Risale-i Nur hizmeti pasif mi?
Merhum Mehmet Fırıncı Ağabeyden Bir Hatıra
Bizim vazifemiz Risale-i Nur’un neşri
“Birgün Galatasaray Lisesinde okuyan ve sonradan eczacı olan Said Mutlu ziyarete gelmişti. Ben son ânında geldim. Tatsız bir vaziyet vardı. O anda anlayamadım. Onun ayrılmasından sonra Hazret-i Üstad, o anda hizmetinde bulunan kardaşlara çok hiddet etti. ‘Çocuk bunlar, çocuk olmasa tardedeceğim, bilmiyorlar. Çocuk bunlar’ dedi. Ben de meseleden çok endişeli bir hâlet-i ruhiyeye girmiştim. Bu sırada Üstad Hazretleri karyolada oturuyordu. Ben ise yerde ve halının üzerindeydim. Birden bana hitaben, şöyle dedi:
“Muhammed, kardeşim! Sen hakem ol, ben diyorum ki Risale-i Nur’un neşir ve medrese tarzı hizmetlerinin devam ve inkişafı lâzım: bunlar ise başka yerler, başka hizmetler düşüncesinde. ‘Ben meseleyi ‘başka hizmetler’ tabirinden anlamakla beraber, ‘Üstadım bizim vazifemiz, Risale-i Nur’un neşri ve medreselerin devamıdır’ deyince Üstad yüksek sesle ‘Tamam’ diye ifadede bulundu. Ve o hiddet hali, akşama doğru hayli hafifledi. Sonra Muhsin Ağabeye sordum. Said Mutlu kardeşin bizim tarz-ı hizmetimizi pasif telâkki etmesi ve orada bazı konuşmaların cereyan etmesi, Üstadın hiddetlenmesine sebep olmuş.