Ana Sayfa / Yazarlar / Roman Olarak Dede Korkut’tan, Begil Oğlu Emren’in Destanı 

Roman Olarak Dede Korkut’tan, Begil Oğlu Emren’in Destanı 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Dede Korkut Hikayelerinden Begil Oğlu Emren’in Destanı 

Bayındır Han yine iç Oğuz dış Oğuz beyleri ile toplanır. Gürcistan’dan dokuz tümen haraç gelir, bir at, bir kılıç bir çomak getirirler. Bayındır Han çok müteessir oldu. Dede Korkut “Hânım niye müteessirsin” diye sordu. Nasıl etkilenmeyeyim her yıl altın akçe gelirdi, yiğide beye verirdik, hatırları hoş olurdu. Şimdi bunu kime verelim ki hatırı hoş olsun” dedi. Dede Korkut “Hânım bunun üçünü de bir yiğide verelim, Oğuz iline karakol olsun, dedi. Sağa sola baktılar Begil denilen yiğite, Begil razı oldu. Kalktı yeri öptü. Dedem Korkut himmet kılıcını beline bağladı. Çomağı omuzuna koydu, yayı koluna geçirdi. 

Begil hazırlık yaptı, donandı. Oğuz’dan göç eyledi, Berde’ye Gence’ye varıp vatan tuttu. Gürcistan ağzına kondu, karakolluk eyledi, yabancı, kâfir gelse başını Oğuz’a armağan gönderirdi. Yılda bir kez Bayındır Han’ın divanına varırdı.

Bayındır Han’ın bir sözü ağırına gider, bahşişini önüne döker. Yiğitlerini aldı evine geldi. Oğullarına ve eşine küstü konuşmadı. Eşinin tuhaflığı sorgulaması üzerine “hanımızın nazarını bizden dönmüş gördüm” der. Asi olmaya karar vermiştir. Hatun onu ikaz eder. ”Yiğidim bey yiğidim, padişahlar Tanrı’nın gölgesidir, padişahına asi olanın işi rast gelmez. Ava git gönlün açılsın” der. Begil baktı hatun kişinin aklı sözü iyidir.  Kalktı ava gitti, bir boğanın  boynuna yay kirişini attı, boğa kendini yüksek yerden attı, Begil arkasından düştü, sağ oyluğu kayaya çarptı kırıldı.

Oğlancığı Emren babasına karşı geldi, “At üzerinden beni tut döşeğe çıkar” dedi. Bey o gün divana çıkmadı. Eşine “güzelim attan düştüm ayağım kırıldı” der. Hizmetçiye söyledirken obaya yayıldı. Casuslar Tekür’un kulağınla kadar durumu götürdüler.

Begil oğluna durumu anlatır, Bayındır Han’a gitmesini salık verir.

Çapraz yatan Ala Dağı geceleyin aş

Ak alınlı Bayındır Han’ın divanına geceleyin var

Ağız dilden Bayındıra selam ver

Beyler beyi olan Kazan’ın elini öp

Ak sakallı babam darda de

Elbette elbette Kazan Bey bana yetişsin dedi, de 

Gelmez isen memleket bozulup harap olur

Kazım gelinim esir gitti belli bil, dedi.

Oğlan aynı fikirde değildir

Babasından ister

Ak alınlı Bayındırın divanına varmam yok

Kazan kimdir benim onun elini öpmem yok

Altındaki al aygırı bana ver 

Kan terletip koşturayım senin için

Yapısı sağlam demir giyimini bana ver

Göğsünden er mızraklıyayım senin için 

Ak tüylü delici okumu bana ver

Erden ere geçireyim senin için 

Ela gözlü üç yüz yiğidini bana ver arkadaşlığa

Muhammed dini yoluna savaşayım senin için, dedi

Oğlan donatılır, Tekür “At giyim  kuşam ve miğfer Begil’in, Begil içinde değil” dedi. Yüz kafir oğlanın üzerine yürür. Kafirler konuştular Emre’yi küçümsediler, aşağıladılar.

Tekür oğlanın üzerine yürüdü, oğlanı yenemedi, birbirlerini yenemediler. Kafirin gücü ziyade, oğlan Allah u taalaya yalvardı. 

Yücelerden yücesin yüce Tanrı

Kimse bilmez nicesin güzel Tanrı

Sen Âdem’e taç giydirdin

Şeytana lanet kıldın

Bir suçtan ötürü dergâhından sürdün

İbrahimi tutturdun

Hanım deriye sardın  

Kaldırıp ateşe attırdın 

Ateşi gülistan kıldın

Birliğine sığındım

Aziz Allah hocam bana meded, dedi,

Kafir “oğlan yenildinse Tanrına mı yalvarıyorsun, senin bir Tanrın var ise benim yetmiş iki puthanem var, oğlan “Yâ âsi melun, sen putlarına yalvarıyorsun ben âlemleri yoktan var eden Allah’ıma sığındım” dedi. 

Hak Teala Cebrail’e buyurdu ki “Yâ Cebrail var şu kuluma kırk er kadar kuvvet verdim” dedi. Oğlan kafiri kaldırdı yere vurdu. Burdundan kanı düdük gibi fışkırdı. Sıçrayıp şahin gibi kafirin boğazını eline aldı. Kafir der, “yiğit aman, sizin dine ne derler, dinine girdim” dedi. Parmak kaldırıp şehadet getirip Müslüman oldu. Geri kalan kafirler bilip meydanı bırakıp kaçtı. 

Oğlan babasına müjde gönderdi, hasmımı yendim, dedi. Baba oğluna yaylak, tavla, şölenlik, al duvaklı gelin aldı, Bayındır Han’a hisse çıkardı. Oğlunu aldı Bayındır Han’ın divanına vardı, el öptü. 

Dedim Korkut Oğuznameyi düzdü, dua etti.

Yerli kara dağların yıkılmasın

Gölgeli koca ağacın kesilmesin

Allah’ın verdiği ümidin kesilmesin 

 Günahınızı adı güzel Muhammed’e bağışlasın hanım Hey !..196

Begil Oğlu Emre epizodunda Bahadır Han’a karşı çıkan Begil cezalandıran yapı ile yaptığının yerinde olmadığı ona gösterilir. Türkü Oğuz arasında müslümanlıkta geçerli bir durum olan ululemre itaat gereklidir. Eşi ona hatırlatır “Yiğidim Bey yiğidim, Padişahlar Tanrı’nın gölgesidir. Padişahına âsi olanın işi rast gelmez.” Begil baktı hatun kişinin aklı, sözü iyidir. Cins atını çektirip bindi, ava gitti. Avda bir boğayı boğazlayayım derken atın gemini yenemez ve uçuruma uçar, sağ oyluğu kayaya dokunur kırılır. “işte onun niyetinin  bozulması ile işi aksi gider, Tekur onun sakatlandığını duyunca saldırmak ister, oğlu Emre babasının maküs talihini cesareti ve Allah’a sığınmasıyla yener. Düşmanlar insanların zayfıladığını görünce saldırır. 

Bölümin üç kişisi vardır, Begil, Eşi ve oğul Emre’dir. Begil’in  oğlu ve hanımı tam karakterdirler, doğru sözlü , yanlışa taraftar olmazlar. Emre bahadır bir tiptir, babasını Tekür’ün saldırısından kurtarır, özellikle dua bahis içinde vaka örgösünün önemli temasıdır. Özellikle Tekür karşısında yenilmek üzereyken yaptığı dua  ile Allah’ın yardımına kavuşur, Allah Cebrail vasıtasıyla kırk er kadar kadar güç verir Emren’e o da galip gelir, babasının haysiyetini korur.  

Bir değişik vaka da Tekür’ün Emre’nin galibiyeti karşısında müslüman olmasıdır.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Kur’an’ın Kalbine Yolculuk”tan Alıntılar

Yasin Pişgin'in, "Kur’an’ın Kalbine Yolculuk” Kitabından Alıntılar Zamanı iyi fark et, bak nasıl zamanın içerisinde, …

Kapat