Ana Sayfa / Muhammed için Arama Sonuçları (Sayfa 73)

Muhammed için Arama Sonuçları

“Ben vaizleri dinledim; nasihatleri bana tesir etmedi”

“Ben vaizleri dinledim; nasihatleri bana tesir etmedi. Düşündüm. Kasâvet-i kalbimden başka üç sebep buldum: Birincisi: Zaman-ı hâzırayı zaman-ı sâlifeye kıyas ederek yalnız tasvir-i müddeâyı parlak ve mübalâğalı gösteriyorlar. Tesir ettirmek için ispat-ı müddeâ ve müteharrî-i hakikati iknâ lâzım iken, ihmal ediyorlar.” ((Divan-ı Harb-i Örfî) Bu zaman insanına tebliğ, akıldan kalbe …

Devamını Oku »

Avret ve Setr-i Avret Nedir?

Avret العورة Vücutta dinen örtülmesi gereken ve başkasının bakması haram olan yerleri ifade eden bir fıkıh terimi. Avret Arapça’da “eksik, gedik, açık; açılıp görünen şey; korkulacak, zarar gelecek yer” gibi mânalara gelir. Ayrıca küçük kale üstlerinde, sınır boylarında ve cephede ordu saflarında bulunan ve düşman saldırısına imkân veren gedikler, dağlarda …

Devamını Oku »

Ben Örtünmeyle Emrolundum! – Erkeğin Tesettürü (Video ve Notlar)

Muhammed Emin Yıldırım Hoca bu sohbetinde, “Ben Örtünmeyle Emrolundum” başlığında, erkeğin tesettürünü anlatıyor. Erkeklerin tesettürü nasıl olmalı? Nasıl olmamalı? Nelere dikkat etmeli? Ölçüleri neler? Bunlar ve bunlara benzer birçok soruya cevaplar veriyor. Dersten Cümleler Bel büken, saç ağartan, takat tüketen bir ayet: “Festakim kemâ ümirt/Emrolunduğun gibi dostdoğru ol!” (Hûd, 112) Efendimiz …

Devamını Oku »

Cuma Hutbesi Niçin Arapça Okunmalıdır?

“Hastalığın teşhisi tedavinin yarısıdır” demiş atalarımız. Öncelikle kimsenin doğru dürüst bilmediği bir hastalığımızı teşhis edelim: Milletimizin en büyük hastalığı namazsızlıktır. Bütün temel sorunların kaynağında bu husus yatmaktadır. İnsanlarımız; abdestsiz taharetsiz gezmektedir. Çünkü kimse hocalarımızı, diyanet görevlilerini, imam ve vaizleri dinlememektedir. Özellikle de Cuma hutbelerinde imam hatipleri ciddiyetle dinlemek yerine çoğu …

Devamını Oku »

Kelimelerin İşaret “Değer”i

Yazar: İbrahim SARITAŞ  Kelimelerin elbette mana cihetiyle icra ettikleri vazifeleri var. Taşıdıkları kıymet de kelimelerin bu özelliğiyle ilgilidir. Kelam hazinesinin işletilmesi ve kelimelere vukufiyetin artmasıyla da taşıdıkları bu değer idrak edilecek, ehemmiyetleri hakkında farkındalık oluşacaktır. Her kelime öncelikle bir mana taşır. Bu manayı tek başınayken taşır… Bir araya gelir cümleten …

Devamını Oku »

Hadislerle Şâhitlik

عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ بَشِيرٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) قَالَ: “أَلَكَ بَنُونَ سِوَاهُ.” قَالَ: نَعَمْ. قَالَ: “فَكُلَّهُمْ أَعْطَيْتَ مِثْلَ هَذَا.” قَالَ: لاَ. قَالَ: “فَلاَ أَشْهَدُ عَلَى جَوْرٍ.” Nu’mân b. Beşîr’den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) (Babasının kendisine yüklü bir miktarda mal bağışında bulunmak için Resûlullah’ı şahit tutmak istemesi …

Devamını Oku »

Kısas Nedir?

Cinayette ödeşmek. Bir suç işleyenin aynı cinsten bir ceza ile cezalandırılması. Öldürme veya yaralamada, suçluya aynı şeyin yapılması. Kasten adam öldürene veya yaralayana İslâm hukukunun uyguladığı ceza. Bir İslâm hukuku terimi olarak kısas; ferdin hakkı olarak yerine getirilmesi gereken, âyet ve hadislerde miktarı belirlenen ve suçlunun bedenine yönelik bulunan cezayı …

Devamını Oku »

Bediüzzaman’da Muhabbet

Prof. Dr. Ahmed Abdurrahim Es- Sâyi̇h** Başlangıçta “mârifet” kavramının; “Bir şeyi (varlığı) tefekkür ve inceleme yolla­rıyla idrak etmek” anlamını taşıdığını bilmemiz iyi olur. Bir çok mütehassıs alimin görüşü şöyledir: – Mârifet, bir şeyin kendi zâtıyla alakalı olup, o şeyin özellikleriyle ilgili olan her şeyi  bilmektir. – Mârifet, çoğunlukla idrak ettikten sonra kalpten kaybolan bilgiler için …

Devamını Oku »

Meşhur Fıkhî Kái̇deler-3

Muhammed Emin ER  11. Âdet muhakkemdir. Bu kaidenin delili Hz. Peygamber’in (s.a.v.) şu hadisidir: “Müslümanların güzel gördüğü şey, Allah katında da güzeldir” (Ahmed b. Hanbel, Müsned). Örf ve adet, pek çok fıkhi meselede müracaat kaynağı olarak esas teşkil etmiş; örf ve adetin delaletiyle hakiki mana terkedilmiştir. Bu kaideye bağlı hususlar …

Devamını Oku »

Meşhur Fıkhî Kái̇deler-1

Muhammed Emin ER Fakihlerin, Kitap, Sünnet ve icma’dan elde ederek üzerine pek çok feri meseleyi bina ettikleri küllî kaideler vardır. Bunların en meşhurları şöyle: 1. Bir işten maksat ne ise hüküm de ona göredir. Kâdîhân, Fetava‘sında şöyle der: “Şarap yapan birine üzüm satmak, eğer ticaret maksadıyla yapılıyorsa, haram değildir. Fakat şarap …

Devamını Oku »

Kurucu Değerlerimiz ve Asgari Müşterekler

Son zamanlarda bazı hokkabazlar “kurucu ilkelerimiz” adı altında “CHP’nin 6 Okunu” halkımıza yutturmaya çalışmaktadır. Hâlbuki bunlar 5 Şubat 1937’de aslında Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri olan “cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve inkılâpçılık” Anayasaya ithal edilmiştir. Kurucu değerlerimiz ile hiçbir alakaları yoktur. Kurucu değerlerimizin en önemlisi Kanuni Esasi’den alınmış olup ilk …

Devamını Oku »

Ganizâde Ahmed Nuri ve Mehmed Sâdık Baba

Ganizâde Ahmed Nuri Efendi Ahmet Baba Ganizâde demekle bilinir. Nakşibendiyye’nin Üveysî kolu şeyhlerinden olan Ahmed Baba, Kastamonu vilayetinin Tosya kazasındandır. Debbağ (deri terbiye eden) olarak geçimini temin etmektedir. Mustafa Arif, şeyhi olan Mustafa Münib ile Tosya’ya geldiğinde, Mustafa Münib kendisine “Senden sonra bu civan sahib-i zaman olacaktır. İrşâdı dahi sizin …

Devamını Oku »

Âyetü’l-Kübra’nın otuz üç mertebesinin şematik gösterimi

ÂYET-ÜL KÜBRA Kâinattan Hâlıkını Soran Bir Seyyahın Müşahedatıdır. Bu “Yedinci Şua” bir mukaddime ve iki makamdır. Mukaddimesi dört mes’ele-i mühimmeyi; Birinci Makamı, Âyet-i Kübra’nın tefsirinden Arabî kısmını; İkinci Makamı, onun bürhanlarını ve tercümesini ve mealini beyan ederler. Mukaddime Mukaddime dört meseleden oluşmaktadır: Birinci vartadan çare-i necat: İki mes’eledir. “Birinci Mes’ele: Otuzbirinci Mektub’un Onüçüncü Lem’asında tafsilen …

Devamını Oku »

Millet-i Hüsnâ, Sadece İslâm

NE TÜRK-İSLAM, NE KÜRT-İSLAM SENTEZİ, SADECE İSLAM Yazar: İhsan Şenocak Giriş İdeolojiler mevcut sistemlerin yanlışlarına tepki olarak doğdu. Her ideoloji hakikatin tek olduğunu ve onu da sadece kendisinin temsil ettiğini savundu. Karşılıklı inkârlar fikri çatışma alanlarını sıcak tuttu. Eski yeni, doğru yanlış kavgası hiç bitmedi. Her yeni ideoloji, doğrularını eskinin …

Devamını Oku »

Ulü’l-Emre İtaatin Önemi

İDARECİYE İTAATİN ÖNEMİ Yazar: Muhammed Zakir Çetin Hilafet ve İmamet Nedir? Hilafet; lügatte, “birinin yerini alma ve ona vekillik etme manalarına gelir. İslam ıstılahında ise “Hz. Muhammed (asm)’a vekil olarak Müslümanları ve İslam’ı koruma ödevini yerine getirme” demektir. Bu vazifeyi üzerine alan kimseye de “Halife” ve Emir” de denilmektedir. Bu …

Devamını Oku »