Mehmet Nuri BİNGÖL |
ŞAM HUTBESİ VE BİZ
Bazı anlar olur ki hikayesi bile “suubet”e uçuruverir sizi, dudaklarınızla birlikte parmaklarınızı da “kitler”, düşünme melekenizi akamete uğratır.
Teravihi kılmış, dostlar meclisinde “ders”in ardından çayların gelmesini bekliyoruz.
Yaşadığımız muazzez ve mübarek gecelerden biri; “bin aydan hayırlı”, bir bakıma bir ömürden de bereketli “Kadir Gecesi”ndeyiz.
Meşrep değil- çünkü meşrep bir derece hususidir- “meslek” hayatımın yönünü çizmiş kıymetlerden biri olan “eczacı ağabey” erken çıkmış, Müslüm ve fakirin “medrese”yle şereflenmesinde emeği geçmiş “emekli edebiyat öğretmeni” ağabey ise, yörenin sayılı “Mele”lerinden Fethi Hoca’nın lisan bilgisi vasıtasıyla “Kürdi”den başka dil bilmeyen “Mele”ye sorduruyor, anlattırıyordu:
“- Rahmetlik hocasının, Üstad’la alakalı bir hatırası varmış. Bunu bize de aktarabilir mi?”
“Hocamın adı Muhammed Hüseyin Muhammed. Üstad’ı Şam mescidinde dinlemiş.”
“O da mı Türkçe bilmiyormuş?”
Diye gayr-ı ihtiyari sordum. Düşününce sualin yersizliğini kabul ettim.
“Talebesi bile ilim dili Arabi’yi seçmişse başka lisanla meşgul olabilir mi?”
Yine de cevap aldım.
“Hayır. Onun da, benim gibi anadili Kürtçe, ilim dili Arapça idi. Mescid-i Emevi minberine çıkan Said Kürdi’nin Arapça verdiği hutbeyi baştan sona kadar anlamış bu sebepten.”
“Kendileri, Şam Mescidi’nde imam olmadıkları halde, minbere nasıl çıkmış peki?”
“Çıkmamış, çıkarılmış. Cuma’dan önce cami avlusunda ya da imam odasında, Şam Emevi Camii imamı sormuş Üstad’a. ‘Osmanlı Devlet-i Aliyesinin bu perişan, izmihlale uğramış, ber-zemin olmuş hali ve Avrupa hakkında ne düşünmektesiniz?”
“Üstad ne karşılık vermiş ona?”
“Şunu demiş. Osmanlı bir Avrupa devletine hamiledir, Avrupa da bir İslam devletine… Günü geldiğinde ikisi de doğum yapacaklar.”
“İmam ne demiş bu cevaba.”
“Böyle derin tahlil sahibinin ilmini, cemaatın içinde yüzlerce alim bulunan bir topluluktan mahrum edemem.”
Diyerek minbere çıkmasını rica etmiş. Üstad da “alim” olmanın iktizası olarak kabul etmiş.
Hutbede neler mi söylenmiş?
Onu da bizahmet Hutbe-i Şamiye’den okuma zahmetine girelim. “Bir büyük”ün tavsiyesi de vesilemiz olsun.
Şahsımıza da elbet.
- Cemaat Değil Cemaattan Yana Olmak - 19 Eylül 2024
- Müzeden Ayasofya-yı Kebir’e… - 12 Eylül 2024
- Romancı Olmak – Olmamak – Olamamak - 25 Ağustos 2024
- Vâizler Neden “Etkisiz Eleman”? - 22 Ağustos 2024
- Nur Üstad ve Abdülhamid Meselesi - 11 Ağustos 2024
- Bahardan Sonra Yaz (Öykü) - 5 Ağustos 2024
- Sahabe Bir Sıfat; Hataları İse Ferdidir. - 4 Ağustos 2024
- İsmail Tohumu Fidana, Ardından Ağaca Duracaktır. - 31 Temmuz 2024
- Bazı Dikkatler-2 - 30 Temmuz 2024
- Adem-i Îtimat Meselesi - 29 Temmuz 2024