabe ve ashâb, sahabinin çokluk şeklidir. Bazen bu kelime “iyi ve seçkin insanlar” manasında Sahabe-i Kirâm veya Ashâb-ı Güzîn şeklinde de kullanılır.

Başta Kur’ân olmak üzere İlahî kitaplar Sahabe-i Kirâm’ı övmüş, onların üstün vasıflarını dile getirmiştir.

Kur’ân’da onları öven, takdir eden birçok âyet mevcuttur. Bunların bir kısmının meali şöyledir:

Devamını Oku »

Yaşasın Cumhuriyet, Kahrolsun Putperestlik! / Eyüp EKMEKÇİ

Yaşasın Cumhuriyet, Kahrolsun Putperestlik!

Not: Milli şûra olan meclis yani hakiki cumhuriyet manası “EMRUHUM ŞÛRÂ BEYNEHUM” Ayet-i kerimesiyle ferman-ı İlahidir. Doğru tatbikatı Asr-ı Saadette yapılmıştır. Bizdeki dinsizlikle acizliğe düşmüş aşağılık kompleksli adamlar Avrupa’nın taklitçi maymunlarıdır.

Devamını Oku »

“Şeair-i İslamiye” ne demektir ve nelerdir?

"Şeair-i İslamiye" ne demektir ve nelerdir?

Şeair, âdetler, İslâm işaretleri, İslâma ait kaideler, anlamına gelmektedir. Allah'ı anmak, hamdetmek, ezan okumak, İslâmî kıyafet gibi alametlere Şeair-i İslamiyet deniyor. Bütün Müslümanlarla alâkalı meseleler ve alâmetler, umumun hissedar olduğu işlerdir.

Devamını Oku »

Mevcudatı ‘kapital’ görmek! / Mustafa H. Kurt

Mevcudatı 'kapital' görmek!

Sayamayacağımız çeşitlikte zenginliklerle donatılmış şu kâinatta, canlı-cansız hemen her şeyden faydalanabileceği sayısız nimetler sunulmuştur insana. 

Dünyadan sadece ihtiyacı kadar al(a)mayan insanoğlu ise, muhatap olduğu o nimetlere -diğer canlıların aksine- ‘kalbini bağlayabilen’, üstelik onları biriktirerek değişim aracı olarak kullanan bir varlıktır da aynı zamanda.

Devamını Oku »

Hz. Peygamber’in (asm) Tefekkürü

Formun Üstü

Hz. Peygamber'in (asm) Tefekkürü

Hz. Aişe’yi (r.a) ziyarete gelen bir zat; “Hz. Muhammed’de (s.a.v) gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?” deyince, Hz. Aişe (r.a) şöyle buyurmuş:

“Resulullah (s.a.v) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı ve sonra da ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakalını ve secde yerlerini ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilal (r.a):

“Ya Resûlallah! Sizin geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi böyle ağlatan nedir?” deyince,

Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdular: “Bu gece Allah şu ayet-i kerimeyi indirdi”:

“Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır.”1

Bu ayeti okuyan Allah Resûlü (s.a.v) daha sonra şöyle buyurdular:

“Bu ayeti okuduğu hâlde üzerinde tefekkürde bulunmayan ve düşünmeyen kişilere yazıklar olsun.”

Devamını Oku »

Sahabelerin Dilinden Peygamber Efendimiz

Ashâbın Dilinden Peygamberimiz(asm)

1. Aydan Daha Güzel

Câbir ibni Semüre radıyallahu anh şöyle dedi:

"Mehtaplı bir gecede Resûl-i Ekrem Efendimizi kırmızı renkli bir elbi­se içinde gördüm. Hangisinin daha güzel olduğunu anlamak için bir onun yüzüne bir de Ay'a baktım. Yemin ederim ki, bence onun mübarek yüzü Ay'dan daha güzeldi."

(Tirmizî, Edeb 47; Dârimî, Mukaddime 10.) 

2. Ondan Daha Güzelini Görmedim

Berâ Âzib radıyallahu anh anlatıyor:

"Fahr-i Cihan Efendimiz'in mübarek saçı ne çok dalgalı ne de tama­men düzdü. Orta boyluydu. Göğsü ile iki omzunun arası genişçeydi.

Devamını Oku »

Koruyucu Kalkanımız ve Rusya’nın Kaşınması / Vehbi KARA

Koruyucu Kalkanımız ve Rusya’nın Kaşınması

Sibirya’ya yine bir göktaşı düştü. Gökyüzünü gündüz gibi aydınlatan bu göktaşı yakın bir süre önce de yine Baykal gölüne düşmüş benzer bir görüntüye neden olmuştu.

Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikası isimli eserinde, Rusya’nın Vladivostok vilayetinde meydana gelen bir meteor hadisesine çok önem vermiş bununla ilgili olarak bir mektup kaleme almıştır.

Devamını Oku »

Cuma Hutbesi ve Hutbe Dinlemenin Âdâbı

Cuma Hutbesi ve Hutbe Dinlemenin Âdâbı

Hutbe okunurken dinlemek ve "âmin" dememek mi gerekir? Hutbe okunurken efendimizin ismi dahi geçse salavat getirmemek lazım diyorlar, bu doğru mu?

Cuma namazının geçerli olmasının şartlarından biri de Cuma’nın farz olan namazından önce hutbe okumaktır. Şöyle ki:

Vaktin girmesinden sonra mevcut cemaatın huzurunda bir hutbe okunması gerekir. Bunun içindir ki, hutbe okunurken cemaat bulunmayıp da sonradan namazda bulunacak olsalar, namazları caiz olmaz.

Cemaatin hutbeyi işitmesi şart değildir. Sadece hazır bulunmaları yeterlidir. Hutbe esnasında bir mükellef erkeğin, misafir olsa dahi, bulunması yeterli görülmektedir.

Cuma hutbesinin rüknü, İmamı Azam'a göre, Allah'ı zikirden ibarettir.

Devamını Oku »

İttihad-ı İslâm, Üstadımız Said Nursi’nin Gayesiydi / Abdullah Yeğin-Hüsnü Bayramoğlu

İttihad-ı İslâm, Üstadımız Said Nursi’nin Gayesiydi

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin yakın talebelerinden Abdullah Yeğin ve Hüsnü Bayramoğlu ağabeyler, 3 Mayıs 2016 tarihinde bir lahika yayınlayarak İttihad-ı İslâm'a dikkat çekmişlerdi. En âcil mesele olan bu konuyu ele alan o mektubu tekrar neşrediyoruz.

Aziz Kardeşlerimiz!

Devamını Oku »

Peygamber’in Vezirleri

Peygamber’in Vezirleri

عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ  قَالَ:” إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى نَظَرَ فِي قُلُوبِ الْعِبَادِ فَوَجَدَ قَلْبَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَيْرَ قُلُوبِ الْعِبَادِ ، فَاصْطَفَاهُ لِنَفْسِهِ ، فَابْتَعَثَهُ بِرِسَالَتِهِ ، ثُمَّ نَظَرَ فِي قُلُوبِ الْعِبَادِ بَعْدَ قَلْبِهِ ، فَوَجَدَ قُلُوبَ أَصْحَابِهِ خَيْرَ قُلُوبِ الْعِبَادِ ، فَجَعَلَهُمْ وُزَرَاءَ نَبِيِّهِ ، يُقَاتِلُونَ عَلَى دِينِهِ ، فَمَا رَأَى الْمُسْلِمُونَ حَسَنًا فَهُوَ عِنْدَ اللَّهِ حَسَنٌ ، وَمَا رَأَى الْمُسْلِمُونَ سَيِّئًا فَهُوَ عِنْدَ اللَّهِ سَيِّئٌ .

İbn Mesud (r.a) şöyle rivayet etmiştir: “Allah Teâlâ kullarının kalplerine baktı. Onların arasında en hayırlı kalp olarak Muhammed’in(s.a.s) kalbini gördü. O’nu kendisi için seçti ve peygamber olarak gönderdi. Muhammed’in kalbinden sonra kullarının kalplerine baktı. Kulları arasında ashabının kalplerini en hayırlı kalpler olarak gördü. Ve dini için savaşan kimseler olarak onları nebisine vezir kıldı.

Devamını Oku »

Söz Söylemek, Sükût Etmek, Sır Saklamak / Halit EŞKAN

Söz Söylemek, Sükût Etmek, Sır Saklamak

 

Konuşmak

Bir konu hakkında sarf edilen sözlerdir. Bir fikrin açıklanmasıdır. İnsanların düşüncelerini karşılıklı olarak beyan etmeleridir. Bir mesele hakkında uzlaşı sağlamak için ağızdan çıkan sözlerdir. Herhangi bir iş akdi için düşünülen şartların müzakeresinde kullanılan sözlerdir. İnsanın kendisini ifade etmek için söyledikleridir. Hülasa hayatın her safhasında insanın sarf ettiği sözlerin tamamıdır.

Yüce Allah (c.c) insanı en güzel şekilde yarattı. Ona konuşma yeteneği verdi. İnsana, hatırından geçen ve ya kalbine doğan şeyleri açıklaması için dilini vasıta kıldı.

İnsan dili ile hakkı söyler ve ya verilen nimete şükreder. Yine diliyle imanını ikrar eder. Dil, Allah’ın insanlara ihsan ettiği en büyük nimetlerdendir. İnsana bağlı olarak hikmeti konuşur ve ya insanı helake götürür. Toplumu ıslah eder ve ya ifsada götürür. İlmin ihata ettiği her şey dil ile ifade edilir. Dilin kendisi küçüktür lakin cürmü büyüktür. Taatın son haddi olan iman veya isyanın son haddi olan küfür ancak dilin ikrarı ile zahir olur. İnsan dilinin altında gizlidir. Bu bağlamda dil tencere kapağı gibidir. Tencerenin kapağı açıldığında içindeki yemeğin belli olduğu gibi insanın da konuşmaları karakterini belli eder.

Devamını Oku »

Mevlânâ Sun’î Çelebi

Mevlânâ Sun’î Çelebi

Sun’î, Kastamonulu divan şairlerindendir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Kaynaklarda ondan ittifakla “Necâtî Sun’î’si” olarak söz edilmiştir. Aynı mahlaslı diğer şairlerden daha önce yaşadığı için Latîfî şairi “kadîm” sıfatıyla anmış ve Necâtî’nin öğrencileri arasında bulunduğunu “merhûm Necâtî Beg şâkirdlerinden” ifadesiyle belirtmiştir

Devamını Oku »

Rü’yetullah / Mehmed Kırkıncı

Rü'yetullah

Rü’yetullah, müminlerin zamandan ve mekândan münezzeh olan Cenab-ı Hakk’ı cennetten görmeleridir.

Kelam âlimleri arasında en çok münazara edilen mühim meselelerden biri de rü’yetullahtır.

Rüyet konusunda farklı görüşler ortaya atılmıştır. Bazı kimseler rü'yetin hiçbir zaman mümkün olamayacağını ifade ederken, bazıları da  Yüce Allah'a -hâşâ- cisim isnad etme yoluna gitmiş ve böylece ifrat ve tefrite sapmışlardır. Mutezile gibi bazı mezhep mensupları ise rü’yetullahı inkâr yoluna gitmişlerdir.

Devamını Oku »

Bediüzzaman: Çöken bir medeniyet ve iman mücadelesi / Müfit Yüksel

Bediüzzaman: Çöken bir medeniyet ve iman mücadelesi

Bediüzzaman 7 Teşrîn-i Sânî 1338/7 Kasım 1922''de Ankara’ya gider. 9 Kasım’da da Millet Meclisi'ne gider. O gün Muş, Bitlis, Siirt ve Ergani mebuslarının Meclis riyasetine verdikleri teklifle "Hoşâmedî" ile karşılanır. Bu olay Meclis zabıtlarında yer aldığı gibi, dönemin Şebinkarahisar mebusu Ali Surûrî Bey'in günlüklerinde de yer alır.

Devamını Oku »

Evlilik Bir İbadettir / Muhammed Numan ÖZEL

Evlilik Bir İbadettir 

Evet, insanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcud bulunmasıdır ki, her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavinve yardımcı olsunlar.

Evet, bir işte mütehayyir kalan veya bir şeye dalarak tefekkür eden adam velev zihnen olsun, ister ki; birisi gelsin, kendisiyle o hayreti, o tefekkürü paylaşsın.  

Kalblerin en latifi, en şefiki; kısm-ı sâni ile tabir edilen kadın kalbidir. Fakat kadın ile ruhî imtizacı (geçimi) ikmal eden, kalbî ünsiyet ve ülfeti itmam eden, surî ve zahirî olan arkadaşlığısamimîleştiren; kadının iffetiyle, ahlâk-ıseyyieden temiz ve pâk bulunması ve çirkin ârızalardan hâlî olmasıdır. 1 

Malumdur ki insan sosyal bir varlık olması ve Adem (a.s.) ‘dan bugüne ve bugünden berzah aleminin kapısı olan kabre kadar da böyle olacaktır. Cemiyetten istifa edip yerin altına hendek kazıp saklanmak imkanı da yoktur.

Devamını Oku »