Ana Sayfa / Yazarlar / Rasulullaha düşmanlık yapan sekiz zındık.

Rasulullaha düşmanlık yapan sekiz zındık.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Rasulullaha düşmanlık yapan sekiz zındık.

Ebu Leheb

Rasulullah (s.a.v.) zamanında ona eziyet eden en meşhur sekiz zındıktan biri idi. Amcasıydı ve nasibsizdi. Nasibsizliği o derecedeydi ki, amcası olup çok yakınında bulunmasına rağmen hidayete eremedi, küfür karanlığı içinde sonsuza kadar kalmak üzere cehennem ateşine yuvarlandı.

Meşhur sekiz zındık şunlardır:
Başta Ebu Leheb, Ebu Cehil, Ubey İbn Halef, Umeyye İbn Halef, Utbe bin Rebia, Şeybe bin Rebia, Ukbe bin Ebi Muayt, Nadr bin Haris. (İslam Ans. 42. Cilt, 63. Sh.) (bkz. Mecma’uz- Zevaid Heysemi 10. Cilt, 19. Sh.- Hadis No: 9818.)

Asıl ismi Abduluzza’dır. Öfkelendiği zaman yanakları kızardığı için babası tarafından ona “Ebu Leheb” “Alev babası” denilmiştir. Hz. Abbas’ın kölesini döverken Ümmü Fadl’ın darbesiyle başından yara aldı. Bedir’den birkaç gün sonra çiçek (Adese) hastalığından öldü. Karısı ve aynı zamanda Ebu Süfyan’ın da kızkardeşi olan Ümmü Cemil, Rasulullah’a eziyet etmekten çekinmezdi. Her ikisi hakkında Tebbet suresi nazil oldu. Kızı Dürre ve oğulları Utbe ve Muattib İslamı kabul ettiler. (İslam Ans. 10. Cilt, 178. Sh.) (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları 3. Cilt, 464.- 465. Sh.)
Karısı hakkında ifade edilen odun hamalı tabiri de, o dönemde laf taşıyıp dedikodu yapan kimseler için kullanılan bir deyimdir. Hem bu manada, hem de cehennemdeki karşılığıyla gerçek anlamında odun hamalıdır..
Bu ikisi hakkında inen sure Ebu Leheb ve karısı Ümmü Cemil’in düşmanlığını artırmış ve intikam almak için Hz. Peygamberin iki kızıyla evli olan iki oğlunu etkilemişler ve boşanmalarına sebeb olmuşlardır.
Bedir’den kaçtı fakat ecelinden kaçamadı. Bedir’den birkaç gün sonra Kahhar ve Müntakim olan Allahu Zül Celal onu yakaladı. İmtihanı kaybetti. Sonsuza kadar lanetle anıldı.
Ey Ebu Leheb, akraba ve atalarının asabiyetiyle, yeğenin ve yakın akraban olan Hz. Muhammed’e düşman kesildin. Rahmet Peygamberi bir fırsattı senin için. Kaybettin.

Ebu Cehil (Amr İbn Hişam)

Ebu Cehil Beni mahzum kabilesindendir. Ammar’ın annesi Sümeyye’yi şehid etti. Bedir’de Muaz ve Muavviz tarafından öldürüldü. Bedir savaşına katılınca: “Anam beni bugün için doğurdu.” diyecek kadar küfürde direten bir islam düşmanı idi. (İslam Ans. 10. Cilt, 117. Sh.) (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları)
Abdullah İbn Mes’ud diyor ki: “Onu, ölüler arasında son nefeslerini alıp verirken buldum ve ayağımı boynuna bastım. O da bir gün Mekke’de beni yakalamış ve canımı acıtmıştı. Ona: “Allah düşmanı, Allah seni bedbaht ve rezil etti.” dedim ve sakalından çektim. Bunun üzerine Ebu Cehil: “Neden, rezil etsin, efendisini öldüren ilk insan ve kavim sizler değilsiniz.” dedi. Daha sonra da: “Ey küçük koyun çobanı, çok çetin ve sarp bir yere çıkmışsın, söyle bakalım zafer kimindir?” diye ilave etti. Ben: “Allah ve Rasulü’nün” dedim. Bundan sonra da başını kesip Hz. Peygamber’e getirdim. Ebu Cehil’in başını ayakları altında gören Hz. Peygamber: “Allah aşkına Abdullah, onu sen mi öldürdün?” demiş ve bu ümmetin Fir’avn’ı sayılan Ebu Cehil’in öldürülmüş olmasından dolayı Allah’a hamdetmiştir. Bundan sonra Hz. Peygamber’in: “Bu ümmetin Fir’avn’ı budur.” dediği Ebu Cehil, Bedir kuyusuna atılmış ve ebedi olarak ahiret azabına duçar bırakılmıştır. Hz. Peygamber, Ebu Cehil’in kılıcını da bu münasebetle Abdullah İbn Mes’ud’a vermiştir.
Muhtelif rivayetlerde temas edildiğine göre Ebu Cehil’in öldürülmesine Muaz b. Amr el-Cemuh ve Muavviz b. Afra’da iştirak etmişlerdir. Abdullah İbn Mes’ud ise Ebu Cehil’in yanına, bu iki kahraman sahabenin üzerine saldırıp yaralamasından sonra gelmiştir. Son anlarında Ebu Cehil’in başını keserek Hz. Peygamber’e götürmüştür.
Ey Ebu Cehl, o zaman çoğunluktan yana oldun. Şimdi azınlıktasın. Arkana kavmini dayayıp saldırdın. Şimdi yaslanacağın tek şey sadece cehennem ateşi!

Ukbe bin Ebi Muayt

Müşriklerin en azılılarındandı. Bir gün, Rasulullah (s.a.v.), Kabe’nin yanında namaz kılıyordu. Ebu Cehil’in de kışkırtmasıyla, müşriklerin en şerlisi Ukbe bin Ebi Muayt, bir devenin işkembesini Rasulullah (s.a.v.) secdede iken sırtına koydu. Bunu haber alan Hz. Fatıma (r.a.), koşarak gelip bu pisliği kaldırıp attı. Peygamberimiz (s.a.v.), namaz bitince: “Allah’ım, Kureyş’i sana havale ediyorum.” dedi ve bu sözü üç kez tekrarladı. Sonra da: “Allah’ım, Amr b. Hişam’ı (Ebu Cehil), Utbe b. Rabia’yı, Şeybe b. Rabia’yı, Velid b. Utbe’yi, Ümeyye b. Halefi, Ukbe b. Ebi Muayt’ı, Umare b. Velid’i sana havale ediyorum.” buyurdular. Bunların hepsi sonradan helak olup belalarını buldular.
Rasulullah (s.a.v.), Kabe’de namaz kılarken, Ukbe bin Ebi Muayt gelip Peygamberimiz’in (s.a.v.) ridasını boynuna dolayarak boğazını sıkmaya başladı. Hz. Ebu Bekir yetişerek onu zor kurtardı ve: “Siz bir adamı Rabb’im Allah diyor diye öldürecek misiniz?” ayetini okudu.
Ukbe bin Ebi Muayt, Hz. Osman’ın üvey babasıdır. Velid’in öz babası idi. Hicret öncesi Rasulullah’ın evini kuşatanlar arasında o da vardı. Bedirde esir edildi. Asım bin Sabit veya Hz. Ali tarafından öldürüldü. (İslam Ans. 42. Cilt, 64. Sh.)
Ukbe bin Ebi Muayt öldürülünce, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Vallahi, Allah’ı, Rasulü’nü ve Kitabını inkar eden, Peygamberini işkenceden işkenceye uğratan, senin kadar kötü bir adam bilmiyorum! Allah’a hamd ederim ki; O seni öldürdü! Senin ölümünden dolayı gözümü aydın etti.”
(Vakıdi, Megazi, c. 1, s. 114, Beyhaki, Sünenü’l-kübra, c. 9, s. 65.) (M. Asım Köksal, İslam Tarihi, Köksal Yayıncılık: 3/373-375.)
Ey Ukbe bin Ebi Muayt, Rasulullah’ın üzerine koyduğun necasetle ahirette karşılaşırsın. Mahşerde onu sırtında taşırsın. Çünkü ahiret, dünyadaki amellerimizin karşılığıdır.

Nadr bin Haris

Lokman suresinin 6. Ayeti Nadr bin Haris hakkında nazil oldu. Nadir bin Haris, Rum ve Acem masalları ihtiva eden kitaplar satın alıp getirir ve Mekkelilere şöyle derdi: “Muhammed size Ad ve Semud hikayelerini anlatıyor. Ben size Rüstem, İsfendiyar ve Kayserlerin hikayelerini anlatacağım.” Böyle yapmakla müşrikleri eğlendirir ve insanları Kur’an dinlemekten alıkoymaya çalışırdı. (Vahidi, Esbabu’n-nüzul, s. 356.)
Nadir bin Haris, müslüman olmak isteyen bir kimseyi buldu mu, şarkıcı cariyelerine şöyle derdi: “Onu yedir, içir ve şarkı söyle.” Eğlendirdiği kimseye de şöyle derdi: “İşte bu, Muhammed’in seni davet ettiği namazdan, oruçtan ve onun önünde çarpışmandan daha iyidir.” (Kurtubi- el- Camiu li Ahkami’l- Kur’an, Lokman Suresi 13. Cilt, 517. Sh.)
Allahu Teala (c.c.) şöyle buyuruyor: “İnsanlardan öylesi var ki, bilgisizce (insanları) Allah’ın yolundan saptırmak ve onu alaya almak için eğlendirici (boş) sözleri satın alır. İşte onlar için alçaltıcı bir azab vardır.” (Lokman: 6.)
Ukbe bin Ebi Muayt ile birlikte Medine’ye gidip Yahudilerle görüşüp Rasulullah’a hangi soruları soracaklarını danıştılar. Bunun neticesinde Zülkarneyn’den sordular. Kehf suresinin ayetleri nazil oldu.
Bedir günü Ukbe bin Ebi Muayt ile Nadr bin Haris’in dışında hiçbir esir öldürülmemişti. (Tefsir-i Kebir- Mefatihu’l- Gayb, Furkan Suresi, 17. Cilt, 222. Sh.)
Ey Nadr bin Haris, şarkılar senden yana çalınıp söyleniyordu. Şimdi bütün şiirler, ezgiler, güfteler ve cennette terennüm edilen şarkılar hep senin aleyhine ve seni lanetliyor.

Übey İbn Halef

Übey İbn Halef, Uhud’da Rasulullah’a benzeyen Musab bin Umeyr’i Peygamber zannedip öldürdü. Uhud’da Rasulullah’da onu öldürdü. Attığı mızrakla yaralaması sonucu aldığı yaradan öldü. Bir kemiği eline alıp ufaladıktan sonra Rasulullah’a doğru savurarak: “Toz olup gittikten sonra bu kemiğin diriltileceğini mi iddia ediyorsun?” dediği ve Yasin suresi 78.- 79. Ayetlerin indiği rivayet edilir. Hicret öncesi Rasulullah’ın evini kuşatanlar arasında o da vardı. (İslam Ans. 42. Cilt, 272. Sh.)
Übey İbn Halef, Ebu Bekir ile yüz deve karşılığında iddiaya girdi. Ebu Bekir yedi sene sonra kazandı. Develeri mirasçılarından aldı. Fakirlere dağıttı.
Ey Übey İbn Halef, ne kadar bedbaht bir adamsın ki, rahmet peygamberi rahmetle geldiği için kendi eli ile kimseyi öldürmedi. Ne savaşta ne barışta. Fakat sen ne kadar habis birisin ki, seni attığı bir mızrakla öldürdü. Uhud’da şehid ettiğin Mus’ab’ın intikamını aldı. Şimdi bütün müslümanlar Mus’ab’ı sever, ona dua eder ve sana da lanet eder.

Ümeyye İbn Halef

Ümeyye İbn Halef, Safvan bin Ümeyye’nin babasıdır. Ümeyr İbn Vehb’in amcasıdır. Kölesi Bilal-i Habeşi’nin göğsünün üzerine kızgın güneş altında kaya parçası koydurur. İşkence ederdi. Sevr mağarasının önüne kadar gelen müşriklerin arasında o da vardı. Bedir’de Bilal-i Habeşi ile birlikte müslümanların üzerine hücum etmesiyle öldürüldü. (İslam Ans. 42. Cilt, 305. Sh.)
Ey Ümeyye İbn Halef, Bilal’e yaptıkların kıyamete kadar değil sonsuza kadar konuşulacak. Cennet’te Bilal’i görenler, sohbet edenler, seni de soracaklar. Cehennemin büyük kayaları üzerine konulmak için seni bekliyor

Utbe bin Rebia

Utbe bin Rebia, Hind’in babasıdır. Bedir’de yetmiş yaşında iken öldürüldü. Ubeyde bin Haris yaraladı. Hamza ve Ali öldürdü. Rasulullah’a eziyet etmedi. Yumuşak davranarak vazgeçirmeye çalıştı. Bununla birlikte Ka’be’de arkadaşlarıyla beraber Hz. Ebu Bekir’i öldüresiye dövdüğü rivayet edilir. (İslam Ans. 42. Cilt, 236. Sh.)
Ey Utbe bin Rebia, sen sekiz meşhur zındığın en sinsi olanısın. Zahiren Rasulullah’a iyi davrandın, halbuki içindeki İslam düşmanlığı Ebu Bekir’i bayıltıncaya kadar dövmene sebeb oldu. Aynı kin ve nefretin yüzünden er meydanına çıktın. Hamza ve Ali’nin kılıçları canını cehenneme gönderdi.

Şeybe bin Rebia

Şeybe bin Rebia, Hind’in amcasıdır. Bedir’de Hz. Hamza tarafından öldürüldü.
Ey Şeybe bin Rebia, kardeşin ile birlikte İslama karşı mücadelende kaybettin. Şehidlerin sultanı Hz. Hamza’nın kılıcı senin hazin sonunu belirledi. Gözlerini cehennemde açacaksın. Ne kötü bir son. Taif’te Rasulullah’a verdiğiniz üzümler, iyi niyet eksikliği yüzünden sizi kurtarmadı.

(Bir Şahıs Bir Olay)

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Keffâret Nedir? Keffâret Çeşitleri Nelerdir?

Keffâret Nedir? Keffâretlerin Çeşitleri Nelerdir? Keffâret Nedir? Keffâret kelimesi, lügatte, silmek ve yoketmek mânalarına gelir. …

Kapat