Vehbi KARA |
“Risale-i Nur yasaklanıyor” yalanının sonu
Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Bunlarınki Ocak ayına kadar yandı. Bir özür borçları var lakin bu yalancılardan böylesine erdemli bir davranışı beklemek çok büyük bir iyimserlik olur.
Aylardır süren hazırlıklar sonuçlandı ve Diyanet İşleri Başkanlığı, Risale-i Nur’u aslına uygun şekilde yayınlamayı taahhüt eden altı yayınevine yetki verdi. Ye…tkiyi alan yayınevleri, Kültür Bakanlığına müracaat ederek, yayınladıkları Risale-i Nur’lara bandrol alabilecekler.
Diyanet İşleri Başkanlığı adına bu konudaki resmî açıklamayı yapan Dinî Yayınlar Genel Müdürü Yüksel Salman, “Bugünden itibaren de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Risale-i Nur Külliyatının basımı konusunda talepte bulunanlarla ilgili gerekli incelemeler yapıldıktan sonra yetki vermeye başladık. Başkanlığımızla sözleşme imzalayan yayınevleri, Kültür ve Turizm Bakanlığına başvurarak bandrol alabilecekler” dedi.
Bu açıklamayla birlikte, aylardır “Risale-i Nur’un yasaklandığı” yolunda asılsız haberler üretenlerin mumu da sönmüş oldu. Şimdi bu kardeşlerimiz yeni haberler üreterek fitne kazanını kaynar halde tutabilmek için kollarını sıvamış bulunuyorlar.
Buna karşılık, Risale-i Nur cemaatleri ve özellikle Risale-i Nur naşirleri arasında, bu durum büyük bir sevinçle karşılandı. Bu konuda yapılan açıklamalardan bazıları şöyle:
Barla Platformu Başkanı Said Yüce
Asılsız haber üreterek, iftira ederek, ‘Nasıl olsa izi kalır’ diye çirkin yakıştırmalar yaparak bir müddet için kamuoyunda bir algı yanılmasına yol açmak mümkündür. Fakat hakikatler er geç ortaya çıkar ve yalancının mumu söner.
Bandrol konusunda da durum böyle olmuştur. Risale-i Nur’un devlet himayesine alınmasıyla çıkarları zedelenen bazı grupların yaydığı ‘Risale-i Nur yasaklanıyor’ şeklindeki haberlerin asılsızlığı zaten meydanda iken büsbütün açığa çıkmıştır. Yapılan yasal düzenlemeye uygun olarak, Risale-i Nur’ları ‘aslına uygun şekilde yayınlama’ taahhüdü verenlere Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basım izni verilmektedir.
Bu durum, Risale-i Nur talebelerini iki yönden sevindiren bir gelişmedir.
Birincisi: Risale-i Nur’lar üzerindeki her türlü tahrif böylece önlenmiş ve bu yöndeki teşebbüsler cezayı gerektiren bir suç olarak tescil edilmiştir.
İkincisi: Diyanet İşleri Başkanlığının Risale-i Nur’lara sahip çıkması, zaten Bediüzzaman Hazretlerinin bir vasiyetiydi. Müellifin bu vasiyeti de yerine getirilmiş olmaktadır. Eserin müellifi, bu konudaki muhtelif mektup ve beyanlarının hiçbirinde, ‘Yarın öbür gün devlet veya Diyanet bu yetkiyi suiistimal edebilir’ şeklinde bir endişe izhar etmemiştir. Bu bakımdan, kraldan fazla kralcılık yaparak Üstad’ın vasiyetine devleti ve Diyanet İşlerini değil de kendilerini lâyık görenlerin asıl kendileri bu konuda bir suiistimal içindedirler ve bunu da zaman açıkça göstermiştir.
Bediüzzaman Said Nursî gibi bir cihan değerine sahip olan Türkiye Cumhuriyetine yaraşan şey, böyle bir değere sahip çıkmak ve onu korumaktı. Devletimiz kendisinden bekleneni yapmıştır. Başta bu kanun ve kararnameyi imzalayan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakan ve Bakanlar Kuruluna, Kültür Bakanımıza ve bu kanunla eserlerin korunarak kamuoyuna ulaşmasını sağlayan Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez’e ve bu husus da emeği geçen herkese en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Sözler Yayınevi Genel Müdürü Osman Sevimli
Diyanet İşleri Başkanlığının Risale-i Nur’ları hem bizzat neşretmesi, hem de himayesine alması, Bediüzzaman Hazretlerinin hayat gayelerinden biriydi. Sağlığında bu hususta ciddî ve ısrarlı teşebbüsleri olmuş, ancak zamanın şartları bu arzusunun gerçekleşmesine imkân vermemişti. Bugün, Üstad’ın bu vasiyetinin yerine getirilmiş olmasının bahtiyarlığını yaşıyoruz.
Risale-i Nur’ların neşrindeki başıboşluğun önlenmesine yönelik olan bu son derece yerinde tedbirleri aylardır yalan ve iftiralarla karalamaya çalışanların ortaya attıkları iddialarda hiçbir gerçek payının bulunmadığı böylece ortaya çıkmıştır. Yapılan yasal düzenlemeyle getirilen yenilik, Risalelerin aslına uygun şekilde basılmasını devlet güvencesi altına almaktan başka birşey değildir; bu da Risale-i Nur Müellifinin en büyük önemi atfettiği bir husustur. Böyle bir durumu ‘Risale-i Nurlar yasaklanıyor’ şeklinde yansıtanların gerçek niyetlerinin ne olduğu ise artık ortaya çıkmıştır; bugüne kadar bunu görmeyenler de artık görmeli ve kime inanıp kime inanmayacaklarını belirlemelidirler.
Nesil ve Söz Yayınevleri Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Karademir
Risale-i Nur’ların aslına uygun şekilde neşredilmesi, Bediüzzaman Hazretlerinin üzerinde en fazla hassasiyetle durduğu bir meseledir. Aynı zamanda, Diyanet İşleri Başkanlığının Risale-i Nur’lara sahip çıkması da yine Bediüzzaman’ın bir vasiyetidir; Üstad bu konuda muhtelif teşebbüslerde bulunmuş ve bu gayesini tahakkuk ettirmek için talebelerini yetkili makamlara göndermiştir.
Bu konuda hükûmetçe yapılan yasal düzenlemeleri biz de yayınevi olarak son derece yerinde buluyor ve Risale-i Nur’ları bu düzenlemelerin gereğine uygun şekilde yayınlamayı taahhüt ediyoruz.
- Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözümleri Kitabı - 23 Ağustos 2020
- Hani Avrupa Ayağa Kalkacaktı? - 20 Ağustos 2020
- Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi - 15 Ağustos 2020
- Yalancının Mumu 51 Senedir Yanıyor - 13 Ağustos 2020
- Kadına Şiddet Şapka İle Başladı - 11 Ağustos 2020
- Fuat Sezgin’in Arapçanın Üstünlüğüne Dair Görüşleri - 8 Ağustos 2020
- Necip Fazıl Kısakürek’i Farklı Gösteriyorlar - 3 Ağustos 2020
- Ölümü Unutmuş İnsanlara Bir İbret Dersi - 28 Temmuz 2020
- Kelam-ı Ezelî ve Hutbenin Arapça Okunması - 25 Temmuz 2020
- Böyle Anayasa Olmaz - 20 Temmuz 2020