Ana Sayfa / Feyzi Efendi için Arama Sonuçları (Sayfa 25)

Feyzi Efendi için Arama Sonuçları

Zikrin Önemi

Zikrin Ehemmiyeti Yazar: Mehmed Kırkıncı (rha)  Zikir; kelime manasıyla “hatırlamak” demektir. Istılahta ise Cenab-ı Hakk’ın esmasını, kibriya ve ulûhiyetini kalben ve lisanen anmaktır. Evet, zikir, Allah ile kul arasında irtibatı ve münasebeti kuracak en önemli vasıtalardan biridir. Zikir; ibadetin özü ve özetidir. Zikir, kalpten gaflet perdesini kaldırır, kişiyi Allah’a yaklaştırır ve O’na dost eder. …

Devamını Oku »

Emirdağ Lâhikası – I s.110-130

Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela: Sizleri, birinci vazife-i Nuriyeyi, Asâ-yı Musa’ya ait hizmete başlamanızı tebrik ve Isparta’nızı diyanette ve âdab-ı İslâmiyede geri değil, ileri gitmesini ruh u canımızla tahsin ve tebrik ediyoruz. Sâniyen: Denizli’nin Hüsrev’i Hasan Feyzi’nin Risale-i Nur hakkında ve Risale-i Nur’un aslı ve esası ve madeni olan hakikat-i Kur’aniye ve sırr-ı …

Devamını Oku »

Emirdağ Lâhikası – I s.70-90

Gayet ehemmiyetli iki meseleyi, sizlere –zekâvetinize itimaden– Risale-i Nur’da müteferrikan parçaları bulunmalarına binaen, gayet muhtasar konuşacağım. Birincisi: Risale-i Nur’un hakiki ve hakikatli bir şakirdi bulunan ve Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın kâtibi, bu defa yazdığı mektupta, haddimden bin derece ziyade hüsn-ü zannına istinaden, bir hakikat soruyor. Risale-i Nur’un şahs-ı manevîsinin gayet ehemmiyetli ve kudsî …

Devamını Oku »

Emirdağ Lâhikası – I s.31-50

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ BANA HİZMET EDEN KÜÇÜCÜK BİR RİSALE-İ NUR TALEBESİNİN ÇOKLAR NAMINA SORDUĞU SUALİNE CEVAPTIR Sual: Üstadım, yağmur duası ve namazın neticesi görünmedi, faydasız kaldı; iki üç defa bulut toplandı, yağmur vermeden dağıldı. Neden? Elcevap: Yağmursuzluk, bu çeşit dua ve namazın vaktidir, illeti ve hikmeti değil. Nasıl ki güneş ve ayın tutulması …

Devamını Oku »

Kastamonu Lâhikası s.190-210

KARADAĞ’IN BİR MEYVESİ Bir âyetin mana-yı işarîsinin külliyetinden bir ferdi, Hürriyet’ten bu ana kadardır. Teşrin-i sânî otuzuncu gün, bin üç yüz elli sekizde (1358) Karadağ başına çıkıyordum. “İnsanların, hususan Müslümanların bu teselsül eden helâketleri ve hasaretleri ne vakitten başladı, ne vakte kadar devam eder?” hatıra geldi. Birden, her müşkülümü halleden …

Devamını Oku »

Kastamonu Lâhikası s.167-189

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ Aziz, sıddık kardeşlerim! Bu parça hem Lâhika’ya hem İ’caz-ı Kur’an’ın âhirine yazılacak. Birkaç gün sonra ehemmiyetli bir parçayı da göndereceğiz. Mübarek ramazanın Leyle-i Kadir sırrıyla, seksen üç sene bir ömr-ü manevî kazandırması sırr-ı hikmetiyle ve Risale-i Nur’un şakirdlerindeki sırr-ı ihlasla tesanüd …

Devamını Oku »

Kastamonu Lâhikası s.110-129

Bugünlerde iki hatıradan iki ihtar: Birincisi: Bu şehirde Risale-i Nur’a intisap eden ihtiyare hanımlar sebat ettiklerini ve başkalar gibi sarsılmadıklarını düşündüm. Birden bu hadîs-i şerif ihtar edildi: عَلَيْكُمْ بِدٖينِ الْعَجَائِزِ Yani “Âhir zamanda, ihtiyare kadınların samimi dinlerine ve kuvvetli itikadlarına tabi olunuz.” Evet, ihtiyare kadınlar fıtraten zaîfe ve hassase ve şefkatli …

Devamını Oku »

Risale-i Nur’dan İstifade Edebilmek Üzerine ( Derleme)

Nurlardan Müstefid Olmak İçin Risale-i Nur’un tezahürü, yalnız tercümanının fikriyle veyahut onun ihtiyac-ı manevî lisanıyla Kur’an’dan gelmiş, yalnız o tercümanın istidadına bakan feyizler değil; belki o tercümanın muhatabları ve ders-i Kur’an’da arkadaşları olan hâlis ve metin ve sadık zâtların o feyizleri ruhen istemelerive kabul ve tasdik ve tatbik etmeleri gibi …

Devamını Oku »

Kastamonu Lâhikası s.52-69

بِاسْمِهٖ وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ تَوَافُقَاتِ الْكَلِمَاتِ وَحُرُوفَاتِهَا فٖى كِتَابِ الْكَائِنَاتِ Aziz, sıddık, âlîcenab kardeşlerim! Nur ve Gül Fabrikaların vaziyetlerinden, bu acib zamanda ne tarzda olduğunu haber vermiyorsunuz. Halbuki bu dünyada en ziyade alâkadar olduğum onlardır. Her ne ise… …

Devamını Oku »

Kastamonu Lâhikası s.30-51

Manevî bir ihtar ile bir iki ince meseleyi size yazıyorum: BİRİNCİSİ: Geçen ramazan-ı şerifte, Ehl-i Sünnet’in selâmet ve necatı için edilen pek çok duaların şimdilik aşikâre kabulleri görünmemesine hususi iki sebep ihtar edildi: Birincisi: Bu asrın acib bir hâssasıdır. (Hâşiye[1]) Bu asırdaki ehl-i İslâm’ın fevkalâde safderunluğu ve dehşetli canileri de âlîcenabane …

Devamını Oku »

Barla Lâhikası s.363-392

Bundan sonraki kısım Hazret-i Üstadın Kastamonu ve Emirdağı hayatında iken yazılan ve el yazma nüshalarda dercedilen mektuplardır. (Risale-i Nur’un faal bir şakirdi olan Ahmed Nazif Çelebi’nin bir istihracıdır ve bir fıkrasıdır. Bunu hem Birinci Şuâ’nın Otuz İkinci Âyeti olarak ve hem Yirmi Yedinci Mektup’un fıkralarında kaydetmek münasip görüldü.) O kendisi …

Devamını Oku »

Kastamonu Mevlit Hatırası / Prof. Dr. Himmet UÇ

Abdullah Yeğin Ağabey Abdullah Yeğin Abi, Kastamonu Mevlidinin ev sahipliğini yapıyor. Tefekkür dershanesinde ikamet ediyorlar, ders dinliyor, misafirleri kemal-i ciddiyetle tebessümlerle karşılıyor. Kendisi Kastamonu’nun Araç kasabasının Kıyan köyünde doğmuş. Babası muallim olarak görev yapıyor. Süleyman ismi. Köyün eski adı Muğamlar, burada öğretmenlik yapmış, burada babanızda üç yıl okudunuz. daha sonraki …

Devamını Oku »

Son Dönem Osmanlı Âlimleri

Bir ârif-i Rabbani zuhur eder de söndürür fitnelerini Ehl-i Sünnet her daim büyük isimler ile anıla gelmiştir. Hiç olmadık zaman diliminde Ehl-i Sünnet mezhebinin uleması, urefası ve sulehası, zamanın getirdiği fitneleri, mezhebin temel itikadi ve ameli umdelerinden kıl kadar taviz vermeden söndürmüşlerdir. Felsefenin ortalığı kasıp kavurduğu, kalpleri felsefeden doğan inkar …

Devamını Oku »

Barla Lâhikası s.262-280

(Üçüncü Mektup’un baş kısmı) بِاسْمِ مَنْ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ بِكَلِمَاتِ النُّجُومِ وَ الشُّمُوسِ وَالْاَقْمَارِ وَالسَّيَّارَاتِ اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَعَلٰى اِخْوَانِكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ النُّجُومِ فِى السَّمٰوَاتِ Aziz kardeşim ve sevgili arkadaşım! Şimdi yüz tabakalık fıtrî bir sarayın en yukarı menzilinde bulunuyorum. Sen de manen burada hazır ol. Bir parça sohbet …

Devamını Oku »

Barla Lâhikası s.241-261

(Hâfız Ali’nin fıkrasıdır.) Üstad-ı Âlîşanım Efendim Hazretleri! On bir nükteyi hâvi Mirkatü’s-Sünne’yi istinsaha muvaffak oldum. Bu ziyadar Lem’a şu zamanda şirk ile imanın ve kötü ile iyinin temyiz ve tefriki için öyle bir gevher mihenk ki memduhu gibi gözler hakikatini görmekte ve akıl hakikatine ermekte hayran ve âcizdirler. Zaten şu …

Devamını Oku »