Ana Sayfa / Dua için Arama Sonuçları (Sayfa 94)

Dua için Arama Sonuçları

Hadislerle Ahlâkın Özü: Hayâ

حَدَّثَنَا أَبُو مَسْعُودٍ قَالَ: قَالَ النَّبِيُّ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) : “إِنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلاَمِ النُّبُوَّةِ الأُولَى: إِذَا لَمْ تَسْتَحى فَاصْنَعْ مَا شِئْتَ.” Ebû Mes’ûd’un naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: Şayet utanmıyorsan, dilediğini …

Devamını Oku »

Allah Razı Olsun

“Allah razı olsun!” duası ne güzel bir dua, değil mi? Bir insanın isteyebileceği en büyük, en âli istek Cenâb-ı Hakk’ın rızasıdır. Öyle ya, Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanan bir insan daha ne isteyebilir ki? Millet olarak, bu üç kelimelik büyük duayı çoğu zaman teşekkür etmek yerine kullanmak gibi güzel bir hasletimiz …

Devamını Oku »

Allah (c.c.), Ancak Merhametlilere Merhamet Eder!

Yard. Doç. Dr. Mustafa KARABACAK Merhamet ve rahmet kelimeleri; «acımak, esirgemek, korumak, bağışlamak» anlamlarına gelir. Rahmet ve rahîm kelimeleri de aynı kökten gelmektedir. Kur’ân-ı Kerim’de merhamet kelimesi bir âyette geçerken (el-Beled 90/17) rahmet 114 defa tekrar edilmiştir. Yine Kur’ân-ı Kerim’de aynı kökten gelen «erhamü’r-râhimîn», «rahmân», «rahîm» ve «zü’r-rahmeti» kelimeleri; Allâh’ın …

Devamını Oku »

Kastamonu Tarihine ve Kültürüne Damga Vuran Bir Yapı: Yılanlı Külliyesi

Kastamonu tarihine damga vuran bir yapı: Yılanlı Camii ve Külliyesi Kastamonu‘da bulunan Yılanlı Camii ve Külliyesi, bu topraklara 8 asır önce kurulmuş İslam Medeniyeti’nin damgalarından birisidir. Yılanlı Külliyesi’nin kitabesinden Anadolu Selçuklu Devleti’nin son dönemlerinde (1273) yapıldığı anlaşılmaktadır. O dönemlerde külliyenin içinde cami, şadırvan, türbeler ve konağın bulunduğu yapının yanında büyük …

Devamını Oku »

Ben zahirde 15-16 sahifeden ibaret küçük bir risaleyim, fakat…

MEKTUBAT’IN ÜÇÜNCÜ KISMI (Hüsrev’in bir fıkrasıdır.) Sevgili Üstadım! “Mirkatü’s-Sünne ve Tiryaku Marazı’l-Bid’a” ismine hakikaten elyak olan Otuz Birinci Mektup’un On Birinci Lem’a’sını kardeşlerimle ve dostlarımla defaatle okudum. Gayet azîm bir tebşirat-ı Peygamberî ile başlayan bu risalenin on bir nüktesinden her bir nüktesi, başka bir hüsün ve başka bir letafette yazılmakla …

Devamını Oku »

Bediüzzaman Said Nursi’ye Göre İnsan ve İmanî İntisap Kavramı

Yazar: Ferid AL-ANSARÎ Said Nursi’ye göre imani intisap kavramı, vicdanî manaları, yenilikçi ve ıslahçı maksatlarıyla iman mefhumunu ortaya koyması açısından en üstün bir konuma sahiptir. Bu intisapla insanın önünde geniş ufuklar açılır. Bağlılığı sonsuzluğa doğru uzanır. İnsana kazandırdığı hususi zevklerle birlikte kulluk yolunun en genişini kulun önüne serer. Bu zevkli …

Devamını Oku »

Hadislerle Aile Mahremiyeti

عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَعْدٍ قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ يَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) : “إِنَّ مِنْ أَعْظَمِ الْأَمَانَةِ عِنْدَ اللَّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، الرَّجُلَ يُفْضِى إِلَى امْرَأَتِهِ وَتُفْضِى إِلَيْهِ، ثُمَّ يَنْشُرُ سِرَّهَا.” Abdurrahman b. Sa’d, Ebû Saîd el-Hudrî’den şunları işittiğini naklediyor: “Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: …

Devamını Oku »

Nev’î-Zâde Atâyî’nin Zeyl-i Şakâik’ında Kastamonulu Âlimler ve Kastamonu

Nev’i-zâde Atâyî’nin Zeyl-i Şakâik’ında Kastamonulu Âlimler  Daha önce Nev’î-zâde Atâyî’nin Hadâiku’l-hakāik fi Tekmileti’ş-şakāik isimli Şakâiku’n-nu’mâniyye zeylinde 1133 hal tercemesinin bulunduğunu, bunların 843’ünün kadı-müderris, 202’sinin şeyh-mutasavvıf, 88’inin devlet adamı biyogafisi olduğunu belirtmiştik. Atâyî, biyografileri tanzim ederken hayatını kaleme alacağı şahsin doğum yeri bilgisini mümkün mertebe vermeye gayret etmektedir. Bu nedenle 16. …

Devamını Oku »

Nurs Mevlidi ve Şark Gezisi

Ölmeden evvel Üstad Bediüzzaman Said Nursi (r.a) hazretlerinin doğduğu nurlu beldeyi görmeği çok istiyordum. Çok şükür nasib oldu. Hâzâ min fadlı Rabbî. Vesile olan üstadın akrabası Hayrullah Okur oldu. Onun arabası ile gittik, 5 kişi idik. Ve ilk defa tanışıyorduk. Hele Almanya’dan izinli gelen oğlu vasıtasıyla Nurları tanıyan İmdat Bey …

Devamını Oku »

“Şam ulemâsına selâmlarımı söyle, birbirini sevsinler”

ÖMER ÂDİL MEHALİFÇİ 1920’de Şam’da doğmuştur. Eskiden Suriye’de hapishane vâiziydi. Daha sonra Mekke, Taif hapishanesi vaizliği yapmıştır. 1957’de Konya’da ikamet eden Halıcı Sabri Ağabey vasıtasıyla Üstad Bediüzzaman’ı ziyaret edip görüşmüştür. Hatıraları “Evinin içi Sahabe evi gibiydi” “1957 senesinde idi. Cenab-ı Hak, ilk defa Türkiye’yi ziyaret etmeyi nasip etmişti. Kardeşimle sinir …

Devamını Oku »

Duble Yolları Otoyollara Benzetmemiz Gerekiyor

Ülkemizin en önemli problemlerinden birisi trafik kazalarıdır. Her yıl bir ilimizdeki insan kadar kişiyi trafikte kurban ediyoruz. Konu üzerinde tartışma ve katkılar sunan bir okuyucumun yardımı ile bu ciddi sorunu gündeme taşımak istiyorum. Konuyu küçümsememek ve değersiz bulmamak gerekiyor. Çünkü “ateş düştüğü yeri yakar” demiş atalarımız. Her yıl binlerce insanımızın …

Devamını Oku »

Efendimizde Şefkat ve Disiplin

Yazar: Umut AĞBAYRAM Efendimizde Şefkat ve Disiplin – I “Allah, şefkat ve merhametinin yüzde birini yeryüzüne indirdi. Varlıklar bu bir parça şefkat sebebiyle birbirine merhamet ederler. Kısrak da ayakları arasında gezinen yavrusunu çiğnememek için ayağını kaldırır ve dikkatle yere basar.”[1] Şefkat farklı bir iklim… Fıtrata kodlanan bu güzel vasfa sahip …

Devamını Oku »

Yüreği Yük Taşımalı İnsanın

Yüreği Yük Taşımalı İnsanın (Kastamonu hatıraları..) Yaklaşık yirmi yıl önceydi. Sevdiğim, değer verdiğim ve gerçekten değerli iki insan, sudan bir sebeple tartışmışlar, araya başka dostların girmesiyle birbirlerine girmekten son anda kurtulmuşlardı. Kırgınlıkları, gerginlikleri bir kaç ay sürmüştü ki araya bir bayram girdi. Yaşça küçük olan dostumuzun adeta dalına bindik, büyük …

Devamını Oku »

Bediüzzaman’a Göre Ehl-i Beyt’in Asıl Vazifesi ve Hz. Hasan’ın Sözleri

“De ki: Vazîfem karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Sizden istediğim, ancak akrabaya sevgi ve Ehl-i Beyt’ime muhabbettir.” (Şûrâ Sûresi, 23. Âyet)  “Size iki ağırlık terk ediyorum, onlara yapıştığınız takdirde dalalete (sapıklığa) düşmezsiniz. Birisi Allah’ın kitabı, diğeri de Ehl-i Beytim’dir”. (Tirmizî) Hatırlayıp da hiç olmazsa gözleri nemlenmeyen vicdan sahibi bir insan …

Devamını Oku »

“Onlar Allah’ı unuttu, Allah da onları…”

Allah’ı unutmuş isek sonumuz gelmiştir.  (نَسُوا۟ ٱللَّهَ فَنَسِیَهُمۡۚ) Onlar Allah’ı unuttu, Allah da onları unuttu. [Tevbe suresi 67] Ayette bahsedilen kişiler münafıklardır. Allah teala bizi muhafaza etsin. Allah unutuldu ise mesele kalmamıştır. Ayette geçen “nesiye” unuttu ve terk etti anlamına gelmektedir. Yani terk ettiler. Nerede terk ettiler? Yani Allah’ı (hâşâ) …

Devamını Oku »