Ana Sayfa / Namaz için Arama Sonuçları (Sayfa 46)

Namaz için Arama Sonuçları

Tesbihat Hakkındaki Bir Soruya Cevap

TESBİHAT HAKKINDAKİ BİR SORUYA CEVAP – Subhaneke ya Allâh tealeyte yâ… zikri neden sadece sabah ve ikindi namazlarına müteakip gelmektedir?  Bu tercihin hikmetini Bediüzzaman Hazretleri açıklamamıştır. Ancak namazın ve namaz vakitlerinin tahsisinin hikmetlerini açıkladığı  Dokuzuncu Söz’de sabah ve ikindi namazları bahsinde şuunat-ı ilahiyeye daha çok vurgu yapmaktadır. Bu zikrin terkibine …

Devamını Oku »

Doğru bildiğimiz Yanlışlar ve Eksik bildiğimiz Doğrular – 2

Doğru bildiğimiz Yanlışlar ve Eksik bildiğimiz Doğrular Doğru bildiğimiz, yanlışlar ve eksik bildiğimiz, doğrular var. Ki bence bunun en büyük nedeni: İnsanların; ‘bildiklerini”, tekrar öğrenmeye ihtiyaç hissetmemesidir. Bunu gereksiz bulmaları; hattâ, bunu saçma ve gereksiz bir vakit kaybı olarak görmeleridir. Öyle ya; insan, “doğru olduğuna inandığı bilgiler”i; (o bilgiler, sanki …

Devamını Oku »

“Efendim bunların ifadesi alınamıyor…” Adil Çelik Ağabeyden Hatıralar

ADİL ÇELİK (1904 – 2011) Sandıklı civarında Bediüzzaman şahidlerinin son mümessili olan Adil Çelik, 1904 Afyon-Sandıklı doğumludur. 26 Temmuz 2010 tarihinde kendisini ziyarete gittik. Sandıklı’daki evinin yakınında bulunan camide bulduk Âdil ağabeyi. İkindi namazını beraberce camide eda ettikten sonra bizi evine götürdü. Evinde apayrı bir huzur vardı, biz bunu açıkça …

Devamını Oku »

Peygamber Efendimizin Elçileri Hükümdarları İslâma David Ediyor

PEYGAMBERİMİZ ALEYHİSSELAMIN ELÇİLERİ  HÜKÜMDARLARI İSLAMİYETE DAVET EDİYOR M. Âsım KÖKSAL (rha) Önceki bölüm için tıklayınız Elçilerin Gönderiliş Tarihi Peygamberimiz Aleyhisselam; Hicretin 6. yılında, Zilhicce ayında, Hudeybiye’den Medine’ye döndükten sonra[1] veya Hicretin 7. yılı Muharrem ayında[2] bir gün, ashabının yanlarına varıp: “Ey insanlar! Hiç şüphesiz, Yüce Allah, beni herkese rahmet olarak …

Devamını Oku »

İbadetin Tadı

İBADETİN TADI     “Onlar ki ayaktayken de otururken de daima Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışını tefekkür ederler. ‘Bunları boş yere yaratmadın ey Rabbimiz!’ derler.” K. Kerim, Âli İmran: 191     “Kış, mü’minin baharıdır. Gündüzleri kısa olduğu için oruç tutar. Geceleri uzun olduğundan kalkar ibadet eder.”        Hadis-i Şerif, Beyhakî, Sıyâm: 115 …

Devamını Oku »

Yavuz Bülent Bakiler ile Âdâbımız Üzerine

YAVUZ BÜLENT BÂKİLER İLE SÖYLEŞİ Öncelikle edeb-terbiye kavramı üzerinden konuşmak isteriz. Sizin de tecrübeleriniz ışığında aile içinde edeb-terbiye nerede durur? Ben çok yanlış bir aile terbiyesi altında büyüdüm. Annem beş vakit namazında, niyazında bir kadındı. Okuması vardı fakat yazması yoktu. Ömrü boyunca okuduğu bir kitap vardı: Hz. Ali’nin Kesikbaş Destanı. …

Devamını Oku »

İlim Geleneğimizde Öğretme ve Öğrenme Âdâbı Üzerine

İLİM GELENEĞİMİZDE ÖĞRETME VE ÖĞRENME ÂDÂBI ÜZERİNE Dr. Emine KESKİNER Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Geçmişten bugüne en çok tartışılan konulardan biri öğretmen-öğrenci ilişkisine yön veren dinamiklerin neler olması gerektiği, söz konusu ilişkinin keyfiyeti meselesidir. Öğretmene verilen isim, biçilen roller değişikliğe uğrasa da bu konu önemini yitirmemiştir. Hemen herkesin yolu öğrenci …

Devamını Oku »

Bâtınîlik Nedir?

BATINİYYE Durak PUSMAZ Kur’an ve hadislerdeki her zâhirin, açık hükmün bir de bâtını, iç yüzü, herkesin anlayamayacağı gizli tarafı olduğunu ve Kur’an ile hadislerin ancak tevil (yorumlama) ile anlaşılabileceğini iddia eden fırkalara XII. asırdan itibaren toptan verilen isim. Bunlar kendilerinin Şiâ’ya mensup olduklarını iddia ederlerse de, İslâm bilginleri tarafından İslâm …

Devamını Oku »

Medresetü’z-zehrâ’nın Tarihçesi

Medreset’üzzehra’nın Tarihçesi Bahaeddin SAĞLAM Üstad Bediüzzaman 1878’de doğmuştur. O tarihlerde Bitlis yöresinde ilim, medrese ve tekye hayatı çok yüksek bir derecede aktif ve üretken idi. İlim ve zekâ en değerli meta idi. Zeki bir öğrenci adeta milli bir kahraman gibi algılanırdı. Bu tarihten ta Birinci Dünya Savaşının sonuna kadar çok …

Devamını Oku »

Hudeybiye Seferi

HUDEYBİYE SEFERİ M. Âsım KÖKSAL (rha) Önceki bölüm için tıklayınız.  Seferin Tarihi, Mevkii, İsmi ve Sebebi Sefer, Hicretin 6. yılında Zilkade ayında vuku bulmuş,[1] Peygamberimiz Aleyhisselam, Zilkade ayının başında, Pazartesi günü, devesi Kasvâ’ya binip Müslümanlarla birlikte yola çıkmıştır.[2] Hudeybiye; ne büyük, ne de küçük, orta büyüklükte bir köy olup, altında …

Devamını Oku »

Aklımız Vardı, Ancak Hidayetimiz Yoktu

Aklımız Vardı Ancak Hidayetimiz Yoktu Muhammed Emin Yıldırım Hz. Ömer’in hilafet günleri, İslam’ın izzet, şeref ve adalet günleridir. O büyük kamet, on buçuk yıl süren hilafet görevi ile değil sadece dostlarına, düşmanlarına bile birçok şey öğretmiştir. İmamet ve hilafetin ne demek olduğunu çok iyi anlayan Hz. Ömer, bir ömür İslam …

Devamını Oku »

Vehhabîler Risalesinin Anahtar Kavramları

Vehhabiler Risalesinin Anahtar Kavramları Bahaeddin Sağlam Varlığın en zirve boyutu olan insanlık, on iki bin yıllık medeniyet tarihinde, varlığın iki direği olan madde ve mana arasında sarkaç gibi gidip gelmiştir. Bazen materyalizmin hummasını çekmiş, bazen maneviyatın ılık esintilerini çokça teneffüs etmiştir. Bazen de baharın dengeli ve çok yönlü hayatını yaşamıştır. …

Devamını Oku »

Benî Kurayza’dan Sonra

BENÎ KURAYZA’DAN SONRA M. Âsım KÖKSAL (rha) Önceki bölüm için tıklayınız Mugîre b. Şûbe’nin Müslüman Oluşu Muğîre b. Şube, Sakîf kabilesindendir. Ebu İsa künyesini taşırdı.[1] Kendisi, Arap dahilerinden sayılırdı.[2] En sıkışık durumlarda, bir çıkar yol bulurdu.[3] Muğîre b. Şube, Hendek savaşı yılında Müslüman oldu.[4] Muğîre b. Şube der ki: “Biz, …

Devamını Oku »

Dinimizde nikâh tazeleme

Nikah Tazeleme Duası Küfrü gerektiren bir söz veya fiilin nikâha etkisi var mıdır? Nikah tazeleme duası nasıl yapılır? Bir kimse küfrü gerektiren bir söz söyler veya bir fiilde bulunursa, dinin sınırları dışına çıkacağı için eşiyle arasında din farkı meydana gelir, bu yüzden nikâh akdi de sona erer. Allah’a, Peygamber’e, Kur’an’a …

Devamını Oku »

Merhum Mustafa Kılıç Hocaefendi Risale-i Nur’dan Önceki ve Sonraki Hâlini Anlatıyor

Mustafa Kılıç Hocaefendi ibretlerle dolu hayat hikâyesini şöyle anlatıyor: 1939 Urfa doğumluyum. Ben okulda okumamıştım. 1963 yılında arkadaşlarım bana, “sen ilkokul diploması al” dediler. Sevk-i ilâhi ile müracaat ettim, ilkokul diplomasını aldım. Bizim caminin odasında arkadaşlarla müşterek kalıyorduk. O sırada müftülük, imamlık imtihanı için ilanat yaptı. On beş kişiydik, girdik …

Devamını Oku »