Ana Sayfa / Yazarlar / Rahip Barsisa

Rahip Barsisa

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Rahib Barsisa

Beni İsrail arasında Abid Barsisa diye anılan bir adam vardı. Kendini ibadete vermiş ve bir manastıra kapanmıştı. Her duası kabul ediliyordu. Bu yüzden halk, hastalarını ona getiriyor, o da dua ederek bu hastaları iyileştiriyordu.

Bir gün tüm şeytanları toplantıya çağıran İblis:

“Şu Barsisa’yı hanginiz ayartacak? Bu adam hepinizi aciz bıraktı.” dedi.

Şeytanlardan biri olan İfrit, İblis’e “O işi bana bırak, eğer onu ayartamazsam artık senin dostun değilim.” dedi.

İblis de ona: “Bu işi sana veriyorum, haydi göreyim seni.” diye cevap verdi. Bunun üzerine derhal işe girişen İfrit, o günün hükümdarlarından birinin sarayına vardı. Bu hükümdarın çok güzel bir kızı vardı. O sırada bu kız babası, anası ve kardeşleri ile birlikte saraydaydı. İfrit, bu kızı çarpıp hastalandırdı. Kızın bu hastalığı ana babasını büyük bir endişeye düşürdü. Çünkü kız deli gibi olmuş ve günler geçtiği halde bir türlü iyileşemiyordu.

Bir süre sonra İfrit, bu defa insan kılığında saraya geldi ve kızın ana babasına: “Eğer kızınızın iyileşmesini istiyorsanız, onu falan rahibe götürünüz. Kızınız ancak onun duası ile iyileşebilir.” dedi. Ana babası da bu tavsiyeye uyarak kızlarını Barsisa’ya götürdüler. Barsisa’nın duası üzerine kız, yakalandığı illetten kurtuldu. Fakat saraya döndükten bir süre sonra kız tekrar hastalandı. İfrit, yine gelerek hükümdarla eşine: “Eğer kızınızın tamamen iyileşmesini istiyorsanız, onu bir süre Barsisa’nın yanında bırakınız.” dedi. Bunun üzerine kızlarını yine Barsisa’ya götüren ana baba onu bir süre yanında bırakmak istediklerini söylediler. Bu teklifi önce reddeden rahib, hükümdarla eşinin ısrarları karşısında razı olunca kızı yanına koyup gittiler.

Barsisa gündüzlerini oruç ve gecelerini ibadetle geçiriyordu. Bu yüzden şeytan kızı ona karşı kullanamıyordu. Barsisa yemeğe oturunca kız göğsünü açıyor, fakat rahib hemen gözlerini başka tarafa çeviriyordu. Uzunca bir süre böyle geçti. Fakat günlerden bir gün Barsisa kızın yüzüne ve endamına bakınca o ana kadar öylesine güzel bir kadın görmemiş olduğunu fark etti. Bu yüzden kendini tutamayarak kızı baştan çıkarıp gebe bıraktı. Bunun üzerine derhal yanına damlayan İfrit kendisine şöyle dedi: “Hükümdar kızının bu durumunu öğrenirse sana ağır bir ceza vermek isteyecektir. Onun elinden yakanı kurtarmak istiyorsan kızı öldürmeli ve manastırının bahçesine gömmelisin. Kızının ne olduğunu sana sordukları zaman da ecelinin gelip öldüğünü söylersin. Onlar sana inanacaklardır.”

İfrit’in bu kışkırtmalarına uyan Barsisa, kızı öldürüp cesedini manastırın bahçesine gömdü.

Bu arada yanlarına gelen İfrit olup biten her şeyi hükümdarla eşine anlattı: “Barsisa önce kızınızı baştan çıkarıp gebe bıraktı. Arkasından bu işin meydana çıkmasından korktuğu için onu öldürüp manastırın bahçesine gömdü.” dedi. İfrit’in anlattıkları karşısında öfkelenen hükümdar yanındaki bir grup yakını ile birlikte, Barsisa’nın manastırına vardı. İfrit’in tarif ettiği yeri kazan hükümdarın adamları çok geçmeden kızın boğulmuş cesedi ile karşılaştılar. Hükümdarın emri ile Barsisa’yı yakaladılar ve idam etmek üzere hazırladılar. Biraz sonra idam edilecek iken tam o sırada İfrit Barsisa’ya şöyle dedi: “Bütün bu olanları başına getiren ben olduğum gibi; seni ölümden kurtarabilecek olan yine benim. Eğer ben kızı başkasının boğduğunu söyleyecek olursam bana inanırlar. Fakat bunun için bana secde etmeni istiyorum.”

Barsisa, İfrit’e: “Ne durumda olduğumu görmüyor musun? Bu halimle sana nasıl secde edebilirim?” dedi. İfrit de ona: “Zararı yok, bana başını öne eğerek işaret yolu ile secde et, ben ona da razıyım.” diye cevap verdi. Kendisini çaresiz hisseden Barsisa, İfrit’in önünde başını eğerek ona secde etti. Ve imanını kaybedip kafir oldu. Bunun üzerine gayesini tamamen gerçekleştiren İfrit, ona: “Ben senden uzağım, ben alemlerin Rabbi olan Allah’dan korkarım.” deyip kayboldu. (Tenbihü’l- Gafilin- Şeytanın Düşmanlığı ve Tuzakları 604.- 605.- 606. Sh.) (Hak Dini Kur’an Dili 7. Cilt, Haşr Suresi 517. Sh.) (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları 2. Cilt, 227.- 228. Sh.) (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları 9. Cilt, 390.- 391. Sh.)

Allahu Teala şöyle buyuruyor: “Şeytan insana, “İnkar et” der. İnsan inkar edince de “Ben senden uzağım, Şüphesiz ben alemlerin Rabb’i olan Allah’dan korkarım.” der.” (Haşr: 16.)

(Bir Şahıs Bir Olay)

Abdullah ÖZTÜRK

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

2 Yorumlar

  1. avatar

    Rabbim imanla yaşamayı, imanla ölmeyi nasip etsin. Amin.

  2. avatar

    Allah razı olsun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Mesuliyet Şuuru

MESULİYET ŞUURU  Mesuliyet  şuuruyla insan hareket ederek öncelikle kendimize çekidüzen vererek hayatımıza/kaderimize irademizi olumlu kullanmalıyız, …

Kapat