Ana Sayfa / Peygamber için Arama Sonuçları (Sayfa 271)

Peygamber için Arama Sonuçları

Bana Kendini Anlat/ma / Fatma Bayram

Bana Kendini Anlat/maFatma Bayram

Yapıp ettiklerinizin kaydını tutmanız, bunları fotoğraflayıp belgelemeniz, sosyal platformlarda kendi işlerinizi kendiniz sergileyerek varlık göstermeniz takdir edilen bir çalışkanlık örneği; amellerini pazarlama becerisinden yoksunluk ve mahviyatkarlık artık değerinden bizim bile kuşkuya düştüğümüz bir eski zaman ahlakı.

Yaptığın iyi ve güzel şeyleri anlatmanın, göstermenin, dolaylı yoldan da olsa bildirmenin ayıp olduğu bir çağdan, akıl almaz hızda bir değişimle yaptıklarını anlatmıyor, göstermiyor, bildirmiyorsan yok sayıldığın, hatta bunun için ayıplandığın bir çağa geçiverdik.

Devamını Oku »

Keçiboynuzunun faydaları ve kullanımı

Keçiboynuzu(harnup)

Latince adı : Ceratonia siliqua L.
İngilizce : Carob, St. John's Bread, Locust bean
Almanca : Johannisbrot
Özellikleri : Nefes darlığına karşı, alerjik nefes darlığına karşı, soğuk alerjisine karşı, iktidarsızlığa karşı, akciğer ödemini yok edici balgam söktürücü, akciğer kanserini önleyici, hareketli sperm sayısını artırıcı,astıma karşı, ishale karşı, kabızlığa karşı.
 
İngilizcesi her ne kadar 'carob' ise de, genelde St. Johns Bread olarak bilinir. Almanca'sı da johannisbrot' dur. Her iki lisanda da "Yakup Peygamberin Ekmeği" anlamına gelir. Yakup peygamberin çölde ekmek yerine tükettiği bir meyvedir. Yaklaşık 5000 yıldan beri bilinen bir meyvedir.

Devamını Oku »

Risale-i Nurdaki Orjinal Tefsir Metodu / Zafer KARLI

Risale-i Nurdaki Orjinal Tefsir Metodu

Öncelikle şunu belirtmek gereklidir ki; dine ait her mesele “Kur’an ve Sünnet”  perspektifinde değerlendirilir, oradaki ölçülere göre yorum yapılır. Bir Kur’an tefsirinin sınırları ve ölçüleri Kur’an-ı Kerim’de ve Sünnette belirtilmemiştir. Sahabelerden başta dört halife olmak üzere İbni Abbas, İbni Mes’ud, Übeyy b. Ka’b gibi ilimde şöhret bulmuş sahabeler, Peygamberin sünnetiyle, sünnette bulamazlarsa ilmi melekelerinin verdiği içtihatlarla tefsir yapmışlardır.

Devamını Oku »

Efendimiz’in İlk Hutbesi / Mutlu BİNİCİ

Efendimiz’in İlk Hutbesi

Bir Cuma Günü Medine Yolunda  

Bir çift güvercin ve örümcek ağı… Ölümle arasında bu ikisinden başka bir şey olmayan, düşmanlarıyla burun buruna geldiğinde arkadaşına “Korkma, Allah bizimle beraberdir,” diyerek moral veren Sevgili Peygamberimiz, çölün çile dolu yollarında Süraka’nın tehditlerine ve yolun güçlüklerine boyun eğmeden 24 Eylül 622 tarihinde ashâbının sevinç gösterileri altında Kuba kasabasına girdi.

Devamını Oku »

Haddini bilmeyen bir kısım ulemanın zihinsel arka planı / N. Kağan Çetin

Haddini bilmeyen bir kısım ulemanın zihinsel arka planı

 
“Ben müşahede ettim ki, marifetullahın şahitleri, bürhanları üç çeşittir:
Bir kısmı su gibidir. Görünür, hissedilir, lâkin parmaklarla tutulmaz. Bu kısımda hayalâttan tecerrüd etmek, külliyetle ona dalmak gerektir. Tenkit parmaklarıyla tecessüs edilmez; edilse akar, kaçar. O âb-ı hayat, parmağı mekân ittihaz etmez.
İkinci kısım, hava gibidir. Hissedilir, fakat ne görünür, ne de tutulur.

Devamını Oku »

Ulu’l-emr ve itaat

ULU'L-EMR (Emir sahipleri)

Ulu'l-emr kavramı, Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin, sizden olan ulu'l-emre de. Sonra bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, hemen onu Allah'a ve Rasûlüne arzedin, Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanan kimselerdenseniz..." (en-Nisa, 4/59) anlamındaki âyette geçer.

Devamını Oku »

Namazda salavat dualarını okumanın hükmü

Namazda Salli-Bârik dualarını okumanın hükmü nedir? 

Peygamber Efendimiz (sas) namazda bu duaları okur muydu?

Namazda ve diğer ibadetlerimizde okunan duaları, hem okuyarak hem de tavsiye ederek bize öğreten Peygamber Efendimiz (asv)'dır. Bu nedenle namazda okunan salavat dualarını da elbette okumuşlardır.

Son teşehhütte Hz. Peygamber (a.s.v)'e ve âline salavat getirmek:

Devamını Oku »

Cilve, Tecellî ve Tezâhür

TECELLİ VE TEZAHÜR

TECELLİ : "Görünme. Bilinme.” “Gaybî hakikatlerin kalplerde hissedilir hâle gelmesi.”

CİLVE : “Tecelliden hâsıl olan şey.” “Tecelli.”

TEZAHÜR: “Açığa çıkmak. Görünmek.”

Tezahür ve tecelli kelimeleri, çoğu zaman aynı mânâda kullanılırlar.

Devamını Oku »

Hamiyet nedir?

HAMİYET (الحمية)

Değerlere yönelik saldırılar karşısında öfkelenme, utanç verici bir işi yapmaktan kaçınma gibi anlamlarda kullanılan ahlâk terimi.

Sözlükte “bir şeyin ateşte kızması, öfkelenme, bir işi yapmaktan kaçınma, himaye etme, kıskanma” mânalarına gelen hamy kökünden masdarisim olan hamiyyet ahlâk terimi olarak namus, din, vatan gibi üstün değerleri koruma,

Devamını Oku »

Denize Dal Desen Dalarız / Prof Dr. M. Yaşar KANDEMİR

Denize Dal Desen Dalarız

Kur’ân-ı Kerîm’in birçok ayetinde Allah’a ve Rasûlü’ne itaat etmemiz emredilmektedir. Allah ile birlikte Rasûlü’ne itaat etmek, mü’minlerin en başta gelen görevidir. Ayet-i kerîmeler, Cenâb-ı Hakk’ın merhametini kazanmak ve doğru yolu bulmak için Rasûlullah Efendimize itaat etmek zorunda olduğumuzu bildirmektedir (Âl-i İmrân 3/ 132; Nûr 24/54).

Devamını Oku »

İnsanlığı Diriltecek Yegane Hakikat: Ümmileşmek / Yusuf KAPLAN

İnsanlığı Diriltecek Yegâne Hakikat: Ümmileşmek

İkinci bir medeniyet krizi ile karşı karşıyayız. İslâm, Müslüman coğrafyada toplumların omurgasını, ruhunu, belirleyen tek kaynak olan özelliğini yitiriyor. Öyle bir hale geldi ki, Müslümanların yalnızca kıyafet gibi giydikleri, işlerine yaramadığı anlarda da kaldırıp attıkları, hayata dair hiç bir değişim, dönüşüm, diriliş ve coşku ifade etmeyen bir cesede dönüştü.

Devamını Oku »

İslâm’da Vekâlet ve Vekil

VEKÂLET (الوكالة)

Hukukî işlem yetkisi vermeye aracılık eden akid.

Sözlükte “birine güvenmek, bir işi güvenilir birine bırakmak” anlamındaki vekl kökünden türeyen vekâlet, fıkıhta bir kimsenin birine kendi adına

Devamını Oku »

Vali Umeyr’in dünyalığı

Vali Umeyr’in dünyalığı

Mağribli bir dilenci Halep’in kumaşçılar çarşısında şöyle diyordu:

“Ey servet sahipleri, eğer sizde insaf, bizde kanaat olsaydı, dünyadan dilenme âdeti kalkardı.”

Sadî

Umeyr bin Sa’d el-Ensârî, Hz. Ömer’in Humus’a vali tayin ettiği kişi idi. Göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçtiği halde ondan bir haber gelmeyince, Hz. Ömer “Ben Umeyr’in bize ihanet etmiş olmasından şüpheleniyorum” diyerek onu Medine’ye çağırttı. Gelirken, ganimetlerden toplayabildiğini de beraberinde getirmesini istedi.

Devamını Oku »