Ana Sayfa / Delil için Arama Sonuçları (Sayfa 51)

Delil için Arama Sonuçları

“O Rahman ki, Arş’ı İstilâ (İsti̇vâ) Etti.”

“O RAHMAN Kİ, ARŞ’I İSTİLA (İSTİVA) ETTİ.” (Taha-5) Ayet-i Celile’sini nasıl anlamalıyız?.. ARŞ, şeriat dilinde âlemin hepsini saran, sınırlamanın ve beşer aklının takdirinin dışında, hakikati Allah’ın ﷻ ilmine bırakılmış bulunan yüksek bir muhît olmak üzere yaygın olmuştur ki gökler, cennet, sidre, Kürsî hep bunun altında tasavvur edilir!.. Bu bir sondur …

Devamını Oku »

Prof. Dr. Esad COŞAN Hocaefendi’nin Dilinden Hacı Bektaş Velî Hazretleri

Doktora çalışmalarım sırasında, IV. Yüzyıl’da yaşamış bir şahsın hayatı üzerinde incelemeler yaparken, Hacı Bektâş-ı Velî’nin bir eserini buldum. Hacı Bektâşî Velî’nin bir eserini mecburen okuduğum için; çünkü, ne bektâşîliği seviyordum, ne de sâfî dînî olmayan bir yolu seviyordum. Hattâ edebiyatı, romanı bile sevmiyordum ben şahsen, vakit israfıdır diye… “İnsan eğer imkânı …

Devamını Oku »

Bediüzzaman Hazretleri ve Ehl-i Beyt

Âl-i Beyt, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa aleyhissalatü vesselamın çok şerefli ve mübarek soyuna verilen isimdir. Ehl-i Beyt, Âl-i Resul, Âl-i Nebi, Âl-i Muhammed gibi tâbirlerle de söylenir. Âl-i Beyt’e sevgi ve hürmetle bağlanmak Müslümanların bir şiarıdır. Zira Âl-i Beyt sevgisini bizlere hem Kur’an, “(Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “(Ben) sizden buna (size olan teblîğ …

Devamını Oku »

Temel Dinî-İslamî İlim Dalları

TEFSİR İLMİ Tefsir ilmi; “Beşerin takatı derecesinde, Allah’ın muradına delâleti yönünden, Kur’ân-ı Kerîm’den bahseden ilimdir” diye tarif edilir. Ayrıca “Kur’ân’ı Kerîm’in mânâlarını keşif ve onda olan müşkil ve garip lafızlardan, kastedilen şeyi beyandır.” diye de tarif edilmiştir. Kur’ânı ilk tefsir eden Peygamberimiz (asm)’dır. O Allah’tan aldığını tebliğ etmekle mükellef olduğu …

Devamını Oku »

42 Maddede Peygamberimizin Eğitim Metodu

PEYGAMBERİMİZİN (sav) 42 EĞİTİM METODU Rasûlullah (s.a.v) bir şeyi emrettiğinde bunu evvelâ kendisi tatbik eder, ardından insanlar bunu örnek alır ve O’ndan gördükleri gibi yaparlardı. İşte Efendimiz’in (s.a.v.) talim metodları… Hiç şüphe yok ki, bizzat yaparak ve tatbik ederek öğretmek, söylemeye ve anlatmaya göre daha çok tesir eder. Bu usûl, …

Devamını Oku »

“Ben vaizleri dinledim; nasihatleri bana tesir etmedi”

“Ben vaizleri dinledim; nasihatleri bana tesir etmedi. Düşündüm. Kasâvet-i kalbimden başka üç sebep buldum: Birincisi: Zaman-ı hâzırayı zaman-ı sâlifeye kıyas ederek yalnız tasvir-i müddeâyı parlak ve mübalâğalı gösteriyorlar. Tesir ettirmek için ispat-ı müddeâ ve müteharrî-i hakikati iknâ lâzım iken, ihmal ediyorlar.” ((Divan-ı Harb-i Örfî) Bu zaman insanına tebliğ, akıldan kalbe …

Devamını Oku »

Avret ve Setr-i Avret Nedir?

Avret العورة Vücutta dinen örtülmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerleri ifade eden bir fıkıh terimi. Avret Arapça’da “eksik, gedik, açık; açılıp görünen şey; korkulacak, zarar gelecek yer” gibi mânalara gelir. Ayrıca küçük kale üstlerinde, sınır boylarında ve cephede ordu saflarında bulunan ve düşman saldırısına imkân veren gedikler, dağlarda …

Devamını Oku »

“İbadet dilimiz Türkçe olsun ki..”

“Biz Türk milletindeniz, Arapça bilmiyoruz; bu yüzden Kur’an’ın lafızlarını Türkçeye tercüme edelim, yani ibadet dilimiz Türkçe olsun ki ibadetlerimizi rahatla yapalım…” diyenlere Üstadımız şöyle cevap vermektedir; “Mühim bir suâl: Bazı ehl-i tahkik derler ki: “Elfâz-ı Kur’âniye ve zikriye ve sair tesbihlerin her biri müteaddit cihetlerle insanın letâif-i mâneviyesini –irşâd ile- …

Devamını Oku »

Cuma Hutbesi Niçin Arapça Okunmalıdır?

“Hastalığın teşhisi tedavinin yarısıdır” demiş atalarımız. Öncelikle kimsenin doğru dürüst bilmediği bir hastalığımızı teşhis edelim: Milletimizin en büyük hastalığı namazsızlıktır. Bütün temel sorunların kaynağında bu husus yatmaktadır. İnsanlarımız; abdestsiz taharetsiz gezmektedir. Çünkü kimse hocalarımızı, diyanet görevlilerini, imam ve vaizleri dinlememektedir. Özellikle de Cuma hutbelerinde imam hatipleri ciddiyetle dinlemek yerine çoğu …

Devamını Oku »

Hadislerle Şâhitlik

عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) قَالَ: “أَلَكَ بَنُونَ سِوَاهُ.” قَالَ: نَعَمْ. قَالَ: “فَكُلَّهُمْ أَعْطَيْتَ مِثْلَ هَذَا.” قَالَ: لاَ. قَالَ: “فَلاَ أَشْهَدُ عَلَى جَوْرٍ.” Nu’mân b. Beşîr’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) (Babasının kendisine yüklü bir miktarda mal bağışında bulunmak için Resûlullah’ı şahit tutmak istemesi …

Devamını Oku »

“Kısasta sizin için hayat vardır”

Bakara Suresi – 178 . Ayet Tefsiri Ayet يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلٰىۜ اَلْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالْاُنْثٰى بِالْاُنْثٰىۜ فَمَنْ عُفِيَ لَهُ مِنْ اَخ۪يهِ شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ وَاَدَٓاءٌ اِلَيْهِ بِاِحْسَانٍۜ ذٰلِكَ تَخْف۪يفٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَرَحْمَةٌۜ فَمَنِ اعْتَدٰى بَعْدَ ذٰلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ اَل۪يمٌ Ey iman edenler! Öldürülenler …

Devamını Oku »

Kısas Nedir?

Cinayette ödeşmek. Bir suç işleyenin aynı cinsten bir ceza ile cezalandırılması. Öldürme veya yaralamada, suçluya aynı şeyin yapılması. Kasten adam öldürene veya yaralayana İslâm hukukunun uyguladığı ceza. Bir İslâm hukuku terimi olarak kısas; ferdin hakkı olarak yerine getirilmesi gereken, âyet ve hadislerde miktarı belirlenen ve suçlunun bedenine yönelik bulunan cezayı …

Devamını Oku »

Bediüzzaman’da Muhabbet

Prof. Dr. Ahmed Abdurrahim Es- Sâyi̇h** Başlangıçta “mârifet” kavramının; “Bir şeyi (varlığı) tefekkür ve inceleme yolla­rıyla idrak etmek” anlamını taşıdığını bilmemiz iyi olur. Bir çok mütehassıs alimin görüşü şöyledir: – Mârifet, bir şeyin kendi zâtıyla alakalı olup, o şeyin özellikleriyle ilgili olan her şeyi  bilmektir. – Mârifet, çoğunlukla idrak ettikten sonra kalpten kaybolan bilgiler için …

Devamını Oku »

Meşhur Fıkhî Kái̇deler-3

Muhammed Emin ER  11. Âdet muhakkemdir. Bu kaidenin delili Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şu hadisidir: “Müslümanların güzel gördüğü şey, Allah katında da güzeldir” (Ahmed b. Hanbel, Müsned). Örf ve adet, pek çok fıkhi meselede müracaat kaynağı olarak esas teşkil etmiş; örf ve adetin delaletiyle hakiki mana terkedilmiştir. Bu kaideye bağlı hususlar …

Devamını Oku »

Meşhur Fıkhî Kái̇deler-2

9. Meşakkat teysiri celbeder. Bu kaidenin delili ise şu ayet-i kerimelerdir: “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez“. “Allah, din konusunda size bir zorluk çıkarmamıştır“. Hadis-i şerifte de: “Allah’ın en çok sevdiği din, kolaylığı öngören hanifliktir (fıtrat dinidir).” buyurulmuştur. Alimler de şeriatın bütün ruhsat ve kolaylıklarının bu kaideye dayandığını ifade etmişlerdir. …

Devamını Oku »