Ana Sayfa / Risale-i Nur dua için Arama Sonuçları (Sayfa 42)

Risale-i Nur dua için Arama Sonuçları

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin İkinci Emirdağ Hayatı

EMİRDAĞ HATIRALARI Üstadın ilmî dehası Namık Şenel anlatıyor; “Diyanet İşleri eski Başkanı Ahmed Hamdi Akseki, Üstad Hazretlerinin kardeşi Abdülmecid Efendiyi Ankara’ya çağırıyor. Ve bazı meseleler soruyor. Abdülmecid Efendinin verdiği cevaplara hayran oluyor. ‘Bediüzzaman mı daha âlimdi? Yoksa siz mi daha âlimsiniz?‘ diyor. “Abdülmecid Efendi, ‘Ben Seyda’yı gökteki kıvılcımlar kadar fark edebiliyorum. Üstadı anlayamıyorum. …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin İstanbul’da Kaldığı Dönem ve Gençlik Rehberi Mahkemesi (1952-53)

ÜSTAD’IN İSTANBUL’DA KALDIĞI DEVRE-1952-53 Gençlik Rehberi mahkemesi Muhittin Yürüten anlatıyor: “Biz erkenden gidip mahkeme salonundaki yerimize oturmuştuk. Ortalık çok kalabalıktı. Üstad, ayağında yün çorapla eski bir lâstik ayakkabı, başında sarık ve sırtında cübbe ile geldi. Bu sırada içeride kalabalık bir grup halinde bulunan stajer hakimler ve avukatlar birbirlerine Üstadın geldiğini işaret …

Devamını Oku »

Dünyevî Haşir ve Neşir ile, Kıyametteki Haşir ve Neşir Birbirine Benzer mi?

DÜNYEVÎ HAŞR VE NEŞR İLE, KIYAMETTEKİ HAŞR VE NEŞİR BİRBİRİNE BENZER Mİ?.. “Üç yüz binden ziyade enva-ı mahlukatı haşr ve neşredip kudretini gösteren…” (10. Söz) “neşr”, öldükten sonra insanları tekrar diriltmek “haşr”; insanların öldükten sonra dirilip dünyada iken yaptıkları işlerden ve söyledikleri sözlerden dolayı sorguya çekilmek üzere “mahşer” denilen yere …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin Hayatında Afyon Hapsi Sonrası Dönem

AFYON HAPSİ SONRASI DÖNEM 1949-1950 Diyanet işleri riyasetinde Selahaddin Çelebi anlatıyor; “İnebolu’ya gitmek için Ankara’ya uğradım. Doğru Diyanet İşlerine çıktım. Özel Kalem Müdürü ile konuşurken, içeri Diyanet İşleri Reisi Şerafettin Yaltkaya girdi. Kendilerine Afyon Cezaevinden beraet ederek çıktığımı söyledim. Nur Risalelerinin neşredilmesini talep ettim. Üstad’ın arzu ve selâmlarını aynen tebliğ ettim. Yaltkaya cevaben: …

Devamını Oku »

Bediüzzaman Hazretleri’nin Irkçılıkla Mücadelesi

Mehmed KIRKINCI (rha) Bütün İslâm âlimleri ırkçılık fikrini kitap ve sünnetin ışığında reddetmişler, kavmiyetçiliği ferdî ve içtimaî bir hastalık olarak kabul etmişlerdir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri hem eski hem de Yeni Said dönemlerinde içtimaî hayatın en büyük bir afeti olan ırkçılıkla aralıksız mücadele etmiştir. O’nun cihadında ırkçılıkla mücadelenin apayrı bir yeri vardır. Malûmdur …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin İlk Emirdağ, Afyon Mahkeme ve Hapis Hayatı

İLK EMİRDAĞ DÖNEMİ-1944-1948 Hamza Emek anlatıyor; 1944’de İstanbul Vefa Lisesinde talebeydim. O zaman lise son sınıftaydım. Üstad Bediüzzaman’ı sadece ismen işitmiştim. ‘Emirdağ’a büyük bir İslâm âlimi gelmiş’ diye işitiyordum. Henüz daha ziyaretine gidememiştim. İlk görüşmemize Ömer isimli ihtiyar bir zat vesile oldu. “Okulu bitirme imtihanları için İstanbul’a gitmiş ve Reşadiye Otelinde …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin Denizli Mahkeme ve Hapis Hayatı

DENİZLİ MAHKEMESİ VE HAPSİ – 1943 “Aradığınız nedir?” Selahaddin Çelebi anlatıyor; “1942 yılında Kars Gümrük Muhafaza Teşkilâtına intisap etmiştim. Altı ay sonra kurs için Ankara’da İnhisarlar Vekâletinin (Tekel Bakanlığı) üst katı Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı Teşkilâtına tahsis edilmişti. Bir gün kursta iken, ‘Sizi Genel Komutan Lütfi Karapınar Paşa istiyor’ dediler. Bu …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin Kastamonu Hayatı

KASTAMONU HATIRALARI (1936-1943) Yıl: 1936 Nasrullah Şadırvanına, ilk defa gördüğü yaşlı bir insan gelmişti. Bir bekçinin doldurduğu testinin başında nezaret ediyordu. Kıyafeti bir hocayı andırıyordu. Sarıklı, cübbeli.. Kastamonu’da, bir Osmanlı Şeyhülislâmın heybetiyle, fütursuz dolaşıyordu, hem de 1936 yılında. Emin Bey ihtiyarsız olarak kalktı, doğru yanına yaklaşarak selâm verdi. “Sen nerelisin …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin Kısa Süreli Isparta Dönemi (1934)

“Üstad bize çay getiriyordu” Onun bu nezaket ve tevazuunu hayranlıkla anlatan Refet Bey, 1934 senesinde Isparta’da Ada Kahvesi denilen bir mahaldeki bağ içinde iki katlı bir evde bulundukları bir sırada cereyan eden başka bir hatırasını da şöyle anlatıyordu: “Hüsrev Altınbaşak ile birlikte Nur Risalelerini yazarak çoğaltıyorduk. Üstad da üst odada idi. …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin (1926-1934) Barla Hayatı

BARLA HATIRALARI-1926-1934 Köye bir Hoca Efendi gelmiş Bahri Çağlar hatıralarını şöyle anlatıyordu: “Üstad Barla’ya ilk geldiği gün (1926 baharı) herkes bir şeyler söylüyordu: ‘Köye bir Hoca Efendi gelmiş. Namı Bediüzzaman imiş. Ankara’dan sürmüşler. Eğridir’den jandarma nezaretinde bir kayıkla gelmiş. 8 ay Burdur’da kalmış. Etraftan halk ve ulema ziyaretine gelmeye başlayınca kimse …

Devamını Oku »

Bedîüzzaman’ın Vaaz, Tebliğ ve İrşadda Ortaya Koyduğu Tecdid

Yard. Doç. Dr. Mehmet GÖKTAŞ GİRİŞ Rabbimizin,“Sizden, hayra davet eden iyiyi emr, kötüden men eden bir ümmet olsun, işte felaha erenler bunlardır” (Âl-i İmran 3/105) “Rabbinden sana indirileni tebliğ et…” (Maide 5/67) ” “(Resûlüm!) Sen, Allah’ın yoluna hikmet ve güzel öğüt (vaaz) ile çağır!” (Nahl 16/125), “Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücahede edenlere elbette muvaffakiyet yollarımızı gösteririz…” …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin 1926 Sürgünü

1926 SÜRGÜNÜ “Zaman onu tekzip eder”  Abdülvehhab Ekinci anlatıyor; “Şeyh Said isyanında Üstad Van’daydı. İsyan haberi Ankara’ya yanlış aksetmiş. Üstad’ın, Seyda’nın isyan ettiğini zannetmişler. Çok telaş etmişlerdi. “Süleyman Sabri Paşa, Nurşin Camiine Seyda’nın yanına geldi. Bu yanlış durumu Üstad’a bildirdi. “Seyda, bunu tekzip edelim, böyle bir yanlışlık olmuş’ deyince, Üstad: ‘Lüzum yok …

Devamını Oku »

Yaklaşan Son

Bu son 5.8’lik deprem bana 20 yıl önce yaşadığım 17 Ağustos depremini hatırlattı. Benim gibi çoklara da.  Namaz için hazırlanırken başladı. Tekbir getirdim. Neyse ki kısa sürdü. Sokağa baktım komşular dışarı atmış kendini. Sanki ecelden kaçış var. Telefonlar çalışmıyor. Whatsapdan ancak haberleşme oldu. Saniyeler içinde teknoloji pert.  Böyle hallerde herkes …

Devamını Oku »

Bekri Mustafa ve Süleymaniye

“Her söylediğin hak olmalı ama her hakkı söylemek senin hakkın değildir. Çünkü bazen senin gibi niyeti halis olmayan birinin sözleri aksulamel yapar.” “Aksulamel”in neticesi ne? O insanın “amel”inin bozulması. Zaten “amel” kelimesinin tamlamada bulunması bile meseleyi açıyor. Demek oluyor ki “doğruyu” bazen – kimi zeminlerde- dememek amelle alâkalı bir fiildir. …

Devamını Oku »

Bediüzzaman’a Göre Ehl-i Beyt’in Asıl Vazifesi ve Hz. Hasan’ın Sözleri

“De ki: Vazîfem karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Sizden istediğim, ancak akrabaya sevgi ve Ehl-i Beyt’ime muhabbettir.” (Şûrâ Sûresi, 23. Âyet)  “Size iki ağırlık terk ediyorum, onlara yapıştığınız takdirde dalalete (sapıklığa) düşmezsiniz. Birisi Allah’ın kitabı, diğeri de Ehl-i Beytim’dir”. (Tirmizî) Hatırlayıp da hiç olmazsa gözleri nemlenmeyen vicdan sahibi bir insan …

Devamını Oku »