Ana Sayfa / Namaz için Arama Sonuçları (Sayfa 88)

Namaz için Arama Sonuçları

Safer Ayı Belâ ve Uğursuzluk Ayı mıdır?

Safer ayı 30 Eylül pazartesi günü başladı ve 28 Ekim’e kadar devam edecek.  Birgün Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) huzûrunda uğursuzluktan söz edilmişti. Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “En güzeli, hayra yormaktır. Uğursuzluk, hiçbir müslümanı teşebbüsünden vazgeçirmesin. Herhangi biriniz hoşlanmadığı bir şey gördüğü zaman şöyle desin: …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin Kısa Süreli Isparta Dönemi (1934)

“Üstad bize çay getiriyordu” Onun bu nezaket ve tevazuunu hayranlıkla anlatan Refet Bey, 1934 senesinde Isparta’da Ada Kahvesi denilen bir mahaldeki bağ içinde iki katlı bir evde bulundukları bir sırada cereyan eden başka bir hatırasını da şöyle anlatıyordu: “Hüsrev Altınbaşak ile birlikte Nur Risalelerini yazarak çoğaltıyorduk. Üstad da üst odada idi. …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin (1926-1934) Barla Hayatı

BARLA HATIRALARI-1926-1934 Köye bir Hoca Efendi gelmiş Bahri Çağlar hatıralarını şöyle anlatıyordu: “Üstad Barla’ya ilk geldiği gün (1926 baharı) herkes bir şeyler söylüyordu: ‘Köye bir Hoca Efendi gelmiş. Namı Bediüzzaman imiş. Ankara’dan sürmüşler. Eğridir’den jandarma nezaretinde bir kayıkla gelmiş. 8 ay Burdur’da kalmış. Etraftan halk ve ulema ziyaretine gelmeye başlayınca kimse …

Devamını Oku »

Bütün Hayat Bir Teşehhüd Seremonisi

Bütün hayat bir teşehhüd – şâhid olma seremonisi  Bediüzzaman namazın -ki miraç olduğuna göre- her durağı dolu dolu yaşanması gereken, özellikle duyularak hissedilerek, dramatik tablolar hayal ederek kılınması gerektiğini anlatır. Abdest Allah’ın huzuruna gelinceye kadarki safhanın akabinde kulun kıbleye durup, Bismillah hattı veya asansörü ile bir anda Allah ile yüz …

Devamını Oku »

Bediüzzaman’ın İstanbul’a Gelişi ve Şekercihan Derneği

Bediüzzaman Said Nursi, “Medresettüz Zehra” adı altında Doğu Anadolu’da bir darül fünun yani üniversite kurulmasını istiyordu. Bu maksatla 1907 yılında başkent İstanbul’a geldi. Sultan Abdülhamid Han’a, Van Valisi Tahir Paşanın meselenin önemine dair mektubunu arz etmişti. “Şarkı ayağa kaldıracak dindir” diyerek manevi değerlerin önemine işaret ediyor bu maksatla eğitim kurumlarının …

Devamını Oku »

Bedîüzzaman’ın Vaaz, Tebliğ ve İrşadda Ortaya Koyduğu Tecdid

Yard. Doç. Dr. Mehmet GÖKTAŞ GİRİŞ Rabbimizin,“Sizden, hayra davet eden iyiyi emr, kötüden men eden bir ümmet olsun, işte felaha erenler bunlardır” (Âl-i İmran 3/105) “Rabbinden sana indirileni tebliğ et…” (Maide 5/67) ” “(Resûlüm!) Sen, Allah’ın yoluna hikmet ve güzel öğüt (vaaz) ile çağır!” (Nahl 16/125), “Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücahede edenlere elbette muvaffakiyet yollarımızı gösteririz…” …

Devamını Oku »

Osmanlılarda Vâizlik

Tuğba YALÇIN Vaiz – Beykoz Müftülüğü VÂİZLER, ANLATTIKLARI MEVZULAR SEBEBİYLE TOPLUMA HİZMETLE YÜKÜMLÜ OLDUKLARINDAN MANEVÎ OLARAK DA YAPTIKLARINDAN SORUMLUDURLAR. BU SEBEPLE DİSİPLİNLİ VE DÜZGÜN BİR HAYATA SAHİP OLMALI, YAPICI VE BİRLEŞTİRİCİ BİR İHYA HİZMETİ YÜRÜTMELİ, HİTAP ETTİKLERİ CEMAATİ TANIMALIDIRLAR. Vaazın Mahiyeti Dinî tebliğin en etkili araçlarından birisi olan vaaz, halkı, …

Devamını Oku »

İslâmiyette Din Adamı Yok mudur? / M. Âsım KÖKSAL

İSLÂMİYETTE DİN ADAMI YOKTUR İDDİASINA CEVAP (*) Mustafa Asım KÖKSAL (rha) İSLÂMİYETTE İLK DİN ADAMLARININ, BİZZAT PEYGAMBERİMİZ TARAFINDAN YETİŞTİRİLİP YENİ MÜSLÜMAN OLAN KABİLELERE VÂİZ VE ÖĞRETMEN OLARAK GÖNDERİLDİKLERİ TARİHÎ BİR VÂKIADIR. MÜSLÜMAN OLAN KABİLELERİN MEDİNE’YE GELEN MURAHHASLARI İÇİNDE KABİLİYETLİ OLANLARI DA PEYGAMBERİMİZ MEDÎNE’DE BİR MÜDDET TUTAR, ONLARA İSLÂMİYETİN ESASLARINI VE …

Devamını Oku »

Özçekim nerelerde yapılmaz?

İslâm her zaman yanımızdadır. Doğunca yanımızdadır. İslam’a ve edebe uygun bir isim ister. Kulağa ezana, kamet ister. Konuşmaya başlayınca yanındadır. İlk öğreneceğin sözlerin “Lâ ilâhe illâllah” olmasını ister. Yedi yaşında namazı öğrenmeni, on yaşında devamlı kılmanı ister. Buluğ çağına ulaşan kızın örtünmesini ister. İhtilam olunca yıkanmayı, adet bitince temizlenmeyi ister. …

Devamını Oku »

Reşidenin irşadı…

Adı Reşide. Kızlık soyadı Nazlı. Doğup büyüdüğü Cide Memiş köyünde yedi yaşında başladığı namazına titizliğini köyün imamı olan babası Hasan Efendi‘nin anlattığı menkıbelerden etkilenerek diğer kardeşleri gibi hassasiyet göstermiş. Aynı zamanda küçük yaşına rağmen yaşlı büyüklerine yardım edecek kendinden başka biri olmadığından evin, köyün işlerine koşmaya da o yaşlarda başlamış. …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin 1926 Sürgünü

1926 SÜRGÜNÜ “Zaman onu tekzip eder”  Abdülvehhab Ekinci anlatıyor; “Şeyh Said isyanında Üstad Van’daydı. İsyan haberi Ankara’ya yanlış aksetmiş. Üstad’ın, Seyda’nın isyan ettiğini zannetmişler. Çok telaş etmişlerdi. “Süleyman Sabri Paşa, Nurşin Camiine Seyda’nın yanına geldi. Bu yanlış durumu Üstad’a bildirdi. “Seyda, bunu tekzip edelim, böyle bir yanlışlık olmuş’ deyince, Üstad: ‘Lüzum yok …

Devamını Oku »

Yaklaşan Son

Bu son 5.8’lik deprem bana 20 yıl önce yaşadığım 17 Ağustos depremini hatırlattı. Benim gibi çoklara da.  Namaz için hazırlanırken başladı. Tekbir getirdim. Neyse ki kısa sürdü. Sokağa baktım komşular dışarı atmış kendini. Sanki ecelden kaçış var. Telefonlar çalışmıyor. Whatsapdan ancak haberleşme oldu. Saniyeler içinde teknoloji pert.  Böyle hallerde herkes …

Devamını Oku »

Edebiyatımızda Taş

Kâni ÇINAR TAŞ GÜZELLEMESİ – I Medeniyetin taş ile yolculuğu dağlardan, vadilerden şehrin bulvarlarına bakıyor. Taş ile dönüyor dilimiz. Deyimlerimiz, atasözlerimiz, gerçek ve mecaz anlamlı kelimelerimiz, rüyalarımız, aşklarımız taş gibi yaşıyor uzak ve yakın, iç ve dış, yukarı ve aşağı her yerde. Güneş taştan adama doğarken gündemden öteki gündeme devriliyor …

Devamını Oku »

Hatıralarla Bediüzzaman Hazretlerinin Ankara Günleri ve Sonrasında Van Yılları

ÜSTAD ANKARA’DA (1922) Mustafa Kemal’le Tartışma Said Özdemir anlatıyor; Üstad daha sonra Millet Meclisindeki hadiseyi anlattı: “Ankara’ya geldiğim vakit bazı mebuslar yüzlerini Garba döndürmüşler, Garplılaşma temayülü ve hevesiyle İslâmiyet’e lakayt kalmışlardı. (O vakit Üstad, malum on maddelik broşürü neşredince camiye gelenler kalabalıklaşır. Ben broşürün aslını görmedim.) O zaman duydum ki, Reisicumhur …

Devamını Oku »

Vahy-i İlâhî’nin Mâhiyyeti ve Mertebeleri

Ömer Nasuhi BİLMEN (rha) Vahy-i İlâhî’nin Mâhiyyeti ve Mertebeleri: Vahiy lûgatta işaret, kitabet; risâlet, ilham, gizli söz, teshir gibi ma’nâlara gelir. îhâ da: Bir şey’i nefse sür’atle ve gizlice ilka etmek ma’nâsınadır. Vahiy, din ıstılahınca: (Allahu Teâlâ’nın dilediği şey’leri Peygamber­lerine muhtelif hallerden biriyle bildirmesi) demektir. Peygamberler, in­sanlar arasında fıtrî safvetleriyle, …

Devamını Oku »