Ana Sayfa / Yazarlar / Roman Olarak Dede Korkut’tan, Kazan Bey Oğlu Uruz Bey’in Esir Olduğu Destan

Roman Olarak Dede Korkut’tan, Kazan Bey Oğlu Uruz Bey’in Esir Olduğu Destan

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Roman Olarak Dede Korkut

Kazan Bey Oğlu Uruz Bey’in Esir Olduğu Destan

Özet 

Ulaş Oğlu Kazan Bey otağında kardeşleri ve oğulları ile oturmaktadır. Oğlancığı Uruz’u görünce elini eline çaldı ve ağladı. Oğlu ağlamanın nedenini sordu. Oğlan ona şiirler cevap verdi, ağlama nedenini sordu. O da anlatır; ol altı yaşına geldin, bir gün ola düşeyim öleyim sen kalasın. Yay çekmetin ok atmadın, baş kesmedin, kan dökmedin, yarınki gün zaman dönüp ben ölüp sen kalınca  tacımı tahtımı sana vermezler diye ağladım. Oğlu Uruz ona cevap verir, hüneri oğul babadan mı görür, öğrenir, yoksa babalar oğuldan mı öğrenir, ne zaman sen beni alıp kâfir hudud boyunca çıkardın, kılıç çalıp baş kestin, ben senden ne gördüm ne öğreneyim. Baba bunun üzerine oğlunu alır ava gider, ona ok attığı yerleri, kılıç çalıp baş kestiği yerleri gösterir. 

Kazan oğlunu alır ava çıkar, birkaç gün beyler ile yer içerler, kafirin casusları bunları görüp gelip tekfüre anlatır. Kazan’ın oğlancığı ile sarhoş olup yatmaktadır. Kara elbiseli kafirler kazan üzerine dört nala yetişirler. Baba oğul bunların azgın dinli kafir olduğunu  tesbit eder. Oruz günü geldi redifli bir şiir söyler, büyük cins atının, ejder sivrisi mızrağının kara çelik öz kılıcının, demir elbisesinin, miğferlerinin  günü gelmiştir, onları kullanacaktır. Baba kazan kafirin özelliklerini anlatır. 

Baba düşmanın yaklaştığını görünce oğluna geri dönmesini, onları geri gönderir. Kendisi kafiri mağlub eder, evine döner. Oğlunu karşılamak için hazırlıklar yapar, fakat oğlu yoktur.

Oğlu Uruz aşka gelir ve düşmana saldırır, ancak başaramaz esir edilir.

Kazan Bey ‘e evde hanımı çıkışır, “iki vardın bir gelirsin yavrum hanı” der “Yalnız bir oğula Yarab noldu” söyler. “Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana” devam eder” Azgın dinli kafirlere, bir oğul tutturdunsa  söyle bana “Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim sana”

Kazan eşine “güzelim oğul gelse senden mi sorardım, korkma kaygılanma, avdadır. Avda kalan oğul için kaygılanma, yedi gün ben kazana mühlet ver, yerde ise oğulu çıkarayım, gökte ise indireyim”

Kazan, doksan tümen genç  Oğuzla yola düşer. Oğlunun esir olduğunu anlar. Kanlı Kar Derbend’inde kafir oturmuştur, Uruz’a kara çoban keçesi giydirmişlerdir. Babası gelince Uruz’un bağlarını çözerler. Uruz halini babasına anlatır, baba da ona konuşur. Sonunda Kazan arı sudan abdest alır, salavat getirir düşmana saldırır. Başaramaz onları mağlub etmeyi yaralanır yere düşer. Durumu farkeoe  Oğuz yiğitleri bir bir yetişirler. Onlarda arı sudan abdest alır, anmaz kılar saldırırlar. Tekfur yenilir, kafir kazar, üç yüz Oğuz şehit olur, Kazan oğlunu kurtarır.

Dede Korkut gelir, hatimeyi okur, dua eder.

Dua edeyim hânım

Yerli Kara dağın yıkılmasın

Gölgeli kaba ağacın kesilmesin

Taşkın akan güzel suyun kurumasın

Kanatlarının ucu kırılmasın

Kadir seni namerde muhtaç etmesin

Koşarken ak boz atın sendelemesin

Vuruşunca kara çelik öz kılıcın çentilmesin

Ahır sonu arı imandan ayırmasın

Ak alnında beş kelime dua kıldık kabul olsun

Derlesin toplasın

Günahınızı adı güzel Muhammed’e bağışlasın, hanım hey!121

Şahıslar

Birinci şahıs yine Dede Korkut’tur. Bahsin sonunda gelir konuyu hikmet ile bağlar ve dua eder.

Kazan Bey 

Birinci şahıs protogonist Ulaş Oğlu Kazan Bey’dir. Obanın geleneksel bir dostluk toplandısında karşısında duran oğlu Uruz’u görünce ağlar. Ağlamasının nedeni Uruz’un bir kahramanlık yapmamasıdır, soyunun ailesinin geleceği açısından bunu tehlikeli görür. Oğlu da kahramanlık baba tarafından öğretilir, böyle bir talimi olmadığını belirtir. Baba buna içerler, oğlu ile ava gider kahramanlık yaptığı yerleri gösterir. Orada bir süre eğlenirler yiyip içip eğlenirler, bunu gören kafir saldırır, Kazan bey onları püskürtür. Evine gider oğlunu göremez, hanımı oğlu ile gidip neden onsuz geldiğini sorgular, Kazan Bey’i. 

Kazan doksan tümen asker ile kafirin üstüne yürür, arı sudan abdest aldı, alnını yere koydu, namaz kıldı. Ağladı Kadir Tanrıdan dilek diledi, yüzünü yere sürdü, Muhammed’e salavat getirdi.Savaştı başaramadı, Oğuz yiğitleri yetişince Kara Göne, Kıyan Selçuk Oğlu Deli Dündar, Gaflet Koca Oğlu Şir Şemsettin, Beyrek, Bay Yigenek, Deli Dündar, sahabe Beğdüz Emen, saymakla bitmeyen beyler yetiştiler. Hepsi abdest aldı namaz kıldı adı Güzel Muhammed’e salavat getirdiler, bir kıyamet günü gibi savaş oldu. Kazan oğlunu kurtardı, eve döndüler, Dede Korkut geldi dua edip başarıyı kutladı. 

Kazan’ın Eşi, Han kızı boyu uzun Burla Hatun

Norm şahıstır, birinci şahsın etrafındadır onun rölünü genişletir, romanın hududunu açar, olay örgüsüne Kazan Bey’in oğlunu döndüğünde geri getirmemesiyle girer. Dede Korkut’da erkekler kahramanlık için yaşarlar ama merhamet, ilgi, diğergamlık gibi hasletleri çok yoktur. Kadınlar daha hassas, içten, daha gayretlidirler,

Dirse Han Oğlu Buğaç Han hikâyesinde ananın gayreti çocuğu tekrar hayata döndürür, beşeridir, derinliklidir. Babaya kalsa Buğaç Han yaşamazdı, ama ana dağa gider oğlunu bulur, yarasını tedavi eder, aileyi dağılmaktan kurtarır.

Burla Hatun, Kazan eve gelince “oğlancığımın ilk avıdır, kanlı oğuz beylerini davet edeyim, dedi. Han Kızı gördü ki Kazan geliyor, toparlanıp yerinden kalktı. Samur cübbesini üzerine aldı. Kazan’a karşı geldi. Göz kapağını kaldırdı, Kazan’ın yüzüne doğru baktı, sağ ile soluna göz gezdirdi, oğlancığını Uruz’u görmedi, kara bağrı sarsıldı, bütün yüreği oynadı kara süzme gözleri kan yaş doldu. Kazan’a söylemiş, görelim hanım ne söylemiş.

İki vardın bir gelirsin  yavrum hani

Bir beyim görünmez bağrım yanar

Asılan kayalardan Kazan oğlan uçurdun mu?

Olacak şeyleri tasarlar ona çıkışır

Ak elleri kollarından bağlattın mı 

Kafirin önünce yürüttün mü?

Dili damağı kuruyup dört yanına baktırdın mı?

Sam yelleri esmeden Kazan kulağım çınlıyor

Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana 

Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana110

Bu epizodun en önemli rolü bu hanıma aittir, sürekli konuşur, oğlunun gelmeyişini çeşitli cephelerden soruşturur.

Yine Kazan’a çıkışır.

Senin belin ölmüş

Üzengiyi toplamayan dizin ölmüş

Han kızı helalini tanımayan gözün ölmüş

Bunalmışsın sana nolmuş?119

Romanda çok yönlü tanıtılan psiklojisi şerhedilen odur, bölümü götüren de odur. Kocasının fonksiyonunu genişletir, oğlunu aramaya iter, olay örgüsü onunla boyut kazanır.

Kazan Beyin Oğlu Uruz

Üçüncü norm şahıstır. Babasına kendisine kahramanlık dersi vermediği için çıkışır, baba da onu alır ava çıkar, ama babanın yiğitlik damarı oğluna ihtiyaç duymaz, onu yalnız bırakır, o da bir kafir saldırısında esir düşer. Anne oğlunu görmeyince babayı eleştirir,

Babanın sorumsuz kahramanlık anlayışını anne eleştirir, onu oğlunu bulmaya iter. Esir olur, bölümün son kısmında Oğuz Beylerinin kavgaya dahil olmasıyla kurtulur. Oğuz Beylerinin kurtardığı Kazan son sahneyi sergiler. “Kazan oğlunun üzerine geldi. İndi elini çözdü, kucaklaşıp baba ile oğul görüştü. Üçyüz yiğit Oğuz’dan şehit oldu. 

Kazan oğlancığını kurtardı, geri döndü. Gaza mübarek ola, Oğuz Beyleri ganimet aldı.”120

Bölümde şahıslar içinde bir karakter portresi olan Burla Hatun’dur, kocasını hareke geçiren, oğlunu kurtaran onun analık ve sorumluluk duygusudur. Ne Kazan ne de oğlu bir varlık göstermişlerdir denemez.

Oğuz beyleri kısmi rolleri olan fon kişiliklerdir. Bahsin sonunda Uruz’un esaretine son verir, Kazan’ın ailesini sefaletten kurtarırlar.

Bölümün plotu konusunda elle tutulur bir karar vermek güç, cezalandıran yapıya girer, çünkü babanın yersiz kendine güveni, oğulun tecrübesizliği yapıyı sakat yapar. Amma anne yine bir başarı plotu yapısı ile  bölümü ayakta tutar. Romanın kahramanlık miti boyutu anneye uzanır, diğerlerinin böyle bir niteliği yok.

Point of-wiev, bakış açısında ya kaleme alan ya da Dede korkut tanrısal bakış açısı ile herşeyi gören bir perspektiften anlatır. Çevreye dikkat eden bir fon bakışı yoktur, o dönemler için bunu aramak beyhudedir. Yazar anlatıcının akabinde anlatımı yürüten kahramanların şiirli anlatımlarıdır, yazar bunları “der” kelimesi ile naklederse de sondaki kısmı kahraman ele alır ve canlı ve derinlikli, anlatır. Bunlar çok zaman ikili dialoglardır, canlı muhaverelerdir.

Beri gel Salur Beyi Salur güzelliği 

Başımın bahtı evimin tahtı 

Han babamın güveyisi 

Kadın anamın sevgisi 

Babamın anamın verdiği 

Göz açıp da gördüğüm 

Gönül verip sevdiğim 

Bey yiğidim Kazan 

Kalkarak yerinden doğruldun

Bu konuşmalar edebiyatımız açısından değerlidir, bir insanın hayatını çevreleyen bütün öğelerle konuşmalar gerçekleştirmek oldukça sanatlı bir hissetme, görme, anlatma perspektifidir.

Kara cins at, koca dağlar, büyük geyik, semiz et, karanlık gece, asılan kayalar, Talı Saz, kara dinli kafir, ak eller, dili damağı kurumak, kara göz. Bütün bunlar bir konuşma metninde fiile katılarak anlatılır. Bu bir başka türlü fon geliştirme becerisidir.

Vaka örgüsü, karmaşık ve düzensizdir, hem baba hem de oğul düşmanla, kafirlerle baş edemezler, bu da onların münferit hareketlerinden ileri gelir, Oğuz’un özelliği birlikte olmak, birlik olmaktır. Bunu ananın isyanı ve Oğuz beylerinin tutumu ortaya koyar onlar nerede bir olumsuzluk varsa onu düzeltmek için koşarlar. “Bu sırada Oğuz yiğitleri bir bir yetişti”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kıyamet Ne Zaman Kopacak?

Her yılın, kuzey yarımküresinde günlerin en kısa hale geldiği Aralık ayının 22. günü yaklaştıkça, Rabbimizi …

Kapat