Ana Sayfa / Yazarlar / Şairler ve Edipler Diyarı Kastamonu / Hamdi NALBANT

Şairler ve Edipler Diyarı Kastamonu / Hamdi NALBANT

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

     Evliyalar diyarı ve şehitler diyarı olarak anılan Kastamonu, aynı zamanda bir şairler ve edipler diyarıdır. Bölge, fethiyle beraber Anadolu’nun en önemli siyasî merkezlerinden biri olmasının yanısıra ilim, sanat ve edebiyatta da önde gelen merkezlerden biri olmuştur.

12. asır sonlarından itibaren burada hüküm sürmeye başlayan Emir Hüsameddin Çoban’la birlikte Kastamonu, ilmî ve edebî faaliyetlere de sahne olmaya başlamıştır. Dönemin tarihçilerinin “devamlı gazâ ile meşgul” diye niteledikleri Emir Çoban, imar ve kültür faaliyetleriyle de yakından ilgilenmiştir. Onun döneminden sonra da Çobanoğulları emirleri, âlim ve sanatkârları desteklemişler ve bu destek, Moğol istilasının İslâm âlemine yaşattığı zor dönemde Orta Asya, İran ve Irak taraflarından pek çok ilim adamı, irfan ehli, mütefekkir ve sanatkârların Kastamonu’ya gelmesini sağlamıştır. Bu dönemde Çobanoğulları beyleri adına eserler yazılmıştır. Bu konuda Muzaffereddin Yavlak Arslan öne çıkmaktadır, adına en çok eser yazılan odur. Yazımızın konusu edip ve şairlerle ilgili olmasına rağmen devrin en önemli âlimlerinden Kutbüddin-i Şirâzî’nin Kastamonu’da yazdığı ve Muzaffereddin Yavlak Arslan’a ithaf ettiği İhtiyârât-ı Muzafferî adlı astronomi eserini belirtmeden geçemeyeceğiz. Yine onun adına birçok eser kaleme alan bir âlim de İran’dan Kastamonu’ya gelen Hasan b. Abdülmü’min el-Hôyî’dir. Hayatının en verimli dönemini Kastamonu’da Muzaffereddin Yavlak Arslan’ın yanında geçiren ve bu dönemde pek çok eser kaleme alan bu âlim, kaynaklarda “Muzafferî” nisbesiyle anılmaktadır. Eserlerinde Muzaffereddin Yavlak Arslan’ı “büyük Hüdâvendigâr hazretleri, cihan melikü’l-ümerâlarının meliki”diye tanımlayan ve uzun ömürlü ve muzaffer olması için duada bulunan Abdülmü’min el-Hôyî’nin eserleri İran’da ilgi görmeye günümüzde de devam etmektedir.

Çobanoğullarından sonra hüküm süren Candaroğulları döneminde de Kastamonu, ilim ve irfan ehlinin yanısıra sanatkâr, edip ve şairlerin en önemli merkezlerinden olmaya devam etmiştir. Candaroğulları beylerinin de önde gelen vasıflarından birisi ilim ehli, sanatkâr ve edipleri himaye etmeleri olmuştur. Süleyman Paşa zamanında Kastamonu’ya uğrayan ünlü seyyah İbn Batuta, Süleyman Paşa’nın etrafında itibar sahibi âlimlerin bulunduğunu yazmaktadır. Candaroğulları beylerinin bu himayesi, adlarına pek çok eser yazılmasına sebep olmuştur. Candaroğulları beylerinden bu konuda öne çıkan İsmail Bey dönemi için Şakâiku’n-numâniyye’de şöyle denilmektedir: “Bu devirde meşhur olan hiçbir âlim yoktur ki İsmail Bey’in medresesine uğramamış olsun…”  Pek çok ilim dalında pek çok eserin yazıldığı bu dönem, edebiyat ve şiirde de velûd bir dönem olmuştur. İsmail Bey sarayına mensup edip ve şairler arasında Turabî, Acem Hâmîdî, Hâkî, Sinoplu Mehmed, Senâyî gibi daha birçoklarını saymak mümkündür.

Osmanlılar döneminde Kastamonu tam anlamıyla şairler ve edipler diyarı haline gelmiştir. Sanatkâr ve ediplerle alakası müsellem olan Sultan Fatih’in de desteğiyle özellikle sancak merkezlerinde edebiyat akademileri oluşmaya başlamıştı. Buralarda yeni edebî akımlar gelişiyor, şair ve edipler yetişiyordu. Bu dönemde Osmanlı Devleti’ne ilhak olan Kastamonu tam anlamıyla bir ilim, kültür ve edebiyat merkeziydi. Fatih’in oğlu Şehzade Cem, eğitim için sancak beyi olarak buraya gönderildi. Burada şairlerle özel olarak ilgilenen ve kendisi de Türk edebiyatının önemli şairlerinden olan Cem Sultan, aralarında Candaroğulları mirası pek çok şairin de bulunduğu şairleri etrafına toplamış ve bu şairler, Cem şairleri diye anılmışlardır.

Fethinden itibaren Türk edebiyatının önemli merkezlerinden biri olan Kastamonu’nun, Osmanlı Devleti zamanında da bu özelliği ön planda olmuş, Kastamonulu şairler, Şuara tezkirelerinde önemli bir yer işgal etmişlerdir. Bu konuda bir araştırma yapan hemşehrimiz Nail Tan, asırlara göre taksim ederek oluşturduğu listede 110 civarında Kastamonulu divan şairinin ismini sıralamıştır. Bu sayıya âşık tarzı şairlerini de eklediğimizde sayının bir hayli yükseleceği aşikârdır. Bununla beraber memleketi Kastamonu olmayıp, bu ilim ve kültür merkezine gelerek burada önemli eserler veren pek çok şair ve edipler de vardır. Bunların Kastamonu’ya gelmesinde idarecilerin bunlara sahip çıkmasının etkisi büyüktür. Ayrıca medrese, tekke ve esnaf teşkilatları da bunlarla ilgilenmiş ve desteklemişlerdir. Konu hakkında İbn Batuta’nın verdiği bilgi şöyledir: “Hicaz, Şam, Irak, Horasan ve Mısır gibi İslam dünyasının ilim açısından önde gelen yerlerinden gelen alimler, dervişler, gezginler ve şairler, Kastamonu’daki zaviyelerde günlerce ikamet etmekte, hamamlarda bedava yıkanmakta, çarşılardan istifade etmekte, nafaka olarak ekmek, et, tereyağı, pirinç pilavı ve helva almaktadır.” Yine onun verdiği bilgiye göre doyurulmak ve barındırılmakla bırakılmayan misafirlere, bir kat elbise ve üç yüz dirhem kadar da para veriliyordu. Evliya Çelebi de Kastamonu’nun şairlerini anlatarak pek çok Kastamonulu şair sayar ve onlardan övgüyle bahseder. İkinci Bayezid devri şairlerinden Sunî’yi anlatırken “Firdevsî eşarına nazîre-misal te’lifâtı ve pâk-zebân kasâyîdi var ve bir naat-ı şerîf etmiştir ki asla nazîre kabul etmez ” demiştir.

Sadece şiir ve edebiyatla uğraşan edip ve şairlerin yanısıra, hemen her kesimden âlim, devlet adamı, kadı, asker, hekim, tasavvuf erbabı, zanaatkâr, imam, müezzin, pehlivan, kadın- erkek pek çok şair ve edip çıkaran Kastamonu, Türk edebiyatında kemmiyet bakımından olduğu gibi keyfiyet itibarıyla da büyük öneme sahip olmuş, ona yön veren ve pek çok şairler yetiştiren büyük üstadlar çıkarmıştır.

Beylikler ve Osmanlı Devleti zamanlarında olduğu gibi cumhuriyet sonrasında da Kastamonu, çıkardığı şair ve edipler açısından müstesna mevkiini sürdürmüştür. Bu şairler ve edipler arasında Orhan Şaik Gökyay, Rıfat Ilgaz, Behçet Necatigil, İhsan Ozanoğlu, Oğuz Atay, Âşık Yorgansız Hakkı, Baharzâde Ferîde Hanım, Sofuzâde Mehmet Tevfik, İbeç Hâfız Hasan Çevik, Abdulkerim Abdulkadiroğlu gibi meşhur isimler sayılabilir. Ayrıca Kastamonulu olmamakla birlikte burada yaşayan, eğitim gören ve eserler veren Arif Nihat Asya, Siyami Özel gibi önde gelen birçok şair de mevcuttur.

Günümüzde de Kastamonulu veya burada yaşamış, eğitim görmüş pek çok şair ve edip sayılabilir. Fazıl Bayraktar, Nail Tan, Mehmet Sayan, Tahsin Şentürk, İbrahim Tenekeci, İbrahim Özgün, İsmail Kara, İsmail Esen Büyükdağ, Erdal Arslan, Adil Karagöz ve daha niceleri bu listeye eklenebilir. Belki de sadece Kastamonulu olmamız hasebiyledir ki biz de âcizane şiirler yazmaktayız.

Tarihi boyunca bir ilim ve kültür merkezi olan Kastamonu’nun edebiyat ve şiirde yaptığı işler, çıkardığı şair ve edipler böyle kısa yazılarla anlatılamayacak seviyededir. Ancak bu konuda da geçmişi böyle parlak olan Kastamonu, pek çok alanda olduğu gibi bu alanda da donuklaşmıştır. Biz, Kastamonu’nun az bir gayretle, Türkiye’nin önde gelen edebiyat ve özellikle şiir merkezlerinden biri olabileceği kanaatindeyiz. Bu konuda ilimizin, 2018 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti olması, kaçırılmaması gereken çok önemli bir fırsattır. Tarihi, edebiyat ve şiirde müstesna bir yere sahip olan kültür başkenti Kastamonu’nun bu vasfı ön plana çıkarılmalıdır. Örneğin, edebiyat ve şiir üzerine etkinlikler, konferanslar, dinletiler yapılabilir. Edipler ve şairler için akademi niteliğinde bir edebiyat evi açılarak, buraya usta edebiyatçı ve şairlerin katkı sağlaması teşvik edilebilir. Tarihimizdeki önemli edebiyat adamlarını anlatan eserler yazılarak bunların gerekirse ücretsiz dağıtımı gerçekleştirilebilir. Bu işler için Edebiyat Fakültemizin kıymetli hocalarıyla da görüşülmeli ve fikirlerine başvurulmalıdır.

Gönlümüzden geçen âcizane bir arzumuz da; Kastamonu şairleri tarafından yazılmış, “Türk Dünyası Kültür Başkenti Kastamonu’dan Kahraman Mehmetçiğimiz’e Kahramanlık Şiirleri Antolojisi” oluşturmaktır.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri Günümüzün hayat hızı ve anlayış tarzının getirdiği şeyler İslam’ın evrensel …

3 Yorumlar

  1. avatar

    Kastamonur’da yazan şair ve yazarlardan da bu listeye girebilecek olan isimler vardır belki de, diye düşünmeden edemedim. Bu değerli çalışmadan dolayı Hamdi Nalbant beyi tebrik ediyorum. Turk Dünyası Kultür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde günümüz şair ve yazarlarını bir araya getirecek bir çalışma yapmak çok yerinde olur diye düşünüyorum. Bir ‘şiir dinletisi’ etkinliği yapılabilir ve bu faaliyet, yerel ve ulusal medyada yansıtılarak Kastamonu’nun tanıtımına katkı sunulabilir.
    Selâm ve saygılar sunarım efendim.

    • Muhterem Hocam, gayet isabetli düşünmüşsünüz. Elbette çok değerli, yaşayan şair ve yazarlarımız var.
      İlgililere bunu hatırlatmak yerinde olur.

  2. avatar

    Sayın Şevket Özsoy Hocam teşekkür ediyorum. Elbette listeye eklenebilecek çok kıymetli pek çok şair ve edebiyatçımız mevcut. Şiirlerini beğeniyle takip ettiğimiz siz kıymetli hocamız da bu şairlerimizden birisiniz. Yazıda bahsedildiği ve sizin de buyurduğunuz gibi edebiyat alanında Kastamonu’da yapılabilecek pek çok şey var lakin Kültür başkenti olmanın bile bu konuda hiçbir etkisi yok ve küçük de olsa bir faaliyet söz konusu değil. Kültür başkentliğinden anladığımız kendin çal kendin oyna tarzında bir takım toplantılar ve birkaç konserden ibaret sanırım. Selamlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Efendimiz’in Hayatında Sıla-i Rahim

Yazar: M. Fatih Çakır Allah Teâlâ'nın son elçisi Efendimiz insanlığa rahmet için en üstün vasıflarla donanmış …

Kapat