Ana Sayfa / Peygamber için Arama Sonuçları (Sayfa 323)

Peygamber için Arama Sonuçları

Musa ÖZDAĞ, Mehmed Feyzi Efendi’yi anlatıyor

Musa ÖZDAĞ, Mehmed Feyzi Efendi’yi anlatıyor… Röportaj: Nurettin Huyut Vefatının 20. yıldönümünde, Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden Mehmet Feyzi Efendi’yi, talebesi Musa Özdağ ile konuştuk. Mehmet Feyzi Efendi ile ilgili birçok kitap yazdınız öncelikle onu nerede ve nasıl tanıdınız? Ona nasıl talebe oldunuz? İmam Hatip-Okulunun Orta kısmını okurken (ki, o dönemde …

Devamını Oku »

Kalp, Ruh, Sır, Hafi, Ahfâ Lâtifeleri Hakkında

Kalp, Ruh, Sır, Hafi, Ahfâ Lâtifeleri Hakkında İnsan küçük bir âlem olup, büyük âlemin nümunelerini taşıyor. Mesela büyük âlemde arşın, insanda numunesi kalptir. Levh-i mahfuzun numunesi, hafıza kuvvesidir. Peki, buna göre ruhun, sırrın, hafinin, ahfânın asılları büyük âlemde nedir? Yani hafi, ahfa, sır latifeleri büyük âlemde neyi temsil eder? Bu …

Devamını Oku »

Tevekkül Üzerine

Prof. Dr.Alaaddin BAŞAR Tevekkül, sözlükte “birisini vekil edinmek, işini ona bırakmak,, işi başkasına ısmarlamak” gibi manalara gelir. Kavram olarak ise tevekkül, “Bir sonuca alaşmak için gerekli olan sebeplere teşebbüs ettikten sonra başarıyı Allah’dan beklemek, Onun takdirine razı olmak.” demektir.  Müslümanın tevekkül anlayışını en veciz biçimde ifade eden şu Hadis-i Şerifi beraber …

Devamını Oku »

33 Hadis

Yadigâr 33 Hadis Bismihi Sübhânehu Üstâdımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, 3. Defa girdiği Afyon Medrese-i Yusufiyyesinde, şu gelen 33 hadis-i şerifeyi kendi evrak defterinde yazmış, bilâhare bâzı Nur talebeleri de, kendi defterlerinde kaydetmişler. Bunların bâzılarını, Üstâdımız kendi kalemiyle tashih edip, bâzı Arabî ve Türkî hâşiyeler ilâve etmiştir. Risâle-i Nur’un talebe-i …

Devamını Oku »

Risale-i Nur’u levhalaştırmayı istiyorum

Hukukçu-İktisatçı ve Hattat Muhsin Demirel, hat çalışmalarını anlattı.(risale haber sitesindeki röportajın ll. bölümüdür) Risale-i Nur’u levhalaştırmayı istiyorum Hafız Osman hattı hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Şöyle anlatayım; tarihte birçok hafız Osman isminde hattat vardır. Ama iki tanesi çok meşhurdur. Bir tanesi Büyük Hafız Osman ismiyle maruf 1640 – 1698 yılları arasında …

Devamını Oku »

Risale-i Nur’da Marifetullah Yolları

RİSALE-İ NUR’DA MARİFETULLAH YOLLARI    Dr. Ali MERMER Şu dünya yolculuğunda yürümemiz gereken yolu ve bu yolda yürümenin usulünü bize ders veren Kur’ân-ı Hakîm’in, insanın yaratılış sırrını ve hikmetini açıklayan binlerce âyetinden biri, Zâriyat sûresinin 56. âyetidir. Meallerde genellikle “Ben insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım” şeklinde …

Devamını Oku »

İLİM MECLİSLERİNDE BULUNMAK

Yazar: Emine Yüksel “Amellerin hangisi daha üstündür?” şeklindeki bir suale, Resullullah Efendimiz (a.s.m.) şu cevabı verdi: “Allah’ın isim ve sıfatlarını bildiren ilim her şeyden üstündür.”  Suali soran kişi, “Ey Allah’ın yüce peygamberi, biz ilmin faziletini sormadık, amellerin en üstününü sorduk. Siz ise ilim diye cevap verdiniz” deyince Peygamberimiz şöyle devam …

Devamını Oku »

RİSALE-İ NUR’DA ÇOCUK

RİSALE-İ NUR’DA ÇOCUK/Betül Artış* “Bir çocukla konuşup söz anlatmak, bir filozofla konuşmaktan aşağı değildir” der  Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri. (İşaratü’l-İ’caz, s. 209.) Filozofla konuşabilmek üstün bir zekâ, kıvrak düşünebilme yeteneği, iyi bir genel kültüre sahip olma becerisi gerektirir. Çocuklarla konuşurken çocukça tabirler kullanılarak onların seviyesine inilmesi gerektiğini, onların özel davranılması …

Devamını Oku »

Gaye Sahibi Olmak

Risale-i Nur Hizmet Mesleğinde GAYE SAHİBİ OLMAK ESASI Rıza-yı İlahîyi esas maksad yapıp gaye-i hayal sa­hibi ol­makla dava adamı vasfını kazanmak ve dünyayı ahirete vesile yapmak. İnsanın değeri bu gayeye bağlı­lığı derecesine göre olur. Fâni dünya hayatını gaye ya­pan insan, hakikatte değer kazana­maz. A- Marifetullahı Kazanmak Gayesi: 1- بِسْمِ اللَّهِ …

Devamını Oku »

“KONUŞ” EY AYŞE İÇİMİZ FERAHLASIN, NASIL “SUS” EY AYŞE İÇİMİZ FERAHLASIN OLDU!

“KONUŞ” EY AYŞE İÇİMİZ FERAHLASIN, NASIL “SUS” EY AYŞE İÇİMİZ FERAHLASIN OLDU! /Levent BİLGİ Bundan 1400 küsur sene önceydi. Allah’ın Resulü bir meseleden dolayı üzgündü. Ağır adımlarla “hane-i saadetlerine” doğru ilerliyordu. Bu, günümüze göre çok fakir saadet evinin kapısını zevceleri Hz Ayşe açtı. Yüzündeki tebessümle Peygamberi içeriye aldı. Selamdan sonra …

Devamını Oku »

KURBAN BAYRAMI’NDA İBADETLER DUALAR

KURBAN AREFESİNDE VE BAYRAMDA YAPILABİLECEK İBADETLER DUALAR Arefe, Kurban Bayramından bir önceki gün, hicrî takvime göre Zilhicce ayının 9. günüdür. Başka güne arefe denmez. Ülkemizde Ramazan Bayramının bir önceki gününe de arefe denmiştir. Resulullahın (sav) bildirdiğine göre: “Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan …

Devamını Oku »

SORULARLA KURBAN İBADETİ

SORULARLA KURBAN İBADETİ   Kurban kesmekle ilgili sık sorulan sorular ve cevapları Kurban ne demektir? Kurban, kelime anlamı ile yakınlaşma demektir. Buradan hareketle, kurban kesmek; Allah’a yakınlaşma gayesiyle, O’nun verdiği mallardan, kurban edilmesi mümkün olan birini, yine O’nun rızası için boğazlamak demektir.   Kurbanın dini dayanağı nedir? Kurban kesmek, ilk …

Devamını Oku »

Risâle-i Nur Mesleğinde Sadakat Esası

RİSÂLE-İ NUR MESLEĞİNDE SADAKAT ESASI, DÜSTURU SADAKAT NEDİR, NASILDIR? Lügat manası: 1. (Sıdk.dan) Dostluk, bir kimseye Allah (C.C) için kalpten bağlılık, kalbî ve samimî doğrulukla olan dostluk. Dostlukta sebat, vefadarlık. (Yeni Lügat, Abdullah YEĞİN). 2. Bir ameli, Allah emrettiği için yapmak, ihlâs; emredildiği gibi yapmak ise sadakattir. Sadakatin bir manevî, …

Devamını Oku »

İhlâs Düsturu

İHLÂS DÜSTURU VE ESASI İhlâsIn Tarifi: 1- «İhlâsı kazandıran, harekâtındaki sebebi sırf bir emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı İlâhî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlâhiyeye karışmamalı.» (Lem’alar sh: 133) 2- «İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, yapılan ibadetin yal­nız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse, …

Devamını Oku »

MAĞRİPLİ YUNUS EFENDİ (BAYRAKLI DEDE)

MAĞRİBLİ YUNUS EFENDİ (BAYRAKLI DEDE) . 1520 senesinde Mağrip’ten (şimdiki Fas, Tunus, Cezayir ve Libya’nın bir bölümüne Mağrip denirdi.) Kastamonu’ya gelmiş büyük bir velidir. Halk arasında Bayraklı Dede veya Bayraklı Sultan olarak tanınır. . Bayraklı Dede, görünüşte çok mütevazı, sıradan, fakir bir kişi idi. Tatlı, hoş içimli sulardan satarak geçinirdi. …

Devamını Oku »