Ana Sayfa / AİLE & SAĞLIK / Aile / Saadet sadelikte / Hüseyin Eren

Saadet sadelikte / Hüseyin Eren

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Saadet sadelikte

SADELİK SU GİBİ; HAYAT DOLU ve akıcı. Sade su olmazsa ne renklerin ritmi, ne de seslerin ahengi olur. Suyun sesi hayat bahşeder bir ahenkle duyguların derinliğine işliyor, ilham verici düşünceler sadelik denizinde doğuyor.

Güneş her gün sadelikle günü aydınlatıyor, bütün renkler o sadeliğin altından çıkıyor. Ya gecede ay? Yol gösteren yıldızlar… Sadeliğin göğe çakılmış sahici nakışları değil mi?

Yol gösterici büyük insanlar bize sadeliğin sahiciliğine çağırıyor. Açtıkları yol da öyle çok karmaşık değil; sade ol da gel diyorlar. Eşyada sadelik, alışkanlıklarda sadelik, düşüncede sadelik, duyguda sadelik, dimağda sadelik… Çok şey değil; az ama öz şey; varlığın künhü, hadiselerin hakikati, hikmetin rengi, gerçeğin sesi…

Eşya mezbeleliğine dönmüş evlerimiz, malumat yığına dönüşmüş zihinlerimiz, bilgi tortularıyla dolmuş dimağlarımız; ne sade güneşi görüyor, ne ayı, ne de yıldızları. Sokak lambalarına tatmin olmuşlukla çokluğun karanlığında yuvarlanıp gidiyoruz. Önünü gören yıldız böceği gibi misali soluksuz dolaşıyoruz sokaklarda.

Sadece başımızı kaldırıp sade güneşi, ayı, yıldızları bakmamız ve görmemiz yeterli; sadelik zirvelerine, zirve sadeliklere ulaşmak için. Sadece sade bal yapan arı; güneşe olan dostluğu ile bal hakikatini sunuyor. Hakikat balını elde etmek isteyenlere bundan daha sade bir yol var mı?

Sözde sadelik; sükûn konuşmak, gönülde sadelik; çöplük çokluğu söküp atmak, zihinde sadelik; düşünceyi birleştirmek, ruhta sadelik; zamanı ve mekânı evvel, ahir, zahir, batınla buluşturmak. Eşyada sadelik; kullanılmayanı atmak, ondan önce almamak.

Çokluğun karmaşası, sözün susmaz lakırdısı, bilgi bulanıklığı, eşya sıkışıklığı, bakış bayalığında ne güneşe, ne aya, ne de yıldızlara erişilir. Çokluğun toz dumanında oradan oraya savrulunur durulur. Eşya açlığı, bilgi obezitesi, konuşma çokluğuyla saadete erişilmez; saadet sadelikte, aya tutunmakta, güneşe yıldız yolla erişmekte.

Sokak lambaları altında çok konuşmakla değil, yakamoz atlara binip güneşe gülümsemekle gidilir sadelik ve saadete. Arı bu yolun piri. Sade yolu bulduğundan olsa gerek bütün çiçekler ona kucak açıyor. Yıldız böceğinin bal yaptığı görülmüş mü?

Sır değil saadet. Gönül ne kadar sade ise saadet o kadar yakın, içimizin içinde. Gülümseyen güneş, yol gösterici yıldızlar, ışık saçan ay hepsi orada.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Önceki yazıyı okuyun:
Bediüzzaman’ın Papaya mektup gönderme meselesi

Said Nursi’de dinlerarası diyalog var mı? Papaya mektup gönderdi mi? ​Metin Karabaşoğlu ile yapılan röportaj …

Kapat