Ana Sayfa / Feyzi Efendi için Arama Sonuçları (Sayfa 30)

Feyzi Efendi için Arama Sonuçları

Deha ve Bediüzzaman / Prof. Dr. Himmet UÇ

Olağanüstü zihnî güç. Yüksek zihinsel yetenek. Deha, zihnî yetenek yanında esrarlı bir gücü temsil eder. Gerçekleşmiş başarılarla kendini gösteren olağanüstü yüksek kabiliyet anlamına gelir. Veraset gibi doğuştan gelen birşey değildir. Nicelik ve nitelik açısından istidattan farklıdır. Deha, özgünlük ve yaratıcılık, daha önce araştırılmamış alanlarda düşünüp çalışarak dünyaya ancak bu yolla …

Devamını Oku »

İzmir Çamlık Mevlidine Davet

İzmir Çamlık Mevlidinin tarihi belli oldu. İman-Kur’an hizmetine gönül veren bütün mü’minlere yapılan Mevlid davetiyesi şöyle: 1980’li yıllarda İzmir Nur Talebelerinden Koca Yusuf (Tanzan) Ağabeyin, üstadımızın mutlak vekillerinin tensibiyle ve bizzat katılımlarıyla Selçuk Çamlık’ta başlayıp devam eden mevlid programı, bu yıl 23 Temmuz Pazar günü inşaallah gerçekleşecek. Mevlid, Peygamber Efendimiz başta …

Devamını Oku »

İstikamet Hakkında

1. Makale İstikametin Ehemmiyeti Ahlâk-ı hasenenin en önemli şubelerinden biri olan istikamet; doğruluk, aşırılığın her çeşidinden, yani ifrat ve tefritten uzak durup, her işte itidal üzerine bulunmak, din ve akıl dairesinde yürümek manalarına gelir. İslâm dinine göre istikamet, Allah-ü Teâla Hazretlerinin varlık ve birliğiyle beraber esma ve sıfatlarına iman edip, O’na şerik koşmamak …

Devamını Oku »

“Biz maznunların gayet edepli davranışlarımızı görünce çehreler değişti”

1927 yılı Edirne doğumlu olan Halıcı Hüseyin Ağabey, Kemeraltı’nda senelerce halıcılık yaptığından bu isimle tanınmıştır. Üstad Hazretlerini iki kere (1958 ve 1960) ziyaret etmiştir. Meşhur 1971 İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi’nin sanıklarından olarak, Av. Bekir Berk, Av. Gültekin Sarıgül, Mustafa Birlik gibi ağabeylerle beraber hapse girmiştir. İzmir’de derslere gitmeye başladığım 1968 senesinden …

Devamını Oku »

Üç Aylar Sonrası ve Şevval Orucu

Üç aylar manevî ticaret bakımından çok bereketli, kazançlı ve sevaplı bir mevsimdir. Bu mevsimde yapacağımız mânevi” çalışmalar, iç âlemimizde bambaşka ufuklar açar. Ancak, bu aylarda kazanılan ruh disiplinini daha sonra da devam ettirmek gerekir. Çünkü bir sonraki üç aylara erişebileceğimiz hususunda elimizde bir senet yoktur. Her yıl uğrayıp manevî hayatımızı …

Devamını Oku »

1299 (1882) KASTAMONU VİLÂYET SÂLNÂMESİ’NE GÖRE KASTAMONU SANCAĞI İLE BAĞLI KAZALARIN İDARİ, SOSYAL VE EKONOMİK YAPILARI

Hicri 1299 (1882) KASTAMONU VİLÂYET SÂLNÂMESİ’NE GÖRE KASTAMONU SANCAĞI İLE BAĞLI KAZALARIN İDARİ, SOSYAL VE EKONOMİK YAPILARINA DAİR TESPİTLER FINDINGS FOR THE ADMINISTRATIVE, SOCIAL AND ECONOMIC STRUCTURE OF  KASTAMONU  DISTRICT AND SOME OF ITS  TOWNSHIPS ACCORDING TO THE EXILIC 1299 (1882) KASTAMONU DISTRICT’S YEARBOOK Erol KARCI[1] Özet Sâlnâme bir senelik olayları göstermek …

Devamını Oku »

Eskişehir Seyahati ve Zübeyir Ağabey ile Görüşme

Üstad’ın vefatından sonra Zübeyir Ağabey bir süre Eskişehir’de kaldı. Oradayken beni yanına çağırdı. Görüşmemizde şöyle bir iltifatına muhatap oldum: “Hocam, hoş sefa geldin. Sizlere karşı hissettiğim muhabbetin, uhuvvetin derecesini ifadeden acizim.” Bu iltifat ve teveccühlere mazhar olmak benim için büyük bir saâdet ve gayret vesilesi oldu. Sonra, “Maşaallah. Erzurum’da hem …

Devamını Oku »

“Abi Abi! Bu ulvî davaya bir baş feda etmeden olmaz”

SERVET BÜKER ANLATIYOR 1960 ihtilalinden önceydi. Babam Mehmet Büker, Mehmet Ali Özdin, Mehmet Tokyay ve Mehmet Oğuz Abi, yani Nazilli’nin 4 Mehmetleri tutuklandı. Önce Nazilli Cezaevine konuldular. Bizim evimiz cezaeviyle karşı karşıya olduğu için, tedbir olarak kısa bir süre sonra Aydın Kapalı Cezaevine nakledildiler. Babam(Mehmet Büker) ve üç arkadaşı bu …

Devamını Oku »

İstanbul Medreselerinin İlimde İleri Gitmemesinin Sebebi ve Risale-i Nur’dan İstifade

İstanbul’da Medreselerin İlimde İleri Gitmemesinin Bir Sebebi  Mantikî bürhanlarla ilmî hüccetler içinde hakikat-ül hakaika yol açmış olan Risale-i Nur’un talebelerinde iman-ı tahkikî yolunun bir cadde-i kübra-yı Kuraniye olarak bütün Anadolu’da, âlem-i İslam ve insaniyette tezahür etmesi ve bürhanlarla, hüccetlerle dine muhalif ve itikada zıt bütün cereyanları ilzam ve iskat ettirmeye …

Devamını Oku »

Musa Yukarı Ağabey

1930 Denizli Tavas doğumlu olan Musa Yukarı Ağabey, uzun bir zamandan beri İzmir Ayrancılarda ikâmet etmekteydi. Üstad Hazretlerini 1960 tarihinde Emirdağ’ında ziyaret etmiştir. Nurculuk davasından da mahkeme ve hapis hatıraları vardır.  Musa Yukarı ağabey, İzmir bölgesinde tatlı sohbetleri, ikna kabiliyeti ve hazır cevaplılığı ile tanınan ve sevilen bir kıymettir. O …

Devamını Oku »

Yazanı Bilinmeyen Bir Cevşen ve Muhteviyatı / Ömer ÖZCAN

BEDİÜZZAMAN’IN “35 SENEDEN BERİ O HÂŞİYEYİ 3-4 DEFADAN ZİYADE OKUMADIM” DEDİĞİ CEVŞEN’İN SEVAP VE FAZİLETİ… “Yazan ağabeyin adı konulmadığı için hattatı bilinmiyor. Kitabın içinde Cevşen’in tamamı ile beraber, hep merak edilen Cevşen’in sevap ve faziletini anlatan kısım da var.  Aslında bu bölümün Cevşen kitabının içine konulmasını Hz. Üstad arzu etmiyor. …

Devamını Oku »

İmam-ı Rabbani Ahmed-i Farukî

Son günlerde hakkında tartışmalar başlatılmaya çalışılan muazzam âlim ve velî: İmam-ı Rabbani Ahmed-i Farukî (r.a.) (1563-1624) On altıcı yüzyılda Hindistan’da inanç ve fikir akımları açısından oldukça karışık bir durum karşımızaçıkmaktadır. Hakim devlet gücünün de olmamasına paralel olarak buradaki Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler, Zerdüştler, Sabiiler, Cetiler, Sieralar, Çavakalar, Brahmanlar kendilerine bağlı inanç …

Devamını Oku »

Abdülkâdir Geylânî(ks) ve Bedîüzzamân(ra)

Bazı isimler vardır asırlara damgasını vurur. Belki de kıyamete kadar ismi ve unvanı devam eder. İşte Gavs-ı Azam Abdülkâdir Geylânî(ks) Hazretleri de böyle bir Zattır. Gavsiyet ve Kutbiyet ile birlikte Ferdiyet makâmına da mazhardır. Bu noktaya işareten Bedîüzzamân Hazretleri de “Cem-i kutbiyet ve ferdiyet ve gavsiyet[1]/İle üç sütun üzerinde durur. …

Devamını Oku »

Teberrük, teberrüken ne demek?

Âsım Efendi, Kâmûs tercemesinde “bereket” kelimesi için şu açıklamayı yapmaktadır: “Bereket, bir nesnenin artıp çoğalmasına denir. Bir şeye hayr-ı ilâhînin sübûtuna da bereket denir.” (Bakınız. Kâmûs tercemesi, III, 1044). Dilimizde bu kökten türetilmiş olan bereketli, mübârek, tebrîk, teberrük ve teberrüken kelimeleri ile Allah bereket versin, bereketini gör, bârekallah gibi duâ …

Devamını Oku »

Bir Tefekkür Levhası / Mehmed KIRKINCI

Bir gün bir bahar mevsiminde, meşhur Çoruh Nehri kenarında bulunan köyümüzün etrafındaki bağ ve bahçeleri temaşa ederken, akan suların şırıltıları, kuşların cıvıltıları, ağaçların hemhemeleri bana öyle bir sürür, öyle bir saadet, öyle bir zevk bahşetti ki, sanki bu hâl cenneti andıran ulvi manzaraları tahattur ettiriyordu. Bu ulvi manzara, her mütefekkir …

Devamını Oku »