PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN EĞİTİMCİ YÖNÜ
Peygamber Efendimiz’in eğitimciliği nasıldı? Bir eğitimci olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) ve öğretim metotları…
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz daha evvel bir eğitimci değildi. Nübüvvetten önce kırk sene, hiç kimseden bir şey öğrenmedi, hiç kimseye de bir şey öğretmedi. Bulunduğu toplum, bir câhiliye toplumu idi. Kendisi ümmî bir kişiydi, yani okuma-yazma da bilmiyordu. Toplum da ümmî bir toplumdu. Toplumda okuma-yazma bilen, yok denecek kadar az durumdaydı.
Fakat Cenâb-ı Hak O’na öyle bir öğretti, öyle bir eğitim verdi ki; O bütün kâinâta muallim oldu, cihâna yön verdi.
EN SEVİLEN ÖĞRETMEN
En sevilen öğretmen; Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- 23 yıl öğretmenlik yaptı. O, 23 yılda zihinleri aydınlattı ve gönüllerde taht kurdu. Milyonları ve kıtaları değiştirdi. Onun öğrencileri, bin yıl süren mükemmel ve insânî bir medeniyet kurdular.
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz hem gönüllere hem beyinlere hükmetti. Kâlplerin sevgilisi, akılların öğretmeni, nefislerin terbiyecisi oldu. “Ben öğretmen olarak gönderildim…” (İbn Mace, Sünnet, 1) buyurdu.
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz en sevilen öğretmendi. Büyük, küçük herkes onu canından çok seviyordu. Sahabe-i Kiram, ona “Anam, babam, canım sana fedâ olsun yâ Resûlullâh!” diye hitâb ediyordu.
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz yanlış yapanlara karşı sabırlı ve hoşgörülü idi. Son derece yumuşak ve güzel bir üslûpla onlara işin doğrusunu öğretiyordu.
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN EĞİTİM METODLARI
Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in 42 eğitim metodu:
Not: Alttaki maddelerin izah ve örnekleri için tıklayınız.
1. Yaşayarak öğretirdi.
2. Dinî hükümleri tedrîcî bir sistemle yavaş yavaş öğretirdi.
3. Öğretirken îtidale ve insanları bıktırmamaya dikkat ederdi.
4. Şahsî farklılıkları göz önünde bulundurdu.
5. Karşılıklı konuşma ve soru-cevap metodunu kullanırdı.
6. Muhatabını aklî ve mantıkî izahlarla iknâ ederdi.
7. Zekâlarını açmak ve bilgi seviyelerini ölçmek için sualler sorardı.
8. Teşbih, temsil ve mukayeseler yapardı.
9. Mevzûyu izah etmek için şekiller çizerdi.
10. Sözle beraber jest ve mimiklerini de kullanırdı.
11. Hakkında bilgi vermek istediği şeyi yukarı kaldırıp gösterirdi.
12. Soru sorulmadığı hâlde söze başlayarak önemli bir meseleyi anlatırdı.
13. Muhatabının sorusuna ne eksik ne fazla tam cevap verirdi.
14. İhtiyaca binaen soruya fazlasıyla cevap verdiği de olurdu.
15. Bazen muhatabını, sorduğu şeyden daha mühim bir hususa yönlendirirdi.
16. Bazen kendisine yöneltilen soruyu tekrarlatırdı.
17. Verdiği cevabı tekrar ettirirdi.
18. Muhâtabını imtihan eder, doğru cevap verdiğinde onu takdir ederdi.
19. Kâbiliyetleri keşfedip geliştirirdi.
20. Huzurunda vukû bulan bir hâdise karşısında sükûtu tercih ederdi (ikrâr).
21. Zuhûr eden imkân ve fırsatları eğitim için değerlendirirdi.
22. Latife ve şaka yoluyla öğrettiği şeyler de olurdu.
23. Öğrettiği hususu bazen yeminle tekit ederdi.
24. Ehemmiyetine binaen sözünü üç kere tekrar ederdi.
25. Meselenin ehemmiyetini göstermek için oturuşunu ve duruşunu değiştirirdi.
26. Bazen cevabı tehir ederek tekrar tekrar seslenirdi.
27. Sözlerinin kalıcı olması için muhâtabın omzunu veya elini tutardı.
28. Önce veciz bir şekilde söyler sonra tafsilat verirdi.
29. Bazen konuyu maddeleştirirdi.
30. Vaaz ve nasihat ederdi.
31. Bir şeyi bütünüyle emreder veya bütünüyle yasaklardı.
32. Tergîb ve terhîb metodunu kullanırdı.
33. Önceki insanlara dair kıssa ve haberler naklederdi.
34. Hayâ edilen meseleleri öğretirken nâzik bir giriş yapardı.
35. Kadınlara öğretmeyi ve nasihat etmeyi de ihmal etmezdi.
36. Temâyülleri hayra yönlendirirdi.
37. Devamlı hayırlı şeyleri telkin ederdi.
38. Bazı mühim hataları hemen düzeltirdi.
39. Az da olsa îcâb ettiğinde kızardı.
40. Tâlim ve tebliğde yazıyı kullanırdı.
41. Yabancı dilleri öğrenmesi için bazı sahabeleri vazifelendirirdi.
42. Ümmetinin terbiye ve tezkiyesi için dua ederdi.
***
2. Makale
Peygamber Efendimizin eğitim yöntemi nasıldı? Peygamberimiz talebeleri ve sahabeleri sıkılmasın diye hangi yöntemi kullanırdı?
Konu ile ilgili âyetler, hadisler ve sahabelerin görüşleri nedir? Bu hadisleri nasıl anlamalıyız? Dr. Murat Kaya anlatıyor…
Abdullah bin Mes’ûd (r.a) şöyle buyurur:
“Nebiyy-i Muhterem Efendimiz (s.a.v) vaaz ve nasîhat husûsunda bize bıkkınlık gelmesin diye hâlimize bakıp ona göre gün ve saat kollardı.”(Buhârî, İlm, 11)
Enes (r.a), Nebiyy-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu nakleder:
“Kolaylık yolunu gösterin, güçlüğe gitmeyin! Tebşîr edin (müjdeleyin), nefret ettirmeyin!” (Buhârî, İlm, 11)
BU HADİSTEN NE ANLAMALIYIZ?
İlmi, ameli, ahlâkı ve fazileti hep sevdirerek öğretmek îcâb eder. Bıkkınlık verecek ve nefret ettirecek davranışlardan sakınmalıdır. Yani eğitim ve öğretim esnâsında büyük bir dikkat ve hikmetle hareket etmelidir. Nitekim İbn-i Abbâs (r.a):
“Kitab ta’lim etmekte olduğunuz ve ders alıp vermekte bulunduğunuz için rabbânîler olunuz!” âyet-i kerîmesini; “Hilim ve hikmet sahibi fakîh âlimler olunuz!” şeklinde tefsîr etmiştir. (Âl-i İmrân, 79.)
“Rabbânî, insanları, evvelâ ilmin küçük ve basit meselelerini, daha sonra da derece derece ağır ve zor mevzûları öğreterek yetiştiren kişidir” de denilmiştir. (Buhârî, İlim, 10)
Abdullah bin Mes’ûd (r.a) insanlara perşembe günleri vaaz u nasihatte bulunurdu. Bir kişi ona:
“–Ebû Abdurrahman! Keşke bize her gün vaaz etsen” dedi.
İbn-i Mes’ûd (r.a) şunları söyledi:
“–Sizi usandırmamak için her gün vaaz etmiyorum. Nitekim Rasûlullah (s.a.v) de bıkıp usanmayalım diye, dinlemeye istekli olduğumuz günleri kollardı.” (Buhârî, İlim, 12)
SAKIN HALKI KUR’AN’DAN USANDIRMA!
İkrime (r.a) ise şöyle der:
“İbn-i Abbas (r.a) bana buyurdu ki:
«–İnsanlara her Cuma bir kere konuşma yap! Buna uymazsan (haftada) iki kere olsun. Daha çok yapmak istersen üç olsun. Sakın halkı Kur’ân’dan usandırma! Halk kendi meselelerini konuşurken, senin onlara gelip sözlerini keserek bir şeyler anlatıp onları bıktırdığını görmeyeyim. Onlar konuşurken sus ve dinle! Onlar sana gelip: “Konuş!” diye talepte bulununca, istiyorlar demektir, o zaman konuşursun. Duâ’da secî meselesine dikkat et ve ondan kaçın! Zira ben, Rasûlullah (s.a.v) ve ashab-ı kiramın devrinde yaşadım, onlar duâda secî yapmıyor, bilakis ondan kaçınıyorlardı».” (Buhârî, Deavât, 20)
RUH DA BEDENİN USANDIĞI GİBİ USANIR!
İbn-i Abbas (r.a) talebeleriyle birlikte oturduğunda onlara bir müddet hadîs-i şerîf nakleder, sonra:
“–İştahımızı açın! Yâni lâtife yapın, şiir okuyun, muhakkak ki rûh da, bedenlerin usandığı gibi usanır” der ve Arapların darb-ı mesellerini anlatmaya başlardı. Sonra yine derse döner ve bunu ihtiyaç duydukça defalarca tekrarlardı. (Kettânî, et-Terâtîbü’l-idâriyye, II, 237)
NAMAZI UZUN KILDIRIP HUTBEYİ KISA KESİNİZ!
Ammâr bin Yâsir (r.a) özlü bir hutbe okumuştu. Konuşmayı zevkle dinleyen Müslümanlar ona künyesiyle hitâb ederek:
“–Ebü’l-Yakzân! Çok güzel konuştun. Hutbeyi biraz daha uzatsaydın iyi olurdu!” dediler.
O zaman Ammâr (r.a), konuşmasını neden gereğinden fazla uzatmadığını şöyle îzâh etti:
“–Ben Rasûlullâh (s.a.v) Efendimiz’i şöyle buyururken işittim:
«Bir kişinin namazı uzun kıldırıp hutbeyi kısa kesmesi, dini iyi bildiğini gösterir. Bu sebeple namazı uzun kıldırıp hutbeyi kısa kesiniz. Çünkü öyle sözler vardır ki insanı âdeta büyüler».” (Müslim, Cuma, 47)
KOLAYLAŞTIRINIZ, ZORLAŞTIRMAYINIZ!
Ebû Mûsâ (r.a) anlatıyor:
“Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) ashabından birini herhangi bir iş için gönderdiğinde:
«Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız!» diye emir buyururlardı.”(Müslim, Cihâd, 6; Ebû Dâvûd, Edeb, 17/4835)
Hâsılı;
- Bir muallim talebesinin hâlini simasından anlamalıdır…
- Fuzûlî tekrarlar bıkkınlık verir…
Muallim zil çaldığında derse girmeli, zilin çalmasıyla da dersten çıkmalıdır. Vâiz de ezân okunmaya başladığında konuşmasını nihâyete erdirmelidir.
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024