Mehmet Nuri BİNGÖL |
“İpin Ucu“nu Verdiysen… Geçmiş Olsun!
Güzel olmasa de ibretlik bir kıssa:
İmam efendinin biri hutbe verirken kendini tutsamayıp çok uzun ve malayani konuşuyormuş.
Bu da cemaati sıkıyor…
Aynı zamanda da yaşlıları “bizar” ediyormuş.
Bir çare düşünmüş birkaç arkadaşı… Belki de muzip ve imamla “matrak” geçmek isteyen “arkadaş” isimli yaban bakış.
İmam da safdiriğin teki… Hemen itimad etmiş.
Çare neymiş peki?
İmam Efendi hutbeye çıkınca ayağına bağlı bir ipin ucunu , arkadaş bildiği o “çok çok dengeli” insana verecek…
O da imam sözü uzatınca ipi yavaşça çekerek onu uyaracakmış- güya…
Sözü uzatmayalım:
Cuma günü hutbeye çıkılmış. İmam Efendi “hutbe duaları”ndan sonra Türkçe bölüme geçmiş.
Kimi alimlerin “bid’a” dedikleri kısmın ilk cümlesinin ardından ayağına bağlanan ipin çekildiğini hissetmiş.
İki..üç..dört..derken dayanamamış artık.
Son bir defa daha düşecek kadar hızla çekilince ip, avazı çıktığı kadar haykırmış.
“Ey cemaat. Ne yapayım, ip bir defa ……….t ve densiz birinin eline geçti. Bu seferki hutbeyi bitiriyorum ve bir daha ipin ucunu p…….tun eline vermemeye söz veriyorum.”
“İtteku…” diye başlayıp, “Mü’minin firasetinden hazer ediniz, o baktığında Allah’ın nuru ile –yani iman ve kalp gözü ile- bakar.” Hadis-i Şerifini okuduğum her vakit, nedende bu kıssayı da hatırlarım.
“Derman hadden geçerse dert getirir öldürür.” Beyan-ı Üstadanesi nasıl da şule-feşan bir ifadedir.
“İfrat tefrite vesile olduğundan daha muzırdır.” vecizesi de onun.
Madem ki “Her işin iyisi ortasıdır.” O halde yapılan “yerli ve indi” ikazlar dahi ölçülü, istikametli, “dert getirmeyecek” şekilde olmalı değil midir?
Bilhassa “cadde-i Kübra-yı Kur’aniye”de “hizmet” ettiğini söyleyen –ama sadece söyleyen- dostlarımız buna dikkat etmelidirler.
İstanbul’daki talebelik ve aıtı aylık gazete tecrübemden tanıdığım bir “büyük”ün yapılan bazı “içtimai” hatalar için söylediği söz çok zaman kulaklarımı çınlatır.
“-Kardaşım, biz birilerine vur diyoruz- ikaz manasında- onlar gidip birilerini -manen ve mesleğen- öldürüyorlar.”
Böyle “ifratkar” olmanın neticesi ne? Ortadaki – o klik için- hezimet üstüne hezimet.
Kimi arkadaşları üzmemek için bu “hezimetleri” tasrih etmek istemiyorum.
- Cemaat Değil Cemaattan Yana Olmak - 19 Eylül 2024
- Müzeden Ayasofya-yı Kebir’e… - 12 Eylül 2024
- Romancı Olmak – Olmamak – Olamamak - 25 Ağustos 2024
- Vâizler Neden “Etkisiz Eleman”? - 22 Ağustos 2024
- Nur Üstad ve Abdülhamid Meselesi - 11 Ağustos 2024
- Bahardan Sonra Yaz (Öykü) - 5 Ağustos 2024
- Sahabe Bir Sıfat; Hataları İse Ferdidir. - 4 Ağustos 2024
- İsmail Tohumu Fidana, Ardından Ağaca Duracaktır. - 31 Temmuz 2024
- Bazı Dikkatler-2 - 30 Temmuz 2024
- Adem-i Îtimat Meselesi - 29 Temmuz 2024