Ana Sayfa / Yazarlar / Pare Pare Anekdot / M. Nuri BİNGÖL

Pare Pare Anekdot / M. Nuri BİNGÖL

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Mehmet Nuri BİNGÖL

mneminler5@mynet.com

PARE PARE ANEKDOT- 2

Daha önce -hülasa ile- temas edeceğimi yazdığım mazi hatıralarından biri daha.

İki yıl “mutfağında”, bir yıl da fiili ama GÖNÜLLÜ editörlüğünü yaptığımız bir dergi hakkında, malum camia büyüğünün beyanı:

Dergiyle alakalı, sizin hakkınızda bir iyilik düşünüyoruz.”

Mizanpaj, resim seçici, “görsel” malzeme tanzimcisi ve yazıları düzenleyen fakir, birlikte o malum “iyiliğin” yapılacağını sandığımız mekana yollanıyoruz.

Dergiyi elinizden alıyoruz.”

“…………………………………..”

Sorar gibi bakmakta haklısınız. Diyeyim.”

Su içiyor hazret; bir düşünme ve “mazeret” bulma aralığının ardından ekliyor.

Size çok yük oluyordu dergi! Mizanpajı, resim ayarlaması, yazı temini…. Bayağı yoruyor, zorluyordu. Neticede talebesiniz!”

Kısılan ve titreyen sesiyle bir arkadaş:

Yorulmak ne kelime ağabey; bilakis, uğraştıkça zevk alıyor, şevkleniyorduk. Çünkü meşgalemiz neşir ya da maddi karşılık değil. Rıza-yı Hak içindi.”

Elbette öyle olmalıdır genç dostum” dedikten sonra masasındaki birkaç evrakı karıştırdı. “ Sizinle muhabbet edecek değilim. Malum işlerim var. “…………….” Sizi bekliyor. Dergide çalışmayı sürdüreceksiniz ama onun emrinde… Dergi bünyesinde nasıl istimal edilirsiniz, bilemem.

Bu izah az buçuk da olsa gönlümüze bir teselli nefesi hediye etmişti!

***

Bahsedilen zatın yanına çıktık. Merdivenleri tırmanırken, yine de “iki yıl” göz nuru döktüğümüz, bir yıl da “tamamiyle” üzerimize aldığımız derginin neşrinde hisse ve emeğimizin olacağı için, hal bize bir bayrak devir teslimi gibi geliyordu.

Kapıyı tıklatıp girdik.

Merkez”in başındaki ağabey elindeki makasla, yeni basılacak – şahsına ait- bir kitabının matbaaya gönderilecek sayfa kenarlarını makasla düzeltiyor, arada bir de gözlüğünün üzerinden simalarımıza bakıyordu!

İşi “şimdi biter, şimdi biter” derken uzadıkça uzadı. Acaba hangi kocaman “teşrik-i mesai” için bekletiliyorduk acaba? O zaman için cevabını bulamadığım sualin karşılığını artık kolaylıkla verebiliyorum. Bu bir bezdirme taktiği değil miydi açıkçası?

Hazret, bizi nihayet hatırlayabildi. Elindeki meşgalesini bırakarak,

Geleceğinizi biliyordum.” Dedi.

Selam- kelam beklerken, hiçbir peşreve lüzum görmeden yapılan girişi nasıl anlamalıydık?

Bizi çağırtmışsınız.” Dedim. “ Dergi için iş bölümü yapacakmışsınız galiba?”

Öyle demedim ben genç arkadaşım. Sadece arkadaşları bana gönder dedim ağabeye!”

Diğer mesai arkadaşlarımda daha önce de farkettiğim “teslimiyet”in tekrar depreştiğini hissedince , Molla Kasımlıkta karar kıldım- çok kereler olduğu gibi…

Yaklaşık üç yıldan beri emek verdiğimiz bir neşir vasıtasından bahsediyoruz. Herhalde yayın politikasını –hemen- kendi renginize bürümeniz hoş olmaz. Bu gelişmeyi bizimle de istişare etmeniz gerekmez miydi?”

Yüzünü buruşturan “beyefendi”:

Bunlar teknik meseleler.” dedi. “ Hem de biz profesyonelleri bağlayan haller. Madem ki gazete kongresi bu işi bize vermiş. İstişare gereksiz.”

Peki ne yapmamızı istiyorsunuz?” diyerek mevzuyu kesip “bitirme imtihanları” için açık bıraktığım dersimin başına dönmeyi düşündüm. En iyisi buydu belki de…

Elimize İngilizce bir metinden çevrilmiş metin tutuşturdu.

Bu metni akıcı ve okunur bir metne çevirip bana getirin, bakayım bir.” dedi..

***

Diplomamı almış “atama” beklemek üzere memlekete dönmeyi düşünüyordum. Saz şairinin dediği gibi; “Bu el bize yaramaz”dı. Sebebi uzun ve cevabı çetrefilli… Kimi suizanlara sebep olmamak için kısa kesiyorum.

En azından bazı arkadaşlara veda ve karaladığım bir yazıyı “yazıişleri”ne vermek üzere Cağaloğlu’ndaydım. Şimdi Rahmetlik olan yazıişleri sorumlusu:

Nereye Nuri,” dedi. “Buraya gelirken biz seni geri yollamayı hiç düşünmedik ki…”

İklim mizacıma denk değil,” diye kaçamak bir cevap verdim. “Hem benim tahsilim gazeteyle alakalı değil ki…”

O da bana söz mü birader? Benimki de İşletme… Sen bu durumu birkaç gün düşün de kararın menfi olursa yine gidersin.”

Boyun bükmekten başka bir hal içine girememeyi düşünemedim o zaman. “Saf saf” alver ettim meseleyi, vardığım karar “bir denemekti.”

Bir hafta sonra “gazetede kalma” teklifini yapan zata telefon ettim. Sesi sıkıntılıydı ve “kem küm” ediciydi.

Beni gazete patronuna havale etti. Gittim. Bu isteğin “yazıişleri” sorumlusundan geldiğini ilettim. O da “Bir deneyelim.” Dedi.

Bu deneme yaklaşık altı ay sürdü!

Denemenin sonunda patronca çağırılış.

Galiba bazı meslekdaşlarınla fikren ters düşmşsün.”

Neymiş o ters düşen fikirler.”

Mesela emir dinlemiyor muşsun.”

Konuşmaların bir kısmı mahrem olduğundan ve “ikna olmuş görünüldüğünden” işi tavzih etmeyeceğim. En iyisi biraz dinlenmeli ve düşünmeliymişim birkaç hafta!

Dolmuşla daha eve varmadan kararımı vermiştim. Benim üzerimden bazı müstakim dostlara yol verilecekti. En iyisi benim ayrılmam, Anadolu’nun “sert” ama “hazmı kolay” ikliminde çalışmaktı.

Eve varır varmaz telefon edip “denemeden vazgeçtiğimi” diyecektim hazretlere.

 

Sonradan öğrenecektim ki “maşuku olduğum neşir dünyasından” ayrılmamı sağlayan “hançer” hiç ümit etmediğim bir “muhabbet fedaisi(!)”nden gelmişti.

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Üzerine / Vehbi KARA

Vehbi KARA Cifir İlmi ve Ebced Hesabı Üzerine Bazı ulema-i zahir, cifir ilmini ve ebced …

Kapat