NUR TALEBELİĞİ VE NAMAZDA TA’DİL-İ ERKÂN Risale-i Nur Talebesi olmak; iman ilmini tahsil etmenin yanında o ilmin tezahürü olan hâl, fiil ve şuura erişme gayreti içinde olmaktır. Bu sebeple Risale-i Nur’un gösterdiği “tarikin evrâdı, ittibâ-ı sünnettir; ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa, namazı tâdil-i erkânla kılmak, namazın arkasındaki …
Devamını Oku »Peygamber için Arama Sonuçları
Yahudiler, “Üzeyir Allah’ın Oğludur.” Dediler mi?
Yahudiler, “Üzeyr Allah’ın oğludur.” demediler mi? “Yahudiler, ‘Uzeyir Allah’ın oğlu.’ dediler, Hıristiyanlar da ‘Mesih Allah’ın oğlu.’, dediler. Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasıl da saptırıyorlar!” (Tevbe, 9/30) Yahudiler, “Uzeyr Allah’ın oğludur.” dediler. Yahudilerden böyle söyleyenler olmuştu. Rivayet olunduğu üzere, Resulullah’ın huzuruna Yahudi …
Devamını Oku »Güzellik – Hikmet
GÜZELLİK – HİKMET “And olsun biz, Lokman’a hikmet (ince anlayış ve ilim) verdik.” Kur’an-ı Kerim, Lokman: 12 “Kalpleri dinlendirin ve onları dinlendirmek için ince, hikmetli sözleri dinleyin. Çünkü bedenlerin bıktığı gibi kalpler de bıkar.” Hz. Ali “Ey bülbül sen bahar müjdesini getir, kötü haberi baykuşa bırak.” Sadi Şirazî, Gülistan …
Devamını Oku »Yaratılış Delilleri
Yaratılış Delilleri Kitabı İÇİNDEKİLER Ateizmin Gözüyle… Delil 1: İnşadaki Denge Allah’ın Varlığını İspat Eder. Delil 2: İmkân Delili Delil 3: Hudus Delili Delil 4: Suret Verme Delili Delil 5: Her İsmin Bir Müsemmayı Gerektirmesi Delili Delil 6: Hayat Verme Delili Delil 7: Ruh Verme Delili Delil 8: İntizam Delili …
Devamını Oku »Evet, Rahmetin Rahmet Olması ve Nimetin Nimet Olması, Ancak ve Ancak Haşir ve Saadet-i Ebediyeye Bağlıdır
RAHMETİN RAHMET OLMASI VE NİMETİN NİMET OLMASI, ANCAK VE ANCAK HAŞİR VE SAADET-İ EBEDİYEYE BAĞLIDIR. “Evet, saadet-i ebediye olmasa, en büyük nimetlerden sayılan aklın, insanın kafasında yılan vazifesini görmekten başka bir işi kalmaz. Bettilt Kezalik, en lâtif nimetlerden sayılan şefkat ve muhabbet, ebedî bir ayrılık düşüncesiyle, en büyük elemler sırasına geçerler. Soru; – Cenâb-ı Hakkın her şeye mâlik olduğu bir hakikat iken, …
Devamını Oku »Âyetü’l-Kürsî
ÂYETE’L – KÜRSİ Adını, âyetin içinde geçen ve “taht, hükümranlık, ilim, kudret” gibi mânalara gelen kürsî kelimesinden almıştır. Kelime-i şehâdet ve İhlâs sûreleri İslâm inancının özünü içermektedir. Âyetü’l Kürsî ise bu özü onlardan daha geniş ve detaylı olarak açıklamaktadır. Âyetü’l Kürsî, Allah’ın isimleri ve sıfatları hususunda, hiçbir âyette bulunmayan …
Devamını Oku »Kâğıda Hürmet
Kağıda gösterilen hürmet Dursun GÜRLEK İslâm dünyasında kâğıda büyük bir önem verildiğini sadece yerli kaynaklardan değil, yabancı ilim adamlarının eserlerinden de öğreniyoruz. Mesela bunlardan biri olan ünlü İngiliz tarihçisi Wels, “Cihan Tarihi’nin Umûmi Hatları” isimli eserinin üçüncü cildinde şöyle diyor: “Kâğıt, insan rûhuna hürriyet vermiştir. Şark’tan kâğıt ithal edilmesi, …
Devamını Oku »Kaleme Hürmet
Kaleme Hürmet Ümmügülsüm Sevim GENCER “Hüsn-i hat fakîre mal, zengine cemâl, ekâbire kemâldir.” Hz. Ali (kv) Asırlara meydan okuyarak güzelliğini muhâfaza eden kadîm şehirlerimiz, medeniyetimizin dilini okuyabileceğimiz, Türk sanat dehâsını her zerresiyle gözler önüne seren eserler ile donatılmıştır. Zevkle ve ibâdet şuuruyla halka hizmeti düstûr edinen dedelerimiz; câmi, çeşme, …
Devamını Oku »Sünnet İtikadının Ana Damarı
SÜNNET İTİKADININ ANA DAMARI Sahabe… Bazılarınca “sahabet” mastarından türetildiği kabul edilen, Risale-i Nur’da “Dava içinde bürhan” diye ifâde edilen bu kelamı, “İslam davasının sahipleri” manasında anlayanlar da var. “Sahabe veya ashab, Arapça kökenli bir sözcük olup “yoldaşlar, arkadaşlar” manasında. Sahib (Arapça: صاحب) ve Sahabi kelimelerinin çoğuludur.” Şeklindeki wikipedia sitesindeki …
Devamını Oku »İnancınız Size Ne Kötü Şey Emrediyor!
İnancınız Size Ne Kötü Şey Emrediyor! Hani sizden misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik (ve): “Size verdiğimize (kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin” (demiştik). Demişlerdi ki: “Dinledik ve başkaldırdık.” İnkârları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: “İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?” De ki: “Eğer Allah Katında ahiret …
Devamını Oku »Fedâkârlık, Îsar Farkı
Fedâkârlık, İsar Farkı “Asıl hüner, kardeşini fena gördüğü vakit onu terk etmek değil, aksine daha sıkı irtibatla onun ıslahına çalışmaktır” beyanı o kadar açıkken kalkıp tersini yapmaları anlamak ne mümkün? Hani farklı yerlerde, maddî bir boğulma tehlikesi karşısında, kardeşini kurtarmak için kendini suya bırakanlar vardır ya… İşte bunun gibi, …
Devamını Oku »Köy Hocası Deyip Geçmeyin
Köy Hocası Deyip Geçmeyin Geçtiğimiz gün sitemizde araştırmacı Tuncay Sakallıoğlu hocamızın, koleksiyoner Mahmut İslamğlu koleksiyonunda yer alan çok değerli bir eser ve eser üzerinden dilimiz, edebiyatımız, alfabemiz üzerine ufak ama kritik dokunuşlar içeren yazısı yayınlandı. Bu yazıdan anladıklarımı başlıklandırmak gerekirse; 1. Siret bu gün unutulmuş bir edebi türdür. Nazım yani …
Devamını Oku »Unutulan Bir Eserimiz: Manzum Sîretü’n-Nebî
UNUTULAN BİR ESERİMİZ: ÖZ TÜRKÇE MANZUM SÎRET (SÎRETÜ’N NEBÎ ) Sîretini ol Ulu Peygamber’in, Söylegil şâh-ı temiz Peygamber’in. 1457 yılında kimliği hakkında net bilgi sahibi olmadığımız Muhammed isimli bir müellif tarafından Eski Anadolu Türkçesi ile yazılan manzum “Sîret” dil varlığımız açısından önemli bir eserdir. SÎRET kelimesi “SİYER”in tekil hali olup, …
Devamını Oku »Hint Alt Kıtasında Selefîlik ve Ehl-i Hadis Ekolü
Hint Alt Kıtasında Selefilik ve Ehl-i Hadis Ekolü Prof. Dr. Abdulhamit Birışık* Hint alt kıtasının dinî hayatını doğru anlamak ve tahlil etmek için çok dikkatli bir araştırmaya ve orijinal yerli kaynaklara başvurmaya ihtiyaç vardır. Bunun en temel nedeni hem kaynakların zaman zaman net bilgi vermemesi hem de 1857 öncesi şartlar ile …
Devamını Oku »Dalâlet
Dalalet: Bir dağ başında bir adamın babası kendisine bir köşk yaptırmış. Köşkün bir odasına da güzel kokulu bir çiçek yerleştirmiş. Oğluna ömrü boyunca köşkü bu çiçeksiz bırakmamasını ısrarla tenbih etmiş ve demiş ki: “Sakın ha, gece olsun, gündüz olsun, bir an bile köşkü şu çiçeksiz bırakma.” Oğul ileride köşkün …
Devamını Oku »