Sadece Ona! / Ubeydullah GARİB

KABARCIK Ubeydullah GARİB

Sadece Ona!

Vaktiyle bir ilçenin, aynı zamanda ağa olan belediye başkanı, bir vesileyle ziyafet vermişti.

Yemeğe katılanlar 5 bin kişi civarında idi.

Davetli sayısına uygun sofralar serilmişti.

Bütün medya o yemekten söz etmişti.

Çünkü benzeri az görülen bir ziyafet, sıra dışı bir faaliyetti.

Verilen davet bir kereye mahsus kaldı.

Bir daha tekrarlanamadı. Tekrarlanamazdı.

Tekrarı hayli zordu.

Bir defaya mahsus söz konusu ziyafet, ilginç bir hatıra olarak hafızalarda kaldı.

 

Bu sabah ben de bir büyük ziyafete katıldım.

Davetli sayısı yaklaşık yedi milyar idi.

Yemek sadece bu sabaha mahsus değil…

Öğle vakti bir daha tekrarlanacak.

Akşamleyin yine davetliyiz; sofralar bir kez daha açılacak.

Aynı program yarın da tekrarlanacak.

Sonraki günlerde de devam edecek.

Bir gün olsun ara verilmeyecek…

Hiç kesilmeyecek…

 

Ziyafette ben yalnız başıma değilim. Bütün yakınlarım benimle birlikte.

Davet, ilk ceddimle başlamış.

Son neslime dek sürecek.

Elim altındakiler de ihmal edilmiyor:

Koyunlar, kuzular…

Davarlar, develer…

İnekler, mandalar…

Atlar, kediler…

Hepsinin ihtiyacı karşılanıyor.

Dünyamı şenlendiren başka yoldaşlar da dahil:

Bülbüller, kanaryalar…

Arılar, kelebek ve karıncalar…

Balinalar, balıklar…

Tavşanlar, leylekler…

Yaklaşık sekiz milyon türün hepsi… yavruları da beraber olmak üzere hepsinin ihtiyacı gideriliyor.

Dünyamı süsleyen her şey… Onlar da bir çeşit davetli:

Menekşeler, papatyalar…

Laleler, sümbüller…

Kuşkonmazlar, kardelenler…

Çamlar, çınarlar…

Onlar da ihmal edilmiyor.

 

Bir bahçede kaç çeşit ot vardır?

Bir baharda, kaç papatya çiçek açar?

Kaç lale gülümser?

Kaç menekşe tebessüm eder?..

Hepsi davetli…

 

Bir ailede; biri sadece yumurta, bir diğeri yalnızca sebze yese; bir başkası sadece çorba içse… o aileye sofra hazırlamak işkenceye döner!

Ama bu ziyafette, herkese özel ikram var.

Her gün, herkese özgü sofra açılıyor.

Açık büfe…

İkramlar daima tazeleniyor; nerdeyse her haftaya mahsus farklı meyveler sunuluyor.

Her ay yepyeni tür sebzeler sofraya konuluyor…

 

Çok sevdiğim bir dostumu, gönül hoşluğuyla kaç hafta ağırlayabilirim?

En sevdiğim arkadaşımın misafirliğine kaç ay razı olurum?

Ben ise doğduğumdan beri misafirim…Hatta doğmadan önce başladı misafirliğim!

Şu ana kadar devam etti!

Ve ömrümün sonuna dek sürecek…

 

İşte ben böylesi bir Mihmandarın misafiriyim.

Böylesi bir Cömertin davetindeyim.

 

Sonsuz minnet…

Sonsuz teşekkür…

Sonsuz sena…

Sadece Ona!..