KISA VE ÖZ (NE DEDİLER?)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

ÂLİMLER, AYDINLAR BEDİÜZAMAN SAİD NURSİ İÇİN NE NELER SÖYLEDİLER?

Doç.Dr. Ahmet Abdurrahim ES-SAYİH/Katar Üniversitesi – KATAR

Bediüzzaman, iman hakikatlerini en parlak delillerle ispat etmiştir. Risale-i Nur Müslümanları bu hakikatlere götüren yolda birer irşat meşalesidir

***

Ahmet KABAKLI

Bediüzzaman Hazretleri bence son devir Türkiye’sinin ve İslam âleminin yetiştirdiği en seçkin ve seçkin din ulularından biridir. Risale-i Nur ise Kur’an-ı Kerim’in çağımıza en uygun en değerli yorumu, tefsiri ve ifadesidir.

***

Ali Fuat BAŞGİL

Üstadın ilmine hayranım. Bizim Tahsil Ettiğimiz ilimle, Üstadın ilmi mukayese edilemez. Üstada Cenab-ı Hak öyle bir ilim nasib etmiş ki; umman gibi, aştıkça kabarıyor. Bir deniz ki içine girdikçe giriliyor. Bundaki ilmin ucu bucağı yoktur. Diğer eserleri, ilimleri müstesna, yalnız Türkiye’de Osmanlı lisanını muhafaza ettiği kâfidir. Çünkü onun eserleri aynı zamanda Osmanlı lisanını muhafaza ediyor “

Nurculuğu itham etmek, İslamiyet’i itham etmektir. Tetkikime göre Nurculuk bir mezhep, bir tarikat değildir. Kur’an-Kerim’in ve hadislerin Tefsiri mahiyetindedir. Dili biraz eski olmakla beraber kuvvetli bir iman ve ahlak telkin etmektedir.

***

Doç. Dr Bilal KUŞPINAR Uluslararası İslâm Düşüncesi ve Medeniyeti Ens. – MALEZYA

Bediüzzaman Said Nursi, İslami çalışmaların dilden felsefe ve mistisizme kadar uzanan hemen hemen tüm konularına vakıf önde gelen ilim ehlinden biriydi.

***

Cemil MERİÇ

“Üstad Bediüzzaman‘ın eserlerini şayet ilk gençlik yıllarımda tanımış, okumuş olsaydım, büyük ihtimalle gözlerimi bu kadar erken yaşlarda kaybetmezdim… Önce Batı’ya yönelerek peşine düştüğüm hakikati, yine Doğu’da buldum. Doğu’da ise, en parlak yıldız olarak Said Nursî’yi tanıdım… Tanzimat’tan bu yana, İslâm tefekkürünü temsil makamında, bir tek onu tanıdım. Başka hiçbir şahsiyet, bu makamı dolduramıyor, hakkını veremiyor.”

***

Cemil MERİÇ

“87 senelik ömründe eserlerine nasıl başlamışsa öyle de bitirmiştir. Hiçbir dünya büyüğüne dalkavukluk yapmamıştır. Bu bizim memlekette büyük bir fazilettir. Cemiyette hemen herkes anadan doğma bir dalkavuk olmuş… Said Nursî bir kavga adamı. Yalçın bir irade, taviz vermeyen bir mizaç… Yakın tarihimiz tek bir mücahid tanımıştır, o da Said Nursi’dir… Ben Müslüman mütefekkir deyince, celâdetiyle, cihadetiyle, onu tanıdım, başka tanımadım….

***

Dr Colin TURNER /Durham Üniversitesi – İNGİLTERE

“Risale-i Nur’u tanımadan önce Müslüman’dım, fakat mümin değildim” diyebilirim.

Risale-i Nur’un inkılâbı zihinlerde, kalplerde, ruhlarda ve nefislerde inkılâptır. Bu bir İslâm devrimi değil, iman inkılâbıdır. Kur’an’ı Peygamberimizin (SAV) murat ettiği gibi tefsir eden, modern insana musallat olmuş son derece tehlikeli ve gerçek hastalıkları teşhis ederek çare sunan, kendi kendine yeterli ve şümullü yegane İslami eser Risale-i Nur’dur. Kur’an’ın nuruyla kâinatı aydınlatan Risale-i Nur gibi bir eser görmezlikten gelinemez.

Risale-i Nur, Kur’an hazinelerinin çağımıza bakan bir tefsiridir. Eğer Kur’an’ı kainat için bir rehber kitap olarak anlayabiliyorsak, Risale-i Nur da Kur’an için bir rehberdir. Risale-i Nur ise ne bir milletin, ne birkaç ferdin malı değildir. O, insanlığa, Rabb’inin ilhâmına mazhar ihlâslı bir zattan bir mesajdır ve dolayısıyla hepimize aittir.

***

Dücane CÜNDİOĞLU

“Risale-i Nur, kendi suretiyle, kendi hakikatiyle muhterem ve muhteşemdir”

***

Elmalılı Hamdi YAZIR

Risâle-i Nur eserleri, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriften ilham alınarak, bir takım esrarı ilmiye ve hikemiyenin izahları yapılmış, küçük ve büyük insan kitlelerini gafletten ikaz, fikrî ve şehevanî dalâletten, su-i i’tikad ve su-i ahlâk girivelerinden kurtarmak, vatandaşları İslâmî itikad ve ibadetlerin ifasına, Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebeviyeye ittibaa teşvik ve tergip eden ifadelerden ibarettir.

***
Bediüzzaman berrak sular gibi temiz bir vicdana, çok güzel bir ruha sahip bir zat idi. İstanbul’un alimlerinin gözü öyle bir alim görmemiştir

***

Hacı Mustafa KURUCU (Veyiszâde)

Osman Aydın anlatıyor: “Konya’ya İmam Hatibe vermeye gidince, Hacı Veyiszâde Mustafa Efendiyi ziyaret ederdim ders. Her ziyarete gidişte bu zat ayağa kalkar, çok hürmet ederdi. Ben bu durumdan çok mahçup olurdum. Bana, ‘Ben sana ayağa kalkmıyorum. O Koca sultana ayağa kalkıyorum. Sen o Sultanın yanından geliyorsun ya, işte onun için ayağa kalkıyorum ‘derdi.

***

Hasan Basri ÇANTAY

Bizler Üstadın sayesinde müellif olduk. Bizler korkumuzdan ne eser yazabiliyorduk ve ne de kimseye anlatabiliyorduk. Üstad Hazretleri Risale-i Nurları te’lif etmeye başladı; hem Türkiye’de okuma çığırı açtı, hem de hapishanelerde dayak, kelepçe, açlık, onu zulme tahammül etti susuzluk. Fakat onun ihlası, onun şefkati, onun merhameti, onun tevazuu, onun şecaati ve her şeye galip geldi kahramanlığı.

***

Hasan Fehmi BAŞOĞLU /Eski Diyanet İşleri Başkanı

Ben Meşrutiyette Fatih medresesinde okurken, Bediüzzaman Hazretlerinin İstanbul’a gelip, bir Handa yerleştiğini, hatta odanin kapısında”burada her müşkül hallolur, her meseleye cevap verilir. Fakat sual sorulmaz”diye levha astığını işittim. Bu hale bir türlü akıl erdiremedim. Bediüzzaman hakkında sitayişkâr sözleri mübalağa kabul ediyordum. Ulema ve Talebe gruplarının kendisini ziyaret ve hayranlıklarını işitince tevali eden tavsiyeler üzerine bende de bir ziyaret arzusu uyandı. Kat’i karar verdim ki; en güç ve en ince meselelerden sualler tertip edip sorayım. Ben de o zaman medresenin ileri gelenlerinden sayılıyordum. Nihayet bir gece en müşkül ilm-i kelam meselelerinden gayet derin ve birkaç kitapla ancak izah ne ifade edilebilen birkaç mevzu seçtim, ziyaretine gittim. Suallerimi tevcih ettim. Aldığım cevaplar çok harika ve açıp olmuştu. Aynen benim hazırladığım tarzda, sanki akşam beraber imişiz ve kitaplara beraber bakıyormuşuz gibi cevaplar verdi. Ben tam tatmin oldum. Ve bizzat anladım ki; onun ilmi, bizimki gibi kesbi değil, “vehbΔ idi.

***

Hüseyin ASUR /Yayıncı, Gazeteci, Yazar – MISIR

Said Nursi, gerçeklere susamış akıl ve kalplere mükemmel bir tefekkür turu takdim eder. Bediüzzaman’ın yüz otuza ulaşan eserleri yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her tarafına büyük bir hizmet görmektedir. Bediüzzaman, Asrın ruhunu kavramış, İslâmiyet’in stratejik müdafaa üslûbunu kullanmıştır

***

Prof Dr Mehmet S. AYDIN/Dokuz Eylül Üniversitesi 

Said Nursi “Masum hayvanların teellümleri ile dahi elemlenen” bir insandır. Görebildiğim kadariyla İslâm düşünce tarihinde belki de hiçbir eser, Risale-i Nur kadar alemin “estetik boyutu” ile, dolayısıyla da din felsefesinin “estetik delil” diye adlandırdığı delil ile yakından ilgilenmemiştir. /

***

Prof Dr Mim Kemal ÖKE

Ben batıyı, İslâm alemi içerisinde, kendi muasırları arasında Bediüzzaman kadar iyi görmüş bir düşünüre rastlamadım. Risale-i Nur, Müslümanları bilgi çağına hazırlıyor

***
Necip Fazıl KISAKÜREK

Tesiri yakıcı ve telkini işleyici bir zat olan Bediüzzaman, kendi yaşında bulunanların ve neslinden olanların uyuşukluğu içinde bir kimse değildir. gördüğünü yakıyor. ne güzel vasıf … elini uzattığını bağlıyor ve dairesini genişletiyor. gerçek mücadele ve mücahede karakterine sahip olan bu zatın gittikçe yayılan fikirleri de elbette boşa gitmeyeceği için, son demlerinin büyük bir kısmını zindanda ve hiç değilse, göz hapsinde geçiriyor.
(Vehbi VAKKASOĞLU-Başkasının Günahına Ağlayan Adam’dan)

***

Nurettin TOPÇU

Çok mert ve cesur bir hali vardı. Cesareti, kerameti pek çoktur, saymakla bitmez. Sonra zekâsının buluşları fevkalâdedir. Musibetlere sabırla razı olmuştu … Kendini Allah’a vermişti … Zaten o eserler hep o hallerin mahsulüdür. Bütün Denizli’de onun zevki ve şevki vardı. Dost-düşman ona hayrandı. Denizli’nin gecesi, gündüz olmuştu … Fethetmişti o Denizli’yi, Onun ruh ve aşk tarafına ulaşılamaz. Onun Allah’a yakınlığı bambaşkadır. O yakınlık bir lütf-u İlâhidirSabrı, inzivası, Şükrü bambaşkadır. para nedir bilmez, dünyagözüne görünmezdi. Böyle zatlara pratik bir maksat gözeterek gitmek, onları rahatsız eder. Ruh ve gönül sultanlarına dünyevî basit çıkarlar için müracaat etmek cinayettir, müthiş bir haksızlık ve anlayışsızlıktır …

***

Orhan Seyfi ORHON

Nurcu lideri, politikacı değil, bir din mürşidi, bir ahlâkçıydı. Üzerinde durduğu fikirlerle iktidarı aramıyordu. Vicdanları tasfiye eylemeğe çalışıyor, dinin tarif ettiği mükemmel insanı arıyordu. 

***
Osman Nuri Efendi /

Eski Alay Müftüsü

Üstad acaip bir insan. Sizler Risale-i Nur’u anlayarak okuyun. Ben eserlerinin hepsini mütalaa edemedim. Fakat çok kitaplarını tetebbu ettim. Hususan işte görüyorsunuz. Fevzi Çakmak’la her gün Beraberiz. Çeşitli mevzuları, hatta dünya ahvalini görüşüyoruz. Sizin Üstadınızda öyle bir deha, öyle bir kabiliyet var ki, dünyadaki devletlerin siyaseti Üstada verilse hepsini idare edebilecek bir kabiliyet var. Ben öyle görüyorum ve hakikaten de öyledir.

***

Ömer Nasuhi BİLMEN
“…biz müellifiz. Bir mevzuu araştırır, o husustaki bilgileri toplar, bir nizam içinde düzenler, yazarız. Fakat Bediüzzaman böyle değildir. O, ilhama mazhardır. Onun kulağına yukarıdan fısıldayan var. Biz ise, kendi emeğimizin mahsulünü, derleyip toplayıp yazıyoruz. Bu sebeple, bizimki böyle olur, onun ki de öyle olur.”
……
Bediüzzaman ile Dar’ül Hikmet-ül İslamiye’de iken tanışmıştım. Bütün İstanbul ulemasının takdirlerini kazanmıştı. Ben bizzat birkaç kez sohbetinde bulundum. O dönemde yazdığı bütün makalelerini okudum. Fikirlerinde fevkalade bir tesir vardı. Telif ettiği eserlerden yalnızca Sözler isimli eserini mütalaa ettim, harikulade bir eserdi. Doğrusu ilm-i kelamda bir tecdit hareketi yaptı. İmanın bütün rükünlerini kemal-i vuzuhla ortaya koydu

Cenab-ı Hak bu millet-i İslamiyeyi sahipsiz bırakmamıştır. Her asırda büyük müçtehitler, mücedditler ve mürşitler göndermiştir. Bediüzzaman da o zatlardan birisidir. O, cebir ve kuvvetin, zulüm ve tahakkümün hüküm ferma olduğu bu devirde gönderilmiştir.

Onun eserleri, ileride İslâm dünyasında tek mehaz olacak değerdedir..

****

Sezai KARAKOÇ
—-
Risale-i Nur’un, son derece etkili bir sesi ve üslûbu vardır. Bir bakıma, R. Nur ‘un tek insandan aydın insana kadar büyük bir kütleyi yeniden İslâm kültürü ve inancıyla eğittiğini, adeta, Anadolu’da yeni bir kültür akımı doğurduğunu ve bir kültür savaşına giriştiğini görmemek mümkün değildir.


“…Ey Said! Kitabeni yazmak kudretinde değilim. Eğer bu ödev bana verilseydi, ne yazık ki ben, senin kitâbene yaraşacak bir cümle bile yazmaktan âciz kalırdım…”

***

Şerif MARDİN

.. En önemli nokta Said Nursi’de benim gördüğüm, bu kişilerin aydın seviyesinde yaymaya çalıştıkları bir görüşün veya yeni açılan kapıların halka mal edilme çabasıdır ki bu bence orijinalliğin tam odak noktasıdır.

***

Bediüzzaman’ın sosyolojik derinliği ve başarısı, İslam’ın zengin dini ve kültürel dağarcığını anlamış olmasında toplanır. Bediüzzaman’ı bir biyografi konusu olarak seçmiş olmam, İslami düşüncesinin geniş boyutları için olduğu kadar bu dünya problemini başkalarından önce anlamış olmasıdır

***

Taha AKYOL

Gazâlî’yi kendi çağının, Bediüzzaman’ı da bu çağın “hüccet-ül İslâm”ı olarak görüyorum.

***

Wolf D. Ahmet ARIES /Paderborn Üniversitesi – ALMANYA

Said Nursi’nin mücahedesini gelecekte de muhafaza etmek için, gelecek nesillerin onun eserini devam ettirmeleri zaruridir. Bediüzzaman Said Nursi, bizatihi, yalnız yaşadığı dönemin meydan okumalarına karşı değil, aynı zamanda müstakbel meydan okumalara karşı da İslami bir cevap hükmündedir.


Diğer yazıları okumak için tıklayınız
>>>

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Asrın Tefsiri Risâle-i Nur

Mülâkat: Züleyha ÖZDEMİR Risâle-i Nur’daki her hakikat hem akla, hem kalbe, hem de ruha hitap …

Önceki yazıyı okuyun:
HALİDE NUSRET ZORLUTUNA

HALİDE NUSRET ZORLUTUNA Nur!.. Ne güzel kelime! Mânâsı kadar söylenişi de güzel, tatlı, ahenkli!.. Nursuz …

Kapat