Ana Sayfa / Yazarlar / Şakk-ı Kamer’in Tahkiki

Şakk-ı Kamer’in Tahkiki

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ay’ın ikiye bölünmesi, semavi bir tasdik ve bir mu’cize olarak gerçekleşti. Mütevatir rivayetlerle gelen bu mu’cizeyi kabul etmeyen inkarcı ateistler ve iman zaafı nedeniyle inkar edip imanını kaybedenler şu tahkikli izah karşısında belki insafa gelirler.
Evet, ay ikiye bölündüğünde bunun belli izleri kalmış olabilir veya mu’cize olarak aynen eski halini almış olabilir. Kudret-i ilahiden ve hikmet-i ilahiden her ikisi de beklenir.
Biz birinci ihtimali düşünerek nasıl bir iz veya izlerin kalmış olabileceğine bakalım.
İlk olarak; Ay’da bir çizgi olabilir. Yani Ay’ın etrafını saran uzun bir çizgi veya yarık, şakk-ı kameri isbat eder. Bununla ilgili bazı açıklamalar yapıldı. Sonradan bu olay ört bas edildi. Nasa’nın yayınladığı ay fotoğraflarına bakan kimse, buna benzer bir çizgiyi ilk bakışta farkeder.
Zafer Dergisi’nin Temmuz 1991 sayısında ortaya koyduğu bir delil, astronomi sahasında daha önceleri gözlerden saklanmıştır. Bu delil, İtalyan gök bilimci Cassini tarafından günümüzden tam 311 sene önce çizilmiş olan bir Ay haritasıdır. Bu haritada, dünyamızdan görülen Ay yüzeyinin tamamını kuşatan ve cetvelle çizilmiş gibi muntazam olan bir çizginin varlığı, son derece açık ve net olarak görülmektedir.
İkinci olarak; bir gezegen veya bir gezegenin uydusu uzayda yörüngesinde hareket ederken ikiye ayrılsa ve tekrar birleşse bu şekilde ikiye ayrılan gezegen, içinde ve çekirdeğinde bulunan mayi mağma tabakasını uzaya döker. Tekrar parçalar birleştiğinde bunun kaçınılmaz sonucu olarak içinde boşluk oluşur. Bölünmeden önce ayın dönmesi durur. Fakat dünya ile birlikte olan hareketi devam eder. Bölününce içindeki sıvıyı uzaya bırakır. Bu durumda çekirdeğindeki yoğunluğun, diğer gök cisimlerine göre çok daha az olacağı aşikardır. İçi boş olduğu için dönerken gong sesi gibi bir ses çıkaracaktır.
Bilim adamları bu konuda şöyle diyor:
-Ay’ın içinin yoğunluğu yüzeyinden farklıdır. Ardından şu ihtimali dile getiriyorlar: “Ay’ın içi boş olabilir?” Bu söz üzerine Ay’ın yapay uydu olduğu ve uzaylılar ve UFO yorumları başlıyor. Kimse şakk-ı kamer demiyor, diyemiyor veya bilmiyor.
-NASA’nın Lunar Prospector uzay aracı 1999 yılında Ay’ın çekirdeğinin, Ay’ın yoğunluğunun yaklaşık yüzde 2’si ile 4’ü arasında olduğunu tespit etti. Halbuki Dünya’nın çekirdeği, Dünya’nın yoğunluğunun yaklaşık yüzde 30’una denk geliyor.
-Ay çekirdeği volkanik faaliyetlere yol açacak kadar büyük ve sıcak değil. (Mayi mağma tabakasını uzaya döktüğü için.)
Yine bilim adamları şu açıklamayı yapıyorlar:
“Ay dev bir gong sesi çıkarmaktadır ve yörüngede dönerken titreşmektedir.”
Bu durum güneş sistemi içinde sadece Ay’da olan bir hususiyettir.
Üçüncüsü; bir gezegenin ikiye ayrılmadan önce kendi etrafındaki dönüşünün durdurulması gerekir. Yoksa ayrılan iki parça uzaya savrulur. Dönen bir topacı ikiye ayırmak isteyen, önce onu durdurur sonra ikiye ayırır. Bu mucize gerçekleşmeden önce ay diğer gezegenler gibi kendi etrafında dönüyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.) parmağını kaldırıp işaret edince ayın dönüşü durdu. İkiye ayrıldı. Sonra tekrar birleşti. Bu sefer ayın kendi etrafındaki dönüşü ile dünyanın etrafındaki dönüşü aynı sürede oldu. Yani 27,32 gün. Bu sebeble ayın bir yüzü o zamandan itibaren dünyadan görünmüyor. Ay’ın bu iki hareketi o kadar dakiktir ki, kendi etrafındaki dönüşü, dünya etrafındaki dönüşünden daha hızlı veya daha yavaş olsaydı, Ay’ın bütün yüzünü görebilirdik. Buna tesadüf diyen akıldan uzak kalır. Güneş sistemindeki gezegenler ve uydular arasında bu hususiyetlerin sadece ayda olması nasıl açıklanabilir? Bunlar apaçık bir şekilde şakk-ı kamerin izlerini gösteriyor.

*Nasa Ay’ın tuhaf bir şekilde asimetrik bir doğaya sahip oluşunu ve Dünya’ya yakın ve uzak olan bölgelerin birbirinden çok farklı oluşunu açıklayamıyor. Çünkü şakk-ı kamerden bihaber.

*Şakk-ı kameri isbat eden tarihi bir delil daha var: Asırlar önce yapılan bir heykel bu mucizeyi teyid ediyor. Hindistan’da bulunan bir heykel üzerinde “Ay’ın ikiye ayrıldığı sene yapılmıştır.” yazısının bulunması bu delillerden biridir. (bkz. Ömer Nasuhi Bilmen, Müvezzah İlm-i Kelam, 3. Baskı, s.161.)

*Şakk-ı Kameri gören, Hindistan sahillerindeki Malabar ülkesinde Çakravati Farmas adındaki kral Mekke’ye gelir. Hz. Peygamber ile görüşür. İslama girer. (Rasulullah Muhammed- M. Hamidullah 196. Sh.)

(Cevher İnci Altın) Abdullah ÖZTÜRK 

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Allahu Teala razı olsun, ilminizi arttırsın hocam.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kastamonu 1900’ler (Video)

https://youtu.be/aGTOjukzilU  

Kapat