Risale-i Nur’dan dualar

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bunlara da mutlaka bakınız

Ey bizi nimetleriyle perverde eden Sultanımız! Bize gös­ter­­diğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, menbalarını gös­­ter. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet.

Bizi bu çöllerde mah­­vettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et! Burada bi­­ze tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb’­­id ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu muti raiy­­yetini başıboş bırakıp idam etme. (Sözler, Onuncu Söz)

Ya Rab, kusurumuzu affet. Bizi kendine kul kabul et. Emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Âmin! (Sözler, Altıncı Söz)

Ey nefsim! Kalbim gibi ağla ve bağır ve de ki:

Faniyim, fani olanı istemem.

Acizim, aciz olanı istemem.

Ruhumu Rahman’a teslim eyledim; gayr istemem.

İsterim, fakat bir yâr-ı baki isterim.

Zerreyim, fa­kat bir şems-i sermed isterim.

Hiç ender hiçim, fakat bu mevcudatı umumen is­terim.
(Sözler, On Yedinci Söz’ün İkinci Makamı)

Ya Rab! Şu Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselamın bereketi hürmetine, bize ihsan ettiğin maddî ve manevî rızkımıza bereket ihsan et! (Mektubat, On Dokuzuncu Mektup)

Ya Baki, Ente’l-Baki! Yani, Sen Bakisin. Giden gitsin, Sen ye­­tersin. Madem Sen bakisin, zeval bulan her şeye bedel bir cil­­ve-i rahmetin kâfidir. Madem Sen varsın, Senin varlığına iman ile intisabını bilen ve sırr-ı İslamiyet’le o intisaba göre ha­­reket eden insana her şey var. Fena ve zeval, mevt ve adem bir perdedir, bir tazelenmektir, ayrı ayrı menzillerde gez­­mek hükmündedir. (Lem’alar)

Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey azamet-i kibriyasından istitar etmiş olan Zat-ı Akdes! Zeminin bütün takdisat ve tesbihatıyla, Seni kusurdan, aczden, şerikten tak­dis ve bütün tahmidat ve senalarıyla Sana hamd ve şükrederim. (Şualar, Üçüncü Şua)

Ya Rabbi ve ya Rabbe’s-Semavati ve’l-Aradîn, ya Halıkî ve ya Halık-ı Küll-i Şey,

Gökleri yıldızlarıyla, zemini müştemilatıyla ve bütün mahlukatı bütün keyfi­yatıyla teshir eden kudretinin ve iradetinin ve hikmetinin ve hakimiyetinin ve rahmetinin hakkı için, nefsimi bana musahhar eyle ve matlubumu bana musah­har kıl. Kur’an’a ve imana hizmet için, insanların kalplerini Risale-i Nur’a mu­sahhar yap. Ve bana ve ihvanıma iman-ı kamil ve hüsn-ü hatime ver.

Hazret-i Mûsa aleyhisselama denizi ve Hazret-i İbrahim aleyhisselama ateşi ve Hazret-i Da­vud aleyhisselama dağı, demiri ve Hazret-i Süleyman aleyhisselama cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed aleyhissalatü vesselama şems ve kameri teshir ettiğin gibi, Risale-i Nur’a kalpleri ve akılları musahhar kıl. Ve beni ve Risale-i Nur Talebelerini nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından ve cehennem ateşinden muhafaza eyle ve Cennetü’l-Firdevste mes’ut kıl. Âmin, âmin, âmin. (Şualar, Üçüncü Şua)

Eyvah, ey­vah! El’aman, el’aman! Ya Erhamerrahimin, medet! Bizi muhafaza eyle. Bizi cin ve insî şeytanların şerrinden kurtar. Kardeşlerimin kalplerini birbirine tam sadakat ve muhabbet ve uhuvvet ve şefkatle doldur. (Şualar, On Dördüncü Şua)

Ya Erhamerrahimin! Resul-i Ekremin (a.s.m.) hürmetine, bizi onun şefaa­ti­­ne mazhar ve sünnetinin ittibaına muvaffak ve dar-ı saadette onun al ve asha­bı­­na komşu eyle! Âmin, âmin, âmin. (Şualar, On Beşinci Şua)

Feya Rabbî, ya Halıkî, ya Malikî! Seni çağırmakta hüccetim, hacetimdir. Sana yaptığım dualarda uddetim fakatimdir. Vesilem, fıkdan-ı hile ve fakrimdir. Ha­zi­nem aczimdir. Re’sülmalim, emellerimdir. Şefiim, Habibin (aleyhissalatü ves­se­lam) ve rahmetindir. Affeyle, mağfiret eyle ve merhamet eyle, ya Allah, ya Rahman, ya Rahim! Âmin. (Mesnevî-i Nuriye)

İlahî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-Alemin olan Habibin (a.s.m.), Senin rah­metine yetişmek için vesilemdir. Senden şekva değil, belki nefsimi ve halimi Sana şek­va ediyorum.

Ey Halık-ı Kerimim ve ey Rabb-i Rahimim! Senin Said ismindeki mahlûkun ve masnuun ve abdin, hem asi, hem aciz, hem gafil, hem cahil, hem alil, hem zelil, hem müsi’, hem müsin, hem şaki, hem seyyidinden kaçmış bir köle oldu­ğu halde, kırk sene sonra nedamet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor. Se­nin rahmetine iltica ediyor. Hadsiz günah ve hatiatlarını itiraf ediyor. Evham ve türlü türlü illetlerle müptela olmuş, Sana tazarru ve niyaz eder.

Eğer kemal-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şa­nın­dır. Çünkü Erhamürrahiminsin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka han­gi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gi­dilsin. Senden başka hak mabud yoktur ki ona iltica edilsin (Mesnevî-i Nûriye)

Ayrıca bakınız

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Tövbenin İlk Adımı ve Aşamaları

Tevbenin ve Allah’a yönelmenin başlangıcı   Ebu Cafer Muhammed b. Musa ile aramızda şöyle bir …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kastamonu’da Hatimle Teravih Kılınacak Camiler Belli Oldu

Mübarek Ramazan ayı, aynı zamanda Kur'an ayı olması hasebiyle ülkemizin pek çok şehrinde olduğu gibi, …

Kapat