Ana Sayfa / Uncategorized / Paylaşım Mutluluktur / Eyyup AKSOY

Paylaşım Mutluluktur / Eyyup AKSOY

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Eyyup AKSOY

Paylaşım Mutluluktur

Paylaşımı her zaman“ karşılıklı verme-alma” diye anlamışımdır. Günlük hayatımızda bunu, belki de son asırdaki toplumsal ruhumuzun derinliklerinde yer etmiş olan bir anlayışı da içerecek şekilde, al-ver (alış veriş) olarak ifade etmişiz.

Pekâlâ, “ne fark eder” diye sorulabilir. Söyleyelim: “al”ı başa alırsak, “önce alma, sonra verme” anlayışını dillendirmiş oluruz. “Ver” i başa alırsak, önce vermeyi, sonra da almayı tercih edebileceğimizi belirtmiş oluruz.

Dünyada keşiflerle başlayıp yirminci yüzyılın başlarında hâkimiyet alanını genişleten ve günümüzde de tüm dünyayı kuşatan “kapitalist sistem” in insanlığın ruhunu kemirerek yok etmeyi hedefleyen “ şeytanî ” bir virüsüdür “alış veriş”. Önce alacaksın sonra vereceksin. Bu virüs ekonomik hayattan başlayarak siyasal, kültürel ve nihayetinde sosyal hayatımızı esir almıştır maalesef…

Bu mantalitenin sonucu olarak da hep önce alma hevesi, “ komşudan kaz gelmedikçe tavuk vermeme ” niyeti, “ekmek aslanın ağzında değil midesine inmiş, ciğerini söküp alacaksın” düşünce ve tavrı, bu milletin özsuyunu iliklerinden çekip yok etmiştir.

Halbuki, bizim kadim kültürümüzde almayı beklemeden vermek vardır. Her fert aynı düşünce ile hareket ettiğinde, en başta belirttiğimiz paylaşım, karşılıklı olumlu iletişim kanalları açılmış olur. Bunu düz mantıkla okumuş olursak, “herkes mutlu olur”. Vermek, mutlu eder. Mutlu bireylerin birbirine yansıtacağı pozitif enerji, mutluluğun katsayısını zirveye taşır. Medenî toplumu inşa eder. Asr-ı saadet toplumunu…

Yoksa, sosyal hayatımızda “ben” in “öteki”ne, “önce o selam versin, özür dilesin, yardım elini uzatsın, sevsin…”anlayışı devam ettiği sürece, insan olma vasıflarımızı yitirmeye devam edeceğiz demektir.

Varlık, vermeyi zorunlu kılar. Allah, tüm bildiğimiz, bilmediğimiz isim ve sıfatlarının gereği olarak hep vermiştir. Sonsuz ikramlarda bulunmuştur Ademoğullarına”-Havakızları”na… Biz insanlara ne oluyor ki, bizim mülkümüz olmayan maddi ve manevi sermayede cimrilik yapıp, varlığımızı nefsin ” hassas tüy terazi” sinde tartarak değersiz hale getiriyoruz. Bu, “küfran-ı nimet” değil midir?

Bilgiyi ve selamı yaymamak, sevgiyi göstermemek, sanatı icra etmemek, olumlu duygu ve düşünceyi ifade etmemek, gerçekte bize ait olmayan dünya varlığını ihtiyaç sahiplerine dağıtmamak… Fukaralık değil de nedir? Her konuda zenginlikten söz edildiğinde, inandırıcı olmak istiyorsak, paylaşımda bulunmalıyız. Evlilik müessesesini, karı-koca ilişkilerini, komşuluk ilişkilerini, her türlü uhrevi görev ve hizmetlerimizi, iftar davetlerimizi, manevi destek ve nakdî yardımlarımızı nefis hesabına pazarlık konusu olmaktan çıkarmalı, kameralardan, medyadan, sahte sitayişkâr nazarlardan uzak tutmalı değil miyiz? Eğer kendimizi “muvahhid” olarak kabul ediyorsak… Ne dersiniz?

Yoksa büyük put, “nefs” in putçukları, kıyamete kadar yakamızı bırakmayacak. Maymun iştihanın insanoğlunu nasıl felakete sürüklediğini seyretmekle aynı cürüme ortak olma tehlikesi ile karşı karşıyayız demektir. Allah korusun…

Yazar : Eyyup AKSOY

1963 yılı Eylül ayında Sungu’da dünyaya geldi.
Üniversite eğitimini Bursa’da, yüksek lisansını Harran Üniversitesi'nde tamamladı. Ondokuz Mayıs Üniversitesinde başladığı doktora eğitimini yarım bıraktı.
Dokuz yıllık öğretmenlik ve idareciliğin ardından, sırasıyla Harran Üniversitesinde Eğitim Öğretim Planlamacılığı, Araştırma Uygulama Hastanesi Müdürlüğü, Araştırma Fonu Müdürlüğü, Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevliliği, Akademik Bakış dergisinin yayın koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. 28 Şubat sürecinde görevine son verildi.
Medikalcilik ve pazarlamacılık yaptı.
2000- 2001 yıllarında Bursa’da bir özel hastanenin kurucu müdürlüğünü yürüttü.
2001-2003 yılları arasında ortaklarıyla kurduğu Özel Eğitim ve Rehabilitasyon merkezinin şirket müdürlüğünü yaptı.
2003 yılı aralık ayında yeniden açıktan atama yoluyla öğretmenliğe geçti.
Halen Bursa’da öğretmenliğe devam etmektedir.
Yayınlanmış eserleri:
Bir Aşkın Analizi, Gençlik Yayınları, İstanbul 1997
Akşamla Söyleşi (Şiir) Ankara 20013
Eylül Sarısı(Roman), Uğur Tuna Yayınları 2014
Eylül Sarısı(Roman)2.Baskı, 3 Adam Yayınları 2015
Peydah (Roman), 3 Adam Yayınları 2016

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Ülfet ilim midir? / Muhlis KÖRPE

Ülfet ilim midir? İLİM: Muhakkik kelam âlimlerine göre ilim, sâhibine herhangi bir durumun, ne şimdi …

Kapat