Allah’tan Kullarına Sorular! -5: KIYASLAMA ve EŞİTLİK SUALLERİ Yazar: Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI İnsan zihni, kıyaslamalar yaparak düşünür. Eşyalar, şahıslar ve hâdiseler arasında benzerlikler ve zıtlıklar kurar. Sebep ve netice bakımından değerlendirir. Birçok şeyi ancak zıddıyla anlar. Bu sebeple Kur’ân-ı Kerim’de «ikili» bir ifade üslûbu vardır: Îman ve küfür, samimiyet ve …
Devamını Oku »Muhammed için Arama Sonuçları
Duâlı Uykular
Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu Dini, yaşayışı, meşrebi ne olursa olsun duânın insan hayatında çok mühim bir yeri vardır. Duâlar insanların çâresiz kaldıklarında ve sığınacak bir yere ihtiyaç duyduklarında imdadlarına yetişen tek ve en güçlü duygulardır. Duâ kapısı her zaman ve herkese açıktır. İsteyen istediği gibi ve istediği dilde hâlini arz …
Devamını Oku »Risale-i Nur Hizmetinde Risale-i Nur’a Vefa
Vefa, gavr-ı in’idama çekildi..”[1] Vefa bu zamanda helak olmuş ve dipsiz bir kuyuya girmiştir. Bu sebeple toplumda vefa aranılır olmuş. Vefadar bir dost, vefasız olan nicelere racihtir. Vefa, lügatte şu şekilde manası bulunmaktadır: “Ahdinde, sözünde durma. Sevgi ve dostlukta sebat ve devam. Ödeme. Yetişme. Dince ve akılca lâzım gelen şeyi yerine getirip uhdesinden …
Devamını Oku »Risâle-i Nur’da Özetlenecek Kör Bir Nokta Bulunamıyor
Prof. Dr. Muhsin Abdülhamid: Risale-i Nur’dan hiçbir şeyin silinmesi mümkün değildir! Iraklı akademisyen Prof. Dr. Muhsin Abdülhamid’in, Oturum Başkanı olarak katıldığı 11. Bediüzzaman Sempozyumu’da ifade ettiği Risale-i Nur’un ihtisar edilmesi hakkındaki düşünceleri: Risale-i Nur’un İhtisar Edilmesi (Özetlenmesi) Hakkında “Üstad Nursî buyuruyor ki: “Risale-i Nur, Kur’ân’ın ve Kur’ân’dan çıkan burhanî bir …
Devamını Oku »Altın Şehir: Timbuktu
Yazar: Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci Afrika’da asırlarca ilim ve kültür merkezi olmuş bir Müslüman şehri vardır: Timbuktu. Aynı zamanda altın ticaretinin de merkezi olan bu şehre Avrupalılar eskiden beri alâka duymuşlardır. Bir Afrika atasözü der ki: “Tuz kuzeyden, altın güneyden, gümüş beyaz adamın ülkesinden gelir; Allah’ın kelâmı ve bilgeliğin hazineleri …
Devamını Oku »Efendimiz’in (sav) Yolculukları ve Dualarından…
Yazar: Uğur YILMAZ Vaiz, Esenyurt Müftülüğü MEKKE’DE YENİ DOĞAN ÇOCUKLAR, ARAPÇA’YI DAHA FASİH ÖĞRENMELERİ, ÇÖLÜN SAĞLIKLI HAVASINDA BÜYÜMELERİ İÇİN BÂDİYEDEN GELEN SÜTANNELERE VERİLİRDİ. BU ÂDET GEREĞİ HEVÂZÎN KABİLESİNDEN BENÎ SA’D B. BEKR KOLUNDAN OLAN HALİME ES-SADİYYE’YE, EFENDİMİZ SÜT ÇOCUK OLARAK VERİLMİŞ VE DÖRT SENE KADAR ONLARLA KALMIŞTIR. Peygamberimiz’in (s.a.v.) hayatına …
Devamını Oku »Allah’tan Kullarına Sorular! – 2
Allah’tan Kullarına Sorular! -2- GÖRMEZ MİSİNİZ? Önceki bölüm için tıklayınız. Yazar: Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI TARİHİ TEFEKKÜR Cenâb-ı Hak, tefekkür ettirici sualler sorar. Bakılacak, tefekkür edilecek, ibret alınacak bir başka mecrâ ise tarihtir. Arkeoloji ve tarih, insanlığın geçmişte kurduğu medeniyetleri, inşâ ettikleri şehirleri ve âkıbetlerini anlatır. Cenâb-ı Hak sorar: “(Sen’i yalanlayanlar) …
Devamını Oku »Medine’nin İlk Müslümanları
Yazar: Adem SARAÇ Bütün dünya korkunç bir cehalet içinde yüzüyordu. Özellikle de Arabistan’da puta tapıcılık almış başını yürümüştü. Her tarafı zulmet kaplamış, cahiliyet ve şirk bütün dimağları ve vicdanları karartmıştı. İşte böylesi bir zamanda fıtratlarını koruyarak putperestlikten sıyrılıp Hanîfliğe yönelmiş çok az kişi vardı. Bunlar Allah’ı bir tanıyorlar ve putları reddediyorlardı. Bunlardan biri de Medineli Es’ad bin …
Devamını Oku »Bedî ve Mevlânâ İsimleri Beşer İçin Kullanılabilir mi?
Soru: Muhterem Hocam, bizler Risale-i Nur okuyan gençleriz… Sizin de derslerinizi yakından takip ediyor ve çok istifade ediyoruz… Rabbim sizden ve sizin gibi tüm hocalarımızdan razı olsun. Arkadaşlar olarak size bazı sorularımız var. Eğer cevaplarsanız çok memnun oluruz. Şimdiden vereceğiniz cevapları merakla bekliyor, teşekkür ediyoruz. 1- Bedî ismi, beşer için kullanılamaz mı? …
Devamını Oku »Tarihselciliğin Cemaziyelevveli
Yazar: Yrd. Doç. Dr. Yasin PİŞGİN İncil dogma ve efsanelerle tahrif edildi ve kutsallığını kaybetti. Sadece kitap mı tahrif oldu? Elbette hayır. İnsan tahrif oldu. Akıl tahrif oldu. Hikmet tahrif oldu. Bozulan hakikat çağrısı, beraberinde hakikat algısını da bozdu. Aklı ve hikmeti çarmıha geren ruhbanların skolâstik felsefeleri, bezdirici tahakkümleri, engizisyon mahkemeleri …
Devamını Oku »Allah’tan Kullarına Sorular! -1
Allah’tan Kullarına Sorular!-1 YOK MU İBRET ALAN? Yazar: Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI Biz fânî insanlar, bilmediğimiz bir şeyi öğrenmek için soru sorarız. Bâkî olan Allah Teâlâ ise başka gayelerle sualler sorar. Çünkü tesirli söz söyleme sanatı olan «belâgat»ta, soru sormanın daha pek çok gayeleri vardır. Kur’ân-ı Kerim; Hakk’ın eşsiz belâgat ve …
Devamını Oku »Cemaatler İslamiyete, İslamiyetle Hizmet Etmek İçindir
Din namına İslamiyet’te darklı metod ile hizmet etmek meselesi, ashabın dönemine kadar gitmektedir. Bu sebeple davamız olan İslamiyet’e hizmet etmek meselesinde ihtisaslaşmak yeni bir mesele değildir. “Nasılki baharda dehşetli yağmurlu bir fırtına, her taife-i nebatatın, tohumların, ağaçların istidadlarını tahrik eder, inkişaf ettirir; herbiri kendine mahsus çiçek açar; fıtrî birer vazife …
Devamını Oku »Zikrin Ehemmiyeti
Zikir; kelime manasıyla “hatırlamak” demektir. Istılahta ise Cenab-ı Hakk’ın esmasını, kibriya ve ulûhiyetini kalben ve lisanen anmaktır. Evet, zikir, Allah ile kul arasında irtibatı ve münasebeti kuracak en önemli vasıtalardan biridir. Zikir; ibadetin özü ve özetidir. Zikir, kalpten gaflet perdesini kaldırır, kişiyi Allah’a yaklaştırır ve O’na dost eder. Peygamber Efendimiz (sav.) şöyle buyururlar: “Allah’a …
Devamını Oku »Münâzarât
Risale-i Nur Külliyatı’ndan MÜNAZARAT Müellifi Bedîüzzaman Said Nursî Azametli bahtsız bir kıtanın, şanlı tâli’siz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi veyahut Bedîüzzaman’ın Münazaratı TAKDİM Bu Münazarat Risalesi, Hz. Üstad Bedîüzzaman’ın Devr-i Meşrutiyet’te Şark’ta aşiretler arasında seyahat ederken telif ettiği bir eserdir. İlk önce H. 1329’da İstanbul’da Matbaa-i Ebuzziyada tabedilmiştir. …
Devamını Oku »Kur’ân’ın Bir Kısmı “Masaldır” Diyen Bir Mustağrib
Yazar: Dr. İhsan Şenocak İsrail ordusuna konuşan bir haham, “Kur’an en büyük düşmanımızdır. O, Müslümanların elinde olduğu müddetçe onlarla anlaşmamız nasıl mümkün olabilir ki?” demişti. Geçen asrın başlarında Libya’yı işgale hazırlanan İtalyan askerleri de marş söylerken, “Lanetli bir topluluğu yok etmek, Kur’an’ı ortadan kaldırmak için gidiyoruz” diyordu. Fransızlar, Cezayir’de sert …
Devamını Oku »